Sigorta sektöründe 2026'da üç dönüşüm bekleniyor

IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği Üst Yöneticisi (CEO) Murat Çiftçi, sigorta sektöründe 2026'da veri ve yapay zeka tabanlı sigortacılık, siber ve dijital risk ekosistemiyle iklim ve sürdürülebilirlik odaklı çözümlerin öne çıkacağını belirtti.
IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği Üst Yöneticisi (CEO) Murat Çiftçi, sigorta sektöründe 2026'da veri ve yapay zeka tabanlı sigortacılık, siber ve dijital risk ekosistemiyle iklim ve sürdürülebilirlik odaklı çözümlerin öne çıkacağını belirtti.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, 2025, sigorta sektörü açısından ürünlerde kaliteye odaklanılan bir dönem olurken, 2026'da sürdürülebilirlik ve teknoloji başlıklarının sektörün büyümesine etki etmesi bekleniyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Murat Çiftçi, 2025'in hem Türkiye'de hem de dünyada sigorta sektörü açısından "yüksek belirsizlikle yüksek fark yaratma fırsatının aynı anda hissedildiği" bir dönem olduğunu ifade etti.
Küresel ölçekte büyüme hızlarının yavaşladığına işaret eden Çiftçi, şunları kaydetti:
"Jeopolitik gerilimlerin, ticaret savaşlarının ve yüksek faiz-enflasyon sarmalının yatırım kararlarını zorlaştırdığı bir yılı geride bıraktık. Sigorta sektörünün küresel büyümesinin yaklaşık yüzde 2-2,5 seviyelerine, yani pandemi sonrası dönemin en düşük seviyelerine gerilemesi bekleniyor. Böyle bir tabloda sigorta sektörü, finansal sistemin istikrarı açısından kritik bir rol üstleniyor."
Çiftçi, son yıllarda prim üretiminde enflasyonun üzerinde güçlü bir reel büyüme gördüklerinin altını çizdi.
Geçen yıl toplam prim üretiminin yaklaşık 838,7 milyar liraya ulaştığına işaret eden Çiftçi, "Bireysel emeklilik fon büyüklüğü 1,2 trilyon lira seviyelerine geldi. 2025'te bu taban üzerine inşa edilen, daha seçici ve teknik odaklı bir büyüme dinamiği görüyoruz. Yıl sonunda toplam prim üretiminin 1,15-1,20 trilyon lira bandını zorlamasını bekliyoruz." değerlendirmesini yaptı.
"Reasürans kapasitesi daha seçici hale geliyor"
Risk yoğunluğunda 2025'te belirgin bir artış gözlendiğini vurgulayan Çiftçi, siber risklerin, jeopolitik gerilimlerin ve kritik altyapılara yönelik tehditlerin kurumların risk haritalarını yeniden şekillendirdiğini aktardı.
Çiftçi, iklim kaynaklı afetlerin sıklığı ve şiddeti arttıkça hem reasürans maliyetleri hem de hasar frekansı üzerinde baskı oluştuğuna değinerek, şunları ifade etti:
"Özellikle siber, yangın, mühendislik ve doğal afet teminatlarında reasürans kapasitesinin daha seçici hale geldiği, fiyat ve şartların sertleştiği bir dönemden geçiyoruz. Bu durum, brokerlerin sadece fiyat odaklı değil, yapısal çözüm ve risk iyileştirme önerileriyle masaya oturmasını zorunlu kılıyor. Yapay zeka, gelişmiş analitik ve otomasyon, underwriting, hasar yönetimi ve müşteri deneyimi süreçlerini hem globalde hem Türkiye'de kökten dönüştürdü. IBS açısından 2025, daha sofistike risk yönetimi çözümlerinin öne çıktığı bir 'kalite yılı' oldu."
Türkiye sigorta sektörünün ölçek ve penetrasyon açısından gelişme alanı olduğunu, regülasyon kalitesi, teknik bilgi birikimi ve teknolojiyi benimseme hızı bakımından küresel trendlerle uyumlu ilerlediğini belirten Çiftçi, yayımlanan düzenlemelerde sermaye yeterliliği, tüketicinin korunması, şeffaflık ve sürdürülebilirlik başlıklarının giderek daha fazla öncelikli hale geldiğine işaret etti.
"Türkiye bölgesel bir cazibe merkezi haline gelebilir"
Çiftçi, dijital kanalların ve uzaktan satışın yaygınlaşmasının, ürün ve süreçlerin "dijital ilkeli" tasarlanmasını beraberinde getirdiğini kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Globalde konuşulan iklim riski, siber risk ve altyapı yatırımlarının sigortalanması gibi alanlar Türkiye'de de kurumsal müşterilerin gündeminde üst sıralarda yer alıyor. Henüz penetrasyon ve kişi başı prim üretimi olarak OECD ortalamalarının altında olsak da dönüşüm hızı ve regülasyon uyumu, Türkiye sigorta sektörünü önümüzdeki dönemde bölgesel bir cazibe merkezi haline getirme potansiyeli taşıyor."
Çiftçi, enflasyonun, prim üretimini nominal olarak büyütürken hasar maliyetlerini de yukarı çektiğini, özellikle oto sigortaları, yangın ve mühendislik branşlarında yedek parça, işçilik ve inşaat maliyetlerindeki artışların teknik karlılık üzerinde baskı oluşturduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Yatırım tarafında, yüksek faiz dönemlerinde gelirler sigorta şirketleri için önemli bir kar kalemi haline geliyor. Ancak bu durum uzun vadeli tasarruf ürünlerine talebi de şekillendiriyor. 2025 ve 2026 için baz senaryolarda enflasyon ve faizlerde kademeli bir normalleşme beklentisi öne çıkıyor. Bu da sektör için yatırım gelirlerinden çok teknik karlılığın ve müşteri bağlılığının ön plana çıkacağı bir döneme geçiş anlamına geliyor. 2026 yılında Türkiye'de siber ve operasyonel dayanıklılık kapsamında yeni regülasyonlar bekleniyor. Yapay zeka ve model riskine ilişkin çerçeveler de büyük önem taşıyor. AI kullanımını teşvik ederken model şeffaflığı, veri etiği ve sorumluluk paylaşımını netleştiren düzenlemelerin 2026 yılında hayatımıza girmesini bekliyoruz. Ayrıca sigorta şirketleriyle büyük aracılık kuruluşlarının iklim risklerini, yatırım portföylerini ve ESG performanslarını daha şeffaf raporlamasını gerektiren standartların da hayata geçmesi gerekiyor."
Çiftçi IBS'in 2026'da enerji, altyapı, havacılık, sağlık, siber ve finansal kurumlar gibi yüksek uzmanlık gerektiren alanlarda bilgi birikimini daha da derinleştirmeyi hedeflediğini vurguladı.
Risk analizleri, senaryo çalışmaları ve portföy optimizasyonu için gelişmiş veri analitiği ve dijital platformlara yatırım yapmaya devam edeceklerini aktaran Çiftçi, "Hem kendi operasyonlarımıza hem de müşteriye sunduğumuz çözümlere yenilikçi ürünleri adapte etmeyi, ESG kriterlerini somut hedeflerle birleştirmeyi, genç yetenekleri sektöre kazandırmayı, mevcut kadromuzu yeni nesil teknolojilerle desteklemeyi, sürdürülebilirlik ve uluslararası standartlara uyumu artırmayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.















