Haberler

Evlilikte ailelere aşırı düşkünlük

Selin Karacehennem

Selin Karacehennem

Evlilik ve İlişki Terapisti
30.11.2022 05:52

Bana gelen çiftlerin pek çoğu aile şikayetleriyle gelir. Yani ya kayınvalide ya da kayınpeder çok karışıyor, baskı uyguluyordur veya çiftlerden biri, ''annem babam'' lafını dilinden düşürmüyordur. Tanrı bizi, bir aileye evlat olarak yaratıyor. Yani biz ailemizi seçme şansına sahip değiliz Ama evlenirken en azından bize soruluyor. İstersek ve anlaşırsak evleniriz ve yeni bir aile kurarız.

Eşimizin ailesi de, kabul etsek de etmesek de bizim diğer ailemiz oluyor. Evlenmeden önce çiftler aileleri tanıma şansına sahiptir. Çoğu zaman pembe gözlüklerle bakıldığı için, pek de problem yok gibi görünür. Tabii ufak tefek sorunlar başlar ama yine de gözlerimizi sımsıkı kapatırız, ''Aman bir iş kazası olmasın, bu iş bozulmasın'' diye düşünürüz. Araya girenler olur; ''Annesine düşkün olan erkek karısına da düşkün olur'' denir. ''Nikahta keramet vardır, her şey düzelir'' diye ısrar edilir. Peki evlenince ne olur?

İlk problemler genelde gelen hediyeler, el öpme zorunluluğu, bazen de balayında yaşanan rahatsızlıklarla ilgili konularda yaşanır. Kimi eşler hala düğünle ilgili problemlerde kalmıştır. Ama işin içine para ile ilgili konular girince; bizim yeni evliler kendi yavru ailelerini unutup taraf tutmaya ve tabiri caizse anaç ailelerin oyuncağı olmaya başlarlar. ''Senin ailen, benim ailem, sizinkiler şöyle dedi, şunu yaptı'' gibi sözler dile geldiğinde bizim yavru ailede de patırtı başlamış demektir.

Böyle zamanlarda gençlere karışmamak, onların kendi yavru ailelerini geliştirmelerine, evliliğe alışmalarına destek olmalı, sadece yardım istedikleri konuda yardımcı olmaya çalışmalıyız. Bilhassa annesine toz kondurmayan, elmalarla armutları karıştırıp, karısını annesi ile karşılaştıran erkeklere çok rastlanır. Tabii ki evlendikten sonra eski aile biraz boşlanacaktır. Her konuda anneye babaya danışılmayacaktır. Herkesin yeri, statüsü, beklentisi değişiktir. Eski aileyi kırmamak niyetiyle; karımızı bazı şeyleri yapmaya zorlamamız gerekir. Yahut bizim eski ailemizle rahatsızlıklarımız var diye karımızın ailesine de kötü davranıp tavır almamız gerekir.

Herkesin bileti kendi ailesinin yaptıklarına göre değil, hal ve gidişlerine göre kesilmelidir. Eğer eşimizi seviyor ve sayıyorsak, onun kendi ailesine de bunu yansıtmalıyız. Doğruculuk uğruna her şeyi dile getirerek, surat asarak, soğuk davranarak, kocamızı zor durumda bırakarak, kayınvalidenin şimşeklerini çekmeye ve eve gelince azar işitmeye değer mi?

Maksat üzüm yemektir bağcıyı dövmek değil. Onlar da elbette çocuklarını görmek isteyeceklerdir. Ama birini mutlu ederken, diğerini hırslandırmak doğru değildir. Kayınvalide ile gelin kıyaslanmamalıdır. Ayrıca erkeğin ailesini ziyaret ettiğinizde onların karşısında kol kola, el ele, burun buruna oturarak sinirleri bozmamanız gerekir. Bunun nedenini merak ediyor olabilirsiniz ya da çok alakasız bulabilirsiniz. Ancak dünya böyle gelmiş ve böyle gitmektedir maalesef. Bunu, evlenene kadar annesi, sonra da karısı tarafından idare edilen erkeklere sormak gerekir!

title