Haberler

Bu Normal Bir Ticaret Değil'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, "İki ayda İran'a 51,5 ton altın gönderildiği, her ay bir tır dolusu altının İran'a gittiği anlaşılıyor. Bu, normal bir ticaret değildir. Hükümet bunun arkasında ne olduğunu biran önce açıklamalıdır" dedi.

Öztrak, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, başta uçağımızın düşürülmesi ve şehitlerimiz olmak üzere güncel olaylarla birlikte, ulusal ve uluslar arası alanda ekonomik gelişmeleri şöyle değerlendirdi.

· Bu hafta içinde de terör kirli yüzünü göstermeye devam etti. 26 Haziran'da Jandarma Er Hakan Köçer'i Hakkâri' de, bundan bir gün sonra ise Piyade Uzman Çavuş Mesut Güney, Piyade Onbaşı Mehmet Kıran, Piyade Er Mehmet Yıldız ve Piyade Er Mustafa Aydın ise Siirt'te gözlerini kan bürümüş teröristlerce şehit edildiler. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, tüm milletimize başsağlığı ve sabır diliyorum. Yine 22 Haziran'da düşen uçağımızla birlikte kayıp olan pilotlarımızın sağ ve salim olarak ailelerine, sevenlerine biran önce kavuşmasını diliyorum.

· Güney doğu sınırlarımızda jeopolitik tansiyon giderek artıyor. Bir uçağımızın Suriye tarafından düşürülmesiyle yeni bir sürece girdik.

· Diğer taraftan küresel ekonomi halen oldukça hassas bir dengede gidiyor. AB liderleri toplantı üstüne toplantı yapıyor. Dün başlayan ve bugün de devam eden liderler toplantısından çıkan ara kararların piyasalar üzerindeki etkileri olumlu görülüyor. Ancak piyasalar yeni riskleri keşfetmekte çok gecikmeyeceklerdir. Böyle bir dönemde ülkemizi de içine alan politik risklerin ekonomi üzerinde ne tür etkileri olacak, Türkiye ekonomisi hangi kanallardan nasıl etkilenecek?

· Suriye sınırında artan gerginliğin ekonomi üzerinde başta dış ticaret-turizm, güven-beklenti ve sermaye kanalları olmak üzere farklı kanallardan etkisi olması kaçınılmazdır.

· Krizin Suriye'yle olan dış ticarete etkisini görmeye başladık. 2011'de bu ülkeye yapılan toplam ihracat 1,6 milyar dolardı. Bu yılın ilk dört ayına baktığımızda Suriye'ye yapılan ihracatın, geçen yılın aynı dönemine göre, % 62 gerilediğini ve 220,6 milyon dolara indiğini görüyoruz. İlk dört ayda bu ülkeden yapılan ithalat ise sadece 28,5 milyon dolar. Sınır ticaretinin bitme noktasında olduğunu milletvekili arkadaşlarımızın bölgede yaptığı araştırmalardan ve başta Gaziantep olmak üzere bölge illerinden gelen şikâyetlerden anlıyoruz.

· Yine sınır bölgesindeki illerimizin ekonomisi başta olmak üzere tüm ekonomiyi etkileyecek diğer bir kanal ise turizm. 2011 yılında Suriye'den ülkemize gelen ziyaretçi sayısı 974 bin kişi ile rekor kırmıştı. Şimdi bu neredeyse sıfırlandı.

· Ancak turizmde risk bununla da sınırlı değil. Bölgede bir sıcak çatışma noktasına gidiş sadece sınır illerini değil tüm turizm bölgelerimizi olumsuz etkileyecektir. Bu yılın ilk üç ayına ilişkin turizm gelirleri zaten parlak bir yıl geçirmediğimizi gösteriyor. Bu yılın ilk üç ayında turizm gelirleri % 9,7 gerileyerek 2,8 milyar dolar oldu. Küresel kriz, turizmde zaten bir baskı yaratmıştı. Şimdi buna bir de jeopolitik riskler eklenince turizm sektöründe sıkıntılar artabilir.

· Ekonomiyi olumsuz etkileyecek bir başka kanal da tüketici beklenti ve güven kanalıdır. Anketlerden çıkan sonuçlar zaten çok parlak olmayan beklentilerin bir çatışmayla hızla bozulacağını göstermektedir. Tansiyonun çok artması halinde başta sınır illerimiz olmak üzere tüm ekonomide azalacak güvenin iç talebin hızla azalmasına yol açması önemli bir olasılıktır.

· Diğer taraftan dünyanın önemli doğal gaz ve petrol yatakları bölgemizdedir. Bölge ülkelrinin çoğu hem de farklı saflarda Suriye krizinin oyuncusudur. Sıcak çatışma olasılığı enerji fiyatlarının artmasına neden olacaktır. Bu durum enerjide dışa bağımlı olan ülkemizin cari açığını da etkileyecektir.

· Bahsettiğim tüm bu hususlar ekonomi üzerinde önemli yavaşlatıcı etkiler doğuracaktır. Ancak jeopolitik tansiyondaki artışın ekonomiye en ciddi etkisi sermaye hareketleri aracılığıyla olabilecektir.

· Bakın sizler aracılığıyla haftalardır bir konunun altını çiziyorum.

· Uluslararası kuruluşlar da, övgü sözcüklerini sıraladıktan sonra dönüp dolaşıp hep aynı şeyi söylüyorlar. Geçtiğimiz hafta Moody's Türkiye'nin döviz rezervlerinin, önümüzdeki yılda yapacağı borç servisinin (ödemelerinin) sadece yüzde 57'sine yettiğini söyledi. Bizimle aynı not kategorisinde yer alan ülkelerin rezervlerinin ise önümüzdeki bir yılda yapacakları dış borç servisinin 1,5 katı olduğunu da ifade etti.

· Yine Dünya Bankası kısa vadeli borçlara oran olarak rezervi en düşük gelişmekte olan ülkenin Türkiye olduğunu açıkladı.

· Merkez Bankası rakamları da ortada... Bu yılın Nisan ayı itibariyle Türkiye'nin kısa vadeli dış borç stoku 95,2 milyar dolar. Aynı dönemde Merkez Bankasında altın dâhil rezervi 93 milyar dolar. Rezervlerimiz kısa vadeli dış borçlarımıza yetmiyor. Bu 2001 krizinden bu yana ilk kez karşılaştığımız bir durum.

· 27 Haziran itibariyle Merkez Bankasının dış varlıklarından dış yükümlülüklerini ayıkladığımızda ise yani net döviz pozisyonuna baktığımızda ise Merkez Bankası kasasında sadece 38,8 milyar dolar var. Aynı rakam tam bir yıl önce 54,7 milyar dolardı. Merkez Bankasının sahip olduğu gerçek rezerv bir önceki yıla göre 16 milyar dolar daha az.

· Yani Türkiye, borcunu ancak yeni borç bulabilirse ödeyebilecek. Bir de ilave olarak finanse edilmesi gereken cari açık var.

· Bunları neden anlatıyorum? Jeopolitik tansiyon nedeniyle bize borç verecekler ürkerse sermaye hareketlerinde olabilecek ani duruşlar ve kaçışlar ekonomiyi de aniden durduracaktır.

· Hükümeti gerek seçimden önce gerekse seçimden sonra sürekli uyararak bu kırılganlıkları azaltacak tedbirleri almaya davet ettik. Küresel ekonomi hassas bir dengede sıkışmışken, dış borç ve cari açığı artıracak politikaların ekonomide manevra alanını daraltacağını Hükümete ve vatandaşlarımıza anlatmaya çalıştık. Ekonomide manevra alanı daralan bir Türkiye'nin her alanda manevra alanı daralır.

· Bu nedenle angajman kurallarını değiştiren Hükümet, ekonomide de alternatif senaryoları derhal çalışmaya başlamalıdır. Tedbirler üzerinde bürokrasi hazırlıklarını yapmalıdır. Hükümet bizden bu konularda yardım isterse, tecrübelerimizi Hükümetle paylaşmaya ve Hükümete yardım etmeye hazırız.

· Ancak Hükümetin Bakanları işi gücü bırakmış piyasaları manipüle etmeye çalışıyor. Sorumluluk makamında olan Maliye Bakanı bir kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı gelmesinin sürpriz olmayacağını ifade ederek piyasaları açıkça yönlendirdi. Bu açıklamadan hemen sonra dün gün içerisinde İMKB 61100 puanı test etti.

· Ancak söz konusu derecelendirme kuruluşu aynı gün yaptığı açıklamada Maliye Bakanını yalanladı ve ekonomiye ilişkin uyarılarda bulundu. Bu yıl beklediği 61 milyar dolarlık cari açığa ve düşük finansman kalitesine dikkat çekti. Bu haberlerden sonra kur bir miktar yükseldi, borsa da ise kar realizasyonları dikkati çekti.

· Şimdi ben buradan soruyorum Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanı'nın yaptığı manipülasyon değilse, nedir? Bakan sıradan bir vatandaş değildir. Bakanın bu açıklamasıyla kim ya da kimler kazançlı çıkmıştır? Bu konuda SPK ne yapmayı düşünmektedir. Bu sorulara cevap bekliyoruz.

· Kredi derecelendirme kuruluşlarının kararlarından önce dışarıya bilgi sızması ve artan bilgi asimetrisinin yaratabileceği haksız kazançlar konusundaki kuşkularımızı daha önce de ifade ettik. Hükümeti bu konularda daha dikkatli olmaya davet ediyoruz.

· Dikkatinizi çekmek istediğim bir başka konu ise imalat sanayi kapasite kullanımına ilişkin. Hafta içinde Merkez bankası kapasite kullanım oranını açıkladı. Mevsim etkilerinden arınmış seride son 20 ayın en düşük kapasite kullanımı % 73 ile Haziran ayında gerçekleşti. Bu, sanayide üretimin hız kesmeye devam ettiğine yönelik kuvvetli sinyaller veriyor.

· Ancak bunu TÜİK tarafından açıklanan mevsim etkilerinden arındırılmış imalat sanayi üretimiyle karşılaştırdığımızda kapasite kullanımı ile üretim arasındaki ilişkinin yıl başından bu yana kopmaya başladığını görüyoruz. Kapasite kullanımı kararlı bir şekilde düşerken, üretim artıyor. Yani daha düşük kapasiteyle daha fazla üretim yapmak gibi tuhaf bir durumla karşı karşıyayız.

· Merkez Bankası Başkanının kapasite kullanımında yaşanan bu hızlı düşüşe rağmen ekonomide ikinci çeyrekte tedrici bir toparlanmadan söz etmesi kendi verilerinden çok TÜİK verilerine itibar ettiğini gösteriyor.

· Merkez Bankası ve TÜİK bir an önce bir araya gelip verilerinin kalitesini kontrol etmelidir.

· Son olarak bu sabah Mayıs ayı dış ticaret verileri açıklandı. Mayıs ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre, % 20,3 artarak 13,2 milyar dolar olurken, ithalat aynı dönemde % 3,1 artışla 21,8 milyar dolar oldu. Böylece dış ticaret açığı Mayıs'ta, geçen yılın aynı ayına göre, 1,6 milyar dolar gerileyerek 8,6 milyar dolar oldu.

· Bu verilerde altı çizilmesi gereken hususlar şunlar. Mayıs ayı dış ticaret açığı beklentilerin üzerinde geldi. Piyasa beklentisi 8,2 milyar dolar civarında iken gerçekleşme 8,6 milyar dolar oldu.

· Dış ticaret açığındaki düzeltme Nisan ayına göre yarı yarıya geriledi. Diğer taraftan mevsim ve takvim etkilerinden arınmış serilerde ihracatın bir önceki aya göre % 1,4 oranında gerilemesi ithalatın ise petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen % 1,1 artması dikkat çekicidir.

· Geçen ay İran'a yapılan altın ihracatındaki olağanüstü artış, bu ayda devam etmiş. Mayıs ayında, tıpkı Nisan ayında olduğu gibi, ihracatımızın miktar olarak en hızlı arttığı ülke İran ; en çok ihraç edilen ürün ise altın… Bununla İran en önemli ihraç pazarımız haline geldi.

· Mayıs'ta da İran'a 1,4 milyar dolarlık altın ihraç edildiği görülüyor. Böylece son iki ayda İran'a 2,6 milyar dolarlık altın ihraç edilmiş oldu. Son iki aydır en büyük pazarımız haline gelen İran'a Mayıs ayında yapılan ihracatın % 82'si altın. İki ayda İran'a 51,5 ton altın gönderildiği anlaşılıyor. Bir tır ortalama 25 ton alsa, her ay bir tır dolusu altının İran'a gittiği anlaşılıyor. Bu, normal bir ticaret değildir. Hükümet bunun arkasında ne olduğunu biran önce açıklamalıdır.

Kaynak: TheLira.com / Ekonomi

Merkez Bankası Faik Öztrak Suriye İran Ekonomi Haberler

2 milyon 950 bin TL'ye aldığı evin gerçek fiyatını öğrenince hayatını şokunu yaşadı

2 milyon 950 bin TL'ye aldığı evin gerçek fiyatını öğrenince hayatını şokunu yaşadı

İstiklal Caddesi'nde mağazada yangın! Polis bölgeyi boşaltıyor

İstiklal Caddesi'nde mağazada yangın! Polis bölgeyi boşaltıyor

Slovakya Başbakanı Robert Fico silahlı saldırıya uğradı

Slovakya Başbakanı Robert Fico silahlı saldırıya uğradı

Evinde yasak aşk kaçamağı yapan kadın, kocasına yakalandı! Bıçak ve boru anahtarıyla dehşet saçtı

Evinde yasak aşk kaçamağı yapan kadın, kocasına yakalandı! Bıçak ve boru anahtarıyla dehşet saçtı

title