2026 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda.

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2026 bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, "Tekstil sektörü bittiğinde sosyal ve ekonomik bir deprem yaşanacak, kadın istihdamı azalacak, çocuklar okula gidemeyecek" diye konuştu. CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı ise Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı payın yüzde 1 seviyesine gerilediğine işaret etti.

Haber: Erva Gün - Ogün Akkaya

(TBMM) - CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2026 bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, "Tekstil sektörü bittiğinde sosyal ve ekonomik bir deprem yaşanacak, kadın istihdamı azalacak, çocuklar okula gidemeyecek" diye konuştu. CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı ise Türkiye'nin dünya ihracatından aldığı payın yüzde 1 seviyesine gerilediğine işaret etti.

Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletevkili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. Komisyonda,  Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2026 bütçesi ve kesin hesabı görüşülüyor.

CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Türkiye'nin sanayi üretimi ve ekonomik göstergeleri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Bakırlıoğlu, PMI verilerine dikkati çekerek, "Ekim ayında PMI 46,7'ye düştü, son üç ayın en düşük seviyesi. Üretimde yavaşlama 19. aya ulaştı. Talepte ve siparişlerde zayıflama var, firmalarda istihdam ve satın alma faaliyetleri azalıyor" dedi.

Sanayi Üretim Endeksi'ni de değerlendiren Bakırlıoğlu, "Ağustos 2025'te yıllık artış yüzde 7,1 olarak gözüküyor, ancak referans yıl 2021. Bugünkü endeks 107,6, yani dört yılda sadece yüzde 7,6'lık bir artış olmuş. Oysa aynı dönemde GSYH hacim endeksi yüzde 30'un üzerinde artmış. Bu da sanayimizin milli gelirden aldığı payı düşürüyor" ifadelerini kullandı.

Bakırlıoğlu, 1995'te sanayinin milli gelir içindeki payının yüzde 32,1 olduğunu, bugün ise yüzde 18,6'ya gerilediğini söyledi. "İmalat sanayinin milli gelirdeki payı 1995'te yüzde 22 iken 2025'te yüzde 15,8'e düşmüş. 2053 hedefiniz yüzde 30. Bugünkü durum ise yüzde 15,8" dedi. Yüksek teknolojili ürün ihracatına da değinen Bakırlıoğlu, "2053 hedefi ihracatta yüksek teknolojili ürün payını yüzde 17'ye çıkarmak, ancak bugün bu oran sadece 3,7. Halbuki 2002'de bu oran yüzde 6,2'ydi" diye konuştu.

Konuşmasında geçmiş sanayi altyapısına da vurgu yapan Bakırlıoğlu, "Tofaş 1955'te kuruldu, Oyak Renault 1969'dan beri araç üretiyor. Türkiye geçmişte de önemli bir sanayi ülkesiydi, bu gerçeği inkar etmek haksızlık" dedi. Bakırlıoğlu, Türkiye'de erken sanayisizleşme sorunu olduğunu söyleyerek, "İmalat sanayinde gelişimlerin sadece yüzde 1'i yüksek teknoloji üretiminde, istihdam payı yüzde 2,8. Sanayide yapısal değişim durma noktasına gelmiş" dedi.

"Orta gelir tuzağından kurtulmak için sanayiye yatırım şart"

Yabancı yatırım konusuna da değinen Bakırlıoğlu, "2007'de doğrudan yabancı yatırım 22 milyar dolardı, bugün 6,4 milyar dolara düştü. Türkiye sanayisi maalesef orta teknoloji tuzağında. Orta gelir tuzağından kurtulmak için sanayiye yatırım şart" ifadelerini kullandı.

Bakırlıoğlu, "BYD'nin Manisa'daki üretime başlaması bir yıl gecikti. Bu süreçte yüz milyonlarca dolarlık vergi avantajlarından faydalandı. Yatırımın ne zaman başlayacağı ve teminat mektubu alındı mı?" diye sordu.

Ayrıca zeytin üretimi ve tarımsal sanayiye dair sorunlara da işaret eden Bakırlıoğlu, "Rekolte düşük olmasına rağmen fiyatlar her gün düşüyor. Firmalar yüksek faizle borçlanıyor. Bu dönemde indirimli faiz imkanı sağlanabilir mi?" diye konuştu.

Arpacı: "Sanayici kandırılmıştır, üretim, istihdam ve ihracat kaybediliyor"

CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, sanayi ve tekstil sektöründeki olumsuz tabloya değinerek, "Sanayici kandırılmıştır, üretim, istihdam ve ihracat kaybediliyor" dedi.

Arpacı, konuşmasında özellikle tekstil, hazır giyim ve deri sektörlerini örnek göstererek, firmaların ve istihdamın son üç yılda ciddi kayıplar yaşadığını belirtti. 2022 Aralık ayında 71 bin 959 firma varken, bugün bu sayının 62 bin 421'e düştüğünü, istihdamın ise 1,3 milyondan 944 bine gerilediğini aktardı. Arpacı, üç yılda sanayide toplam 560 bin iş kaybı olduğunu vurguladı. AB pazarındaki ihracat kaybına da dikkati çeken Arpacı, "Son iki yılda AB'ye ihracatımızda yüzde 6,5 değer ve yüzde 3,3 miktar kaybı yaşandı. Uzak Doğulu rakiplerimiz ise ihracatlarını artırdı. Biz pazarımızı kaybettik, onlar kazandı" dedi. Tekstil sektörünün üç yıl içinde ihracatının yaklaşık yüzde 30 azaldığını belirten Arpacı, bu kaybın sorumluluğunun bakanlıkta olduğunu ifade etti.

"Tekstil sektörü bittiğinde sosyal ve ekonomik bir deprem yaşanacak"

Konuşmasında Kovid-19 salgını sonrası dönemde fırsatların kaçırıldığını ve kamu kaynaklarının doğru şekilde kullanılmadığını savunan Arpacı, tekstil ve imalat sektörlerinde ciddi istihdam kayıplarının yaşanacağını ifade etti. "Tekstil sektörü bittiğinde sosyal ve ekonomik bir deprem yaşanacak, kadın istihdamı azalacak, çocuklar okula gidemeyecek" diyen Arpacı, savunma sanayi ve yüksek teknolojinin önemine değindi, bununla birlikte, tekstil sektöründen tamamen vazgeçilmemesi gerektiğini vurguladı.

Ayrıca BYD ve Togg gibi yatırımlara yapılan teşviklerin sonuçsuz kaldığını belirten Arpacı, sektördeki sorunların çözümü için yapısal reformların şart olduğunu söyledi. Son olarak Arpacı, Denizli Çivril OSB örneğini vererek, seçim öncesi verilen sözlerin tutulmadığını ve bölge halkının cezalandırıldığını dile getirdi. Arpacı, "Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli" dedi.

Akay: "Bu yıl da yine yeterli bir bütçeye sahip değil"

CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay ise bakanlığın bütçesinin yetersiz olduğunu belirterek, ödenek planlamalarında ve harcama disiplininde ciddi sorunlar bulunduğunu söyledi. Akay, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2026 yılı için teklif edilen 176 milyar liralık bütçesinin genel bütçe içinde binde 9,34 oranında yer tuttuğunu hatırlatarak, "Geçen yıl bu oran binde 8'di ancak bu yıl da yine yeterli bir bütçeye sahip değil" dedi.

Bakanlığın 2024 yılı harcamalarına ilişkin kesin hesapta 10 milyar 32 milyon lira ek ödeneğe ihtiyaç duyulduğunu belirten Akay, "Başlangıç ödenekleri genelde tüm bakanlıklarda aşılmış durumda. Ödeneklerin daha doğru belirlenmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı. Akay, Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü ile Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdürlüğü'nün tasarruf tedbirlerine uyduğunu belirterek, "Bu müdürlükler bütçe disiplinine riayet etmişler, teşekkür ediyoruz" dedi.

"Sayıştay denetimleri yetersiz, kalkınma planları güncel değil"

Buna karşılık Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü'nde hanehalkı ve işletmelere yapılan transferlerin dikkat çekici düzeyde olduğunu vurgulayan Akay, "Bu kalem 50 milyar 725 milyon lira. 2024'te 23 milyar harcandı, 25 Haziran itibarıyla 12 milyar daha eklenmiş. Bu transferlerin kimlere, hangi projelere yapıldığını bilmek istiyoruz" diye konuştu. Program dışı giderlerin de 2026'da 77 milyar 919 milyon liraya ulaşacağını söyleyen Akay, Stratejik Geliştirme Başkanlığı'na 74 milyar, Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü'ne ise 3,8 milyar lira ayrıldığını, bu tutarların çoğunun hazine yardımlarından oluştuğunu belirtti.

Sayıştay raporlarına atıf yapan Akay, ajansların kendi projeleri üzerindeki denetimlerinin yeterli olduğunu, ancak bölgesel kalkınma projelerinde takip ve koordinasyon eksiklikleri bulunduğunu söyledi. Beş yıllık kalkınma planlarıyla on yıllık bölgesel planların birbiriyle uyumsuz olduğunu belirten Akay, "Bu planların güncellenmesi ve yakından izlenmesi gerekiyor" uyarısında bulundu. Ayrıca kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan 2 milyar 750 milyon liralık transfere de dikkati çeken Akay, "2024 ve 2025'te ödenek ayrılmamışken, birdenbire bu tutar neden konuldu? Hangi projelere ve protokollere dayanıyor?" sorusunu yöneltti.

Ocaklı: "İhracat odaklı büyüme stratejisi ile 45 yıl geçmiş olmasına karşın kalkınma hedefleri tutturulamamıştır"

CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı ise Türkiye'nin ihracat piyasasındaki düşük payına dikkati çekerek, Türkiye'nin dünya ihracatından aldığı payın yüzde 1 seviyesine gerilediğini söyledi. Ocaklı, yüksek teknoloji ürünleri ihracatındaki yetersizliğe de vurgu yaptı. Ocaklı, konuşmasında, 1980'lerden itibaren benimsenen ihracat odaklı büyüme stratejisinin sonuçsuz kaldığını ifade etti. "İhracat odaklı büyüme stratejisi ile 45 yıl geçmiş olmasına karşın kalkınma hedefleri tutturulamamıştır" diyen Ocaklı, yüksek teknoloji ürünleri ihracatındaki payın Türkiye için sadece yüzde 3 olduğunu belirtti.

Ocaklı, TÜBİTAK'ın bütçesinin 58,5 milyar lira ile çok yetersiz olduğunu ifade ederek, bu bütçeyle yüksek teknoloji üretiminin mümkün olmayacağını söyledi. "2026 bütçesinin binde üçünden daha az" diyen Ocaklı, yüksek teknoloji üretimi ve Ar-Ge çalışmalarının bütçelerde yeterince yer bulmadığını kaydetti.

Yapay zeka ve çip üretimi gibi kritik alanlarda Türkiye'nin geri kaldığını dile getiren Ocaklı, gelişmiş ülkelerin bu alanda büyük adımlar attığını ancak Türkiye'nin bu fırsatları değerlendiremediğini ifade etti. Ocaklı, özellikle yüksek teknolojiye dayalı üretim alanlarında Türkiye'nin daha fazla yatırım yapması gerektiğini belirtti. Ancak bu yatırımların, kamu ve özel sektörün kaynaklarının doğru kullanılmaması nedeniyle gerçekleşemediğini söyledi.

Kaya: "Türkiye, krononikleşen katma değer üretememe sorunu yaşıyor"

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, 2026 yılı bütçesinin "gerçekçi ve umut vadeden bir tablo sunmadığını" belirtti. Kaya, Türkiye'nin yüksek teknoloji üretiminde geri kaldığını ve sanayinin hala düşük katma değerli üretime dayandığını vurguladı.

Kaya, bakanlığın "dijitalleşme ve milli teknoloji" söylemlerine rağmen Türkiye'nin kronikleşen bir "katma değer üretememe sorunu" yaşadığını ifade ederek, "TÜİK verilerine göre, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı yalnızca yüzde 3,1 iken, ithalat içindeki payı yüzde 12,5. Bu fark, Türkiye'nin düşük teknolojili ürünleri ihraç edip, pahalı ve yüksek teknolojili ürünleri satın alarak kronik dış ticaret açığı verdiğini gösteriyor" dedi.

"Üretmek için gereken teknolojiyi bile üretemiyoruz. Pahalıya alıp ucuza satıyoruz" diyen Kaya, Türkiye'nin zengin yer altı kaynaklarına rağmen bu potansiyeli işleyemediğine dikkati çekti. Kaya, "Türkiye, bor ve nadir toprak elementleri açısından oldukça zengin. Ancak bu madenleri işleyecek bilgi birikimi ve uzmanlığa sahip değiliz. Bu nedenle değerli elementler ekonomik getirisi olmayan bir potansiyel olarak kalıyor" diye konuştu.

Kaynak: ANKA / Güncel
title