Haberler

Diyanet İşleri Başkanı Görmez (2)

Kutlu Doğum Haftası açılış programı- Diyanet İşleri Başkanı Görmez: (2)- "Bizden sonraki nesillere hayırla yad edileceğimiz iyi bir gelecek ve yaşanabilir güzel bir dünya bırakmak en önemli sorumluluklarımızdan değil midir?

Kutlu Doğum Haftası açılış programı- Diyanet İşleri Başkanı Görmez: (2)- "Bizden sonraki nesillere hayırla yad edileceğimiz iyi bir gelecek ve yaşanabilir güzel bir dünya bırakmak en önemli sorumluluklarımızdan değil midir?"- "Bu bilinçle gelin hep birlikte ve gücümüz yettiğince kötülükleri bertaraf edebilmek, her türlü ayırımcılığın önüne geçebilmek ve beraberce huzur içinde yaşayabilmek için saygı, hoşgörü, merhamet ve adalet başta olmak üzere tüm ahlaki erdemleri hayatımıza hakim kılalım"- "Bilhassa İslam'ın yüce hakikatlerini güç devşirmeye ve çıkar sağlamaya matuf bir araca dönüştürenler, hakikati sadece kendinde görenler, hedefine ulaşmak için her yolu mübah sayanlar, körü körüne itaat kültürüyle iradeleri teslim alanlar, bütün bunların vebalini, hesabını Allah'a verebilecekler mi?" Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, gelecek nesillere hayırla yad edilecekleri bir gelecek ve yaşanabilir güzel bir dünya bırakmanın en önemli sorumluluklarından olduğunu belirterek, "Bu bilinçle gelin hep birlikte ve gücümüz yettiğince kötülükleri bertaraf edebilmek, her türlü ayırımcılığın önüne geçebilmek ve beraberce huzur içinde yaşayabilmek için saygı, hoşgörü, merhamet ve adalet başta olmak üzere tüm ahlaki erdemleri hayatımıza hakim kılalım" dedi. Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı'nca "Hazreti Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı" temasıyla İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kutlu Doğum Haftası'nın açılış programında konuştu. Bugün nefesi yetse ve sesini tüm yeryüzüne duyurabilse bütün kardeşlerine nasıl seslenmek istediğini söyleyen Görmez, "Hepimiz yeryüzünde büyük insanlık ailesinin birer ferdi değil miyiz? Hepimiz Hazreti Adem ve Hazreti Havva'nın kızları ve oğulları değil miyiz? Hepimiz bir Allah'ın kulları değil miyiz? O halde nedir birbirimizden alıp veremediğimiz?" diye konuştu.Görmez, "Birlikte huzur ve güven içinde yaşayabilmek için ihtiyacımız olan erdem ve faziletler fıtratımıza nakşedilmiş iken bunları fiiliyata geçirmek, söylem ve eylemlerimize yansıtabilmek ve ikincisi olmayan bu dünyayı daha güzel, yaşanabilir bir dünya yapabilmek bu kadar zor mu gerçekten?" ifadesini kullandı.Tüm insanlığa ve kardeşlerine nasıl seslenmek istediğini anlatmaya devam eden Görmez, şöyle devam etti: "Saygıyı, hoşgörüyü, merhameti, adaleti, affetmeyi, dürüstlüğü, paylaşmayı, sabrı hayatımıza hakim kılmak, ilişkilerimizin mihveri yapmak, gökdelenler inşa etmekten, devletler, şirketler kurup yönetmekten, bilişim teknolojileriyle hayal ötesi buluşlara imza atmaktan, uzayın derinliklerinde ya da DNA moleküllerinde incelemeler yapmaktan daha mı zor, daha mı külfetli? Kalplerdeki kin ve nefret duygularını, hırs ve intikam arzularını parçalamak, atomu atomaltı parçacıklara ayırmaktan daha fazla mı çaba gerektiriyor? Yüreklerde sevgi, muhabbet, şefkat üretmek, kocaman fabrikalar kurup silah üretmekten daha mı masraflı ve zahmetli?"- "Düşmanlığı körüklemenin hesabını Rabbimize nasıl vereceğiz?"Görmez, sesini ilahi dinlerin mensuplarına duyurabilse nasıl sesleneceğinden bahsetti. Başkan Görmez, şu ifadeleri kullandı: "Bizim Allah'a verilecek büyük bir hesabımız olduğunun farkında mıyız? Yüce Rabbimizin merhametini coşturacak, kutlu nebilerin şefaatini tecelli ettirecek, kutsal bilip iman ettiğiniz kitapların mesajlarıyla yeryüzünü cennete çevirecek bir gayret ve çalışmanın içinde olmamız gerekmez mi?" Hepimiz böyle ulvi bir misyonu yerine getirmekle sorumlu iken, yeryüzünde hakkı, adaleti, tesanüdü hakim kılmak yerine ayrıştırmayı, ötekileştirmeyi ve düşmanlığı körüklemenin hesabını Rabbimize nasıl vereceğiz? Hazreti Adem'den Hazreti Muhammed'e kadar hayatları boyunca her daim birleştirici, uzlaştırıcı, affedici barış elçileri olmuş enbiya efendilerimizle nasıl yüzleşeceğiz?"- "Her insana saygı duymamız gerekmez mi?"Görmez, sesini tüm yeryüzüne duyurması halinde Müslüman kardeşlerine nasıl seslenmek istediğini de anlattı."Bizim Peygamberimiz belli bir zamana, mekana ya da topluma değil, tüm insanlığa rehber olarak gönderilmedi mi?" diyen Görmez, Hazreti Peygamber vasıtasıyla tüm zaman ve insanlığa duyurulan evrensel mesajın dillerin ve renklerin farklılığının Allah'ın ayetlerinden olduğunu bildirdiğini söyledi. Görmez, farklılıkları toplumsal bir zenginlik olarak görmeleri, "insan" üst kimliğinde birleşerek, her bireye insan olduğu için saygı duymaları gerektiğini vurguladı.Hiçbir mezhep, meşrep ve anlayışın bir masumun kanını akıtmayı, camileri bombalayıp, türbeleri, mezarları yakıp yıkmayı meşru göremeyeceğini dile getiren Görmez, şu şekilde devam etti: "Ve sonra sadece yığınla servet biriktirmek için yaşayanlara 'Merak ediyorum, yoksullukla kıvrananlara gözleri, açlıktan inleyenlere kulakları, soğuktan donanlara kapıları, işsizlere, aşsızlara, çaresizlere yürekleri kapatarak mutlu olunabilir mi gerçekten? Paylaşmamız için veren, infak etmemiz için ihsan eden Mevla'ya bencilliğin, cimriliğin ve tamahkarlığın hesabını verebilecek miyiz? Verdiklerini bir gün geri alırsa şayet o zaman kimin kapısına gideceğiz?' demek isterdim." - "Masumların kanının hesabını nasıl vereceksiniz?"Görmez, "İlmini öğretmeyen, ilminin gereğini yapmayan, hakkı ve hakikati söylemeyen bilginlere, aydınlara, alimlere, mütefekkirlere, ariflere 'Nefsimi de katarak söylüyorum. Resul-ü Ekrem 'Alimler, peygamberlerin varisleridir' buyurmamış mıydı? Sizler peygamberlerin mirasçısı değil miydiniz?" şeklinde seslenmek isterdim" diye konuştu."Sizlerin görevi, ümmete rehberlik yapmak iken nasıl oldu da Müslümanlar arasındaki kavgada taraf oldunuz? Dökülen masum kanların vebalini, hesabını Allah'a verebilecek misiniz?" diyen Görmez, İslam ulemasının karınca öldürmenin hükmünü uzun uzun izah ederken masum insanları katletmeyi ve bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek olduğunu haykırmayı ihmal ettiğini aktardı. Görmez, "Bilhassa İslam'ın yüce hakikatlerini güç devşirmeye ve çıkar sağlamaya matuf bir araca dönüştürenler, hakikati sadece kendinde görenler, hedefine ulaşmak için her yolu mübah sayanlar, körü körüne itaat kültürüyle iradeleri teslim alanlar, bütün bunların vebalini, hesabını Allah'a verebilecekler mi?" diye konuştu.- "Unutmayalım ki biz birbirimize emanetiz" Son olarak Hazreti Peygamber'in "Veda Hutbesi"nde haykırdığı gibi "Ey İnsanlar" diyerek bütün insanlara ve kardeşlerine seslenmek istediğini dile getiren Görmez, "Ey yeryüzü sakinleri. Ey 20. asrın son ve 21. asrın ilk tanıkları. Zamanın ve mekanın hakkımızda şahitlik yapacağı adalet ve hesap günü geldiğinde hesabını verebileceğimiz bir maziye imza atmak, bizden sonraki nesillere hayırla yad edileceğimiz iyi bir gelecek ve yaşanabilir güzel bir dünya bırakmak en önemli sorumluluklarımızdan değil midir? Bu bilinçle gelin hep birlikte ve gücümüz yettiğince kötülükleri bertaraf edebilmek, her türlü ayırımcılığın önüne geçebilmek ve beraberce huzur içinde yaşayabilmek için saygı, hoşgörü, merhamet ve adalet başta olmak üzere tüm ahlaki erdemleri hayatımıza hakim kılalım. Gündemi barış ve sevgi olan selim akıl ve kalp sahiplerinden olmaya çabalayalım. Gelin Yaratanımızı darıltmayalım, Peygamberimizi gücendirmeyelim, meleklerimizi, hoşnut olmayacakları hususları yazma zorunda bırakmayalım, hem dünyamıza hem birbirimize sahip çıkalım ve iyiliği yeryüzüne yayalım. ve unutmayalım ki dünya bize, biz birbirimize emanetiz" şeklinde konuştu. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, kürsü konuşması.

Kaynak: AA / Güncel

Diyanet İşleri Başkanlığı Mehmet Görmez İstanbul Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title