"Balkan Savaşları'nın 100. Yılı" Sempozyumu

Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna'da düzenlenen "Balkan Savaşları'nın 100. Yılında Büyük Göç ve Muhaceret Edebiyatı" konulu sempozyum başladı.

Türkiye Yazarlar Birliği, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi, Saraybosna Yunus Emre Türk Kültür Merkezi ve Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Saraybosna Koordinatörlüğü tarafından organize edilen, Türkiye ve bölge ülkelerinden çok sayıda akademisyenin katıldığı sempozyum iki gün sürecek.

Başkent Saraybosna'daki Stari Grad Belediyesi konferans salonunda gerçekleştirilen sempozyumun açılışında, Türkiye ve Bosna-Hersek milli marşları söylendi.

Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye Yazarlar Birliği olarak yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi ve birliğin gelecek 35. Yıl dönümünü kutlayacağını ifade etti.

Birlik olarak 2012 boyunca çok sayıda etkinlik düzenlediklerini belirten Yavuz, "Hayatını kaybetmiş edebiyatçılarımızı yad edip, hayatta olan edebiyatçılarımıza yönelik saygı toplantıları düzenliyoruz" dedi.

Sempozyuma Türkiye ve Bosna-Hersek'ten 25 bilim adamının katıldığını vurgulayan Yavuz, düzenlenecek oturumlarda alanında uzman kişilerin Balkan Savaşları'na ilişkin gerçekleri belgelerle anlatacağını söyledi.

Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. İsmail Kocayusufoğlu da üniversite olarak sempozyuma katkı vermekten dolayı mutlu olduklarını söyledi. "Tarihi bilmeyenin yarını olmaz" diyen Kocayusufoğlu, Balkan coğrafyasının dünya üzerinde en fazla göç yaşanan coğrafyalardan biri olduğuna dikkati çekti.

Bosna-Hersek nüfusunun çok daha fazlasının Türkiye'de ya da dünyanın farklı yerlerinde yaşadığına işaret eden Kocayusufoğlu, "Artık zaman, Bosna-Hersek'e, eve dönme zamanıdır" dedi.

-"Bosna, bizim kayıp geçmişimizin bir parçası"-

Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Onursal Başkanı Mehmet Doğan da konuşmasında 20 yıl önce yaşadığı bir hatırasını anlattı. Bir dostunun 20 yıl önce kendisine iki kaset hediye ettiğini söyleyen Doğan, şöyle konuştu:

"Bu kasetler Bosna ile ilgiliydi. O dönemde Bosna'da yaşananlar Türkiye gündemine bomba gibi düşmüştü. Kaseti kasetçalara koyduğumda güzel bir Kur'an-ı Kerim tilaveti odayı sardı. Ardından birden tanıdık bir ilahi duymaya başladım. Hacı Bayram Veli'ye ait bu ilahiyi duyduğum an Bosna'nın bizim kayıp geçmişimizin bir parçası olduğunu bir kez daha anladım." Doğan, bu olayın kendisine iki ülkenin müşterekliğinin derinliğini gösterdiğini belirtti.

Bosna'nın 1912'de yaşanan Balkan Savaşları'nın dışında kaldığını hatırlatan Doğan, ancak bundan tam 80 yıl sonra bu ülkenin de büyük bir savaş yaşamaktan kurtulamadığını ifade etti. Aliya İzzetbegoviç'in bu coğrafyada İslam'ın varlığını ret ve inkar edenlere rağmen çıkıp İslam varlığını ilan etmesinin kendisini büyük bir lider yaptığını vurgulayan Doğan, Aliya ile iftihar edilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'de Bosna-Hersek'tekinden fazla Boşnak, Kosova'dakinden fazla Arnavut yaşadığına işaret eden Doğan, onların da Türkiye'ye çok şey kattığını belirtti. Saraybosna'nın Bursa'ya ya da herhangi bir Anadolu şehrine benzediğine dair hiçbir şüphe olmadığını ifade eden Doğan, "Saraybosna'daki saat kulesinin Osmanlı mimarisi olmamasına rağmen Müslüman saatini yaşatmaya devam ettiğini" vurguladı.

Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçisi Ahmet Yıldız da büyükelçilik olarak savaşta evlerini terk eden Boşnakların evlerine geri dönmesine yönelik yürütülen faaliyetler hakkında bilgi verdi.

Balkan Savaşları'nda göç konusunun bütün yönleriyle ele alınacağı sempozyuma katılanlar, cuma namazının ardında Bosna-Hersek'in merhum lideri Aliya İzzetbegoviç'in kabrini ziyaret edecek.

Muhabir: Kayhan Gül

Yayıncı: Serkan Fidan - SARAYBOSNA

Kaynak: AA / Güncel