Dündar'dan Avrupa Konseyi'ne Kültürel Sunum
Strazburg'ta düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler 22.Genel Kurulu'nda Türkiye adına konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Anadolu'daki barış ve kardeşlik iklimini anlatarak, bunu tüm batı ülkelerine örnek gösterdi.
Strazburg'ta düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler 22. Genel Kurulu'nda Türkiye adına konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Anadolu'daki barış ve kardeşlik iklimini anlatarak, bunu tüm batı ülkelerine örnek gösterdi.
Türkiye'nin Avrupa'ya açılan yüzü Osmangazi Belediyesi, uluslararası organizasyonlarda ülkemizi temsil etmeyi sürdürüyor. Fransa'nın Strazburg'ta şehrinde düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler 22. Genel Kurulu'nda konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, "çok kültürlü şehirleşme ve kent kimliğinin oluşumu" konusunda 30 ülkeden 200 belediye başkanı ve yerel siyasetçiye sunum yaptı.
Dündar, Bursa'nın çok kültürlü yapısının olumlu ve olumsuz etkenlerinden, kent kimliğinin oluşumundan, huzur ve barış ortamının sağlanmasına kadar pek çok konu hakkında bilgi verirken, "Farklılığımız zenginliğimizdir. Farklı kültürleri hamur yapıp yoğurduk, onu barış tohumu yaptık. Bu barış tohumunu toprağa ektik ve bu tohumdan sevgi ve kardeşlik fışkıracaktır. Siz de Avrupa Konseyi felsefesine uygun bu barış tohumunu ekin" dedi.
ANADOLU EŞSİZ BİR COĞRAFYA
Başkan Dündar konuşmasını şöyle sürdürdü: "Anadolu, yüzyıllardan beri sayısız medeniyete ev sahipliği yapan ve halihazırda da birçok kültürü barındıran eşsiz bir coğrafyadır. Asya ile Avrupa kıtaları arasında bir köprü görevi üstlenen bu coğrafyada Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi büyük ve köklü medeniyetler yaşamıştır. Kentimizde Mevlana anlayışı hakimdir. Gel, ne olursan ol yine gel. Bizim felsefemizde hümanizm var. Bu topraklarda barış, dostluk, kardeşlik temaları işlene gelmiştir. Değişik etni-siteler ve farklı kültürler, bir arada barış içerisinde yaşamışlardır.
Tarih boyunca birçok medeniyeti ağırlayan bu topraklar, günümüzde de değişik etnik grupları ve kültürleri uyumlu bir şekilde bir araya getirmektedir.
Farklı kültürler, farklı yaşayış biçimleri demektir. Farklı kültürler, farklı hayatlar ve farklı tipte insanlar demektir. Her bir farklılık ise genele bir katma değer getirmektedir. Söz konusu değerlerin toplamıyla oluşan milli benlik ise elbette ki yine halkın tüm kademeleri tarafından istifade edilen bir memba haline gelmektedir. Ancak burada esas başarıya ulaşabilmek için yapılması gereken, bu farklılıklar arasında iletişimi kurabilmektir. Zira değişik özelliklere sahip bireyleri veya grupları tek amaç uğruna bir çatı altında birleştirebilirsek, o zaman toplum içerisinde kalıcı ve sürdürülebilir bir refaha ulaşabiliriz. Bu nedenle de çoğunlukçu değil, çoğulcu bir demokrasi anlayışını tutturabilmeliyiz. Tarihte birinci konsüle ev sahipliği yapan Bursa, az sayıda Hıristiyan azınlığa ve 15. yüzyılda da İspanya'dan kovulan Yahudi azınlığa sahip olup bu unsurlar entegre olmuş bulunmaktadırlar. Aynı çevrede hem Protestan kilisesini, hem sinagogu, hem de camiyi bir arada yaşatan Osmangazi, hem Hıristiyan hem de Yahudi azınlığın ibadethaneleri, sürekli olarak korunmakta ve onların varlığını Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Osmangazi Belediyesi'nin garantisi altındadır.
Öte yandan ülkemiz ve şehrimiz, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme ve yıkılma döneminde Kafkaslar ve Balkanlar'dan yoğun göçe maruz kalmıştır. Abhaza, Çerkez, Arnavut, Boşnak, vb. birçok azınlık, kısa sürede yaşadıkları coğrafyaya adapte olmuşlar ve tam bir misafirperverlikle karşılanmışlardır. Şu anda da Osmangazi Belediyesi olarak özellikle Balkan göçmenleri ve dernekleriyle sıkı işbirliğimiz devam etmekte ve kendilerinin her türlü talepleri en kısa sürede yanıtlanmaktadır. Burada bizim izlediğimiz yöntem, sürekli ve etkin iletişimdir".
SEVGİ VE KARDEŞLİK HAMURU
Azınlıkları ve göçmenleri pozitif ayrıma tabi tutarak veya kimliklerine göre yargılayarak değil, onları Bursalı ve Osmangazili birer yurttaş kategorisinde değerlendirerek hizmet verdiklerini anlatan Dündar, "Bizim felsefemiz budur. Farklılığımız zenginliğimizdir. Farklı kültürleri hamur yapıp yoğurduk, onu tohum haline getirdik ve barış tohumu yaptık. Bu barış tohumunu toprağa ektik ve bu barış tohumu sevgi kardeşlik ve barış olarak toraktan fışkıracaktır. Tıpkı Avrupa Konseyinin felsefesi gibi biz de bunu bütün faaliyetlerimizde esas alıyoruz." - BURSA