Köln'deki Bombalı Saldırının 10. Yıl Dönümü

Almanya'da Neonaziler tarafından Türklerin yoğun olarak yaşadığı Keup Caddesi'ne düzenlenen bombalı saldırının 10. yıl dönümü öncesinde ortak açıklama yapan siyasetçiler, sanatçılar ve entelektüeller, "Neonazilere, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı,  adaletli ve dayanışma içinde bir toplum" çağrısında bulundu.

"Size atılan bomba, bana da atılmış sayılır" başlığıyla yapılan ortak açıklamaya aralarında Başbakan Yardımcısı ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) lideri Sigmar Gabriel, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkan Yardımcısı Armin Laschet, sanatçılar Annette Frier ile Andrea Sawatzki'nin de bulunduğu isimler destek verdi.

"Küçük İstanbul" olarak bilinen Keup Caddesi'ne 9 Haziran 2004'te düzenlenen ve 22 kişinin yaralandığı saldırının kınandığı ortak açıklamada, güvenlik birimlerinin ihmali, o dönem saldırının arkasında aşırı sağcıların olabileceği ihtimalinin üzerine gidilmemesi eleştirildi.

"Saldırı hakkında soruşturmayı yürüten kurumlar ve Almanya İçişleri Bakanlığı, bu eylemin sağcılar ve ırkçılar tarafından yapılma ihtimali üzerinde hiç durmadılar ve incelemeye almadılar" denilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

"Bunu bir kesimin kendi içindeki çatışması olarak değerlendirip kamuoyuna bu şekilde lanse ettiler. Ancak yedi yıl sonra, bu Neonazi teröristlerin, 2000 ve 2007 yılları arasında bunun dışında da vahşi seri cinayetlerle 10 insanı daha öldürdükleri ortaya çıktı. Ülkemizde aşırı sağcı cinayet çetelerinin yeniden mümkün olabileceğini düşünemeyen, tahmin edemeyen bizler bu sorumluluğu üstleniyoruz. Yaşanmış olayı olmamış gibi kabul edemeyiz. Fakat şimdi  tehlikenin adı açık ve net olarak kondu, bizler de daha açık bir şekilde birliğimizi göstermeliyiz."

Irkçılığa karşı dayanışma çağrısı

Bombalı saldırıyı düzenlediği tahmin edilen aşırı sağcı terör örgütü Nasyonal Sosyalist Yeraltı'nın (NSU) 2000 yılında öldürdüğü Enver Şimşek'in kızı Semiya Şimşek'in "Çözüm ancak hepimiz, birlikte ve beraber olursak olabilir" sözlerinin hatırlatıldığı açıklamada, ırkçılığa karşı dayanışma çağrısında bulunuldu.

Tüm yurttaşların, saldırının yıl dönümünde düzenlenecek etkinliklere davet edildiği çağrıda şunlar kaydedildi:

"8 ve 9 Haziran 2014'te, Köln-Mülheimde bir araya gelelim. Aşırı sağcı teröristler tarafından katledilen insanları anmak, tartışmak, büyük sanat ve kültür festivalini beraber kutlamak ve mitingde birlikte yürümek için. Herkesin görebildiği bir dayanışmayla ve "birlikte" duygusunun altını çizmeliyiz. Biz birlikte bir gelecek, dayanışmacı bir toplum istiyoruz. Neonazilere, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı adaletli ve dayanışma içinde bir toplum."

Cumhurbaşkanı Gauck da katılacak

Köln Belediyesi ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla  "Birlikte-Zusammenstehen" başlığıyla düzenlenen etkinlikler kapsamında bugün ve yarın kentte,  film ve belgesel gösterimleri, söyleşi ve paneller ile müzik dinletileri gerçekleştirilecek.

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ve Adalet Bakanı Heiko Maas da pazartesi günü bombalı saldırının 10. yıl dönümünde etkinliklere katılacak.

Başbakan Yardımcısı ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) lideri Sigmar Gabriel de pazartesi günü Köln'de düzenlenecek "NSU ve sonuçları: Çıkarmamız gereken dersler" başlıklı panelde konuşma yapacak.

NSU terör örgütü

Almanya'da, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişiyi öldüren, çok sayıda soygun gerçekleştiren ve Keup Caddesi'ne çivi bombası yerleştiren aşırı sağcı NSU terör örgütü ancak 2011 yılı sonunda ortaya çıkarılabilmişti.

Neonazi 3 kişi tarafından kurulduğu iddia edilen NSU'nun üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 2011 Kasım ayında bir banka soygunu gerçekleştirdikten sonra polisin takibinden kurtulmak için saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettikleri öne sürülmüştü.

NSU'nun hayattaki tek üyesi olan ve Münih'de devam eden davada tutuklu olarak yargılanan Beate Zschaepe'nin, susma hakkını kullanması nedeniyle NSU'nun "karanlık bağlantıları" aydınlatılamıyor ve birçok soru hala yanıt bekliyor.

NSU'yu kuran Neonazilerin yıllarca yeraltında faaliyet göstermesine rağmen Alman güvenlik birimleri ve istihbaratı tarafından tespit edilememiş olması, Almanya'da büyük bir skandala yol açmış, NSU üyelerinin geçmişte bazı aşırı sağcılar ve istihbaratçılarla ilişki kurmuş olmaları, skandalın boyutlarını daha da genişletmişti.

Almanya iç istihbarat teşkilatında aşırı sağcı gruplara ve kullanılan muhbirlere ilişkin bazı belgelerin 2011 yılı sonunda imha edilmesi ve bunun kamuoyuna sızması kuşkulara yol açmıştı. - Berlin

İstanbul Almanya Köln Politika Güncel Haberler