Haberler

Ergüler, 13 Yıllık Tecrübesini Gençlerle Paylaştı

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) İdeal Gençlik Topluluğu tarafından Nazilli'de 'Yükselen Güçler, Küresel Görünüm Türkiye' konferansı düzenlendi.

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) İdeal Gençlik Topluluğu tarafından Nazilli'de 'Yükselen Güçler, Küresel Görünüm Türkiye' konferansı düzenlendi.

Mehmet Yüzügüler Kültür Merkezi Tiyatro Salonunda düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Nazilli eski Belediye Başkanı Esat Ergüler, üniversiteli gençlere 13 yıllık başkanlık tecrübelerinin yanı sıra 'yerel yönetim, belediyecilik, şehircilik ve büyükşehir' konularında bilgilendirmelerde bulundu.

Düzenlenen konferansın açılışında konuşan ADÜ İdeal Gençlik Topluluğu ve AK Parti Üniversite Gençlik Başkanı Ese Canpunar, "Amacımız Türkiye'nin bölgesel güçlülüğüne katkıda bulunarak, küresel bir güç olma yolunda destek vermektir. Son 10 yılda ülkemizde devrim niteliğinde köklü değişikliler olmuştur. Yerinde patinaj yapan bir Türkiye gitmiş Dünyanın en güçlü 10 ekonomisinden biri haline gelen Türkiye'nin küresel güçlülüğünü ekonomisi ile ispatlaması gerekmektedir. Dünya ülkelerinin kendisini örnek aldığı Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son 10 yılda Türkiye'yi getirdiği uygulamalar dünya devletleri tarafından incelenmekte ve kendilerine örnek almaktadır" dedi.

Konuşmasının ardından Canpunar, eserleriyle 1994'den 2007 yılına kadar başarılı Belediye Başkanlığı yapmış olan Esat Ergüler'i sahneye davet ederek tecrübelerini üniversiteli gençlere aktarmasını istedi.

'Yükselen Güçler, Küresel Görünüm Türkiye' konulu konferansta 'yerel yönetim, belediyecilik, şehircilik ve büyükşehir' konularında öğrencilere bilgilendirmelerde bulunan Esat Ergüler, konuşmasına siyasete ve belediye başkanlığını kazandığı ilk günleri anlatarak başladı. Ergüler; "1993 yılında Nazilli Belediyesini devraldığımda yıl boyunca yapılan toplam tahsilat 70 milyar iken sadece personelin maaş ve giderleri ise 74 milyardı. Tüm giderler hesaplandığında ise 110 milyar harcaması bulunuyordu, yani başkanlık görevini ilk devraldığım da karşımda tüm tahsilatı personel maaşına bile yetmeyen bir belediye vardı. Öte yandan 1994 yılında Nazilli'nin nüfusu 70 bin 200, Nazilli Belediyesi'nde çalışan personel sayısı 712 ve bu belediyenin hizmet yapma şansı hiç yoktu. Bu işlerin düzene girmesi için radikal kararları almanız için 2 yada 3 ay vaktiniz var. Eğer bu süreçte bunu yapmazsanız bir daha yapma şansınız yok. Öncelikle tahsilatı artırma yoluna ardından da giderleri kısma yoluna gittik. Daha sonra Nazilli Belediyesinin önemli giderini oluşturan 10-12 eski otobüs ile hizmet vermeye çalışan şehiriçi ulaşım sorunu vardı. Bu otobüslerin yakıt masrafının yanı sıra çok ciddi tamir masrafları vardı. O zaman da Nazilli esnafı ne zaman para alacağını bilmediği için 3 misli fiyatlarla hizmet veriyordu. Bu sonuç olarak çok ciddi gider oluşturuyordu. Belediye meclis arkadaşlarımızla ilk meclis toplantısında şehir içi ulaşımın özelleştirilmesini sağladık. O dönemlerde Esat Ergüler 6 ay sonra kaçar diye söylentiler bile vardı. Bu noktada Belediye Meclis üyesi arkadaşlarınızın da çok önemi var. Bu çalışma ile hem zarara uğrayan belediye kara geçirilmiş oldu hem de hizmetin daha kaliteli yapılması sağlanmış oldu. Yoksa hizmet yapma şansımız hiç olmayacaktı. Birçok konuda tasarruflu davranınca dolayısıyla kısa sürede hizmet edebilir hale geldik. Belediye başkanlığımın ilk 2 yılını borç ödemekle, bunların planlarını yapmakla geçirdim. 700'e aşkın işçi sayısını 350'ye indirdim Nazilli Belediyesini hiçbir kuruma borcu bulunmayan hale getirdim" dedi.

"NAZİLLİ'NİN NÜFUSU 145 BİNE ÇIKACAK"

Türkiye'nin ilk kez büyükşehir ile 1984 yılında İstanbul, Ankara, İzmir kentleriyle tanıştığını ifade eden Esat Ergüler; "Ülkemizde daha sonra 1986 ile 2000 yılları arasında ise 13 ilimiz Büyükşehir statüsüne kavuştu. Şuan ülkemizde 16 tane büyükşehir var bunlardan 2 tanesi İstanbul ve Kocaeli il statüsünde. Diğerleri ise farklı büyükşehir statüsünde hizmetlerini yürütüyor. En son çıkan yasa ile birlikte nüfusu 750 binin üzerinde olan içinde bulunduğumuz Aydın ili de olmak üzere 13 il daha büyükşehir statüsüne dahil edilmiş oldu. Önümüzdeki ilk yerel seçimlerde 29 büyükşehir belediyemiz olmuş olacak. Bunlar Avrupa Konseyi Uygulamalarına bağlı olarak yapılan değişimlerdir. Büyükşehir yasasının getirileri mutlaka vardır. Ama Nazilli ilçesine baktığımız takdirde bütün köylerimiz nahiye oluyor. Nüfusumuz 110 binden 145 bine çıkıyor. Bugün Aydın İl Özel İdaresinden hizmet alan köylerimiz Nazilli Belediyesinden hizmet alır hale gelecek. Köylerin dahil edilmesinin ardından 5 yıl boyunca Belediyenin harç ve vergilerinden muaf tutuluyor. Bir kere Belediye ekonomik olarak inanılmaz güçlendiriliyor" diye konuştu.

"BÜTÇENİN YÜZDE 10'U KÖYLERE YATIRIM OLACAK"

Köylerin mahalle olmasıyla şimdi buralara hizmeti kim götürecek diye soruların olduğunu ifade eden Ergüler; "Bugün köy olan yarın mahallemiz olacak. Yerleşim birimleri büyükşehir statüsüyle 10 yıllık bir sürede Nazilli Belediyesi'nin bütçesinin yüzde 10'unu bu mahallelere harcamak yani mahalle olacak halka hizmet götürme zorunluluğu var. Şimdi Nazilli Belediyesi'nin bugünkü bütçesinin 70 milyon olduğunu düşünürseniz gelir artışlarıyla ve o köylerin mahalle olmasıyla kırk bin'e yakın nüfusumuzun genel bütçeden alacağımız hayır dediğimiz takdirde Nazilli Belediyesi'nin bütçesinin 2014 yılında 130 milyon civarında olacağını düşünüyorum. Bu bütçenin yüzde 10'u 12-13 milyon yapar. Şuanda köyler hizmet alabilmek için mutlaka bir proje yapıyor ve bu projeyi il özel idareye sunuyor. Öte yandan bu projeyi buradan çıkarabilmek için il genel meclisi üyelerinin kapısını aşındırıyor ve çok uzun bir süre bu hizmetlerden pay almak için mücadele ediyor. İl özel idaresi projenin bütçesinin tamamını vermiyor ya yüzde 50'si yada yüzde 60'ını veriyor. Bu anlamda tam bütçe olmadığı için o projede olmuyor ve o parada bir yerde harcanarak değersiz olarak kullanıyor. Ama şimdi Nazilli Belediyesi, köylerinin mahalle olması ile artan bütçesinin yüzde 10'unu bu köylere harcayacak. Ortalama her mahallemiz 200 Bin TL civarında her yıl yatırım alacak. Dolayısıyla orada yaşayan insanlarımızın yaşam standardı yükselmiş olacaktır. Onu yaptığımız takdirde Aydın ili genelindeki 486 tane köyümüz mahalle olmasının ardından mimari yapılara ve yatırımlara kavuşmuş olacak" dedi.

"KÖYLERDE YENİ KONUT ALANLARI AÇILABİLİR"

Nazilli'de yaşanan en büyük sorunun imar alanın dar olmasından dolayı artan arsa payları olduğunu belirten Ergüler; "Nazilli'de arsa maliyetleri çok yüksek 3 katlı bir ev yapacak olsanız bugün o arsanın maliyetleri 200-250 bin liradan başlıyor.

Yani daire başı 70-80 bin lira arsa payı maliyeti oluyor. Dolayısıyla ilçemizde bir ev edinmek isterseniz 200 bin liradan aşağı ev edinemiyorsunuz. Bugün Aydın da belki daha düşük ev edinebilirsiniz .Belki İzmir gibi semtlerde daha düşük ev edinebilirsiniz. Bu evleri yapan müteahhit de para kazanmıyor çünkü arsa payları çok yüksek. Büyükşehir olmamızın ardından yeni oluşacak mahallelerimizde yeni kentselleşmeyle bu arsa fiyatları düşecektir. Buralarda yapılacak konutlar ile ilçe yoğunluğu da yayılarak Belediye'nin yükünü de azaltacaktır. Cumhuriyetimizin ilk kurulduğu yıllardan 1950'lilere kadar nüfusumuzun yüzde 70'i köylerde yüzde 30'u ise şehirlerde yaşıyordu. Şuan ise bu tamamen tersine dönmüş durumdadır. Eğer bu göçü durduramazsak şehirlerde hizmetlerin yetişmesi mümkün olmayacaktır.

Dolayısıyla bu büyükşehir yasasıyla yeni mahallelerin oluşmasının ardından buralarda oluşacak konutlarla bu göçün tersine dönmesini sağlayabiliriz. Nüfusumuzu oralarda yaşatabilirsek hem Belediyeler nefes almış hem halk nefes almış olur. Bu anlamda Büyükşehir Belediyesi'nin bize katacağı çok şey var" ifadelerini kullandı.

'Yerel yönetim, belediyecilik, şehircilik ve büyükşehir' konularında üniversitelileri bilgilendiren Esat Ergüler, konferansına soru-cevap şeklinde sürdürdü. Öğrencilerin sorularını cevaplayan eski Başkan Ergüler, her cevabında ise öğrencilerden uzun süre alkış aldı. Muhalefet olduğunuz zaman ödenek gelmiyor, bu yüzden de hizmet yapılamıyor bu ne kadar doğrudur? sorusunu cevaplayan Esat Ergüler; şöyle konuştu: "Şimdi muhalefet olduğumuz zaman ödenek gelmiyor diye bir şey söz konusu değildir. Sizin ödenek dediğiniz olay her ilin ve her ilçenin nüfusuna göre gelen bir paradır. Genel bütçeden Anayasada yazılmış şekilde her ay bizim paramız düzenli bir şekilde gelir. Sadece vergi alınmayan aylarda bu paralar biraz düşer. Bunun iktidar veya muhalefet olmakla alakası yok. Anayasada yazılmış şekliyledir. Siz muhalefette bile olsanız anayasa gereği bu parayı her dönem alırsınız. Ödeneklerde kesilme veya eksilme söz konusu değildir. Muhalefette belediye başkanlığı yapıyor iseniz sadece bazı kapılar kolay açılmayabilir. Ama onu da ikili ilişkilerinizle

götürebilirsiniz. Siz hizmet üretmek istiyorsanız doğru projeler üretin. Kimse doğru projelerinize hayır demez. Ayrıca Nazilli'de hükümete oy verenler yok mu var. ve bugün ilçede 1. parti konumundalar. Dolayısıyla o seçmenine hükümet hizmet etmesini engeller mi bence engellemez."

"BELEDİYELER EN İYİ DENETLENEN KURUMLARDIR"

"Yolsuzluğun en fazla yapıldığı kurumlar arasında Belediyeler geliyor. Bunun halk tarafından denetlenebilmesi söz konusu mudur?" sorusunu cevaplayan Ergüler, "Yerel yönetimlerin demokrasinin en güçlü olduğu yerler olarak görmek istiyorum. ya da öyle düşünmek istiyorum. Bilgi edinme yasası var. Herhangi bir vatandaşımız herhangi bir konuda bilgi edinmek istediği konuyla ilgili dilekçesini verdiği takdirde bu bilgiyi 15 gün içinde verirler. Vermezlerse suç işlemiş olurlar. Siyasetteki en denetlenebilir kurum belediyedir. Sokakta, yolda belediye başkanını görüyorsunuz. İsteklerinizi, şikayetlerinizi iletebilirsiniz. Siyasetin başka kurumunda zor ulaşabilirsiniz. Yaptıklarımızla ya da yapamadıklarımızla her an halkımızın karşısında olduğumuz için yolsuzluğun o kadar büyük boyutta olduğunu düşünmüyorum. Mutlaka çoğunluğun olduğu yerde çıkabilir. Belediye meclis üyeleri var. Muhalefet partileri var. Diğer siyasi partiler var. Onların konuyu mahkemeye götürme hakları var. Türkiye'de 2 bin 950 tane belediye var. Bu belediyeler arasında bazı kişilerin yaptığı şeyler olabilir. Bunları da her an denetlenebilen kurum olarak görüyorum. Ayrıca yerel yöneticileri hizmet yapamazsa sandıkta bırakıyorsunuz. Oy vermiyorsunuz. Öte yandan Belediye Başkanlığı bir meslek değildir. Bir dönem belediye başkanı oluyorsunuz orda görev yapıyorsunuz. Orda görev yaparken ben neymişim diyerek görev yaparsanız psikolojik olarak inanılmaz rahatsızlığa girersiniz. Çünkü bu babadan miras kalmıyor. Satın aldığınız bir makam da değil. Belli süreyle size emanet edilen bir makam. Belli süre sonra buradan iniyorsunuz. Normal bir vatandaş olarak sokakta cadde de rahatlıkla yürüyebilmek istiyorsanız vatandaşın gözünün içine bakmak istiyorsanız görev aldığınız sürece çok doğru işler yapmak gerekiyor. Eğer yapamadığınız takdirde o kentte yaşayamıyorsunuz artık. Siyasetin bir noktasına gelenlerden birçoğu milletvekillerimizden birçoğu seçim bölgelerinde yaşamıyorlar. Seçim bölgelerinde yaşamak istiyorsanız o makam size lütfedildiğinde orada doğru şeyler yapmak gerek diye düşünüyorum. Yerel yönetimler bana göre en iyi denetlenen kurumlar diye düşünüyorum" diye cevap verdi.

"SİZLERDEN GELEN TALEPLERİ YERİNE GETİRMELİYİZ"

"Siz belediye başkanı olsaydınız şu anda bu gençlere ne tür hizmetler verirdiniz?" şeklinde soru yöneltilen Ergüler, şu cevabı verdi: "ADÜ Sümer Kampüsünü hizmete girmesini ben üniversite öğrencileri için yapmıştım. Orada disko bile vardı, fakat hizmete girmedi. Orada rahat rahat zamanınızı geçirebilecek yer olarak planlamıştım. 2007 yılında belediye başkanlığını bıraktım. 2007 yılına göre 2012'deki Nazilli halkının istek ve talepleri değişiktir. Eğer siz demokrasiye inanan katılımcı bir belediye başkanıysanız, siz öğrencilerden gelen talepleri önerileri değerlendirmelisiniz. O anlamda hizmet yapılır. Nazilli belediyesi hizmet yapma konusunda hiçbir zaman çekince göstermez. Ekonomik durumu son derece iyi bir belediyeydi. Nazilli Belediyesi başkanlığı dönemimde iller bankasından kredi kullanmadan belediye başkanlığı görevimi bitirdim. Kasasında para olan bir belediye devrettim. Sümer Rekreasyon alanının 2005 yılındaki ihale bedeli 5 trilyon lira idi. Bugün 2012 ye uyarladığınız takdirde 12-13 trilyon yatırım var demektir. Eğer bu yatırım sonlanıyorsa bu belediye her türlü hizmeti yapar diye düşünüyorum. Ama yönlendirecek kişiler sizlersiniz. Bizlerde sizlerden gelen talepleri yerine getirmeliyiz. Benim 3 tane kız evladım var. Soyadımın devamı bile mümkün değil. Mümkün olacak bir tek şey var. Namusluca, şereflice verilmiş bu görevle Nazilli halkına hizmet etmek. İz bırakmış bir belediye başkanı olarak soyadımın devam etmesi. Çocuklarıma bırakacağım en büyük miras dürüst, çalışkan ve başarılıydı bunların babası denirse en büyük miras o olur. Ben eğer bugün sizlerin karşısına çıkabiliyorsam çekinmiyorsam, gocunmuyorsam bu bile benim nasıl bir belediye başkanlığı yaptığımın en doğal, en güzel kanıtıdır diye düşünüyorum"

2007 yılında neden istifa ettiği sorulan Ergüler, "1994 ve 1999 yılında Anavatan, 2004 yılında Doğruyol partisinden aday oldum. 94 yılında yüzde 20 ile iş başına geldim. 1999 yılında yüzde 48 ile seçildim. 2004 yılında ise yüzde 50 civarı oy alarak seçildim. Genelde oyumuzu arttırarak seçildik. Ben 1992 yılında 33 yaşında siyasete girdim. Siyasete hep hizmet olarak baktım. Ben parti rozetini seçim zamanında taşıdım ama seçim bittikten sonra kentin belediye başkanı olduktan sonra çıkardım. Oy verene de vermeyene de belediye başkanı olmak gibi bir hedefim oldu. Bunu yaptığınız takdirde o kentte huzuru sağlıyorsunuz. O seçimde size oy vermemiş olabilir. Ama gelecek seçimde size oy vermeyeceğinin garantisi yok. Siyasetçinin tek sermayesi vardır. O da insandır. Eğer sermayenizin üzerine koyarak giderseniz halk da karşılığınız olur. Bizim karımız insandır ve insan sayımız üzerine sayı koydukça doğru iş yapmış oluruz. Eğer bana oy vermemiş bir insan yasal hakkıysa hiçbir problem çıkmaz. Hizmetini alır. Ama benim arkadaşlarım geldiğinde yasalar harici bir şey istiyorsa o da olmaz. Benim arkadaşlarım beni korur zaten. Olumsuz olacak hiçbir şeyi benden istemediler" dedi.

"MEHMET AĞAR'A YOL ARKADAŞLIĞI SÖZÜ VERMİŞTİM"

İstifa etme nedenini anlatmayı sürdüren Ergüler; "2007 yılında erken bir genel seçim oldu. Ben DYP'ye katılırken Genel Başkanımız sayın Mehmet Ağar benimle 'yol arkadaşlığına' var mısın? dedi. Ben de yol arkadaşlığına varım sözünü verdim. ANAP la DYP televizyonlarda birleşmeyi gerçekleştirdiler. Program bittikten 1 dakika sonra sayın Mehmet Ağar'dan telefon geldi. Nazilli'de yaptıklarını biliyorum. Artık Türkiye için Ankara'da çalışmamız lazım. İstifa etmeni istiyorum, birleşme tamamlandı. Seni Milletvekili olarak görmek istiyorum dedi. Ben sözümü vermişim. Anavatan partisiyle DYP birleşmeyi gerçekleştirememiş. Şu anda mensubu bulunduğum AK Parti de o zaman bana Aydın dan 2. sıra milletvekilliği teklif etti. Ben kabul etmedim.

Verdiğim sözün heba olmasını istemediğim için kabul etmedim. Aday oldum. Mücadelemi de tam yaptım. 2007'de de siyaseti bıraktım. 2007 Ağustos ayında AK Partiye katıldım. O günden bu yana partimin neferi olarak görevimi sürdürmek istiyorum, tabii ki sağlığım müsaade ederse. 2009 yılında da Kuşadası'ndan Belediye Başkanı adayı oldum. Daha doğrusu aday olmadım da görev verildi. 2009 seçimlerinde ne Nazilli'de ne Kuşadası'nda aday adayı olmadım. Mensubu olduğum partim 31 Aralık 2008 tarihine kadar aday adaylarının müracaatlarını istedi. Ben aday olmadım. Dinlenmek istedim. 15 Ocak 2009'da ise sayın Başbakanımızın talimatıyla Kuşadası'nın adayısın, hayır denmesini istemiyoruz ve bu bir görevdir dediler. Bu görevi yapacaksın dediler bende görevi kabul ettim. O zaman 6 tane aday adayı vardı ve seçimden çıkmışlardı. Ben onların üstüne gidiyordum. Parti içinde küsmeler oldu, dolayısıyla partinin desteği azaldı. Bana verilen görevi

yerine getirmek için var gücümle mücadele ettim.

Kuşadası seçmeni beni tanımıyor. Bunu neden yaptım derseniz sadece vefadan dolayı. 2007 yılında AK Partinin bana yaptığı jestten dolayı bu görevi kabul ettim. Nazilli de yerel yönetici olmuş bir insan Kuşadası'ndan da aday gösterilebiliyor. Bu çok da özel bir durum. Kaç kişiye nasip olmuştur. Türkiye'de hele hele Kuşadası gibi bir yerden aday gösterilmesi. Her ne kadar kazanamasam da o dönemki mevcut başkandan fazla oy aldım" diye konuştu.

JANTSA VE ZORLU KONULARINA AÇIKLIK GETİRDİ

"Jantsa ve Zorlu grupları Nazilli'ye gelecekmiş ama ben yer vermemişim konuları yanlıştır" diyen Ergüler; sözlerini şöyle tamamladı: "Jantsa'nın sahipleri tarafından Belediye Başkanlığı dönemimde hiçbir yazılı veya sözlü yer konusunda istek gelmemiştir. Kaldı ki o dönemde sayın Özlem Çerçioğlu Aydın'dan CHP Milletvekiliydi yani o da siyasetin içindeydi. Daha sonra da katıldığım bir programda 'Bugün burada şuan Şefik Çerçioğlu, Ercan Çerçioğlu veya Özlem Çerçioğlu canlı yayına bağlanabilir. Bana eğer yazılı veya sözlü talepleri oldu ise ben adaylıktan çekiliyorum' dedim. Yine söylüyorum Jantsa'nın bizden talebi olmadı. Zorlu şirketi ile de söylemler var. Başkanlığım dönemde Belediye olarak bir panel düzenleyerek Ahmet Nazif Zorlu'yu konuşmacı olarak davet etmiştik. Söyleşi bittikten sonra ise kendisini Sümerbank fabrikasına götürerek bu alanda incelemelerde bulunduk. Burayı değerlendirme konusunda teklif ettiğimizde ise bir yetkili birisini göndererek teknolojiyi incelemeleri gerektiğini söyledi. Nitekim de kısa bir süre sonra Zorlu grubundan bir yetkili gelerek incelemelerde bulundu. Fakat teknolojinin çok eski olduğunu, burada yatırım yapmalarının mümkün olmadığını ve rantabl olmadığını dile getirdi. Manisa'da çok büyüdüklerini Organize Sanayi Bölgesinde olmalarından dolayı da birçok teşvik aldıklarını öte yandan İzmir limanına 20 dakikada ulaştıklarını ve navlun giderinin de olmadıklarını düşündüklerinde Nazilli'de yatırımın kendileri için cazip olmadığını söylediler. Bunlar benim birebir yaşadığım deneyimlerdir. Bu söylemleri, bu tevatürleri çıkaran arkadaşlarımızın elinde bilgi veya belge varsa ve bunu ispatlarsalar o an siyaseti bırakırım" - AYDIN

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel

Esat Ergüler Nazilli Türkiye Aydın Yerel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title