Jandarmaların Yargılanmasına Devam Edildi

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesi olayında ihmalleri bulunduğu iddiasıyla haklarında dava açılan jandarma istihbarat görevlileri astsubay başçavuş O.Ş. ile uzman çavuş V.Ş.'nin yargılanmalarına bugün Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.

İlk duruşmaya katılmayan ve tutuksuz yargılanan sanıklar bugünkü duruşmaya katılarak ifade verdiler. Sanıklardan jandarma astsubay başçavuş O.Ş., Yasin Hayal'in İstanbul Şişli'de bulunan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i öldüreceğini akrabası Coşkun İğci'nin kendilerine anlattığını belirterek, basına da yansıyan bu bilgileri üstlerine ilettiklerini söyledi. Yapılan rutin istihbarat toplantılarında konuyu anlattığını kaydeden O.Ş. "Toplantı sırasında şube müdürüm jandarma kıdemli yüzbaşı M.Y., İl Jandarma Komutanı Albay A.Ö'ye hitaben 'Komutanım 2004 yılında Mc Donald's'ı bombalayan ve Pelitli'de oturan Yasin Hayal, İstanbul'da Ermeni asıllı bir gazeteciyi öldüreceğine yönelik arkadaşların edinmiş olduğu bilgiler var' dedi. Arkadaştan kasıt olarak da beni ve V.Ş.'yi kastetti. Bunun üzerine Alay Komutanımız A.Ö. de 'Bu konuyu sonra özel olarak görüşürüz' dedi ve bu konu o gün için kapandı. Yine gününü tam olarak hatırlamadığımı bir zamanda uzman çavuş H.Ö. yanıma geldi. Bana 'Komutanım bu sizden almış olduğum bilgiler konusunda şube müdürüm tarafından çalışma yapılması maksadıyla herhangi bir emir ve talimat verilmedi, biz ne yapacağız' diye sordu. Bende bunun üzerine tekrar şube müdürümüz kıdemli yüzbaşı M.Y.'nin odasına gittim. Kendisine İstanbul'daki Ermeni asıllı gazetecinin öldürülmesinin planlanması ile ilgili edindiğimiz bu bilgilerin önemli olduğunu, kendisine bir kere daha vurgulayarak bu konuda arkadaşların kendisinden emir ve talimat beklediklerini söyledim. O da bana 'Ya sonra ben emir veririm' dedi. Bende bu söyleminin üzerine sinirlendim, zira böyle bir konunun gündeme gelmemesine sinirlendim ve çıktım" diye konuştu.

Bu konuyla ilgili kendilerine bir talimat verilmediği için çalışma yapmadıklarını kaydeden O.Ş. cinayetin işlendiği gün olayı televizyondan duyduklarını ifade ederek, "Cinayetin ardından Şube Müdürü M.Y. jandarma başçavuş G.G.'yi aradı ve gelmesini söyledi. Bir müddet sonra da kendisi geldi. Daha sonra Veysel ile birlikte beni çağırdı. 'Edinmiş olduğunuz bilgiler neydi tekrar edin' dedi. Biz de kendisine Coşkun İğci'den ilk ağızdan öğrenmiş olduğumuz bilgileri yeniden aktardı. O da söylediklerimizi kağıda not aldı. Daha sonra bu söylediklerimizi G.G.'ye vererek Haber Kayıt ve Bildirim Formu 20 Ocak 2007'ye düzenlenmek üzere talimat verilmiştir. Daha sonra G.G bu bilgileri Haber Kayıt ve Bildirim Formu ile Jandarma Genel Komutanlığı'na ve Jandarma Bölge Komutanlığı'na çekmiş. Bildiğim kadarıyla Genel Komutanlığın ve bölge komutanlığının 20 Ocak 2007 saat 21.30'da çekilmiş olan Haber Kayıt Formu öncesinde herhangi bir bilgileri yoktu" şeklinde konuştu.

O.Ş., 22 Ocak 2007 günü sabah toplantısında Alay Komutanı albay A.Ö. ve Şube Müdürü M.Y.'nin talimatları doğrultusunda Coşkun İğci ile tekrar görüşmelerinin kendilerinden istendiğini kaydederek şunları söyledi:

"Bize 'Coşkun'u bulun ve size daha önce anlattığı istihbari bilgileri başkası ile paylaşmasın' diye söylememizi istedi. Daha doğrusu toplantı sırasında M.Y. alay Komutanı'na hitap ederek, 'Komutanım istihbaratçı arkadaşlar gidip Coşkun ile görüşsünler, eğer uygun görüyorsanız Coşkun bu bilgilerini başkalarıyla paylaşmasın' dedi. Alay Komutanımız bu konuya herhangi bir şekilde cevap vermedi ancak mimikleriyle onaylar gibiydi. Daha sonra biz Coşkun İğci ile buluştuk ve kendisine bu bilgileri başkasıyla paylaşıp paylaşmadığını sorduk. 'O da bize sinirlenerek 'Bu bilgileri size verdim, siz değerlendiremediniz' dedi".

Astsubay başçavus O.Ş., 20 Ocak 2007 tarihinde düzenlenmiş olan bir tane görev sonuç raporu olduğunu ancak o gün böyle bir görev icra etmediklerine dikkat çekerek, "Bunun nedeni şudur, 22 Ocak 2007 günü saat 21.30'da bizim şube müdürüne vermiş olduğumuz bilgi doğrultusunda çektirmiş olduğu haber kayıt bildirim formundaki bu bilgilerin daha sonradan sorulacağını değerlendirdiği için böyle bir görev sonuç raporu talimat vermek suretiyle V.Ş. tarafından kaleme alındı. Hatta birkaç kez düzeltme yapıldı. 20 Ocak'ta düzenlenen belge kesinlikle doğruyu yansıtmamaktadır" açıklamasını yaptı.

Mülkiye ve Jandarma Müfettişleri'ne olay sonrası verdikleri ifadelerin kendi hür iradelerine dayalı olarak vermiş oldukları ifadeler olmadığını belirten O.Ş., ifadesini şöyle sürdürdü:

"Bu nedenden dolayı mahkemenizin yazmış olduğu talimat bugüne kadar elime ulaşmadığı için mahkemeniz huzurunda tüm samimiyetimle bu doğruları beyanda bulunuyorum. Şube Müdürü M.Y. bize sözlü talimatla önceki vermiş olduğumuz ifadelerin o şekilde verilmesi yönünde yani gerçeğe uygun olarak verilmemesi yönünde talimat verdiği için bizde bu aşamaya kadar olan süreçte bu şekilde ifade ve beyanlarda bulunduk. Hatta ben kendisine yani M.Y.'ye V.Ş.'nin de yanımda bulunduğu sırada defalarca bu konunun doğrusunun anlatılması için talepte bulundum. Ancak kendisi 'Doğru şekilde ifade ve beyanda bulunmayacaksınız' dedi ve biz de o şekilde beyanda bulunduk. Zira kendisi benim 1. Sicil Amirim, Veysel'in de 2. sicil amiridir. Askeri disiplin ve sicil korkusu ile o şekilde beyanda bulunduk." Diğer sanık uzman çavuş V.Ş. de komutanı O.Ş.'nin ifadelerine aynen katıldığını belirtti.

Olayla ilgili tanıklardan Coşkun İğci'nin ağabeyi ve babası da dinlenirken, mahkeme başkanı sanık beyanlarından adı geçen dönemin Trabzon Jandarma İl alay Komutanı Albay A.Ö ve İstihbarat Şube Müdürü M.Y.'nin de bulunduğu toplam 10 kişinin görev yaptıkları birlik ve adreslerinin mahkemeye acilen bildirilmesine ve gelen cevabi yazıya göre de bunların dinlenmesine karar verdi. Duruşma ise 19 Haziran tarihine ertelendi.

(BK-ÖS-ÖK-Y)

Haberler