Haberler

Erdoğan: Ey Amerika, Bizimle Beraber Misiniz Yoksa Bu Terör Örgütü Pyd ve Ypg'yle mi Berabersiniz?

"bölücü TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BÖLGEYİ KANA VE YIKIMA SÜRÜKLEMESİNİN GERİSİNDEKİ SAİKLERİN FARKINDAYIZ" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleştirilen 20'nci Muhtarlar Toplantısı'na katıldı.

"bölücü TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BÖLGEYİ KANA VE YIKIMA SÜRÜKLEMESİNİN GERİSİNDEKİ SAİKLERİN FARKINDAYIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleştirilen 20'nci Muhtarlar Toplantısı'na katıldı. Burada hitap eden Erdoğan, Suriye'de yaşanan gelişmelere değinerek " Suriye'de 400 bin masum insanın canı pahasına kurulan tezgahın amacını çok iyi biliyoruz. Silah bırakma aşamasına gelen bölücü terör örgütünün yeniden bölgeyi kana ve yıkıma sürüklemesinin gerisindeki saiklerin de gayet iyi farkındayız. Başaramayacaklar. Milletimizi bölemeyecekler. Ülkemizi parçalayamayacaklar. Ay yıldızlı bayrağımızın göklerde dalgalanmasına mani olamayacaklar. Minarelerden günde 5 vakit okunan ezanları susturamayacaklar" ifadelerini kullandı.

"KARŞIMIZA HANGİ PİYONLAR ÇIKARTILIRSA ÇIKARTILSIN TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜCÜMÜZ VAR"

Yeni Türkiye vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye 2023 hedeflerine doğru olan kutlu yürüyüşünü ve terörle mücadelesini kararlılıkla devam ettirecek. Bölgemizdeki krizler karşısında izlediği insani politikayı da sürdürecektir. Birileri bizim bu 3 yükü birden omuzlayamayacağımızı, geçmişte sıkça yaşandığı gibi dizlerimizin üzerinde çöküp kalacağımızı sanıyor ama yanılıyor. Türkiye, eski Türkiye değildir. Yeni Türkiye'nin henüz inşa sürecinde olabiliriz ama temelleri sağlam attık. Karşımıza hangi güçler, hangi piyonlar çıkartılırsa çıkartılsın millet olarak tarihimizden, medeniyetimizden, kültürümüzden aldığımız gücümüz var. Eğer mesele sayı üstünlüğü, silah üstünlüğü olsaydı Alparslan başaramazdı. Kılıçarslan başaramazdı. Melikşah başaramazdı. Eğer mesele sadece teknoloji olsaydı Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Vietnam, Afganistan farklı sonuçlanırdı. Biz karşımızdakilerin ve onların arkasındakilerin cesametine değil; kendi doğrularımıza, yüreğimize ve vicdanımıza bakacağız, böyle yürüyeceğiz. Doğru yolda olduğumuza inanıyorsak ki bundan zerre kadar şüphemiz yok, sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu.

"POLİSLERİMİZİ, ASKERLERİMİZİ, KÖY KORUCULARIMIZI ALNINDAN ÖPÜYORUM"

Dün 2 özel harekatçının kendisine yönelik resimli bir mesajının gösterildiğini söyleyen Erdoğan, "Dün bir tweet arkadaşlar bana gösterdi. 2 özel harekatçı ellerinde Türk bayrağı silahlarıyla yan yana duruyorlar. Arkasındaki duvarda bir yazı var. 'Seni seviyoruz, uzun adam' altında da RT demişler. Bunlar güneydoğuda şu anda mücadele ediyorlar. İşte biz o kardeşlerimizin, o yavrularımızın yanındayız; onlarla beraberiz. Onları asla yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Onlar bir şeye inanıyorlar. Nedir o? Şehadet. Mesele bu. Bunu küçümseyenler olabilir. Ama bunun hakikatine inananlar işte o insanlar. Ben de o polisimizi, polislerimizi, o askerimizi, askerlerimizi, köy korucularımızı alnından, gözlerinden öpüyorum. Allah yar ve yardımcıları olsun" açıklamasında bulundu.

"PYD-YPG BAL GİBİ TERÖR ÖRGÜTÜ"

PYD ve YPG'nin PKK'dan bir farkı olmadığını savunan Erdoğan, "Birileri yurt dışına gidiyor. Bunlar ana muhalefetin temsilcileri. Ne diyorlar? PYD-YPG terör örgütü değil. Bal gibi de terör örgütü. PKK nasıl terör örgütüyse onlar da aynı şekilde terör örgütü. Ama bu ifadeyi kullananlar ne yazık ki bu terör örgütlerinin avukatı konumundalar. Onları savunanlar bunlar. Hele hele bunlar bir de ana muhalefet partisinin mensupları olunca durum çok daha farklı bir hale geliyor. Ne günlere kaldık. Bunlar ki ülkemizi şu anda kana bulayanlar ve onlarla müşterek hareket edenler. PKK ile PYD'nin, YPG'nin bir farkı var mı? Bütün yazılı kayıtları bunların bizim elimizde" dedi.

"BU NASIL ORTAKLIK, ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL"

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby'nin 'PYD' ile ilgili açıklamasını eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "Kalkıyor şu anda biz Amerika'ya diyoruz ki 'Bu terör örgütüdür'. Amerika'nın yetkilileri kalkıyor, 'Hayır biz onları terör örgütü olarak görmüyoruz'. Ey Amerika, size kaç kere söyledim. Siz bizimle beraber misiniz yoksa bu terör örgütü PYD ve YPG'yle mi berabersiniz? Ey Amerika, ne PKK'yı bize tanıtabilirsiniz ne PYD'yi bize tanıtabilirsiniz ne YPG'yi bize tanıtabilirsiniz. Bunları biz gayet iyi biliriz. DAİŞ'i de biz biliriz, bunları da biz biliriz. Ama siz bunların hiçbirini bugüne kadar tanıyamadınız. Tanıyamadığınız için bölge kan gölü halinde. Bu nasıl ortaklık? Anlamak mümkün değil. Defalarca anlatmamıza rağmen karşımızda susuyorlar. Gıyabımızda biz böyle bakmıyoruz bunlara, diyorlar. Siyasetin dilini, diplomasinin imkanlarını, pazarlık gücünü biz bugüne kadar ihmal etmedik. Bundan sonra da etmeyeceğiz"

"BU NE MENEM BİR İŞ?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Galip olan sadece Allah'tır. Bunu bileceğiz. Bugün verdiğimiz mücadele Habil'le Kabil'den beri devam eden mücadeledir. İki kardeş. Kabil, katil. Maktul, Habil. Şimdi de aynı şeyleri yaşamıyor muyuz? Müslüman, Müslüman'ı öldürmüyor mu? Hem de Allahu Ekber diyerek öldürüyor. Ölen de Allahu Ekber diyor, öldüren de Allahu Ekber diyor. Bu ne menem bir iş? Onun için bu işi bizim düzeltmemiz lazım" ifadelerini kullandı.

"PYD'YE MÜTTEFİK DEDİĞİMİZ ÜLKELERİN SAHİP ÇIKTIĞINI GÖRMEKTEN ÜZÜNTÜLÜYÜM"

Müttefik ülkelerin PYD'ye sahip çıktığını görmekten üzüntülü olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Karşımızda hiçbir kutsalı, hiçbir insani ve ahlaki ölçüsü olmayan bir örgüt var. PKK da öyle PYD de öyle DHKP-C de öyle DAİŞ de öyle. Bunların hepsi aynı. Kendileri gibi düşünmeyen, destek vermeyen hiç kimseye hayat hakkı tanımayan, ideolojik saplantıları uğruna kendi yandaşlarını dahi ateşe atmaktan sakınmayan bir örgütle karşı karşıyayız. Çocukları, kadınları kullanmaktan çekinmeyen bu örgüte dünyadaki insan hakları savunucularının tek bir söz söylediğini bugüne kadar duymadık, görmedik. Tam tersine bu örgütün bir parçası olan PYD'ye müttefik dediğimiz ülkelerin dahi sahip çıktığını görmekten gerçekten üzüntülüyüm. Bu iş akreple kurbağanın hikayesi gibidir. O akrep mutlaka bir gün onları da sokacaktır. Çünkü onun karakteri böyledir. Düşmanımın düşmanı dostumdur, basitliği müttefikliğe yakışmaz. Suriye'de yapılan işin adı işte budur. Eğer bir terör örgütünü diğer terör örgütüyle sırf çıkar çatışması yaşadığı için desteklemek caizse Suriye'deki diğer kimi örgütler niçin dışlanıyor? Onlar da DEAŞ'la çatışma halindeler. Niye onları dışlıyorsunuz? İlkeli olmak lazım ilkeli. Burada ilke yok. Biz teröriste terörist demeyi, terör örgütüne terör örgütü demeyi, o şekilde muamele etmeyi sürdüreceğiz"

ERDOĞAN'DAN BM'YE: SEN NE İŞE YARIYORSUN?

Birleşmiş Milletler (BM)'in sınırdaki mülteciler için Türkiye'ye yaptığı çağrıyı eleştiren Erdoğan, "DEAŞ'la mücadele bahanesiyle bölgeye yerleşip Suriye halkını çoluk çocuk demeden katledenlerin gerçek yüzlerini tüm dünyaya ifşa etmeye devam edeceğiz. Suriye'de yaşanan hadise artık bir tehcir, bir soykırım halini almıştır. Mültecileri öcü gibi görenlerin bu sorunun sebebi olan Esed rejimine kör ve sağır kalmaları ibret vericidir. Ne diyor BM? 'Kapınıza dayananları içeri alın'. Sen ne işe yarıyorsun? O kadar rahat, kolay bir şeyse şu ana kadar Irak ve Suriye olmak üzere 3 milyon insanı evimize biz aldık. Siz ne aldınız? Hangi ülke ne aldı? 300 kişinin, 500 kişinin, bin kişinin hesabını yapıyorsunuz. Biz 3 milyon aldık. Hadi verin desteklerinizi. Verdik, veriyoruz, vereceğiz. Proje getirin. Kamplar ortada, her şey ortada. Kendileri geliyorlar, görüyorlar, geziyorlar hala plan getir, proje getir. Bırakın bu işleri. Siz dalga mı geçiyorsunuz bizimle?" diye konuştu.

"SURİYE MESELESİNDE ÇÖZÜM TEKLİFLERİMİZİN HAYATA GEÇİRİLME ZAMANI GELMİŞTİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "400 bin masum insanın katledildiği bir ülkeden çıka çıka rejimin kendini meşrulaştırma çabasının ürünü olan defile görüntülerinin, düğün görüntülerinin çıkması ne kadar acıdır değil mi? Artık kendi iç güvenliğimizin de parçası haline dönüşen Suriye meselesinde bizim, herkesin gayet haklı ve rasyonel bulduğu çözüm tekliflerimizin hayata geçirilme zamanı gelmiştir" dedi.

"O GÜN YANINIZDA GÜÇLÜ DESTEKLER BULABİLMENİZ İÇİN ŞİMDİ DOĞRU BİR TUTUM ORTAYA KOYABİLMENİZ ŞART"

Terörle mücadelede iş birliği vurgusu yapan Erdoğan, "Terörün artık mesafesi, sınırı ve sınırları aşan gücünü görmezden gelerek kendi evinde huzur içinde yaşayabileceğini sananlar asla temenni etmiyoruz ama yanıldıklarını göreceklerdir. Türkiye'yi terörle mücadelede yalnız bırakanlar o zaman bizi daha iyi anlayacaklardır ama o zaman iş işten geçmiş olacaktır. Terör için İstanbul ve Ankara'nın Moskova'dan, Berlin'den, Paris'ten, Tahran'dan farklı olmadığını biz acı tecrübelerimizle çok iyi biliyoruz. Ankara'da, İstanbul'da patlayan bombayı; Paris'te patlayan bombadan önemsiz görmek iki yüzlülüğün ta kendisidir. Suriye'deki ateşe odun taşıyarak yanmakta olan alevi harlayanlar bir gün benzer bir ateşin kendi evlerini sarabileceğini de düşünmelidirler. İşte o gün yanınızda güçlü destekler bulabilmeniz için şimdi doğru bir tutum ortaya koyabilmeniz şarttır" açıklamasında bulundu.

"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN GÜDÜMÜNDEKİ PARTİ BİZİM İÇİN YOK HÜKMÜNDE"

Muhalefet partilerini terörle mücadele konusunda eleştiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Terör organizasyonları Ankara'da sadece 2 partinin genel merkezini rahatsız ediyor. Biri malum parti onun genel merkezi ki onlara zaten diyecek bir sözümüz kalmadı. Çünkü onlar talimatları Kandil'den alıyor. Onlarla beraber turistik seyahat yapıyorlar. Diğeri de ne yazık ki ana muhalefet partisinin genel merkezi. Öyle ki terör örgütünün bile sonuna kadar direndiler, çarpıştılar; diyerek sahip çıktığı teröristlere yönelik operasyonları ana muhalefet partisinin milletvekilleri ısrarla toplu infaz şeklinde sunmanın çabası içindeler. Hatta ana muhalefet partisinin milletvekilleri terör örgütünün en büyük hayali olan bölgeyi uluslararası müdahaleye açma projesine destek vererek daha büyük bir ihanete ortak oluyorlar. Kendi devletinin karşısında terör örgütünün yanında yer alarak siyasetçi olunmaz. Kongre kazanabilirsin, delegeleri kazanabilirsin ama milleti kazanamazsın. Terör örgütünün güdümündeki parti bizim için zaten yok hükmünde. Ama ana muhalefet partisinin genel başkanını ve kimi milletvekillerini aynı yanlışın içinde görmek gerçekten bizi endişeye sürüklüyor"

"I KİMİN İNDİRDİĞİ MESELESİNİ ÇÖZEMEYENLERDEN ÜLKENİN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜNE KATKI SAĞLAMASINI BEKLEMEK HAYALCİLİK OLUR"

CHP'de yaşanan Atatürk resminin indirilmesi tartışmalarını değerlendiren Erdoğan, "Dünya yanıyor, Türkiye kavruluyor. Ana muhalefetin en önemli sorunu fotoğrafı kimin indirdiği. Zaten o fotoğrafın sahibi sizin bu durumunuzu görmüş olsa sizi orada bir saniye tutmaz. 50 günde fotoğrafı kimin indirdiği meselesini çözemeyenlerden ülkenin sorunlarının çözümüne katkı sağlamasını beklemek elbette hayalcilik olur" diye konuştu.

"DAHA MASAYA OTURMADAN MASAYI DEVİRMENİN ÇABASI İÇİNDELER"

Yeni Anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Aynı çarpık anlayış yeni Anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarında da kendini gösteriyor. Ağızlarını açtıkları zaman 12 Eylül Anayasası, darbe Anayasası derler. Ama gelin yenisi yapalım dediğinizdeyse hemen işi yokuşa sürerler. Şimdi de daha masaya oturmadan masayı devirmenin çabası içindeler. İş lafa gelince mevcut sistemin yürütmeyi ve yasamayı birlikte kontrol eden yönünden şikayet ederler ama gelin sistemi değiştirelim, güçler ayrılığını tahkim edelim dediğinizde bu defa da ipe un sererler. Bunların sorun çözmek diye bir derdi yok. Çünkü bunların kendileri sorun. Bugüne kadar milletin hiçbir yarasına merhem olmadıkları gibi sürekli yaraları kaşıyarak kanatmayı marifet sanarlar, siyaset sanarlar"

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Suriye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title