Haberler
BBC

Sudan'da toplu tecavüze ve ırkçı hakaretlere uğrayan kadınlar: 'Bu utancın izi beni hep izleyecek, tıpkı gölgem gibi'

Güncelleme:

Sudan'da çatışmalar tüm şiddetiyle sürerken, iki kadın BBC'ye RSF milisleri tarafından uğradıkları toplu tecavüzleri ve ırkçı hakaretleri anlattı.

Gülsüm, Sudan'da savaşın etkisi altındaki Darfur bölgesinde, dört milisin toplu tecavüzüne uğrarken, bir yandan da ırkçı hakaretlere maruz kalıyordu.

Uyarı: Bu haberde bazı okurlarımızı rahatsız edebilecek ayrıntılar bulunuyor.

Telefondaki titreyen sesiyle "Çok barbardılar. Isınmak için odun toplamak üzere gittiğim ağacın altında bana sırayla tecavüz ettiler" diyor.

Tecavüz kurbanının ve bu haberde yer alan bir diğer tecavüz mağdurunun adlarını değiştirdik.

40'lı yaşlarındaki Gülsüm, Batı Darfur'daki siyah Afrikalı Masalit topluluğunun bir üyesi ve tecavüzcüleri de Hızlı Destek Kuvvetleri'nden (RSF) Araplar.

Bu milis grubu, giderek daha etnik bir kimlik kazanan Darfur'daki savaşta birçok katliamın sorumlusu olmakla suçlanıyor.

Gülsüm, tarihi olarak Darfur'daki siyah Afrikalı gücünün sembolü olarak görülen, Masalit Krallığı'nın geleneksel başkenti El Geneina'da yaşıyordu. Hasta kocası ve çocuklarıyla birlikte kaçmak zorunda kaldı.

Gülsüm, tecavüzcülerinin kendisine "Kentin Araplara ait olduğunu, bu yüzden derhal terk etmesini" söylediklerini anlatıyor.

Bu durum da birçok siyah Afrikalı'nın, RSF'in müttefikleri Cancavid milisleriyle birlikte etnik çeşitlilik bulunan bölgeyi Arap hakimiyetine almaya çalıştıkları kaygısını pekiştirdi.

Ülkenin en güçlü iki generali Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Burhan ve "Hemedti" diye tanınan RSF Komutanı Muhammed Hamdan Dagalo'nun arasının açılmasından sonra, Sudan Nisan ortasında iç savaş yaşamaya başladı.

Bu çekişme, ilk olarak 2003'te başlayan ve bölgede tahminen 300 bin kişinin ölümüne yol açan Darfur'daki çatışmayı da yeniden ateşledi.

Son çatışmalar yüzünden çoğu Masalit halkından 160 binden fazla kişi Çad'a kaçmak zorunda kaldı. Bölgede kaç kişinin öldüğü belirsiz ama en iyimser tahminlere göre El Geneina'da 5 bin kişi hayatını kaybetti.

RSF milisleri, başkentin de bulunduğu Sudan'ın en kalabalık bölgesi Hartum'da da katliam yapmakla suçlanıyor.

Ordu geri püskürtmeyi başaramadığından, milisler eyaletin büyük kısmını kontrol ediyor. Bu çatışmalar nedeniyle de Nisan ortasından bu yana yaklaşık 2 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Hartum'daki çatışmalar etnik bir boyut almadı. Araplar ve diğer etnik kökenlerden gelen Sudanlılar devam eden çatışmalara kurban gitti.

24 yaşındaki Ibtissam BBC'ye yaptığı açıklamada, halasını ziyaret etmeye giderken üç RSF milisinin kendisini durdurduğunu anlattı;

"Silahlarını doğrulttular ve nereye gittiğimi sordular. Halamın evine gittiğimi söylediğimde, ordu istihbaratına üye olmakla suçladılar."

Milisler daha sonra Ibtissam'ı zorla araçlarına bindirdiler ve yakındaki bir eve götürdüler.

Ibtissam telefonda ağlayarak "Evin içinde bir başka erkek gördüm. İç çamaşırlarına kadar soyunmuştu. Kaçmaya çalıştım ama milislerden biri bana öyle sert vurdu ki yere düştüm. Tekrar hareket eder ya da bağırırsam öldüreceklerini söylediler" diyor.

"Üçü bana sırayla tecavüz etti. Sonra araçlarına bindirip, güneş batarken beni yolun kenarına attılar"

Ibtissam kısa bir duraklamadan sonra nasıl "çok aşağılanmış ve kızgın" hissettiğini söylüyor.

"İntihar etmek istedim ama sonra kendimi toparladım. Eve geri döndüm ve ne olduğunu kimseye anlatmadım."

Sudan'daki Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bürosu, Temmuz başlarında en az 57 kadına karşı girişilen 21 cinsel saldırı ihbarı aldıklarını söylüyor.

BM İnsan Haklar Yüksek Komiseri Volker Türk 'büroya iletilen neredeyse tüm vakalarda sorumluların RSF milisleri olduğunu' söylüyor.

Hem BM hem de yerel hak savunucusu kuruluşlar, kayda geçen ihbarların, suçun asıl boyutunun çok küçük bir parçası olduğuna inanıyor.

Sudanlı insan hakları savunucusu Ahlam Nasser, tecavüzün halkı terörize etmek için "sistematik" bir silah olarak kullanıldığına hiç şüphesi olmadığını söylüyor;

"Tecavüz geçmişte Darfur'da kullanıldı ve şu anda Hartum'da devam eden savaşta da kullanılıyor, özellikle de RSF tarafından."

Nasser ülkesinden kaçtı ve kendisinin de Hartum'daki bazı kadınlardan dehşet hikayeleri dinlediğini anlatıyor.

Nasser "Bazı vakalarda annelere çocuklarının gözleri önünde tecavüz edildi" diyor.

RSF ise bu saldırıların arkasında milislerinin olduğu suçlamalarını reddediyor.

RSF Sözcüsü Muhammed el Muhtar BBC'ye yolladığı ses kaydında, milislerinin "savaş ahlakının en yüksek standartlarına bağlı olduklarını" savundu.

El Muhtar "Elde ettiğimiz askeri zaferlerden sonra, savaşçılarımızın adını kirletmek için kasti kampanyalar başladı" diye de ekledi.

El Muhtar'a tecavüzcülerinin RSF milisleri olduğunu söyleyen iki kadın olduğunu söylediğimde, sorumluların RSF milisleri kılığına girenler olduklarını iddia etti.

Çatışmalar nedeniyle tecavüz ve cinsel şiddet kurbanları yardım alamıyor. Çoğu hastane artık faaliyet göstermiyor. Çalışan birkaç hastaneye ulaşmak da zor olabiliyor.

Gülsüm ve Ibtissam çok az destek gördüklerini ve acının ömür boyu kendilerini bırakmayacağını söylüyor.

Gülsüm "Bana olanları hiç unutmayacağım. Bir utancın izi hep beni takip edecek, tıpkı gölgem gibi" diyor.

BBC

Sudan Bbc Dünya Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title