Haberler

Hsbc Türkiye Genel Müdürü Spurling Açıklaması

"Türk Lirası'ndaki değer kaybı ile ekonomideki büyüme oranı, müşteri ve işletmelerin güveni ve geniş çapta yabancı para yükümlülüğü bulunan Türk firmalarının bilançoları baskı altına girdi.

MURAT BİRİNCİ -  HSBC Türkiye Genel Müdürü Martin Spurling,  "Türk Lirası'ndaki değer kaybı ile ekonomideki büyüme oranı, müşteri ve işletmelerin güveni ve geniş çapta yabancı para yükümlülüğü bulunan Türk firmalarının bilançoları baskı altına girdi. Buna rağmen ülke ekonomisi şu ana kadar bu baskıları yönetmeyi başardı ve yönetmeye devam ediyor" dedi.

2013 yılı bankacılık sektörü gerçekleşmelerini, 2014 yılı dünya ve Türkiye ekonomisi ile bankacılık sektörüne ilişkin beklentilerini AA muhabirine değerlendiren Spurling, Türkiye'de bankacılık sektörünün 2013 yılındaki genel performansına farklı açılardan bakılması gerektiğini söyledi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, sektörün karının 2013 yılının sekiz ayında yıllık olarak yüzde 18,1 artış gösterdiğini ve toplam kredi hacminin yüzde 28,9 büyüdüğünü anımsatan Spurling, bu olumlu trendlerin yılın ilk yarısında hükümet desteği ve tüketici talebiyle yüzde 3,7 oranında gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) büyümesi kaydeden Türkiye ekonomisinin büyümesi ile de desteklendiğini ifade etti.

Spurling, bu rakamların 2013 yılının 4. çeyreğinde korunamayacağını öngörerek, "Zira son birkaç ayda Türkiye'deki bankaların özsermaye karlılığında ve genel olarak karlılıklarda ciddi düşüşler görmeye başladık bile. Hem piyasadaki koşullar hem de yasal düzenlemelerdeki değişiklikler nedeniyle bankacılık sektörünün faaliyet giderleri yükseliyor ve net faiz marjı daralıyor. Bu zorlukların 2014'te de sürmesi muhtemel" diye konuştu.

Daha geniş ölçekte ekonomiye bakıldığında Türkiye'nin cari açığının ülkenin zayıf noktası olmaya devam ettiğini belirten Spurling,  yaz aylarında ABD Merkez Bankası'nın (Fed) parasal genişlemeyi azaltacağı sinyalini vermesinden sonra Türk Lirası'nın değer kaybettiğini, bu gelişme ile ekonomideki büyüme oranı, müşteri ve işletmelerin güveni ve geniş çapta yabancı para yükümlülüğü bulunan Türk firmaları bilançolarının baskı altına girdiğini ifade etti. Spurling, buna rağmen ülke ekonomisinin şu ana kadar bu baskıları yönetmeyi başardığı ve yönetmeye devam ettiğini vurguladı.

Dünya bankacılık sektörüne ilişkin genel bir yorum yapmanın zor olduğunu belirten Spurling, bankaların halen 2007-2008 küresel finansal krizin etkilerini atlatmaya çalıştığına dikkati çekti.

Spurling, mevcut ortamda, birçok bankanın maliyet tasarrufu sağlamaya, kurumsal yönetişim modellerini iyileştirmeye ve ana ürün ve pazarlarında karlılık sağlamaya odaklanmış durumda olduğunu belirtti.

Bu dinamiğin ileriye dönük olarak da devam etmesini beklediğini ifade eden Spurling, "Yeni yasal sistemler şekillenirken yönetim aksiyonları özellikle önemli hale gelecek. ABD'deki bankalar sermaye yükümlülüklerinin arttığı bir ortamda kaldıraç oranını azaltarak iyi bir ilerleme kaydettiler. Avrupa bankaları ise halen varlıklarını azaltmakta ve bilançolarını agresif bir hızla düşürmekte. Bu süreçte, Türkiye'deki firmalar dahil, küresel çapta iş yapmak isteyen ve yabancı pazarları hedefleyen firmalar için sermaye bulmak zorlaşabilir. Buna rağmen, HSBC, dünya genelinde müşterilerini fırsatlarla buluşturma misyonuna ve geçmişteki faaliyetlerine paralel olarak, küresel işletmeleri desteklemeye hazır global bir banka olmayı sürdürecek" değerlendirmesini yaptı.

"Bankacılık sektörü için 2014 yılı zorlu bir yıl olacak"

2014 yılında bankacılık sektörüne ilişkin beklentilerini paylaşan Spurling, "2014 zorlu bir yıl olacak. Türk bankaları için öne çıkan iki zorluk; yeni faiz oranı seviyelerine ve yeni düzenleme ortamına adapte olmak"  dedi.

Faiz oranlarını 2013'ün mayıs ayında gerçekleşen tarihi düşük seviyelerle karşılaştırdıklarında yaklaşık 400 baz puan yükseliş gerçekleştiğini söyleyen Spurling, bu durumun çeşitli sonuçlar doğurduğunu dile getirdi.

Spurling, sektör bilançolarında büyük oranda vade uyumsuzlukları oluşması sonucu net faiz marjlarının daha fazla baskı altına girdiğini, satılmaya hazır menkul kıymet portföylerinde gerçeğe uygun değer kayıpları ve bunun Türk bankalarının sermaye pozisyonlarında önemli bir etkiye yol açtığını ifade etti.

Kredi talebinde potansiyel yavaşlama meydana geldiğine dikkati çeken Spurling, varlık kalitesinde potansiyel kötüleşmenin ve özellikle daha uzun vadelerde kredi büyümesinin mevduat büyümesini geçmeye devam etmesiyle likidite baskılarının arttığını aktardı.

Spurling, Türk bankalarının 2014 yılında kazançlarının, kredili mevduat hesapları ve ticari kredi kartlarında faiz oranlarının sınırlandırılmasından, kredi kartlarında genel karşılıklar ve risk ağırlıklarının artırılmasından, tüketici kredilerinde taksit sayılarının sınırlandırılmasından ve ücret ve komisyonlarda potansiyel sınırlamalar dahil olmak üzere yeni düzenlemelerden de etkileneceğini vurguladı.

Spurling, 2014 yılında nispeten daha düşük bir kredi büyümesi beklediklerini ifade etti.

Segmentasyon bakımından tüketici kredilerinden KOBİ ve ticari kredilere bir kayma olacaklarını öngören Spurling, "2014'ün ilk yarısında olması muhtemel varlıkların yukarı yönlü yeniden fiyatlandırılması ile net faiz marjı baskısı daha fazla hissedilecek. 2014'ün ikinci yarısında net faiz marjları daha iyi olacak. Bankalar aktif kalitelerinde bir miktar düşüş görebilirler ancak beklenen GSYH seviyesi ve işsizlik oranı stres seviyelerinde olmadığından bunun önemli düzeyde olmasını beklemiyoruz" dedi.

Martin Spurling, 2014'te sektörün karlılık seviyesini bir önceki yıla göre en azından aynı seviyede tutmak için çalışacağını belirterek, "Ancak makroekonomik koşulları ve düzenlemelere ilişkin zorlukları düşündüğümüzde bu zorlu bir süreç olacak" diye konuştu.

"Daha yavaş bir GSYH büyümesi ya da işsizlik oranının artması Türk bankaları için 2014'teki temel riskleri oluşturuyor"

2014 yılında bankacılık sektörü için muhtemel risklere değinen Spurling, düzenleme değişikliklerinin 2013'ün ikinci yarısında yürürlüğe girdiği için risklerin çoğunlukla makro risklerden oluştuğunu belirtti.

Spurling, şunları kaydetti:

"Daha yavaş bir GSYH büyümesi ya da işsizlik oranının artması Türk bankaları için 2014'teki temel riskleri oluşturuyor. Çünkü bu faktörler karlılık üzerinde ek baskılar yaratarak beklenenden daha fazla kredi kayıplarına yol açabilir. Buna ek olarak, küresel likidite ortamı (parasal genişleme, ABD'nin tahvil alımını azaltması, vb.) son derece önemli. Bu gelişmeler, yalnızca bankaların küresel piyasalarda kendilerini yeniden finanse etmeleri açısından değil, aynı zamanda yukarıda bahsettiğimiz nedenlerle önemli olan genel faiz oranı seviyesini belirlemek için de önemli olacak."

ABD Merkez Bankası'nın tahvil alım programını kademeli olarak azaltmaya başlaması ile beraber 2014 yılında likidite koşullarında biraz sıkılaşma, küresel risk iştahında da bir miktar bozulma olabileceğini söyleyen Spurling,  bu konjonktürde, cari açığı büyük olan ve uluslararası piyasalardan yüksek miktarlarda borç alması gereken ülkelerin daha da kırılgan olarak algılandığına dikkati çekti.

Türkiye ekonomisinin bu kırılganlığını azaltması için bir yeniden dengelenmeden geçmesi gerektiğine işaret eden Spurling, "Bu sebeple 2014 yılının başlarında para politikasının bir miktar daha  sıkıştırılacağını tahmin ediyoruz. Daha sıkı bir para politikası büyümenin biraz yavaşlamasına sebep olsa da, aynı zamanda Türkiye'nin yüksek cari açığını azaltmasına, hedefin üzerinde seyreden enflasyonunu düşürmesine, Türk Lirası'nın volatilitesinin azalmasına ve piyasada güven ortamının artmasına izin verecektir"

"Türkiye'nin 2014 yılında yüzde 3,1 büyümesini öngörüyouz"

Türkiye'nin 2014 yılı GSYH büyümesinin yüzde  3,1 seviyesinde olacağını öngören Spurling, ortalama enflasyon oranının yüzde 7, yıl sonu işsizlik oranının yüzde 10.5 olmasını ve yıl sonunda cari açığın GSYH'ya oranının yüzde 6,5 civarında olacağını tahmin etti.

Dünya ekonomisinin 2014 yılında nasıl geçeceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Spurling, özellikle Avrupa'da, AB ülkelerinin, kredi akışlarını kolaylaştırmayı ve kıtadaki finansal riskleri azaltmayı hedefleyen bir bankalar birliği kurulması yönünde nasıl bir ilerleme kaydedeceklerini görmenin ilginç olacağını vurguladı.

Gelecek yıl Avro Bölgesi'ndeki büyümenin daha da iyileşeceğine dair bazı işaretler gördüklerinin dile getiren Spurling, "Bu da, kredi talebinde artışa ve nakit sahibi firmaların yatırım yapmasına olanak tanıyacağı için bankalara fayda sağlayacaktır. Bununla birlikte toparlanma yavaş gerçekleşiyor ve faiz oranları öngörülebilir gelecekte düşük kalmayı sürdürecek" dedi.

2014 ve sonrasında, küresel dış ticaret faaliyetleri gösteren bankaların, özellikle hızlı büyüyen Asya pazarlarını birbirine bağlayan Güney-Güney koridorları dahil, en hızlı büyüyen uluslararası ticaret koridorlarını hedeflemeyi sürdüreceğini ifade eden Spurling, daha iyi ürünler geliştirerek, yeni dijital ve veri odaklı teknolojilere yatırım yaparak müşteri deneyimini iyileştirmenin dünya genelindeki bankalar için kritik olacağını söyledi.

"2020 yılında, Türkiye'nin ihracat yaptığı ilk dört pazar arasında Fransa ve ABD'nin yerini Çin ve Suudi Arabistan'ın almasını öngörüyoruz"

HSBC Türkiye Genel Müdürü Martin Spurling, 2013 yılının zorlukları olan bir yıl olduğunu ancak HSBC Türkiye olarak iç sistemlerini daha üst seviyeye çıkararak, yeni iş ortaklıkları kurarak ve uzun vadeli yatırım programları kapsamında yeni ürünleri ve hizmetleri hayata geçirerek ilerlediklerini söyledi.

Uluslararası pazarlardaki fırsatları değerlendirmeyi ve uluslararası ticaretini artırmayı hedefleyen Türk şirketleri için sundukları "Uluslararası Büyüme Desteği" paketlerine çok güçlü talep geldiğini ifade eden Spurling, stratejik hedeflerini "Türkiye'nin öncü uluslararası bankası olmak" şeklinde açıkladı.

Türkiye'deki dış ticareti desteklemeyi ve özellikle Asya, Afrika ve Ortadoğu'daki hızlı büyüyen ekonomiler ile ticaretini artırmasına destek olmayı hedeflediklerini dile getiren Spurling,  "2020 yılında, Türkiye'nin ihracat yaptığı ilk dört pazar arasında Fransa ve ABD'nin yerini Çin ve Suudi Arabistan'ın almasını öngörüyoruz. Türkiye'nin son derece iyi konumlandığı küresel Yuan ticareti konusunda, HSBC altı kıtada Yuan cinsinden işlem yapan ilk bankadır. HSBC, Çin'in öncü uluslararası bankası olarak 50'nin üzerinde ülkede Yuan cinsinden işlem gerçekleştirdi" değerlendirmesini yaptı. - İstanbul

Kaynak: AA / Ekonomi

Çin Halk Cumhuriyeti Merkez Bankası Türkiye Hsbc Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title