Kesk Diyarbakır Şubeler Platformu'ndan 2026 Bütçe Tepkisi: "Bu Bütçe Daha Fazla Yoksulluk, Daha Fazla İşsizlik ve Güvencesizlik Demektir"
KESK Diyarbakır Şubeler Platformu’ndan yapılan açıklamada, bütçenin daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik ve güvencesizlik oluşturduğu ifade edilerek, “Bu bütçede kamu emekçileri yok, işçiler yok, emekliler yok, kadınlar, gençler, öğrenciler yok. Çiftçiler, küçük üreticiler, engelliler yok. Kamu hizmetlerine, istihdama kaynak yok. KESK olarak bu bütçeyi kabul etmiyoruz. Sadece kendimiz için değil, herkes için; gündüzleri işsiz kalınmayan, geceleri aç yatılmayan bir ülke istiyoruz" denildi.
Haber: Mehmet Mucahit CEYLAN
(DİYARBAKIR) - KESK Diyarbakır Şubeler Platformu'ndan yapılan açıklamada, bütçenin daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik ve güvencesizlik oluşturduğu ifade edilerek, "Bu bütçede kamu emekçileri yok, işçiler yok, emekliler yok, kadınlar, gençler, öğrenciler yok. Çiftçiler, küçük üreticiler, engelliler yok. Kamu hizmetlerine, istihdama kaynak yok. KESK olarak bu bütçeyi kabul etmiyoruz. Sadece kendimiz için değil, herkes için; gündüzleri işsiz kalınmayan, geceleri aç yatılmayan bir ülke istiyoruz" denildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Diyarbakır Şubeler Platformu, 2026 Yılı Bütçesi'ne yönelik itirazlarını dile getirmek ve TBMM'nin bu bütçeyi reddetmesini talep etmek amacıyla basın açıklaması düzenledi.
Maliye önünde yapılan açıklama Büro Emekçileri Sendikası Şubesi Eş Başkanı Güneş Özel tarafından okundu. Yüksek enflasyon, düşük ücretler ve güvencesizliğin milyonları açlık sınırına ittiğini söyleyen Özel, "Meclis'te günlerdir hepimizin hayatını doğrudan ilgilendiren bütçe teklifi görüşülüyor. Hiçbir iktidar açıkça halkı, emekçileri düşünmüyoruz demez. Aksine yıllardır aynı sözleri tekrar ederler: Halktan, emekten, işçiden, memurdan yanayız derler. Bu sözler bizlere tanıdık geliyor. Çünkü yıllardır bu söylemlerle oyalanıyoruz. Geldiğimiz noktada ekonomik kriz ve gelir adaletsizliği geçici olmaktan çıkmış, iktidarlar eliyle sürdürülen bilinçli bir yoksullaştırma düzenine dönüşmüştür. Yüksek enflasyon, düşük ücretler ve güvencesizlik milyonları açlık sınırının altına iterken; yoksulluk ve adaletsizlik normalleştirilmiştir. Bu tablo sadece ekonomik değil, siyasal bir kontrol aracına da dönüşmüştür" diye konuştu.
'Bütçe açığının kamu yatırımlarında kesinti ve tasarruf adı altında emekçilere ödetileceği açıkça söyleniyor'
Özel, şunları kaydetti:
"İktidar sözcüleri hala 'işçiyi, memuru enflasyona ezdirmiyoruz', 'bütçeden en büyük payı eğitime ve sağlığa ayırıyoruz' diyor. Oysa bir iktidarın kimden yana olduğunun en açık göstergesi bütçesidir. Çünkü bütçeler tercihlerin belgesidir. Bu nedenle TBMM'de görüşülen bütçeye üç basit soruyla bakıyoruz. Birincisi vergiler kimden toplanacak? Bütçe rakamları gösteriyor ki sermayeden alınması gereken 2,4 trilyon liralık vergiden vazgeçiliyor. Toplanacak her 100 liralık verginin 90 lirası KDV, ÖTV, gelir vergisi gibi dolaylı vergilerle emekçilerin sırtına yükleniyor. Vergi yükü tamamen halka yıkılıyor. İkincisi, toplanan vergiler nereye harcanacak? Her 100 liranın 20 lirası faize, 5 lirası sermayeye teşviklere, en az 16 lirası savaş ve silah harcamalarına, 3 lirası ise yandaş müteahhitlere aktarılıyor. Üçüncüsü, emekçilerin temel sorunlarına ne ayrılıyor? Yoksullukla mücadeleye sadece 4 lira, istihdama 3 lira, tarıma 3 lira, hukuka ve adalete 2 lira 80 kuruş ayrılıyor. Kadının güçlenmesine 6 kuruş, bağımlılıkla mücadeleye 11 kuruş ayrılıyor. Üstelik bütçe açığının da yine kamu yatırımlarında kesinti ve tasarruf adı altında emekçilere ödetileceği açıkça söyleniyor."
'KESK olarak bu bütçeyi kabul etmiyoruz'
"Bu bütçe daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik ve güvencesizlik demektir" diyen Özel, "Bu bütçede kamu emekçileri yok, işçiler yok, emekliler yok, kadınlar, gençler, öğrenciler yok. Çiftçiler, küçük üreticiler, engelliler yok. Kamu hizmetlerine, istihdama kaynak yok. KESK olarak bu bütçeyi kabul etmiyoruz. Sadece kendimiz için değil, herkes için; gündüzleri işsiz kalınmayan, geceleri aç yatılmayan bir ülke istiyoruz. Çocuklarımızın, öğrencilerimizin hayatlarının MESEM cehennemi ile karartılmadığı bir ülke istiyoruz. İnsanca bir yaşam, güvenceli bir iş, güvenli gelecek, demokratik bir Türkiye istiyoruz" ifadelerini kullandı.
'Vergilerimizin eğitime, sağlığa, adalete, barışa ve demokrasiye harcandığı bir ülke istiyoruz'
İnsanca yaşamaya yetecek ücret, vergide ve gelirde adalet talep ettiklerini söyleyen Özel, "Vergilerimizin eğitime, sağlığa, adalete, barışa ve demokrasiye harcandığı bir ülke istiyoruz. TBMM Genel Kurulu emek karşıtı, halk karşıtı bütçe teklifini oylamak üzere 21 Aralık'ta toplanacak. Biliyoruz ki daha öncekiler gibi bu bütçe teklifi de iktidar bloğunun oy çoğunluğu ile kabul edilecek. Tesadüfe bakın ki 21 Aralık en uzun gecenin en kısa gündüzün yaşandığı gündür. O gün karanlık her zamankinden daha erken çökecek. Gece her zamankinden daha uzun sürecek. Bizler biliyoruz ki her karanlığın bir sonu vardır. Karanlığın en koyu olduğu an aydınlığın da en yakın olduğu zamandır. İnanıyoruz ki her şeye rağmen 22 Aralık aydınlığa daha fazla yakınlaştığımız bir gün olacak. Buradan hep birlikte söz veriyoruz. Emekçiler için, halk için aydınlık o günleri daha da yakınlaştırmak için Halk İçin Bütçe, Demokratik Türkiye mücadelemizi kararlıkla sürdüreceğiz" diye konuştu.
















