Haberler

Vakanüvis nedir? Osmanlı'nın ilk Vakanüvisi kimdir? Vakanüvis Naima Efendi kimdir?

Güncelleme:

Osmanlı İmparatorluğu zamanında saltanatın tarihî olaylarını kaydetmekle görevlendiren kişilere verilen isim Vak'a-Nüvis, Vakavünis'tir. Peki, Vakanüvis nedir? Osmanlı'nın ilk Vakanüvisi kimdir? Vakanüvis Naima Efendi kimdir? İşte tüm detayları...

Vakanüvîsân, Vakavünis devlet görevlisidir. Her yılın sonunda saraya o yıl içinde ölen önemli şahısların biyografilerini vermekle yükümlüdürler. Osmanlıların tarihi kayda geçirmekteki özeni, Osmanlı tarihinin vakanüvisler tarafından detaylı olarak korunmasını ve saklanmasını sağlamıştır. Vak'a-Nüvis, Osmanlı İmparatorluğu zamanında saltanatın tarihî olaylarını kaydetmekle görevlendirdiği kişilere verilen isimdir. Peki, Vakanüvis nedir? Osmanlı'nın ilk Vakanüvisi kimdir? Vakanüvis Naima Efendi kimdir?

VAKAVÜNİS NEDİR?

Vakanüvîsân devlet görevlisidir. Her yılın sonunda saraya o yıl içinde ölen önemli şahısların biyografilerini vermekle yükümlüdürler. Osmanlıların tarihi kayda geçirmekteki özeni, Osmanlı tarihinin vakanüvisler tarafından detaylı olarak korunmasını ve saklanmasını sağlamıştır.

Osmanlı tarihine ait bilgilerin en önemli bölümü vakanüvisler aracılığıyla günümüze ulaşmıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde resmi bir kurum halini almıştır. Divan-ı Hümayun'a bağlı ilk resmi vakanüvis Halepli Mustafa Naima, sonuncusu ise Abdurrahman Şeref olup Osmanlı'nın yetiştirdiği en büyük vakanüvis Ahmet Cevdet Paşa olarak kabul edilir. 17. yüzyılda yaşayan Evliya Çelebi, Kâtip Çelebi ve Halepli Mustafa Naima önemli vakanüvisler arasındadır. Naima tarihi, Keşfüz Zunun, Miratü'l Memalik dönemin en önemli eserleridir. Ayrıca Fatih Sultan Mehmet devrinin meşhur vak'anüvisi Tursun Bey'dir.

OSMANLI DEVLETİNİN İLK VAKAVÜNİSİ KİMDİR? VAKAVÜNİS NAİMA EFENDİ KİMDİR?

Mustafa Naîmâ ya da tam adıyla Halepli Mustafa Naîmâ Efendi, (Osmanlı Türkçesi d. 1655, Halep - ö. 1716, Patras), Osmanlı tarihçisi ve Osmanlının ilk resmî vakanüvisidir.

Asıl adı Mustafa Naim olan Naîmâ'nin babası Mehmed Ağa Halep eşrafındandı. Halep'te yerleşmiş bir yeniçeri ailesine mensup olup dedesi Küçük Ali Ağa ve babası yeniçeri serdarlığı yapmış ve bölgenin ileri gelen kişileri arasında idiler.Doğduğu yer olan Halep'te iyi bir eğitim görüp Arapça ve Farsça öğrendi. Sultan II. Süleyman döneminde genç yaşta İstanbul'a geldi.

Ailesinin Halep'te nüfuzlu olması nedeniyel 1688'de Eski Saray Baltacılar Ocağına girdi. Bu saray eğitim kurumunda yetişmekte iken bir taraftan da Beyazıt Camii'nde medrese tipi eğitim almaya devam etti. İstanbul ve sarayda buluna eğitim fırsatlarını değerlendirdi. Özellikle tarih, edebiyat ve astroloji konuları ile ilgilendi. Kazandığı bilgilerle kısa zamanda bir isim yaparak itibar kazandı. Baltacılar Ocağı'ndan ayrılıp Saraya Divan-ı Humayun kâtibi oldu.

Bu görevi esnasında mahlas olarak "Naima" sözcüğünü kullanmaya başladı. Tarih çalışmalarına ve incelemelerinde devam edip etrafındakiler tarafından tarihi bilen, araştıran ve yazıp anlatan bir kişi tutulup sevilmeye başlandı. Kalaylıköz Ahmet Paşa'ya intisap etti ve onun divan efendiliğine yükseldi. Bu dönemde Reissülkitap Rami Mehmet Paşa, ve Rumeli kazaskeri Yahya Efendi ile dostluk kurup onlara vasıtası ile Amcazade Hüseyin Paşa'nın ile tanıştı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde kurulmuş ama resmî bir devlet görevi idi ama devletin merkezi bürokrasisi içinde değildi. Amcazade Hüseyin Paşa özellikle yeni olarak resmî bir devlet görevi olarak Vakanüvislik görevi ihdas etti ve Osmanlı Devleti ilk resmî vakanüvis olarak da Naima atandı.

Yanında bulunduğu Amcazade Hüseyin Paşa, Naîmâ'nin mükemmel tarih bilgisini öğrenince ona mühim bir vazife verdi. Paşanın kütüphanesinde Sârıhu'l-Menârzade Ahmet Efendi'ye ait olan ve 1591 ile 1659 yılları arasındaki hadiseleri nakleden, bitirilememiş bir tarih kitabının müsveddeleri vardı. Hüseyin Paşa, bu müsveddelerin derlenip toparlanarak kaleme alınması işini Naîmâ'ya verdi. Naîmâ, çeşitli kaynaklara dayanarak uzun araştırmalar yaptı ve 1700 yılında vakanüvis olarak kitabını yazmaya başladı. Bu müseveddelerden hazırladığı ilk Vakanınüvis tarih kitabını 1702'de Edirne'ye bulunan Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşa'ya gönderdi.

Naîmâ Anadolu baş muhasebeciliğine kadar yükseldi. Fakat devrin ileri gelenleri hakkında tenkit edici sözler söylediği için 1706 yılında Hanya'ya sürüldü. Eşinin talebi üzerine, sürgün yeri Bursa olarak değiştirildi. Sürgünde geçen koca bir yıl sonra Naîmâ, Çorlulu Ali Paşa'nın izniyle İstanbul'a geldi. Tekrar devlet hizmetine alındı. Çorlulu Ali Paşa tarafından Mora Seferine götürüldü. Ancak bu sefer sırasında da Naîmâ'ya bir kısım görevlerinden alındı.

VAKAVÜNİS NAİMA EFENDİ ESERLERİ

Naîmâ'nın temel eseri Naîmâ Tarihi olarak da bilinen Ravzatü'l-Hüseyn fî hulâsati ahbâri'l-hafikayn'dır. Eserini 1574'ten başlatıp 1651'e kadar getiren Naîmâ; olayların iç yüzünü aydınlatan, genellikle sade fakat nükteli ve değerli ayrıntıları kapsayan bu eseriyle bir devrin tarihini ve aynı zamanda sosyal hayatını tasvir etmişti. Bu eser tamamlandığı zaman, artık eski müsveddelerle ilgisi kalmamış, baştanbaşa Naîmâ'nın araştırması ve usta kaleminin bir ifadesi olmuştu. Bu yüzden bu büyük eser, Naîmâ Tarihi olarak bilinir. Naîmâ Tarihi'ne konu olan yıllar, Osmanlı İmparatorluğu'nun en zayıf zamanlarına rastlar. Naîmâ; canlı ve zarif üslubuyla o yılları önümüze sererken sadece tarihçiliğindeki ustalığı değil, yazarlığındaki kudreti de ortaya koymuştur.

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Osmanlı Devleti Hüseyin Paşa Osmanlı Naima Gündem Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title