Yurt Partisi Genel Başkanı Tantan Sakarya'da
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, Barzani'nin Açıklamalarının Türkiye'yi Tahrik Ettiğini, Tehdit Ettiğini ve Yanlış Bir Harekete Zorladığını Söyledi.
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, Barzani'nin açıklamalarının Türkiye'yi tahrik ettiğini, tehdit ettiğini ve yanlış bir harekete zorladığını söyledi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Teknik Eğitim Fakültesi öğrencilerinin düzenlediği "Avrupa Birliği (AB) Sürecinde Türkiye ve Güvenlik" konulu konferansa katılan Tantan, yaptığı konuşmada, Türk insanının yıllardır kimliksizleştirilmeye çalışıldığını ve bunda da bir ölçüde başarıya ulaşıldığını kaydetti. Bir ülkenin teslim alınmasının en önemli hususunun ülke insanlarının zihinlerini ele geçirmek olduğunu belirten Tantan, "Türkiye üzerinde yıllardan beri gerçekleştirilmeye çalışılan proje Türk insanının kimliksizleştirilmesi, toplumsal ve inanç değerlerinin çökertilmesi ve mendi ülkesine, coğrafyasına yabancılaştırarak adeta bir köle gibi kullanılmasının projesi. Bu proje uzun yıllardan beri devam etmekte olurken, bu süreçte gelmiş geçmiş siyasiler, bir kısım bürokratlar, iş adamları ve insanların bu konuda organize bir çaba içinde olamamaları hepimizi üzmekte. Bir ülkenin teslim alınmasının en önemli hususu zihinlerin teslim alınmasıdır. Zihinler teslim alındıktan sonra, bir ülkeyi silahla teslim almaya gerek yoktur. Farklı kimliksel yapılarla Türk toplumu kendi kimliğinden uzaklaştırılıyor. Kimliksizleştirme çabaları bir hayli mesafe kat etmiş durumda. Acilen yapılması gereken şu; Türkiye'nin iç ve dış istihbaratlar açısından bakıldığında yaygın haber alabilme ağına ihtiyacı var. Bu haber alabilme ağının tanımının yeniden yapılması ve hukuki altyapısı ülkenin ve halkın ihtiyaçlarını kimseye peşkeş çektirmeden bu ülkenin menfaatine kullanacak bir ağa ihtiyacımız var. Bunun yanında araştırma enstitüleri ve bilgi havuzuna ihtiyaç var" dedi.
Türkiye'nin terör belasıyla yaşamak zorunda olmadığını ifade eden Tantan, "40 yıldan beri terörle mücadele eden Türkiye'de maalesef bir terörle mücadele yasası yok. Siyasetçiler söylüyor terörle mücadele kanunu çıkarttık diye, evet isim olarak 3713 sayılı bir yasa var, onun da içini bu hükümet boşalttı. Geçen yıl çıkartılan bir terörle mücadele kanunu var. Bu her iki yasa da aslında birer af niteliğinde yasadır. Bir terörle mücadele kanunu olarak bakmamak gerekiyor bu yasalara. İngiltere'deki yasayla karşılaştırdığınızda Türkiye'deki kanun bir aldatmaca ve af niteliğinde. Peki o ülkeleri terör bizim kadar tehdit ediyor mu? Bütün dünyadaki terör örgütlerinin merkezi batı değil mi? Görmüyor musunuz? Ama o ülkeler kendi ülkelerini tehdit eden terör örgütlerine karşı çok korkunç hukuki ve kurumsal altyapılar geliştirirken, Türkiye maalesef ki bu yasaları çıkartmakta zorlanıyor. Hepimizi terörle iç içe yaratarak korku toplumu oluşturulmak isteniyor, bu da bir proje. Korku içinde yaşayan bir toplum bilgi üretemez. Türkiye o zaman neyi tartışmalı? Klasik ceza hukukuyla ülkelerin yönetilemediği, o ülkede güvenliğin sağlanamadığı ve ekonominin gelişemediği gerçeği ortaya çıktığı için güvenlik, istihbarat, kolluk güçleri, yabancılar, dış ticaret ve savaş hukuku nasıl olmalı, bu tartışılmalıdır. Türkiye'de örgütlerle mücadelede öyle bir hukuki altyapı getirildi ki dünyanın hiçbir yerinde olmayan örnekler getirildi buraya. Bu örgütlerle mücadele sadece sınırlar içerisinde olmaz, sınırları da aşan bir mücadeledir" diye konuştu.
Tantan, Türkiye'de PKK terör örgütüyle savaşmayan bir siyasi iktidarın olduğunu belirterek, "Bu terör örgütünü Türkiye Cumhuriyeti Devleti istese bir anda paramparça yapar. Kuzey Irak'a filan girmesine gerek yok. 2002 yılında parlamentoya giren bir sözleşme var. Sözleşme terörün finansmanını besleyen kaynaklara el koyma sözleşmesi. Türkiye bu sözleşmeye taraf olmuş. Bu sözleşmenin içeriğine yönelik bir yasa çıkması gerekiyor. Son çıkan terörle mücadele yasasında bu sözleşmeye ilişkin çok kısa bir açılım var, terörün finansmanına el konulmasıyla ilgi. Sözleşmenin içeriğini kapsıyor mu? Kapsamıyor ama kapsaması lazım. PKK'nın bugün 10 milyar doları aşan bir sermayesi var" şeklinde konuştu.
AB ile ilgili düşüncelerini açıklayan Tantan, "Şu anda Avrupa Birliği bize hiçbir şey katmaz artık. AB iktidara geldiğimiz zaman bir kere kafadan Gümrük Birliği'ni masaya yatırmamız gerekiyor. AB için her şeyi yapmaya hazırsınız ama AB sizi karar merciinde görmek istemiyor. AB sizi kullanmak istiyor, sizi de bırakmak istemiyor. Çünkü Avrupa ekonomisi ve siyaseti çöküyor" diye konuştu.
Tantan, 14 Nisan'da Ankara'da yapılacak olan mitinge yurttaşlık hareketi olarak katılacaklarını kaydetti.
301. maddenin kalkmayacağını söyleyen Tantan, "301. madde hiçbir zaman kalkamaz bunu tartışma konusu yapmak bile bizim açımızdan bir zuldür. Yasaları Türk milleti kendisi yapar ve kendisi geliştirir. Bir ülkenin bağımsızlığı adaletinin bağımsızlığında tecelli eder. Adaleti bağımsızsa bağımsızdır bir ülke. Çünkü son karar mercii adalettir. Şimdi siz kendi yasalarınızı tartışmaya açıyorsunuz. Kime? Üçüncü sınıf Avrupalı memurlara. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Bunu tartışmak bile kabul edilebilir değil. Diğer ülkelerde bu maddenin daha da acımasızı var. Zaten biz bütün yasaları Avrupa'dan aldık, başka bir yerden almadık" ifadesinde bulundu.
Tantan, Barzani'nin açıklamalarıyla ilgili olarak da, "Barzaniyi Barzani yapan bizleriz. Halen Türkiye'nin imkan ve kabiliyetini kullanıyorlar, ekonomik anlamda büyük bir güce ulaşmış vaziyetteler ve hepimiz de seyrediyoruz. Barzani'nin açıklamaları bizi tahrik ediyor ve bizi tehdit ediyor. Bizi bir şekilde yanlış bir harekete zorluyor. Çünkü kendisinin de o bölgede yaşama şansı yok. Irak sadece Barzani ve Talabani'den oluşmuyor. Irak'ta Türkiye iki farklı aşireti korusaydı onlar değil de farklı iki aşiret etkin olacaktı şimdi Irak'ta. Türkiye kendi iradesini dış politikada kullanamadığı için küresel güç maalesef bunları tercih etti" şeklinde konuştu.
(İÇ-AK-ÖZ-ÖK-Y)