Sigara İçmek Çocuklara Anne ve Babalardan Bulaşıyor
Mersin Üniversitesi (Meü) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Resul Buğdaycı, Yanmamış Tütünün İçinde 2 Bin 500, Sigara Dumanı İçinde de 3 Bin 900'dan Fazla Zararlı Maddenin Saptandığını ve Bazılarının da Kanser Yapıcı Olduğunu Söyledi.
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Resul Buğdaycı, yanmamış tütünün içinde 2 bin 500, sigara dumanı içinde de 3 bin 900'dan fazla zararlı maddenin saptandığını ve bazılarının da kanser yapıcı olduğunu söyledi.
Mersin Umumi Hıfzısıhha Kurulu, tütünün zararlı etkilerinden insan sağlığının korunması amacıyla özel gündemle toplandı. Toplantıda "İl Tütün Kontrol Kurulu Görev Tanımı ve Uygulama Yönergesi" hükümlerinin uygulanması kararlaştırıldı. Toplantıya katılan Doç. Dr. Resul Buğdaycı, yaptığı açıklamada, sigara içme davranışının bulaşıcı olduğunu ileri sürerek, bu davranışın çocuklara daha çok anne ve babalardan ya da sevilen ve örnek alınan kişilerden bulaştığını kaydetti.
Mersin Vali Yardımcısı İsmail Gündüz başkanlığında toplanan kurul, İl Tütün Kontrol Kurulu tarafından hazırlanan "İl Tütün Kontrol Kurulu Görev Tanımı ve Uygulama Yönergesi" hükümlerinin Mersin'de uygulanmasını kabul etti. Yönergenin amaçları ise şöyle açıklandı:
"Vatandaşların özellikle gençlerin tütün ve tütün mamullerinin zararlarından korunması amacıyla tütün şirketlerinin özendirici tanıtım ve teşvik kampanyalarından koruyucu tertip ve önlemler almak; kamu hizmeti yapan kurum ve kuruluş çalışmalarında tütün ve tütün ürünleri kullanım sıklığı, tütün kullanımı ile ilgili bilgi ve tutum konularında veri toplamak, değerlendirmeler yapmak; tütün mamullerinin kullanımı ve bunun sonuçlarını izlemek, değerlendirmek ve çalışmalarının sürekliliğini sağlamak, etkin,
bilimsel kayıta dayalı tütün ve tütün ürünleri bırakma hizmetleri geliştirmek ve uygulamak. "Eğitim ve farkındalık oluşturma grubu" oluşturarak ekibin çalışmalarına katkıda bulunmak; tüm kamu ve özel kurum-kuruluşları ile bağlılarının kapalı alanlarda; tütün ürünlerinin kullanılmasına mahsus, havalandırma tertibatı ile donatılmış, koku ve duman geçisini önleyecek şekilde tecrit edilmiş kapalı mekanlar oluşturulması yönünde kararlar almak, kararların uygulanabilirliğini takip ve ölçmek için "izleme ve
değerlendirme grubu" kurmak ve sağlık hizmeti ile eğitim hizmeti veren kamu ve özel kurumlarda açık ve kapalı alanlar içerisinde tütün ve tütün ürünleri içilmesinin önlenmesi. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için proje yapmak ve yürütmek."
Kurul toplantısı ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yapan Doç. Dr. Resul Buğdaycı,
yanmamış tütünün içinde 2 bin 500, sigara dumanı içinde de 3 bin 900'dan fazla zararlı maddenin saptandığını ve bazılarının da kanser yapıcı olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Resul Buğdaycı, dünyada önlenebilir ölüm nedenleri arasında çoğunlukla birinci sırada sigara geldiğini, ABD, Çin ve Türkiye gibi birçok ülkenin de buna örnek olduğunu ifade ederek, sigaranın Türkiye'de en önemli önlenebilir ve erken ölüm nedeni olduğuna kaydetti.
Türkiye'de 15 yaş üzeri nüfusta yüzde 43.5, erkeklerde yüzde 62.5 ve kadınlarda yüzde 24.3 oranda kişinin sigara içtiğini ifade eden Doç. Dr. Resul Buğdaycı, bu oranın hekimlerde yüzde 55 olduğunu vurguladı.
Hasta yanında sigara içen hekimlerin oranın yüzde 56.8, ebe ve hemşireler de ise bu oranın yüzde 50.8 olduğunu kaydeden Doç. Dr. Buğdaycı, "Akciğer kanserlerinin yüzde 90'ı, tüm kanserlerin yüzde 30'u, felçlerin yüzde 25'i ve kronik bronşitlerin yüzde 80'i sigaraya bağlıdır. Ayrıca damar sertliği, damar tıkanıklıkları sigara içenlerde sık görülen hastalıklardır. Puro ve pipo tütünlerinin dumanı ağızdan emilebilir. Bu yüzden dudak ve ağız kanserleri daha çok görülür. Ayrıca ağızda çiğnenen tütünlerde
dudak ve ağız kanserine neden olurlar" dedi.
Yapılan birçok araştırmada ortalama günde bir paket sigara içenlerde akciğer kanseri riskinin 10-15 misli, 1-2 paket içenlerde akciğer kanseri riskinin ise 16-25 misli arttığına işaret eden Doç. Dr. Resul Buğdaycı, 20 yıldır sigara içen kişilerde bu riskin 40 misline çıktığını ve sigara içenlerin, trafik kazaları, travmatik olaylar, patlama, yangın, cinsel saldırı gibi olaylara daha sık karıştıklarının saptandığını vurguladı.
Sigara içme davranışını bulaşıcı olduğunu savunan Doç. Dr. Buğdaycı, bu davranışın çocuklara daha çok anne ve babalardan ya da sevilen ve örnek alınan kişilerden bulaştığını söyledi. Ebeveynlerde "Yaptığımı yapma, söylediğimi yap" anlayışının olduğunu ifade eden Doç. Dr. Buğdaycı, iletişimin yüzde 60'ının sözsüz beden hareketleriyle, yüzde 30'unun ses tonu ve vurgulamalarla ve yüzde 10'unun da sözle iletildiğinin unutulmaması gerektiğini bildirdi.
Çocuklara sigara aldırmanın kötü bir mesaj olduğunu söyleyen Doç. Dr. Resul Buğdaycı, eğitimin çok önemli olduğunu belirtti. Doç. Dr. Buğdaycı sözlerini şöyle tamamladı:
"Okullardaki sigara eğitimi yıllarca lise ve üniversite gençliğine verilmeye çalışıldı. Ancak bunun etkili olmadığı anlaşıldı. Çünkü sigaraya başlama yaşı daha erkendir. Lise ve üniversitede eğitim gören gençler artık tiryaki durumundadır. Bu nedenle yapılacak eğitimi, daha aşağı yaşlara çekmek durumundayız. Şu anda dünyada önerilen ideal sigara eğitim yaşı 13-14'tür. Yani ilköğretim 6. ve 7. sınıflardır. Türkiye'de bu eğitim ilköğretim 4 ve 5. sınıflarda başlamalıdır ve diğer sınıflarda devam etmelidir.
Eğitim bütün yıla yayılmalı ve beş kez yapılmalı, aileler bu eğitime katılmalıdır. Eğitimde kişinin yaşı da çok önemlidir. Ergenlerde uzun dönemde otaya çıkan hastalıklar yerine, kısa dönemdeki etkileri anlatılmalıdır. Kötü koku, diş kirliliği, sporda başarısızlık gibi sigaranın özellikle estetik, seksüel ve fiziksel aktivite üzerine etkileri gençler için daha etkileyici olmaktadır."
(ÖT-MEF-MEF-Y)
dd maddenin saptandığını