Yeniden doğmak için

Endişeli ve az buçuk bir cesaretle pek de aşina olmadığım bir tali yola sapıyorum. Beni ulaştıracağı keçi patikası da çıkabilir bol şeritli bir otoban da. Kimi zaman sonsuz bir tünelde hiç ışık görmeden kaybolacakmışım gibi hissediyorum kimi zaman da o tüneli yemyeşil ağaçlardan tasvirleyip sonunu cennete açılan muhteşem bir kale kapısı umuyorum, diliyorum, dua ediyorum. O kadar yorucu ve bitmek tükenmek bilmeyen bir yoldan geliyorum ki dağ tepe aşan derviş edasıyla, ara sıra aç susuz, çok zaman yapayalnız, sonu selamete varmayan bir sabır taşının çatlaklarını onarma gücü tükenmiş fakat her zaman da inançlı. Adım atacak halim kalmayana dek, bileklerimden asılan dev prangaları sürüyerek, kah yağmurda kah çamurda kah fırtınada kah aysız kapkara gecelerde, üstelik soğuk ve..ve hatta bitmeyen yılları biriktirdiğim bir yolun hamalıyım. Her günü bir yıl her gecesi bir asır. Yüzümü dönerek güneşe, rüzgarı arkama destek alıp, birkaç hatır gönül dostumu ümitlere harmanlayıp, ürkek olduğu kadar da keskin bir viraja hayal uluyorum. Bir yanı sarp kayalı uçurum diğer yanı Türk mavisi derya deniz. Usul usul renkleniyorken hayaller kabus perdelerini aralayan dualarım var benim uzaklardan, en kıymetlilerimden. Belki bir cennet anahtarım vardır kitabımın arasında ya da benim de dua zırhım varsa... Neden uçsuz kara yolda kalayım ki. Hem üç günlük dünyada üç kuruş eksik veya beş kuruş fazla olmuş ne çıkar. Ya yarın gidersem buralardan, gözlerim açık, o göze alamadığım pişmanlıkdan sebep. O halde ne diyorduk " Rabbim kolaylaştır zorlaştırma. Sen gönlümdekini hakkımda hayırlı eyle. Senin her şeye gücün yeter. " Vira bismillah.Bana şimdilik müsaade ne de olsa yolcu yolunda gerek. İsli bir yufkaya azıcık keçi peyniri, iki dal yeşil soğan ve mezarlığı geçince solda biten semizotlarından bir tutam koyup dürdüm de heybemde hazır, bir kenarı kırık testide çatal oluktan doldurduğum buz gibi dağ suyu var. Akrostiş dizelerime kinaye karışıyor. Kompozisyonlarımı karalayan yaramaz bir velet ve hep "otur sıfır" diyecek gibi davranan bir hocanın kocaman bir çarpıyı kırmızı tükenmezle tasvirlerime karıştırışı karşıma dikiliyor. Ben de eğitimim için okuluma bir süre ara verseydim keşke. Ne kadar geç olabilir ki rengarenk bir uçurtmayı kuyruğundan salıvermek için. Ya da bir balonu, kuşlara güzellik olsun diye. Belki bir tüy düşer dallarıma, belki bir elma masallara ait, ya da bir peri ışıklardan doğan. Ömrünüz mucizelerle dolsun