Haberler

    DENVER NUGGETS: GERÇEKÇİ BİR ŞAMPİYONLUK ADAYI MI?

    ŞU KADARCIK KALMIŞTI.

    ŞU KADARCIK KALMIŞTI


    Takvimler 11 Nisan 2018’i gösteriyor, NBA’de normal sezonun son günü. Doğu Konferansı’nda playoff bileti alan sekiz takım da belli olmuş durumda. Batı’da ise playoff için ayrılan sekiz takımlık kontenjanın yedisi dolmuşken son bilet hâlâ sahibini bekliyor. Normal sezonun son gününde bu son bilet için mücadele veren takımların maçlarını kesin izlemek gerek diye düşünüyoruz. Hemen Batı Konferansı sıralamasını kontrol ediyoruz. Sıralama daha çok heyecanlanmamıza sebep oluyor, öyle ki sekiz ve dokuzuncu sırada bulunan Minnesota Timberwolves ve Denver Nuggets aynı galibiyet-mağlubiyet yüzdesine sahip. Hemen bu iki takımın son gündeki rakiplerini öğrenmek için günün maç programına bakmak gerek. Günün maçlarını öğrenmek için programı açıyoruz. Yok artık! Tesadüfün bu kadarı… Playoff’un son sırası için mücadele eden ve aynı galibiyet sayısına sahip iki takım normal sezonun son gününde birbirleriyle karşılaşıyor.

    Final niteliğinde bir maç ve durum çok basit: Kazanan Batı’daki son playoff biletinin sahibi olur. Evet, belki buraya kadar anlatılanlar kötü bir spor filmi senaryosuna benziyor. Durum gerçekten de böyle olsaydı maçın uzatmaya gitmesini, zorlu bir çocukluk geçiren yetenekli ana karakterimizin attığı son saniye basketiyle maçı kazandırmasını bekleyebilirdik. Ancak anlatılanlar kötü bir spor filmi senaryosu değil. 11 Nisan 2018’de Minnesota Timberwolves ile Denver Nuggets’ı karşı karşıya getiren ve uzatmaya giden maçı kazanan Timberwolves, Batı Konferansı’nda playoff’a giren son takım olmayı başarıyor. En son 2014’te normal sezonun ötesini görebilen Denver Nuggets taraftarları ise playoff heyecanını televizyondan izlemek zorunda.


    İNŞA


    Geçtiğimiz yıl normal sezonun son maçında yaşadığı hüsranla playoff dışında kalan Nuggets için son yıllarda sezonun erken bitmesi aslında pek de yabancı oldukları bir durum değil. Son beş sezonda normal sezonun ötesine hasret kalan Nuggets, bu dönem boyunca sürekli ligin dibinde yer almasa da bir yeniden yapılanma içindeydi ve bu noktaya gelebilmek onlar adına bir süreçti. NBA’de şampiyonluk adayı bir takım inşa etmek ve uzun bir süre iddialı kalabilmek kolay bir iş değil.

    Evet belki Avrupa’daki spor liglerinin aksine ABD’deki draft sisteminin başarısız takımlara, başarılı olmak için bir fırsat sunduğunu ve küçük pazarlı takımların güçlü rakiplerine karşı şanslarını arttırdığını söyleyebiliriz. Ancak NBA tarihine baktığımızda da küçük şehir takımlarının Los Angeles, New York, Chicago ve Boston gibi büyük şehir takımlarına oranla daha az başarılı olduğunu görüyoruz. Denver, ligin en küçük pazarlı takımlarından biri olmasa da serbest oyuncuların sıkça tercih ettiği şehirlerden biri değil ve bu durum şampiyonluk adayı bir takım kurmalarını, büyük pazarlı takımlara oranla bir nebze daha zor hale getiriyor. Nitekim 1976 yılından itibaren NBA’de boy gösteren Denver Nuggets’ın henüz şampiyonluğu bulunmuyor ve bu süreçte ulaşabildikleri en yüksek mertebe üç kez görebildikleri Batı Konferansı Finalleri.

    Serbest oyuncu statüsündeki yıldızlara iyi bir kadro ve spot ışıkları altında bir şehir sunamayan Nuggets’ın iddialı bir takım inşa etmek için son yıllarda izlediği yol ise draft oldu. Takımın iskeletini oluşturan Nikola Jokic, Gary Harris ve Jamal Murray üçlüsünü draft yoluyla kadroya katan Nuggets, kadroda önemli roller üstlenen Malik Beasley, Juan Hernangomez ve Monte Morris gibi isimleri de yine kendi draft seçimleri ile takıma kazandırdı. Üstelik bu oyuncuların hepsinin yedinci sıra ve daha düşük draft seçimleri olması, Nuggets’ın oyuncu izleme ve yetenek geliştirme konusunda ne kadar iyi bir iş çıkardığını gösteriyor. Rotasyonun iki önemli parçası Will Barton ve Mason Plumlee’yi takas yoluyla kadrosuna katan Nuggets’ın mevcut kadroda serbest oyuncu olarak takıma getirebildiği tek isim ise belki de değerinin biraz üstünde bir kontrat vermek zorunda kaldıkları eski All-Star Paul Millsap’ti.


    MERHABA BENİM ADIM NİKOLA, BEN BİR KOLA BAĞIMLISIYIM


    Nikola Jokic, şüphesiz Denver Nuggets’ın yıldızı ve takımın bu sezonki beklentileri aşan performansında aslan payının sahibi. 24 yaşındaki oyuncu MVP standartlarında bir sezon geçiriyor ve kısa bir süre içinde ligin en önemli oyuncularından biri haline dönüştü. Ancak Jokic kariyeri boyunca her zaman spot ışıklarının bu kadar altında yer almıyordu. Draft edilmeden önce NBA’in radarında yer almayan Jokic, Sırbistan altyapı milli takımlarında da sürekli forma giyen bir oyuncu değildi.

    Scout raporlarında saf yeteneği, saha görüşü ve ribaund sezgisi ile dikkat çeken Jokic’in, NBA standartlarının oldukça altındaki atletizmi, yavaş ayakları ve savunmadaki eforu ise eksik yönleri olarak gösteriliyordu. Üstelik kola bağımlılığı sebebiyle aldığı fazla kiloları ve sahada yataktan yeni çıkmışa benzeyen savruk duruşu da olası bir NBA kariyeri için ona pek yardımcı olacak gibi gözükmüyordu. Nitekim 2014 Draftı’na adını yazdıran Jokic’in bu özellikleri birçok takımın onu pas geçmesine sebep olmuştu. Ancak onun saf yeteneğine göz yummayan Denver Nuggets, 41. sıradan Jokic’i draft etti ve belki de bu hamle organizasyonun kaderini değiştirmiş oldu.

    Draft edildikten sonra bir sezon daha Avrupa’da basketbol kariyerine devam eden Jokic, 2015-2016 sezonu ile beraber Nuggets’a katıldı ve ondan sonra bir daha arkasına bakmadı. Jokic ligdeki her sezonunda oyununun üstüne koymayı başardı ve bu sezon gösterdiği harika performansla kariyerinde ilk kez All-Star seçildi. Ligin en özel yetenek setlerinden birine sahip olan Sırp oyuncu, aynı zamanda Denver Nuggets’ın saha içi lideri. Bir uzunda görmeye alışık olmadığımız saha görüşü ve yumuşak bilekleriyle ligde izlemesi en keyifli oyunculardan biri olan Jokic için bir sonraki adım takımını playoff’ta başarıya taşımak. Nuggets’ın onun etrafına kurduğu bu güçlü kadro, önümüzdeki yıllarda şampiyonluğun en güçlü adaylarından bir tanesi olabilir.


    VAKİT GELDİ Mİ?


    Yeniden yapılanma sürecini yaptığı doğru hamlelerle geçiren ve draft’tan seçtiği oyuncuları yıldan yıla geliştirerek güçlü bir kadro haline gelen Denver Nuggets, sezonun başından beri ligin en istikrarlı takımlarından bir tanesi. Koç Mike Malone’un ekibi bu yazının kaleme alındığı sırada Batı Konferansı’nın ikinci sırasında bulunuyor ve sezonun neredeyse tamamını ilk iki içinde geçirdi. Ancak hâlâ birçok NBA takipçisine göre Oklahoma City Thunder, Houston Rockets, Utah Jazz ve hatta playoff’a girmesi oldukça zor gözüken Los Angeles Lakers bile olası bir playoff eşleşmesinde Nuggets’ı eleyebilecek ekipler olarak gösteriliyor.

    Peki nasıl oluyor da tarihin en zorlu playoff mücadelelerinden birinin yaşandığı Batı Konferansı’nı sezon boyunca tepede götüren bir takım, şampiyonluk adayları sayıldığında akla ilk gelen ekiplerden biri olmuyor? Ya da soruyu farklı şekilde sorarsak, oldukça iyi bir sezon geçirmesine rağmen Denver Nuggets’a karşı bu sezon için duyulan şüphelerin sebebi ne? Bu sorulara verilebilecek en popüler yanıtlar normal sezonun aldatıcılığı ve genç Nuggets kadrosunun tecrübe eksikliği olabilir. Nuggets kadrosu Paul Millsap ve Isaiah Thomas gibi kariyerlerinde önemli playoff tecrübeleri bulunan iki oyuncuyu barındırıyor olsa da takımın geri kalanı için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Ancak bu sezon ilk kez playoff deneyimi yaşayacak olan bu kadro tecrübe olarak eksik gözükse de derinliği ve kalitesiyle ligdeki her takıma problem çıkarabilir.

    Denver’ın başarısından bahsederken koç Mike Malone’a da bir parantez açmak gerek. Takımın başında dördüncü sezonunu geçiren Malone’un bu sezon yarattığı en büyük değişim oyunun savunma tarafında oldu. Son dört sezonun hepsinde ligin en kötü on savunması arasında yer alan Nuggets, bu sezon bu alanda büyük bir gelişim gösterdi ve sezon başından beri savunma verimliliği istatistiğinde ilk on içinde yer almayı sürdürüyor. Nuggets aynı zamanda hem hücum hem de savunma verimliliğinde ilk on içinde yer alan yalnızca üç takımdan biri.

    Hücumunu Jokic etrafında kurgulayan Nuggets, tüm ligde ana oyun kurucusu pivotu olan tek takım ve bu özgün yönleriyle birçok savunmaya ters gelerek problem çıkartabiliyorlar. Koç Malone’un ekibi, sene başından beri istikrarlı oyununu sürdürse de NBA takipçileri tarafından gerçekçi bir şampiyonluk adayı olarak görülmüyor ancak bu pek de mantıklı bir düşünce olmayabilir. Jokic önderliğindeki Nuggets kadrosu bu sezon kendini defalarca kez kanıtladı ve artık onlardan gerçek bir şampiyonluk adayı olarak bahsetmenin vakti geldi.

    Hasan AL

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    Denver Nuggets Denver Haberler

    500
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title