Gül: "Türk'ün Türk'e Propagandasını Yapmıyorum"

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, bazı AB üyesi ülkelerin tavırlarına karşı tepki verdiklerini belirterek, ''Türk'ün Türk'e propagandasını yapmıyorum. Size hoş gelecek, Türk halkının hoşuna gidecek şeyleri söylemek benim için önemli değil. Önemli olan Avrupa'da, Brüksel'de konuşmaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın, bunu yapıyoruz'' dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının bütçesiyle ilgili milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtlayan Gül, Türk dış politikasını yöneten bir kişi olarak mutlu olduğunu söyledi.

Bakan Gül, reform sürecinde Türk halkının hakkı olan yasal düzenlemeleri yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:

''Noksanlarımız yok mu, vardır? Burada gayet cesur olmamız lazım. Noksanlarımızı ben bir Avrupalıdan daha iyi bilirim. Burada üzücü olan şey, onlara söz hakkı bırakmaktır. Onlara söz hakkı bırakmadan, halkımızın çıkarına olan, temel hak ve özgürlükler alanındaki düzenlemeleri kendi elimizle yapmamızdır. Biz maalesef gecikince bunlar da o zaman dışardaki de konuşuyor. Bu hepimizi üzüyor.''

AB ile müzakerelerin zor şartlar altında gittiğini belirten Gül, Türkiye'nin, ''çok daha iyi bir iklim, konjonktür'' olduğu dönemlerde üzerine düşenleri bitirip, ''ben hazırım'' diyemediğini, AB'nin 25 üyeli olmasıyla işlerin daha da zorlaştığına işaret etti.

''Kimseyi suçlamak istemiyorum ama bugün çok zor şartlar altında yürüyoruz'' diyen Gül, şöyle devam etti:

''Sizlerin şikayet ettiği, bizlerin şikayet ettiği bazı üye ülkelerin tavırlarından bunu görüyoruz. Bu tavırlara en sert tepkiyi veriyorum. Burada ben şunu yapmıyorum: Türk'ün Türk'e propagandasını yapmıyorum. Size hoş gelecek, Türk halkının hoşuna gidecek şeyleri söylemek benim için önemli değil. Önemli olan Avrupa'da, Brüksel'de konuşmaktır. Önemli olan üye ülkelerin temsilcileriyle bir araya geldiğimizde çok açık, net tavrımızı koymaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın, hükümetimiz ve ben bunu yapıyoruz.''

Bakan Gül, süreci, dikkatli bir şekilde sonuna kadar götüreceklerini, Türkiye'nin hak ve hukukunu, çıkarlarını sonuna kadar takip edeceklerini belirterek, ''Bu süreç içinde, Türkiye'nin geri alamayacağı hiçbir şeyi vermedik ve vermeyeceğiz. Açık, şeffaf, dürüst bir şekilde AB kriterlerini uygulayacağız'' dedi.

Haberler