Güvenlik Politikaları Uzmanı Yarar: "Türkiye Masada Kaybetmemeyi de Öğrendi"

FATİH MEHMET KÜRKÇÜ - Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, "Türkiye öyle bir noktaya geldi ki sahada kaybetmiyorsunuz, masada kaybetmemeyi de öğrendi. Astana süreçlerinin içinde veya Kudüs gibi konularda masayı yönetmeyi ve masada kalmayı da öğrendi. Son dönemde hala zorlandığımız konu ekonomi. Çünkü orası yalnızca Türkiye'nin içindeki değil yurt dışındaki dengeleri de gözetmesi gereken bir yer." dedi.

Yarar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye üzerinde finans başta olmak üzere oynanan oyunlara dikkati çekti. Türkiye'nin savaşmadan savaşın tüm etkilerini yaşadığını belirten Yarar, ülkenin çevresinde yaşananlara işaret etti.

"Çevremizde neler oluyor?" diye soran Yarar, şöyle konuştu:

"Çin-ABD kapışması, Rusya, İran ve diğer ülkeler, Venezuela örneği, Kuzey Kore dahil olmak üzere dünyadaki sıkıntı... Kendi üzerimize okursak yanlış anlarız. Sanki herkes bize geliyormuş gibi... Hayır, ama biz tam ortasında yer alıyoruz. Biz savaşmadan savaşın bütün etkilerini görebiliyoruz. Ukrayna'da yaşanan sıkıntıyı çekmedik mi? Gürcistan'ı çekmedik mi? Ermenistan-Azerbaycan olayını, Irak-İran savaşını, Irak'ın işgalini, Suriye'deki yaşananları. Bunların herbirinin bize bir etkisi olmadı mı? Oluyor. Bu dönemde kimin bizimle dost olacağı değil, kendi içimizdeki bütünlüğü nasıl sağlayacağımıza odaklanmalıyız. Bu salvolardan bizim kurtulmamızın tek yöntemi bizim bir olmamız, diri olmamız."

Yarar, Türkiye'yi dışarıdan yenemeyenlerin içeriden karışıklık çıkartarak yenmeye çalıştığını vurgulayarak, bunun örneğinin cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 Türk devletin neden yıkıldığına bakıldığında anlaşılacağının altını çizdi.

Bütün Türk devletlerinin kendi içinden yıkıldığını hatırlatan Mete Yarar, "Bugün yaşatılmaya çalışılan sorun da oradan kaynaklanıyor. Eğer o forsun üzerindeki 16 Türk devletinin işaretini yalnızca bir temsil olarak koymadıysak hepimizin anlaması gereken konulardan bir tanesi bu. Bir olmak zorundayız. Başka hiçbir şansımız yok." diye konuştu.

"Sahada da masada da kaybetmiyoruz"

Yarar, Türkiye'nin her alanda büyüdüğünü ve geliştiğini bildirerek, şunları kaydetti:

"Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, sahada kaybetmiyorsunuz, masada kaybetmemeyi de öğrendi. Astana süreçlerinin içinde veya Kudüs gibi konularda masayı yönetmeyi ve masada kalmayı da öğrendi. Son dönemde hala zorlandığımız konu ekonomi. Çünkü orası yalnızca Türkiye'nin içindeki değil yurt dışındaki dengeleri de gözetmesi gereken bir yer."

Asimetrik savaşın en önemli kademelerinden birinin de ekonomi üzerinde oynanan oyunlar olduğunu belirten Yarar, bu yöntemle birçok ülkenin çok rahat aşağı çekilebileceğini ifade etti.

Bunun örneklerinin dünyada olduğunu söyleyen Yarar, "Yalnızca Türkiye üzerinden değerlendirmeyin, başka ülkeler üzerinden baktığımız zaman da bunu görebilirsiniz. Dünyanın belki en zengin, petrol zengini ülkelerinden bir tanesi Venezuela ve yaşadığı duruma bakın." diye konuştu.

Ekonominin kendi içinde sıkıntıları olabileceğini ancak asimetrik savaşta bu yönde dillendirilen dedikodunun ülkeye zarar vereceğini vurgulayan Yarar, "Bunların hiçbiri aşılamayacak sorunlar değil. Türkiye geçmiş yıllarda da buna benzer sorunlar yaşıyordu. Belki bundan daha büyük ölçekli yaşıyordu. Bugün konuştuğumuz konunun sebebi yalnızca ekonomik göstergeler değil." şeklinde konuştu.

Yarar, Türkiye'nin sahada ve masada kazanmayı öğrendiğini, asıl sorunun, "finansmanda na zaman kazanmaya başlayacağımız?" olduğunu belirterek, Türkiye'nin kazanımlarının ve büyüme hızının dolar hareketleriyle aşağı çekilmeye çalışıldığını anlattı.

Rusya'da üst düzey bir devlet yetkilisinin tüm dünyada doların dalgalanmasından bütün ülkelerin zarar gördüğünü söylediğini anlatan Mete Yarar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkeler kendi para birimi üzerinden alışveriş yapmaya başlıyor. Bunun ilk adımı İran ve Rusya hatta Çin ile bunun görüşmeleri başladı. Türkiye proje üretmeye başladı. Bizim yapacağımız şeylerden bir tanesi şu, kendi içimizde üretmekten ve tüketmekten vazgeçmeyeceğiz. Kendi içimize dönüp kendi içimizdeki malları kullanmaya devam etmek zorundayız. Japonya örneği gibi. Biz neyi yanlış yapıyoruz? Çünkü bazı yanlış yaptığımız şeyler de var. Geçmişte yaptığımız ve halen devam ettiğimiz. Bunlardan bir tanesi asimetrik savaşı tam anlamıyla anlamış değiliz. Asimetrik savaş ne? Vekalet savaşları ne? 3. Dünya Savaşı bir konvansiyonel savaş mı olacak? Yoksa bu tür asimetrik savaşın versiyonlarını mı yaşayacağız?"

Sosyal medyanın manipülatif (psikolojik yönlendirme) olayların çokça yaşandığı bir yer olduğunu dile getiren Yarar, "Hepimizin çok dikkatli olması gereken çok da iyi takip etmesi gereken hatta gazete okur gibi sosyal medyada neler olduğunu muhakkak araştırmamız gereken bir yer. Çok da boş bırakılmaması gereken yerlerden bir tanesi. Devamlı bir şekilde orada olmak gerekiyor." ifadesini kullandı.