Ömer Fethi Gürer: "Şap Hastalığından Hayvanı Kaybeden Besicilere Şu Ana Kadar Bakanlık Ne Desteği Verdi?"
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Besiciler bugün büyük sıkıntı içinde. Yem fiyatları artmış. 50 kilo süt yemi 900 liraya kadar çıkmış. O hayvanın maliyeti katlanmış. Bu anlamda besiciye bir destek de yok. Yani şap hastalığından hayvanı kaybeden besicilere şu ana kadar bakanlık ne desteği verdi? Bu insanların sorunlarıyla birebir ne kadar ilgilenildi? Ölümleri bildirmiyorlar, destekleri açıklamıyorlar. 130-140 bin liralık bir hayvan öldüğünde bu insanın yaşadığı mağduriyetin yanında mutlaka Tarım ve Orman Bakanlığı olmalı" dedi.
(ANKARA) - CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Besiciler bugün büyük sıkıntı içinde. Yem fiyatları artmış. 50 kilo süt yemi 900 liraya kadar çıkmış. O hayvanın maliyeti katlanmış. Bu anlamda besiciye bir destek de yok. Yani şap hastalığından hayvanı kaybeden besicilere şu ana kadar bakanlık ne desteği verdi? Bu insanların sorunlarıyla birebir ne kadar ilgilenildi? Ölümleri bildirmiyorlar, destekleri açıklamıyorlar. 130-140 bin liralık bir hayvan öldüğünde bu insanın yaşadığı mağduriyetin yanında mutlaka Tarım ve Orman Bakanlığı olmalı" dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gürer, şunları söyledi:
"Ülkemizde 81 ilde şap hastalığı nedeniyle hayvan pazarları kapatılmış, aşılama çalışmaları başlatılmış ve bunun sonucunda da hastalığın kontrol altına alındığı açıklanmıştı. Bu sürecin sonunda kontrol altına alındığı açıklanan hastalık, İstanbul merkezi 21 mahallede karantina uygulamasıyla esasında İstanbul gibi bir yerde dahi kontrol altına alınmadığı ortaya çıktı.
Farklı illerden bize bilgiler geliyor. O illerdeki bu işi yapan insanların mağdur olmaması için il il bu konuda bilgi vermek yerine genel üzerinde değerlendirme yapacağım. Çünkü şap hastalığı da zoonotik bir hastalık, laboratuvar ortamında bulaş olduğu saptanmış. Ama insan üzerinde bununla ilgili veriler olmadığından hastalığın zoonotik bir hastalık olmadığı söyleniyor.
Hayvan hastalıklarının insana bulaşma riskinin varlığı şapta olmadığı yönünde ifadeler var. Bakana yazılı soru önergesi verdim. Bu yıl içinde şap hastalığından kaç hayvan öldü dedim. Hala yanıt bekliyoruz. Keza şap hastalığı hayvanlarda et ve süt kaybına neden oluyor. Bu nedenle ülkenin ekonomik anlamda ne kadar kaybı oluştu? Bunun da yanıtını alamadık. Şartlı kesime giden hayvan sayısı kaç? Şap hastalığına yakalanan hayvanlar 'şartlı kesim' dediğimiz kontrol olarak kesim yapılıyor ve sonra da satışı gerçekleşiyor. Şap hastalığı genelde gribe benzer etkiler gösteren bir hastalık.
Şarbon gibi ölümcül sorun yaratan vakaların oluşumuna yol açmıyor. Ama şap yurt dışında özellikle Irak üzerinden ülkemize Hakkari'den girdiği belirtilen ve kurban bayramında yaygınlaştığı söylenen süreçte aşıların yapıldığı ifade edildi. Ama bu yeni virüsün aşısı farklı diye yeniden aşılama faaliyetlerine geçildi.
"Bu ülkede Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü kaldırıldı"
En az şu anda 6-7 ilimizde şap hastalığıyla ilgili besiciler sorun yaşıyorlar. Son örnekte girişte belirttiğim gibi İstanbul ilinde ortaya çıkan durum. Yani siz İstanbul'da bu hastalığı kontrol altına alamıyorsanız 81 ilde nasıl alacaksınız? Bu ülkede Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü kaldırıldı. Biz diyoruz ki 'hayvancılığın olduğu her yerde mutlaka veteriner bulunsun'. Atanamayan onlarca veteriner var. Onlar buralarda görevlendirilsin. Yapılanmada hayvan hastalıklarının bundan sonra daha da artarak devam etme olasılığı var.
İklim değişikliğinin etkisiyle yeni yeni hayvan hastalıklarının ortaya çıkması da olası. Çünkü şapın daha önceki süreçlerde var olduğu biçimiyle aşı engellenirken, bu yılki hastalıkta bu aşıların yetersizliği ortaya çıktı.
"Besiciye bir destek de yok"
Şarbon insanı öldürür. Brasilea'nın insan üzerinde olumsuz etkisi var. Şap için zoonotik değil denilen hastalıkta laboratuvar ortamında bulaştı, tespit edilmiş. Bir de bu GDO'lu yemler var. GDO'lu yemlerin ülkemizde farklı hayvanlarda 30'un üzerinde çeşidine ithal izni veriliyor. Bu GDO'lu yemlerin hayvan üzerinde oluşturduğu olumsuzluğun insana yansımasıyla ilgili bilimsel bir makale de yok. Bunlar da araştırılmalı. Başta tavuk olmak üzere, GDO'lu yem bu hayvanlar tarafından tüketildiğinde hayvanlarda ortaya çıkacak olumsuzluk insana yansıyor mu yansımıyor mu?
Şartlı kesim dediğimiz olayda da özellikle büyükbaş hayvanlarda kontrol altında kesim sağlanıyor ama bazı yerlerde doğal olarak bu hastalığın varlığından haberi olmayanlar hayvanı kesip piyasaya vermek durumunda da oluyor. Besiciler bugün büyük sıkıntı içinde. Yem fiyatları artmış. 50 kilo süt yemi 900 liraya kadar çıkmış. O hayvanın maliyeti katlanmış. Bu anlamda besiciye bir destek de yok. Yani şap hastalığından hayvanı kaybeden besicilere şu ana kadar bakanlık ne desteği verdi? Bu insanların sorunlarıyla birebir ne kadar ilgilenildi? Ölümleri bildirmiyorlar, destekleri açıklamıyorlar. 130-140 bin liralık bir hayvan öldüğünde bu insanın yaşadığı mağduriyetin yanında mutlaka Tarım ve Orman Bakanlığı olmalı. Bunun için de bir saptama gerekiyor. İllere göre ölen hayvanlar saptandı mı? Şartlı kesime giden hayvan sayısı belli mi? Et ve süt kayıplarıyla ilgili tablonun son durumu ne? Bu durumda sorun yaşayan besiciye, üreticiye ne kadar destek sağlandı? ya da sağlanması düşünülüyor mu? Bunları kamuoyunun bilmesi gerekir.
"Besiciler büyük sorun yaşadılar ama yaşadıkları sorunlarda yanlarında iktidarı bulamadılar"
Açıklama yapıyoruz, ertesi gün bakanlık bir açıklama yapıyor. Ne diyor? 'Şapla ilgili kontrol altına alındı, sorun yok'. Bir hafta sonra ne diyor? 'İstanbul'da 21 mahallede şap karantinası başladı'. ya kontrol altına aldıysan nasıl oluyor da İstanbul'da şap yeniden hortluyor? Benim bildiğim en az 10 tane il var. Onun için kamuoyuna şeffaf, doğru, gerçekçi, çözümcü, sorunun üstüne giden ve bundan sonra sorun oluşturmayacak biçimde önlemlerin geliştirildiği açıklamalar yapılmalı. Vatandaşın doğru bilgi alma hakkı var. Yok demekle yok olmuyor. Yok olsaydı bu sorun ortaya tekrar çıkmazdı. ve bu yıl özellikle besiciler bu bağlamda büyük sorun yaşadılar ama yaşadıkları sorunlarda yanlarında iktidarı bulamadılar.
"Besicinin, üreticinin yaşadığı sorunlara çözüm üretin"
Bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Birincisi; bu bağlamda besicinin, üreticinin yaşadığı sorunlara çözüm üretin. İkincisi, Sağlık Bakanlığı tarafından bu tür hastalıklarla ilgili ihtisas sahibi her ilde en az bir doktorun bulunmasının yolunu açın. Üçüncüsü, aşı konusunda Türkiye geçmişte kendi olanaklarıyla yarattığı aşıların bir bölümünü ithal ediyor. Bu aşıların da hayvanlara uygulanma sürecindeki zincir sağlıklı işlemiyor. Bu nedenle aşıların hayvan üzerindeki etkisini inceleyecek çalışmalar yürütün."


















