AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan: "Bir Yargı Kararını 'Yüzde 49'a Karşı Yapılan Bir...
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan: "Bir yargı kararını 'yüzde 49'a karşı yapılan bir kararmış' gibi değerlendirmek siyasi ahlaktan uzak, siyasi söylemin sorunlu olduğu ifadedir diye düşünüyorum" "Dokunulmazlıkları kaldırdık, oy verdiniz.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan : "Bir yargı kararını 'yüzde 49'a karşı yapılan bir kararmış' gibi değerlendirmek siyasi ahlaktan uzak, siyasi söylemin sorunlu olduğu ifadedir diye düşünüyorum"
"Dokunulmazlıkları kaldırdık, oy verdiniz. AK Parti'nin tek başına Anayasa değiştirme yetkisi yok, tek başına dokunulmazlıkları kaldırma imkanı yok"
"Meclis'i terk etmek, size görev veren millete haksızlık yapmak demektir"
ANKARA - AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Bir yargı kararını 'yüzde 49'a karşı yapılan bir kararmış' gibi değerlendirmek siyasi ahlaktan uzak, siyasi söylemin sorunlu olduğu ifadedir diye düşünüyorum" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda HDP grup önerisi görüşmelerinde söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Turan, CHP grubunu eleştirdi. Turan, yargının bir kararından ana muhalefet partisinin talihsiz söylemine ve Meclis'i terk etmesine şahitlik ettiklerinin belirterek, "Her yargı kararından sonra siyasal rekabetimize, siyasal kavgamıza yargını alet edilmesi, yargı merkezli meseleye bakılması, toplumu bu konuda tahrik etmesi çok vahimdir. Az önce Grup Başkanvekili'nin konuşmasına baktığımızda, 'yüzde 49'a karşı alınmış bir karar', 'saray darbesi', '20 Temmuz darbesi' gibi akla ziyan ifadelerle beraber ilgili milletvekilinin tutuklanmasını almasını değerlendirdi. Öncelikle şunu söylemek isteriz ki, yüzde 49 'hayır' diyen vatandaşlarımız bizim vatandaşlarımız. 'Bu toplumda 'evet' diyen de, 'hayır' diyen de saygındır' dedik, 'birinci sınıf vatandaştır' dedik,'hatta demokratik görevini yerine getirdiğinden dolayı da takdire şayandır' dedik. Bir yargı kararını 'yüzde 49'a karşı yapılan bir kararmış' gibi değerlendirmek siyasi ahlaktan uzak, siyasi söylemin sorunlu olduğu ifadedir diye düşünüyorum" ifadesini kullandı.
"Milletin bize görev verdiği milletin Meclisi'ni terk etmek, gerekçesi ne olursa olsun, kabul edilebilir bir yaklaşım değil" diyen Turan şunları kaydetti:
"Şu sıralara bakıyorsunuz, tek bir tane ana muhalefet partisi milletvekili yok. Neden yok? Yargı bir karar vermiş, o kararı beğenmemişler, o yüzden. Bizim de yargının kararlarında beğenmediklerimiz var, beğendiklerimiz var. Ama her zaman demiyor muyuz, 'Yasama kendi işini yapacak, yürütüme kendi işini yapacak, mahkemeler kendi işini yapacak'. Çok örneği var. Tutuklanan milletvekilleri oldu, sonra bırakılanlar oldu. bırakılınca 'iyi yargı', tutuklanınca 'kötü yargı'. Siz buradan yola çıkarak 15 yılda 12 seçim kazanmış, Gençlik Kolları'ndan Başbakanlığa Cumhurbaşkanlığı'na her dönemde seçilerek gelmiş bir lidere hakaret etmeye kalkarsanız, sittin sene böyle yüzde 25'lerde kalırsınız. CHP'nin iktidar olamamasının en önemli sebeplerinden bir tanesi zehirli dilidir, yanlış ifadeleridir. Çünkü Tayyip Erdoğan'a hakaret ona oy verene hakarettir. Yargı kararını 'sarayın darbesi', 'sarayın kararı' ifade etmek akla ziyan bir yaklaşımdır."
CHP milletvekillerinin dokunulmazlıkların hepsini kaldırmayı teklif ettiklerinin hatırlatan Turan, "Dokunulmazlıkları kaldırdık, oy verdiniz. AK Parti'nin tek başına Anayasa değiştirme yetkisi yok, tek başına dokunulmazlıkları kaldırma imkanı yok. Biz 'kaldıralım' dedik, siz destek verdiniz. Dokunulmazlıkları kaldırdık, dokunulmazlıkları kaldırılan bir vekille, herhangi bir vatandaşın farkı olabilir mi? İlgili şahsın davada sanık arkadaşı uzun yıllardır kaçak, yurtdışında. Her türlü ihaneti yapan, her türlü söylemi zehirli haliyle ifade eden kişi yurtdışında. Demek ki tutuklama mahkeme açısından değerlendirilebilir bir konu hale gelmiş. Biz hiç kimsenin tutuklanmasından mutlu olmayız. Yargının farklı tedbirlerle beraber bu konuları ifade etmesini, bu konuların gereğini yapmasını bekleriz. Ne oldu da isyan ediyorsunuz? Meclis'i terk etmek, size görev veren millete haksızlık yapmak demektir. Önce siyasetçi ağzına dikkat edecek. İyi düşünün, taşının, milletin verdiği görevi sorumsuzca davranmak yerine en sorumlu haliyle burada görev yapmak çok daha kıymetli diye düşünüyorum. Dokunulmazlıkları kaldırırken 'evet' diyeceksiniz, ondan sonra Meclisi terk edeceksiniz. Bu samimi bir yaklaşım değildir" şeklinde konuştu.