Haberler

Prof. Dr. Ercan'dan İstanbul Depremiyle İlgili Çarpıcı Açıklamalar

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Marmara'da Çok Büyük Bir Depremin Olacağı ve Tusunami Boyunun 5.5 Metreyi Geçeceği Şeklinde Asılsız Haberler Yapıldığını Belirterek, "Jeofizik Verilerle Marmara'da Beklenen Depremin 2015'ten Önce Olma Olasılığı Çok Azdır" Dedi.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Marmara'da çok büyük bir depremin olacağı ve tusunami boyunun 5.5 metreyi geçeceği şeklinde asılsız haberler yapıldığını belirterek, "Jeofizik verilerle Marmara'da beklenen depremin 2015'ten önce olma olasılığı çok azdır" dedi.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ve Çevre Gönülleri Platformu Genel Başkanı Türksen Başer Kafaoğlu, İstanbul Çevre Konseyi'nde "Deprem ve Çevre" konulu bir basın toplantısı düzenledi. Depremin önlem alınmadığı taktirde en büyük çevre sorunlarından birine neden olacağını söyleyen Prof. Dr. Ercan, "Deprem öldürücüdür. Toplum psikolojisini bozar, ekonomiyi göçertir, ulusal kalkınmayı engeller. Yatırımları kaçırır, turizmi durdurur. Toplumsal çalkantılara neden olur. Kitlesel hastalıklara ve göçe neden olur.

Depremin etkilerini azaltabilmek için siyasi bilimsel ve teknolojik güç gerekir. Türkiye bu olumsuzlukların tümünü yaşayan bir ülkedir. Türkiye'de 1 kişinin depremden ölümü 1 milyon dolara patlamaktadır. İstanbul depreminden 1 milyon kişinin etkilenmesi ve 60 ila 10 bin arasında konutun yıkılacağı düşünülmektedir" dedi.

Prof. Dr. Ercan, Marmara'da çok büyük bir depremin olacağı ve tusunami boyunun 5.5 metreyi geçeceği şeklinde asılsız haberler yapıldığını savunarak, "Bu ürküten açıklamalardan sonra Marmara'da tam bir kaçışma, yeni konut almaya halkın şaşkınca yönelişi olmuş, insanlığın psikolojisi bozulmaktadır. Oysa durum hiç de böyle değildir" diye konuştu.

Prof. Dr. Ercan, her kırığın gaz boşalttığına dikkat çekerek, eğer kırık suyun altındaysa bu gazların kabarcıklar biçimde görüleceğini ancak gaz çıkışının depremin hemen olacağını göstermeyeceğini dile getirdi. Önemli olanın gaz çıkışının gün ve gün izlenmesi ve oranına bakılması olduğunu belirten Prof. Dr. Ercan, "Kaldı ki gaz çıkışından başka izlenmesi gereken birçok jeofizik parametre vardır. Diğer parametrelerde böyle bir değişim yoktur. Deprem tahminlerinde anlık gözlemler değil, jeofizik

özelliklerin en az 5 yıl içindeki değişimlerine bakılır. Kuzey Marmara'da deniz dibi ölçümleri, 9 Eylül Üniversitesi'nin Piri Reis gemisi verileri herhangi bir deprem verisiyle karşılaşmamıştır ve karşılamaz da. Çünkü depremin geleceği deniz jeofiziğiyle belli olmaz. Bu konuda jeofizikçi olmayan birinin ürpertici açıklamalar yapmasını şaşkınlıkla izlemekteyiz" ifadelerini kullandı.

Kandilli Gözlemevi Başkanı'nın 7.4 ve 7.5 arasında deprem olacağına dair açıklamalarına da değinen Prof. Dr. Ercan, "Bu yanlış yorum sonucudur. Geçen hafta basında yayınlanan 4 haritada adalar kolu kırılmamış olarak görülüyor. Oysa bizzat Kandili'nin aldığı verilere göre, Gölcük depreminde kırılma Heybeli Ada'ya da uzanmıştır. Bilim adamlarının yaptıkları kabuk araştırmalarına göre kalan parça tek bir depremle kırılsa, 7.2'lik bir sarsıntı beklenir ki bunun olasılığı yüzde 1'den azdır. Bunlar hiçbir

dayanağı olmayan boş bir yaygaradır. Jeofizik verilerle Marmara'da enerji birikimi beklenen depremin 2015'ten önce olma olasılığı çok azdır" dedi.

Prof. Dr. Ahmet Ercan, profesörlerin deprem konusunda çelişkili açıklamalar yaptığının sorulması üzerine hukukta ya da başka bir branşta böyle bir şey olmadığını dile getirdi. Profesörlerin birbirlerine sürekli olarak karşıt görüş ilettiğini söyleyen Prof. Dr. Ercan, "Ne yazık ki deprem profesörü gibi bir kavram çıkmıştır. Ancak bu deprem profesörleri içinde hiç deprem sismolojisi, yani deprem bilgisi dersini almayan kişiler vardır. Kişiler söyledikleri sözlerden dolayı herhangi bir sorumluluk taşımamış,

olan halka olmuştur, ekonomi etkilenmiştir. Eğer deprem olacak diye bir bilgi toplanacak olsa, ben de telefonu alıp Başbakan'ı ararım. O bu konuda bir deprem kurulu oluşturur ve gerekli tedbirleri alır" şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Ercan, belediyenin depreme ayırdığı bütçeyle ilgili olarak ise şunları söyledi:

"Deprem konusunda Türk halkı oldukça bilinçlenmiştir. Ancak bilinçlenmek yetmiyor. Vatandaş Ayşe hanım, 'Benim evim kafama yıkılacak mı?' diye soruyor. Buna çare 9 yıl içinde bulunmadı. Türk halkı ezilmektedir. 5 bin 200 dolar yıllık gelirle aylık 500-600 YTL'ye tekabül eder, bu parayla geçinen Türk halkının deprem konusunda kendi başına önlem alma olasılığı yoktur. Dolayısıyla depremden ölmenin yazgı olduğunu söylemiştir siyasetçiler. Burada hükümetin ve Anayasa'nın gereği olarak halkını yaşatmak

zorundadır. Bunu yapmalıdır. Gerekirse bedelsiz olarak, yani karşılıksız olarak çalışma yapmalıdır. Dünya verilerine göre ulusal gelir 44 bin dolara çıkmadıkça depremden ölümler sürecektir. Eğer 44 bin gelir varsa 7.3'e kadar olan depremler ölümcül olmaz. Yapılması gereken göçecek yapıların belirlenmesi ve devlet eliyle yenilenmesidir. Bunun İstanbul'da toplam maliyeti 5 milyardır. Deprem vergileriyle toplanan para 15 milyar dolardan daha fazladır. Türkiye için gerekli para 25 milyar dolardır. Madem ki bu

para vardır, halk için kullanılması gerekir. İstanbul genelinde belediyeler gereğini yapmaktadırlar. İstanbul'da mahalle ölçeğinde nerelerin yıkılacağını biliyoruz. Diğer bir deyimle göçük altında kalacak insanların adları ve soyadları mahalle muhtarlıklarında bellidir. Kat mülkiyeti yasasının çıkması çok önemliydi. Bu da gecikmeli olarak çıktı."

Prof. Dr. Ercan, Türkiye'de deprem olması durumunda kurtarma ekiplerinin kurtarma faaliyetlerinin sorulması üzerine ise, "Türkiye'de toplam yatak sayısı 180 bindir. Ancak depremden bir milyon kişi etkilenecektir. Bu insanların tümünü Türkiye'ye dağıtsanız bile yatacak yatak yoktur" dedi.

Türksen Başer Kafaoğlu ise, kentte yeterince yeşil alan olmadığını ifade ederek, "Düşünün ki gökdelenlerin olduğu bir yerde deprem olduğunu düşünen insanlarının sığınacak bir yeşil alanı yok. Olası bir depremde korunma Anayasa teminatı altına alınmalıdır. Ayrıca toprağa gömülen zehirli varillerle ilgi bir gelişme olmadı" ifadelerini kullandı.

(ÖFA-RA-CC-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title