Haberler

Dünya Genelinde Artan Nüfus ve Su Kaynaklarındaki Azalma Su Krizine Neden Olabilir

Güncelleme:

Biruni Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatma Çelik, dünya genelinde artan nüfus ve sabit kalan su kaynağının, ufukta ciddi bir su krizine neden olabileceği uyarısında bulundu. Çelik, Dünya Su Günü dolayısıyla AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Biruni Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatma Çelik, dünya genelinde artan nüfus ve sabit kalan su kaynağının, ufukta ciddi bir su krizine neden olabileceği uyarısında bulundu.

Çelik, Dünya Su Günü dolayısıyla AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Gezegenin yüzde 70'inin sudan oluştuğunu belirten Çelik, dünyada su tüketim oranının sürekli arttığına dikkati çekti.

"Dünya genelinde artan nüfusun, sabit kalan su kaynağının, ufukta ciddi bir su krizine neden olabileceği öngörülmektedir. Çağımızda gerektiğinden fazla suyu tüketiyor, sessiz kalıyor ve ne yazık ki gelecekteki dünya için çözüm bulmakta gecikiyoruz." ifadelerini kullanan Çelik, iklim değişikliğinin, bu yüzyılda insanlığı etkileyen en büyük yaşamsal sorunlardan birisi olduğunu dile getirdi.

Özellikle nüfusun ve ekonomik aktivitelerin yoğunlaştığı noktalarda bu durumun daha da önemli sonuçlar ortaya çıkardığını ifade eden Çelik, şöyle konuştu:

"Doğal ve üretim alanlarındaki gözlenen bu tahribat, yoksulluk, yetersiz sağlık, gıda güvencesindeki eksiklik, biyolojik çeşitlilik kaybı, su kıtlığı, iklim değişikliğine dayanıklılığın azalması ve kaçınılmaz şekilde zorunlu göç gibi birçok ekonomik, sosyal ve çevresel soruna yol açmaktadır. Çölleşme, arazi tahribatı nedeniyle yaşanan yaşam ortamlarının bozulması olgusu da biyolojik çeşitliliğin yok olmasının en temel nedenidir."

Yağışların kaydedilen normal düzeylerin altına düşmesinin, su kaynaklarını, toprağı, etkileşim halinde olduğu yaşamı ve üretim sistemlerini olumsuz yönde etkilediğinin altını çizen Çelik, "İklim değişikliğinin sonucu dünyanın birçok bölgesinde artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, kuraklık olaylarının sıklığını ve şiddetini artırmaktadır. Ayrıca karadaki suyun kirlenmesi, su okyanusa aktığında uzaktaki ekosistemler üzerinde de geniş kapsamlı etkiler yaratabilir. Temiz suya erişim insan sağlığı için temel öneme sahiptir. Ancak artan kirlilikler sonucu su kalitesinin dışında barındırması olası mikroorganizmalar yoluyla su kaynaklı hastalıkların artmasına neden oluyor." şeklindeki görüşlerini paylaştı.

Toprak kaybı ve bozulma

Türkiye'de tarımsal ürünlerde verimi artırmak için kullanılan gübre ve ilaç gibi girdilerin aşırı kullanımı sonucu iç suların kirlendiği ve ötrofikasyonun arttığı bilgisini veren Çelik, fosforlu gübre içerisinde bulunan kadmiyum gibi ağır metallerin toprakları kirlettiğini söyledi.

Dünyadaki kurak alanların yaklaşık yüzde 70'inin tahribata uğradığını vurgulayan Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Çölleşme tahribatı nedeniyle her yıl yaklaşık 24 milyar ton üst toprak tabakası kayboluyor. Toprağın fiziksel kaybının yanı sıra var olan toprakların da ciddi şekilde bozulduğu görülmektedir. Bu bozulma, toprağın fiziksel ve biyokimyasal yapısının bozulması anlamına gelmektedir. Toprakta çatlaklar ve oluklar oluşmakta, topraktaki temel besin maddeleri rüzgar ve suyun etkisiyle ortamdan uzaklaşmaktadır. Yanlış sulama uygulamaları nedeniyle toprak aşırı derecede suya doyabilmekte, bu da toprakların tuzlanmasına neden olmaktadır."

Drenaj sisteminin önemi

Yüzeysel sulamanın yapıldığı alanlarda drenaj sistemleri varlığının toprak ve su kaynaklarının korunması açısından büyük önem taşıdığına dikkati çeken Çelik, özellikle sulama kültürünün gelişmediği ve doğal drenajın bulunmadığı sulama şebekelerinde, aşırı su kullanımlarının tuzlanmaya neden olduğunu, bunun da tarım topraklarını tehdit ettiğini bildirdi.

Fatma Çelik, "Kuralıkla birlikte Türkiye'nin de içerisinde bulunduğu Akdeniz Bölgesi ile tropik ve subtropik bozkır ekosistemleri de önemli ölçüde risk altında." dedi.

Kaynak: AA / Güncel

Dünya Su Günü Fatma Çelik Rektör Dünya Çevre Sağlık Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title