"Ulaşımda, İletişimde, Hayatın İçerisinde Ben de Varım" Projesi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, ailesinde de down sendromu bulunduğunu belirterek, "Bunu ilk defa burada söylüyorum."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, ailesinde de down sendromu bulunduğunu belirterek, "Bunu ilk defa burada söylüyorum. Doğduğum günden beri, down sendromlu bir süt ağabeyim vardı benim. Ancak bir kaç yıl önce kaybettik" dedi.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yürütülen
"Ulaşımda, İletişimde, Hayatın İçerisinde Ben de Varım" projesi tanıtım toplantısına, Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, proje destek veren kurum ve kuruluşların temsilcileri, proje kapsamında işe yerleştirilen down sendromlu gençler, aileleri ve diğer ilgililer katıldı.
Buradaki konuşmasına "Sizlerle birşeyler paylaşmak istiyorum burada çok duygulandım. Aslında biliyor musunuz ben de sizlerdenim" sözleriyle başlayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yani ailesinde down sendromu bulunan bir kişiyim. Bunu ilk defa burada söylüyorum. Doğduğum günden beri, down sendromlu bir süt ağabeyim vardı benim. Hayrettin. 'Leylim' derdik biz ona. İnanın o bizim bütün ailemizin, bütün sülalemizin maskotuydu. O kadar severdik ki biz onu....O zamanlar biliyorsunuz sizlerin de ifade ettiği gibi down sendromlular için eğitim kurumları, vakıflar, dernekler yoktu. Hiçbir eğitim almamıştı ağabeyim. Ama o sevgiyle büyüdü. Bizlerin ve ailesinin sevgisiyle büyüdü. O kadar mutluydu ki ve bizi de mutlu eden oydu. Hepimizi mutlu ederdi. Annesi vefat ettikten sonra hem ablası hem de benim amcamın eşi olan Hayrettin'in ablası, kendisine baktı. Allah ondan binlerce kez razı olsun. O kadar güzel baktı ki hiç annesini aratmadı ona.
Biz onu o kadar çok severdik ki, Başbakan çok severdi onu. Bazen sadece onu görmek için giderdik onların evine. O da bizi görünce çok mutlu olurdu."
Emine Erdoğan, ağabeyi Hayrettin'i bir kaç sene önce kaybettiğini, ancak hiç eğitim almadığı halde sevgiyle büyüdüğü için ağabeyinin standardın üzerinde çok uzun seneler yaşadığını ifade etti.
-"Down sendromluların hiç kimseye zararları yok faydadan başka..."-
Toplantıda kendisinden önce konuşma yapan down sendromlu gençlerin ailelerini dinlerken çok duygulandığını dile getiren Erdoğan, "Çünkü çok özlüyorum onu. Onun için sizin halinizden çok iyi anlıyorum. Sizler çok şanslı ailelersiniz. Biraz önce sayın bakanımızla da paylaştım, keşke bütün engelliler, down sendromlu olsalar. Hiç kimseye zararları yok faydadan başka" diye konuştu.
Emine Erdoğan, bildiği kadarıyla down sendromluların Allah'ın direkt cennet nasip etiği kulları olduğunu ifade ederek, "Ne kadar şanslılar. Hangimiz garanti edebiliriz ki cennete girebileceğimizi- Ama onlar sorgusuz sualsiz cennetle müjdelenmişler. İnşallah yanılmıyorsam, Allah onları sevdiğimiz için, onlarla ilgilendiğimiz için belki bize de nasip eder inşallah diyorum" dedi.
-"Gönülden gönüle iletişim kurup, kalplerimizle konuşuyoruz"-
Emine Erdoğan, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla dün tanıtımı yapılan "Girişimci Engel Tanımaz" sloganıyla başlatılan projeyle engellilerin girişimcilik eğitimi alacağını ve girişimci desteklerinden faydalanarak işlerini kurabileceklerini anımsattı.
Kendisinin de yer aldığı "Ulaşımda, İletişimde, Hayatın İçerisinde Ben de Varım" projesinin de 4. yıla ulaştığını dile getiren Erdoğan, proje sayesinde 300 omurilik felçlisi ve kas hastası gencin evlerinde kurulan alt yapıyla çağrı merkezlerinde istihdam imkanı elde ettiğini anlattı.
Böylece bu gençlerin özgüveninin yükseldiğini vurgulayan Erdoğan, gençlerin topluma ve devlete olan güvenlerinin arttığını ifade etti.
Bu yıl projenin down sendromlu gençleri de içine alacak şekilde genişletildiğini belirten Erdoğan, bu sebeple çok heyecanlandığını, umutlandığını ve mutlu olduğunu dile getirdi.
Salondakilerin de kendisiyle aynı duyguları paylaştığını kaydeden Erdoğan, Mevlana'nın "Gönülden sözsüz, işaretsiz, yazısız, yüzbinlerce tercüman zuhur eder" sözünü anımsatarak, ailelerin gönüllerinden geçen duyguları okuyabildiğini, onlarla gönülden gönüle iletişim kurup, kalpleriyle konuştuklarını söyledi.
-Yüreklerdeki setler kaldırılmalı-
Emine Erdoğan, fiziksel engelleri ortadan kaldırmak için herşeyden önce yüreklerdeki setlerin, yüreklerdeki engellerin ortadan kaldırılması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Ötekinin derdini kendi derdimiz bilerek hareket etmemiz, kendimizden başkalarının dertleriyle hemdert olmamız lazım. İnsanların kalpleri arsındaki mesafeleri, insanların gönüllerinin arasına örülen duvarları kaldırabilirsek engellerin üstesinden gelebileceğimize bütün kalbimle inanıyorum.
Bu bakımdan ben buradaki sağduyulu katılımcılarımızın ortaya koyduğu her türlü çabanın altın değerinde olduğunu düşünüyorum. Bu çabaların daha da artması daha da çeşitlenmesi toplumun çok daha geniş kesimlerince sahiplenilmesi en büyük temennimiz.
Hükümetin bu konudaki çabaları takdire şayan, ancak engelli vatandaşlarımızın topluma kazandırılması için tek başına devletin, hükümetin çabaları elbette yeterli olmaz. Tek tek bütün bireylerin, bütün sivil toplum kuruluşlarımızın ve en çok medyamızın bu konuda duyarlı sağduyulu olması gerekiyor. Onun için ben herkesten bu konuda daha fazla çaba göstererek daha yakın, daha sistemli bir dayanışma içinde olmalarını özelikle rica ediyorum.
Ne kadar farkındalık oluşturabilirsek, sorumluluk duygusunu ne kadar yaygınlaştırabilirsek sorunun çözümünde o kadar etkin, o kadar başarılı olabiliriz.
Bunun için hep birlikte toplumsal aktiviteler, kültürel etkinliklere, sosyal faydası yüksek kampanyalara iştirak etmemiz destek olmamız lazım."
Emine Erdoğan konuşmasının ardından etkinliğe katılan down sendromlu gençlerle ve aileleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Muhabir: Selma Kasap
Yayıncı: Ertuğrul Cingil - ANKARA