Haberler

Yaş kırk oldu, kırklara karışamadım...

Vahap Aydoğan

Vahap Aydoğan

Ressam Sanatçı
16.04.2024 11:12

"Evren; sayılardan ibarettir"der. PİSAGOR. …Pisagoru referans alanlar; etraflarında gördükleri her şeyin sayılardan oluştuğunu varsaymış; "Sayıları bir soyutlama olarak görmemişler, aksine sayıları gerçeğin bizzat kendisi olarak görmüşlerdir".

Buradan hareketle filozoflar dahi birçok şeyi sayılarla ifade etmiş," sayıların ahlaki, gizemli ve sembolik güçlerinin olduğunu, evrenin dahi yaratılırken belirli sayılarla ilişki içinde olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Sayılarla arası pek iyi olmayan biri olarak, "40" sayısının devriâlem deki serüveni bir hayli şaşırtıcı…!

Semavi dinlerde, mitolojilerde, efsanelerde ve medeniyetlere ait ritüellerde sıkça karşılaştığımız "40" sayısı, günlük yaşamın çok yönlü parametreleri arasında yerini almaktadır.

Dini öğretiler, sayılar ve sembollerin hayata uyarlanması," 40" sayısının günlük yaşamda birçok pratikte karşılık bulmasını sağlamıştır.

"40" sayısının çıkış noktası hakkında birçok yoruma denk gelmek mümkün. Özellikle, günlük yaşam pratiklerinde gelenekselleşen ritüeller kültürel çeşitlilikle iç içe geçmiş durumda.

Kesin olmamakla birlikte, "40" sayısının en eski yorumunun astronomiyle ilişkilendirildiğini görüyoruz.

Babil'lerde Ülker yıldızı, 40 gün boyunca gözden kaybolur. 40 gün sonra yeniden görülen Ülker yıldızına kutsallık atfedilir ve bu ritüel, yeni bir yıla işaret eder; bayram şekline evrilerek kutlanmaya başlanır.

Hristiyan tefsirinde tûfan kırk gün olarak hesaplanır ve İsrailoğullarının çölde kırk yıl dolaştığı kabul edilir. Hz. Musa, Tur Dağında kırk gün kalarak Allah'ın buyruklarını yazar.

Paskalya'dan önceki perhizin kırk gün sürmesi, On Emir'in dört incille çoğaltılarak kırka tamamlanması...

Hristiyan geleneğinde de bu sayıya önem atfedildiğini görmekteyiz.

Yine Şaman inanışına göre, ruh bedeni 40 gün sonra terk eder.

Mısır Piramitlerinin tamamı Nil'in sol kıyısında kurulmuş olup vadiden kırk kilometrelik bir mesafede yer alır.

İslam inancında olgunluğa erme, tamamlanma için 40 sayısından çokça bahsedilir...

Hz. Muhammed'e kırk yaşında vahiy inmesi, sayıları kırkı bulduktan sonra İslamiyet'i yaymaya başlaması,

İslam hukukunda malın kırkta birinin zekat olarak verilmesi,

Şafii mezhebinde 40 kişiye ulaşmadan cuma namazının kılınmaması,

Beş vakit namazın sünnetler ile beraber toplam kırk rekat olması...

İslam dininde de kırk sayısı ritüel, gelenek ya da gereklilik olarak yerini almış durumda.

Hem inanç, hem mitoloji hem de günlük yaşamdan örnekleri çoğaltmak mümkün.

Hz. Ali'nin kırklar meclisinin sâkisi olarak kabul görülmesi, tasavvuf geleneğinde ermişlerin kırk kişi olması ve "kırklara karışmak" deyiminin bugünlere değin süregelmesi,

Adem'in yaratılırken çamurunun kırk gün bekletilmesi, yaratıldıktan kırk yıl sonra göğe çıkarılması,

Deccal'ın dünyada kırk gün kalması, İsa'nın kırk yaşında iken Dünya'ya tekrar geleceği ve kırk yıl hüküm süreceği,

Nuh Tufanı'nın kırk gün süren yağmurlardan sonra meydana geldiği, kırk gün kırk gece selde sürüklendiği, gemide kırk kadın, kırk erkek, kırk hayvanın varlığından bahsedilmesi...

Ayasofya'nın zemininin kırk penceresinin yanı sıra, kırk kubbe ve kırk sütun üzerine inşa edildiği,

Yunus Emre'nin çilesinin 40 yıl sürmesi gibi...

Tinsel, mitolojik ve inançlar ile ilgili kırk sayısına şaşırtıcı bir şekilde denk geliyoruz. Hayatımızın olağan akışında sosyal yaşamda dakırk sayısına denk gelmek de mümkün;

Ölen kişinin ardından kırk gün Kur'an okunup, kırkıncı gün mevlit verilmesi,

Yeni doğan çocuğun kırkının çıkması,

Hamileliğin kırk hafta sürmesi,

Lohusa döneminin kırk güne tekabül etmesi,

Acı kahvenin kırk gün hatırının olması,

Üzüm suyunun kırk gün sonra sirke olması,

Sebze ve meyvelerin olgunlaşma süresinin 40 gün olması,

Kürtçe'de "Çelle" (karakışın kırk gün sürmesi),

"Çel esri" (kırkikindi yağmurları), ikindi vaktine denk gelen yağmurun kırk gün devam etmesi...

Kırk sayısına günümüzdeki deyimler ve atasözlerinde de denk gelmek mümkün:

"Kırk kurda bir aslan ne yapsın",

" Katranı kırk yıl kaynatsan şeker olmaz"

"kırk derviş bir kilime sığar ama iki sultan bir kilime sığmaz",

"kırkından sonra azanı teneşir paklar",

"kırk gün kırk gece",

"kırk dereden su getirmek",

"kırk katır kırk satır",

"kırk tarakta bezi bulunmak",

"kırk yılın başı",

"Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi"

"kırk fırın ekmek yemek",

"acı kahvenin kırk yıl hatırının olması" gibi...

Budist, Şaman, Afrika, Arap, İbrani, Altay kavimleri, Babil, Arami, Sami gibi tüm kavimlerde inançlarda, mistik tarihi olgularda, edebi eserlerde dahi kırk sayısı diğer sayılardan farklı bir yerde konumlanmış, kutsallık ve geleneksel olarak önem atfedilerek günümüze kadar gelmiştir.

Her ne kadar sayılar, inanç, sembol ve gelenek olarak algılansa da; matematikte, astronomide, tasavvufta da kırk sayısı alemde gizemini korumaya devam etmektedir…

title