TÜM KATEGORİLER
Türkiye'deki Afrikalı Gençlerin Bayram Heyecanı (1)
Ülkelerinden, sevdiklerinden binlerce kilometre uzakta başka dilden, başka kültürden insanların arasında okumaya gelen Afrikalı Müslüman gençler, Ramazan Bayramı'nı Türkiye'deki kardeşleriyle geçiriyor.
ADAM ABU BASHAL - Ülkelerinden, sevdiklerinden binlerce kilometre uzakta başka dilden, başka kültürden insanların arasında okumaya gelen Afrikalı Müslüman gençler, Ramazan Bayramı'nı Türkiye'deki kardeşleriyle geçiriyor.
Geleneklerini burada da sürdürmeye özen gösteren Afrikalı öğrencilerin bayram telaşı, arife günü ellerine yaktıkları kınalarla bayram temizliğiyle özel yemeklerle ve kıyafetleriyle günler öncesinden başlıyor.
Türk kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının sağladığı burslarla Türkiye'de eğitim ve öğrenimlerine devam eden ve birlikte kalan gençler, hem kendi kültürlerini hem de bulundukları ülkenin kültürlerini yaşatmaya gayret ediyor.
Hazırlık telaşının ardından, bayram namazını da her yıl Hacı Bayram-ı Veli Camisi'nde kılan gençler, Türkiye'yi ve buradaki bayramlarını AA muhabirine anlattı.
Gazi Üniversitesi Uluslararası ilişkiler Bölümü mezunu Ganalı Musah Muhammed, Türkiye'de yalnızlık çekmediğini, Türkiye'yi çok sevdiğini belirterek, "Türkiye sevilmez mi? Cennet gibi bir yer. Türk insanları güzel. Türkiye bulunduğu coğrafyada çok önemli bir ülke, yaşanacak ve yaşanması gereken bir ülke." dedi.
Bayramların kendisi için çok şey ifade ettiğini dile getiren Muhammed, şöyle devam etti:
"Bayram benim için akrabaları ziyaret etmektir, kaynaşmadır, muhabbettir. Biz de bayramda çok heyecan var. Bayram geldiğini hissediyorsun. Elbette bayramda özel hazırlıklar da var. Ramazan ya da Kurban Bayramı olsun, bayramdan 15 gün önce hazırlıklara başlanır. Bayram için özel kıyafet diktirilir. Bayram gününde herkes yeni kıyafet, ayakkabı alır ve evine süslemeler yapar.
Bayram için ev boyamalar ve temizlikler yapılır. Eğer kıyafetini terziye erkenden götürmezsen demek ki senin bayram kıyafetin olmayacak çünkü bu zamanlarda terzilere çok kıyafetler götürülüyor. Arife gününde kadınlar ve erkekler kuaföre gidiyor. Kadınlar hem ellerine hem ayaklarına, erkek çocuklar ise ellerine kına yakar. Bayram namazını Türkiye'deki gibi camilerde kılmıyoruz, açık alanlarda ya da stadyum gibi büyük bir alanda kılıyoruz."
Muhammed, çok sevdiği Türkiye'de de bayram geleneklerini sürdürmeye çalıştıklarını, bayram namazına giderken mutlaka yöresel kıyafetlerini giydiklerini söyledi.
Türkiye'de geçirdiği bayramlarla ilgili unutamadığı anıları olduğunu aktaran Muhammed, "Türkiye'de gördüğüm ilginç şey bayram namazı çok erken vakitlerde kılınıyor. Bizim orada sabah namazından sonra hazırlıklara başlanıyor, genelde bayram namazı saat 10.00 civarında kılınıyor. Namazın ardından davulla sokakta dolaşıldıktan sonra saat 13.00 gibi herkes evine dağılıyor. Burada gördüğüm farklı şeyler var, mesela Türk halkı yardım sever olduğu için bayram namazından sonra bizleri evlerine kahvaltıya davet ediyor."
İki kültür arasında benzerlik çok
Dünyaya gözlerini bir bayram günü açan ve adını bu günden alan Somalili Bayram Osman da Hacettepe Üniversitesinde Sağlık İdaresi okuyor.
Türkiye'ye 4 yıl önce geldiğini anlatan Osman, Türkiye ile Afrika kıtasının gelenekleri arasında büyük benzerlikler olduğuna dikkati çekerek, ülkesinde de bayramdan önce herkesin evlerini temizlediğini, misafirlerini ağırlamak üzere hazırlık yaptığını kaydetti.
Osman, "Büyük, açık bir alanda bayram namazı kılındıktan sonra aileler ziyaret ediliyor. Geleneklerimize burada da devam ediyoruz ama Türkiye'deki Somalililer farklı şehirlerde yaşadıkları için bir araya gelmek biraz zor oluyor. Somali'de bayram günü cumaya denk gelirse sadece cuma namazı kılarız, bayram namazı kılmayız ama Türkiye'de hem bayram namazı hem de cuma namazını kılıyorlar." şeklinde konuştu.
"Türkiye'yi sevmeyene artık ne diyeyim bilemiyorum"
Nijeryalı Abdulhayyi Aliyu Musa da Türkiye'de eğitim alan Müslüman gençlerden biri. Gazi Üniversitesinde Radyo Televizyon ve Sinema bölümünde yüksek lisans yapan Musa, arkadaşları gibi benzer duygularla misafiri olduğu ülkeye ve insanlarına duyduğu sevgiyi dile getirdi. Musa, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi sevmeyene artık ne diyeyim bilemiyorum. Türkiye öyle bir ülke ki bir gün geçirirsen anıların kalır, o yüzden sevmemek mümkün değil.
Nijerya'da bayramda herkes yeni kıyafetler diktirir. Bayram namazını gün aydınlandığında açık alanda kılıyoruz. Bayramın geldiğini havaya bir el tabanca sıkan kişi ilan eder ve ondan sonra bölgedeki krallar ata biner, cemaat ise davul ve müzikle kralların evlerine kadar gider. Burada ise bayramda yöresel kıyafetlerimizi giyerek namaza gidiyoruz, arkadaşlarla yöresel yemekler yapıyoruz, muhabbet ediyoruz. Kıyafetlerimiz Türk halkına değişik geliyor ama biz de bu şekilde kültürümüzü onlara tanıtmış oluyoruz. Nijerya'da bayram gelmeden bir hafta önce bayram olacağını hissediyorsun. Bayramdan üç gün önce hanımlar kına yakarlar. Evlerde süslemeler olur."
Nijeryalı Musa, Türk halkının çok yardımsever olduğunu belirterek, "Yabancılara çok yardımcı oluyorlar. Örneğin geçen bayramda alışverişe çıktım, bayram için bir şeyler aldım. Kasaya geldiğimde arkamdaki adam bana 'bu da benim bayram hediyem olsun.' diyerek aldıklarımı ödedi. Bu olaydan çok etkilendim, çok şaşırdım." diye konuştu.
