TÜM KATEGORİLER
Haluk Koç (2) -
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, "İsrail'in, Gazze'ye dönük savaş suçu sayılacak devlet terörü karşısında, Türkiye'de AKP iktidarının yürüttüğü ucuz gürültü siyaseti tam bir ahlaki çöküntü ve iflas belgesi halinde.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, " İsrail'in, Gazze'ye dönük savaş suçu sayılacak devlet terörü karşısında, Türkiye'de AKP iktidarının yürüttüğü ucuz gürültü siyaseti tam bir ahlaki çöküntü ve iflas belgesi halinde. Alışıldık bir ikiyüzlü siyaset anlayışı ve çaresizlik hakim" dedi.
Koç, CHP Genel Merkezi'nde gündeme ilişkin açıklamada bulundu.
Yalanı gerçekten ayırabilen tüm inananların Kadir Gecesi'ni kutlayan Koç, Şanlıurfa'nın Suriye sınırında şehit olan 3 askere Allah'tan rahmet, ailelerine ve millete sabır diledi.
Askerlerin hangi türlü çatışmayla şehit edildiklerinin belli olmadığını ileri süren Koç, "Genelkurmay mahcup açıklamalar yapıyor. Bir yanda çözüm arayışı, bir yandan IŞİD, bir yanda PKK, bir yanda kaçakçılık, sınırlar kevgir. Olan yine bu ülkenin gariban mehmetlerine oluyor" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın dün şehit aileleriyle yemek yediğini hatırlatan Koç, "yandaş şehit ailelerinin" yaratıldığını iddia etti. Erdoğan'ın, şehit ailelerine "Biz, Öcalan'la hiçbir zaman görüşmedik, el sıkışmadık" dediğini aktaran Koç, yalanın, en kutsal günlerde, sofralarda kullanılır hale geldiğini öne sürdü.
Siyaset adına utanılacak bir dönemin yaşandığını ileri süren Koç, eşit, adil olmayan bir cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının yürütüldüğünü savundu.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına değinen Koç, " İsrail'in, Gazze'ye dönük savaş suçu sayılacak devlet terörü karşısında, Türkiye'de AKP iktidarının yürüttüğü ucuz gürültü siyaseti tam bir ahlaki çöküntü ve iflas belgesi halinde. Alışıldık bir ikiyüzlü siyaset anlayışı ve çaresizlik hakim" dedi.
-"Bu ne iş usta?"
"Bir yandan İsrail'in insafsız saldırılarına tepki gösterir gibi davranıp, içerinin gazını alma taktiği, diğer yandan İsrail ile her türlü ekonomik, savunma ve güvenlik işbirliği paslaşmasını sürdüren bir anlayış" diyen Koç, Batı yaptırıma davet edilirken, Türkiye-İsrail ilişkilerinin en üst düzeyde devam ettiğini ileri sürdü. Koç, iktidarın yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
"Musul-Kerkük ham petrolünü, Ceyhan'dan yüklediğiniz tankerlerle İsrail'e sattınız mı satmadınız mı? Türkiye'den İsrail'e jet yakıtı sattınız mı satmadınız mı? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Bey, bu konuda hala tatmin edici bir cevabın yok mu? İsrail'in hava savunma sistemini tamamlayan ve kontrolü ABD'de olan Kürecik Radar Sisteminin faaliyeti, İsrail'in bütün bu vahşet gösterilerine karşı, hala Türkiye'de devam edecek mi etmeyecek mi? Hem 'katil' diyeceksin, şov yapacaksın, 'one minute' diye efeleneceksin hem de katile kalkan olacaksın, koruma sağlayacaksın kendi toprakların üzerinde. Bu ne iş usta, söyleyeceğin bir şey yok mu bu hususta?
Amaç açık hedef belli, İran, Irak, Suriye, Filistin ve Lübnan'da konuşlanan İsrail'e karşıt gruplardan, İsrail'e dönük hava saldırılarının erken uyarı sistemiyle Kürecik üzerinden önceden İsrail'e bildirilip, İsrail'in güvenliğinin sağlanması. Sen bunu yapıyor musun, yapmıyor musun? Evet yapıyorsun, ne diye bağırıyorsun meydanlarda? İsrail'le ticari ilişkilerimizin boyutu nedir? 2010 Mayıs, Mavi Marmara baskının yaşandığı yıl, İsrail'in 1961'den beri üye olmak istediği OECD'ye Türkiye vetosunu kaldırıp, İsrail'in yolunu açıp, üyeliğini sağladınız mı sağlamadınız mı? Vetoyu nasıl kaldırdınız, ne karşılığında, hangi telkinlerle kaldırdınız?"
-"Kim silah, eğitim verdi?"
Ateşkes çalışmalarının Mısır üzerinden sürdürüldüğünü ifade eden Koç, şunları kaydetti:
"Bizim ki ne diyor? 'Obama ile görüşemiyorum' diyor. Esselamu aleyküm Tayyip bey. Yani, 'beni takan yok' diyor. Seni takan yok tabi. Senin nokta kadar değerin, itibarın kalmadı farkında değil misin? Boşuna mı söylüyoruz yıllardır, boşunamı uyarıyoruz bu dış politika bataklığını? Yanındaki stratejik dehayla beraber... 'Görüşemiyorum' diyor, kendi ifadesi, ikrar ediyor. Hiçbir ağırlığı olmadığını, itibarsızlığını, ikrar ediyor, doğruluyor. Arada bir aynanın önünde gerçeği görüyor, hala bu yanlış dış politika tercihini sorgulama durumunda değiller."
"Suriye ve Irak'ta, IŞİD belasını Müslümanların başına musallat eden sizin politikalarınızın, bugün bölgede eli kolu bağlanmış Türkiye manzarasındaki etkisini hala kavrayamadınız mı?" diye soran Koç, IŞİD'ın Musul'da Türk bayrağını indirip, konsolosluk görevlilerini rehin aldığını söyledi.
IŞİD'in, bugünlerde Filistin bayrağını da yaktığını ileri süren Koç, "Kim besledi bu IŞİD'i, kimin kollarında büyüdü? Kim silah, eğitim verdi? Kim Türkiye topraklarını bu insanlara yol geçen hanı yaptı? Kim yaralılarını, hastalarını Hatay'da, Antakya'da, Urfa'da tedavi ettirdi? IŞİD'in akıttığı kanda sizin eliniz yok mu?" diye konuştu.
-"Maymunun ağaca çıkması gibi"
Kuzey Irakta'ki petrolü Ceyhan üzerinden İsrail'e akıtanların, bugün meydanlarda süslü iftar sofralarında Gazze için ağladığını iddia eden Koç, "Sizi gidi yalancılar, iki yüzlüler" ifadesini kullandı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un, HAS Parti Genel Başkanlığı döneminde, "hükümetin İsrail'le olan politikasını" eleştirdiğini, alıntılar yaparak anlatan Koç, "Şimdi Numan Bey bu ihtiraslı kişinin yanında yardımcı görevi görüyor. İki yüzlü siyasetçi aynı pazar tezgahı gibidir, tezgahın önüne sözlerin iyilerini, güzellerini koyarlar ama arkada yalanlar, çürükler, kötüler vardır" dedi.
Koç, "Bunlar yükseldikçe, altlarındaki pislikler daha çok görünür hale geldi" diye konuştu.
-"Gerçek tuzluk bunlar"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik, "mahluk, musibet, ahlaktan nasibini almamış" ifadelerini kullanarak, "Başbakanımızla ilgili en ufak bir şey söylerse Allah'a yemin ederim ki onu sokağa çıkmaz hale getiririz" dediğini ileri süren Koç, Soylu'nun, Demokrat Parti Genel Başkanı olduğu dönemde, Başbakan Erdoğan ve AK Parti hükümeti hakkında söylediği sözleri okudu. Koç, şunları kaydetti:
"Ey Soylu arkadaş, sen bırak bu lafları. Hele Kılıçdaroğlu'nu bırak sen, senin aklın, boyun, izanın, düsturun yetmez. Bütün bu söylediklerini sana kaça yalattılar? Bedelin ne senin? Ne ödediler sana, ne vaadettiler? Otur oturduğun yerde, kes sesini, haddini bil. Bu defterler hep önüne gelecektir senin, senin siyasi karnen bu. Adam bile olamazsın. İşte siyasette 'tuzluk' deniyordu ya gerçek tuzluk bunlar. Daha önce söylediklerini unutmuş, yeni sofrasında kullanılmayı bekliyor. Bu siyaset zavallısına ihtiyaç ortaya çıktığında kim olduğu her zaman kendi sözleriyle hatırlatılır."
(Bitti)
