Sağlık Bakanlığının 2026 yılı bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Sağlık Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerinde gruplar adına görüşmeler tamamlandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Sağlık Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerinde gruplar adına görüşmeler tamamlandı.
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Sağlık Bakanlığının, insanların yaşam süresini uzatması ve yaşadıkları süre içerisinde sağlıklı geçen sürenin uzatılması için mücadele etmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye'de OECD ülkeleri ortalamasından 4 yıla yakın daha kısa bir ömür ortalaması olduğunu söyleyen Pala, "Pandemide kötü bir performans nedeniyle OECD ülkeleri içerisinde ömrün en kısaldığı ülke Türkiye. Oysa, Türkiye 2007'den sonra duraksamaya başlamasa Dünya Sağlık Örgütü Avrupa bölgesinden daha yüksek bir yaşam ümidine sahipti. Maalesef, bu giderek azaldı ve pandemi sonrasında ara iyice açıldı." diye konuştu.
Ülkede erken ölümlerle ilgili ciddi problemler yaşandığını ifade eden Pala, "Hem bebek ölümü hem çocuk ölümü çok yüksek. Bölgeler arasında ciddi eşitsizlik var." değerlendirmesinde bulundu.
Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin özel sektöre terk edildiğini savunan Pala, "Yenidoğan Komisyonuna gelemediniz, bunları anlatamadınız? Çocukları ölen ailelere karşı bir sorumluluğunuz yok mu? Gerçekten, ben, sizin bizim ısrarlı taleplerimize rağmen niye Komisyona gelmediğinizi anlayabilmiş değilim." dedi.
Türkiye'de OECD ortalamasından 6 kat yüksek acil servislere başvuru olduğunu kaydeden Pala, "Bu durumda acil servisler acil servis olma özelliğini maalesef kaybediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Sağlık Bakanlığına ayrılan bütçenin yetersiz olduğunu da öne süren Pala, şöyle konuştu:
"OECD ülkeleriyle kıyasladığımızda durumumuz hiç iyi değil. Dağıtımınızdaki tercihleriniz de yanlış. Bütçenin yüzde 58'ini hastanelere ayırıyorsunuz. Yani bırakalım hastalansınlar, hastalandıklarında tedavi edelim, onlara ilaç verelim, tıbbi görüntüleme yapalım. Açık söyleyeyim Sayın Bakanım, bu yalnızca sağlık sermayesinin işine yarar. Bu, insanların ne uzun ömürlü olmasına ne de ömürleri içerisindeki sağlıklı sürenin artışına bir katkı maalesef sağlamaz."
"Genel bütçeden sağlığa ayrılması gereken pay en az yüzde 15 olmalı"
DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ, sağlığın artık hak olmaktan çıkıp, piyasaya açıldığını savundu. Devletin sağlıkla ilgili kamusal yükümlülüklerinin özel sektöre devredildiğini ileri süren Bozdağ, "Öyle ki kamu özel işbirliği projeleri, siz de çok iyi biliyorsunuz, şehir hastaneleri bunlardan biriydi ve siz de gördünüz ki şehir hastaneleri kamuya ciddi anlamda yük olmaya başladı ve buradan geri adım attınız ama yük hala kamunun sırtında ve bir kambur gibi taşınacak." değerlendirmesinde bulundu.
Şehir hastanelerinin kamuya devredilmesi gerektiğini söyleyen Bozdağ, "Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla bugün neredeyse sağlık hizmetlerinin 3'te biri özel sektöre devredilmiş durumda. Nitelikli yatak sayılarından yoğun bakım yatak sayılarına kadar özel sektör kamuya göre üstün durumda. Bakınız, hastanelerin yüzde 35'i özel sektörde." dedi.
OECD ülkeleri içerisinde sağlığa en az kaynak ayıran ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen Bozdağ, "Genel bütçeden sağlığa ayrılması gereken pay en az yüzde 15 olmalı. Tüm yurttaşların prim dahil herhangi bir ödeme yapmaksızın sağlık gereksinimi kamusal olarak karşılanmalıdır." ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, geçen yıla kıyasla sağlık hizmetlerinde bir miktar iyileşme olduğunu söyledi. Toplum sağlığının ve koruyucu hekimliğin sağlık sisteminin başarısı için "olmazsa olmaz" olduğuna işaret eden Fakıbaba, "Toplum sağlığı için gerekli olan en önemli temel ihtiyaçların başında barınma ve beslenme sorunu gelmektedir. Mesela, 22 bin lira ücret alan bir vatandaşın 5 kişilik bir aileye bakmak için bunun ne kadarını kiraya, ne kadarını beslenmeye, ne kadarını ulaşıma, ne kadarını eğitime, ne kadarını elektriğe vermesi gerekir. Sosyal devletin birinci görevi vatandaşın barınma ve beslenmesini sağlamaktır." diye konuştu.
Doktor atamalarının bölgeler arasında hakkaniyetli bir dağılım göstermediğini de ileri süren Fakıbaba, şöyle konuştu:
"Bazı illerimizde ihtiyaç fazlası el cerrahi uzmanı bulunmasına rağmen nüfusu 2,5 milyon olan Şanlıurfa'da el cerrahı bulunmamaktadır. Bunun yanında, Şanlıurfa'da birçok branşlarda büyük açık bulunmaktadır. Bazı hastanelerde yeniden bıçak parası hortlamaya başlamıştır ve bu konuda gerekli önlemi alacağınıza inanıyorum, yani hastalarımız 2000'li yılların başına dönmek istemiyor."
"Sezaryen doğum oranlarındaki gerileme önemli"
MHP Çankırı Milletvekili Pelin Yılık, sağlık politikasının temelinde yaşam kalitesini ve yaşama sevincini geliştiren, insan ömrünü uzatan, vatandaşların ve hizmet sunanların memnuniyetini esas alan, hayatı anlamlı ve değerli kılan bir sağlık sisteminin tesis edilmesinin yer aldığını söyledi.
Kamu harcamalarında sağlığa ayrılan payın yüksekliğinin bir ülkenin refah düzeyiyle doğru orantılı olduğuna işaret eden Yılık, "Ülkemizin yaşlanan nüfusu göz önüne alındığında yaşlılara yönelik koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesini, yaşlı sağlığı, geriatri ve palyatif bakım hizmetleri sunan merkezlerin sayısının artırılarak yaşlıların sağlık hizmetlerine erişimlerinin kolaylaştırılmasını önemli bulmaktayız." dedi.
Doğurganlık hızının artırılması gerektiğini vurgulayan Yılık, şu ifadeleri kullandı:
"Yaşlanan Türkiye için şimdiden dikkate alınması gereken öncelikler arasında olmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü sezaryen oranlarının, 1985 yılından bu yana tüm doğumlar için de yüzde 10 ila 15 oranında olmasını önermektedir. 2018 yılı Türkiye nüfus ve Sağlık araştırmalarına göre Türkiye'de tüm doğumlar için de sezaryen doğumlarının sıklığı yüzde 52'ydi. Türkiye, 2022 verilerine göre sezaryen oranı açısından dünyada en yüksek orana sahipti. Bu oran Türkiye'de özel sektörde yüzde 78, üniversite sağlık sektöründe yüzde 75, Sağlık Bakanlığında ise önleyici tedbirlere rağmen yüzde 46'yı aşmış durumdaydı. Sağlık Bakanlığımız tarafından uygulamaya alınan normal doğum eylem planıyla birlikte sezaryen doğum oranlarındaki gerileme önemlidir. Bundan sonraki süreçlerde de bu programla birlikte düşmeye devam edecektir."
"Son 23 yılda hekim sayısı yüzde 151 artmıştır"
Yeni Yol Partisi Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu, kendi sağlık sorunları nedeniyle başvurduğu hastanede yaşadığı bazı sorunları anlattı. Kendisine doğru tedavi uygulanmadığını iddia eden Karatutlu ile AK Parti İstanbul Milletvekili Ümmügülşen Öztürk arasında sözlü tartışma yaşandı.
Hekimlerin değersizleştirildiğini ileri süren Karatutlu, "Planlama ve denetlemede sık sık sorunlar çıktığına rastlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Kamu hastane birliklerinin başarılı olmadığını öne süren Karatutlu, "'Güler yüzlü bir sağlık personeli ve sağlık sistemi kuracağız' dendi. Muhatap olanlar ne kadar güler yüzle karşılaşıyorlar. Kovidden sonra personellerde bir sıkıntı oluştu, 'bir an önce başımdan gitsin' tavrıyla hastalara mekanik olarak yaklaşıyorlar. Bunun sonucunda da şiddete eğilim karşılıklı oluyor." ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş'taki sağlık hizmetlerinin yetersiz olduğunu savunan Karatutlu, hastane yapımı için tercih edilen yerlerin de hatalı olduğunu ileri sürdü.
AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş, sağlık alanında gerçekleştirdikleri büyük dönüşümün 2026 yılı bütçesinde de aynı kararlılıkla devam ettiğini söyledi.
Sağlığın yalnızca bir hizmet başlığı değil, insan onurunu, sosyal adaleti ve devletin merhamet yüzünü temsil eden temel bir kalkınma alanı olduğuna işaret eden Güneş, şöyle devam etti:
"2002'de sağlık harcamalarının bütçe içindeki payı yalnızca yüzde 2,5 iken, 2026'da bu oran yüzde 8,4'e çıkmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan sağlık harcamaları da dahil edildiğinde toplam sağlık harcamaları 3 trilyon 307 milyar liraya ulaşmakta, bu tutar Cumhuriyet tarihimizin en yüksek sağlık bütçesini oluşturmaktadır. 2002'de 257 bin olan sağlık personeli sayısı, 2025 eylül itibarıyla 877 bine yükselmiştir. Hekim sayısı 91 bin 949'dan 230 bin 353'e, diş hekimi sayısı 16 bin 371'den 51 bin 556'ya, hemşire ve ebe sayısı ise 113 bin 872'den 326 bin 936'ya çıkmıştır. Son 23 yılda hekim sayısında yüzde 151, diş hekiminde yüzde 215, hemşire ve ebede yüzde 187 oranında artış sağlanmıştır. Bu artış yalnızca sayısal bir büyüme değil, aynı zamanda hizmetin ülke geneline daha dengeli yayılmasının bir sonucudur."
Türkiye'nin en geniş aşılama programını uygulayan ülkelerden biri olduğunu da anlatan Güneş, sağlık alanında yapılan yatırımlar ve sunulan hizmetler hakkında bilgi verdi.















