İstanbul: Uzan Davası'nda Teknik Sorgulamanın Mümkün Olmadığı Kararına Varıldı

Kemal, Cem, Hakan ve Yavuz Uzan'ın aralarında bulunduğu 35 sanık için yargılandıkları mahkemenin isteği olan sesli ve görüntülü sorgulama tekniğinin, teknik açıdan yetersiz olduğu kanaati getirilerek yapılamayacağı kararına varıldı.

Adalet Bakanlığı'nca Uzanlar'ın yargılandığı mahkemeye gönderilen yazıda, yargılanmanın yapıldığı yer dışında bulunan sanıkların sesli ve görüntülü iletişim araçları kullanmak suretiyle sorgularının yapılmasının teknik açıdan mümkün olmadığı bildirildi. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Fatma Sarı ile Elite Kalafat katıldı. Davanın diğer sanıkları ise duruşmaya gelmedi. Mahkeme heyeti başkanı, Hüseyin Engin Saydam ve Ali Cenk Türkkan'ın avukatı Adem Koyuncu'nun daha önceki celsede müvekkillerinin ifadelerinin sesli ve görüntülü sistem kullanılarak yurt dışında alınması yönündeki talebine ilişkin Adalet Bakanlığı'na yazılan yazıya cevap geldiğini belirtti.

Gıyabi tutuklu sanıklar Kemal Uzan, Murat Hakan Uzan, Yavuz Uzan, Hüseyin Engin Saydam, Mustafa Düzgünce ve Ali Cenk Türkkan'ın halen yakalanamadıkları ve savunmaları da alınamadığı için bilinen adreslerine tebligat çıkarılmasına karar veren mahkeme heyeti, duruşmaya gelmeyen tanıkların yeniden çağırılmasına hükmederek duruşmayı erteledi.

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen cevap yazısında, sanığın aynı anda sesli ve görüntülü iletişim tekniklerinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesinin bu hususta yeterli imkanların sağlanması şartına bağlandığı ifade edildi. Uluslararası alanda "video konferans" yöntemiyle ifade alma uygulamasının 8 Kasım 2001 tarihli "Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesine Ek İkinci Protokol"ün 9. maddesi ile düzenlendiği belirtilen yazıda, ancak Türkiye'nin anılan ek protokole henüz katılmaması nedeniyle bu sözleşme kapsamında bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı dile getirildi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde sesli ve görüntülü iletişim teknikleri kullanılarak sanığın sorgusunun yapılması ve diğer kişilerin ifadelerinin alınmasının giderek yaygınlaşan bir uygulama olduğu kaydedilen yazıda, bu hususta Alman Ceza Usul Kanunu ve Alman Hukuk Usulü Kanunu'nda da benzer hükümlerin yer aldığı vurgulandı.

Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı tarafından Avrupa Birliği ile geliştirilen ve yakın zaman içinde uygulanacak olan "Better Access to Justice" projesi ile öncelik ağır ceza mahkemeleri duruşmalarına verilmek üzere 225 mahkeme salonunda aynı anda sesli ve görüntülü iletişim imkanı sağlayan sistemlerin kurulması için şartname hazırlıklarının devam ettiği belirtilen yazıda, bu proje ile teknolojinin en son yeniliklerinin adalet hizmetlerinin emrine verilmesinin hedeflendiği kaydedildi.

Yargılamanın yapıldığı yer dışında bulunan sanıkların sesli ve görüntülü iletişim araçları kullanılmak suretiyle sorgularının yapılmasının halihazırda teknik açıdan mümkün olmadığı dile getirilen yazıda, şöyle denildi:

"Ülkemizde olduğu gibi kendi iç mevzuatında böyle bir yöntemin uygulanmasına imkan veren bir ülkeye yönelik adli yardım talebimizin karşılıklılık ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesi mümkün ise de, bu konuda sağlıklı bir bilgi verilebilmesi için sanıkların bulunduğu ülkelerin bilinmesi gerektiği, uluslararası alanda video konferans yöntemiyle ifade alma uygulamasını düzenleyen 8 Kasım 2001 tarihli Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesine Ek İkinci Protokol, ülkemizce henüz onaylanmadığından, yurt dışında bulunan sanıklarla ilgili olarak bu sözleşme kapsamında değerlendirme yapılamayacağı mütalaa edilmekle birlikte, sorunun yasa ve yargı yoluyla çözülmesinin uygun olacağı düşünülmektedir."

Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan fezleke uyarınca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca düzenlenen iddianamede; Cem, Hakan, Kemal ve Yavuz Uzan ile Ali Cenap Ermutlu, Müştak Ayvaz, Selahattin Bal, Tahsin Öztürk, Seyfettin Kaya ve Şemsettin Mustafaoğlu'nun da aralarında bulunduğu 34 sanık hakkında, "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak", "cürüm işlemek için oluşturulan teşekküle üye olmak", "kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırmak", "rüşvet" ve "Bankalar Kanunu'na muhalefet" ile "evrakta sahtecilik" suçlarından dolayı 12 ila 45 yıl arasında değişen ağır hapis cezaları isteniyor.

Haberler