Haberler

DHA İSTANBUL BÜLTENİ-3

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN KORONAVİRÜS MESAJICumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnşallah bu çalışma yöntemiyle geleceğe yönelik çok çok farklı bir sistemi de oluşturmuş oluyoruz, oturtmuş oluyoruz.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN KORONAVİRÜS MESAJI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

"İnşallah bu çalışma yöntemiyle geleceğe yönelik çok çok farklı bir sistemi de oluşturmuş oluyoruz, oturtmuş oluyoruz. Bilim Kurulu uzatılmasında fayda var diyorsa ona uyalım, çünkü işin ehli onlar."

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanlarla gerçekleştirdiği video konferans görüntülerini paylaştı. Görüntülerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bakanların koronavirüs salgınıyla alakalı alınan tedbirler ve yapılan çalışmalar hakkında görüşmeleri yer aldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Bakanların video konferans yoluyla yaptıkları görüşmeyi içeren video yayımlandı. Videoda Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile video konferans yoluyla konuşuyor. Alınan önlemler, yapılan çalışmalar hakkında bilgi alıyor.

Erdoğan'ın video konferans yoluyla yaptığı görüşmede, "Tüm kurum ve kuruluşlarımızın çalışmalarını yakından takip ediyor, adımlarımızı eşgüdüm içerisinde atmayı sürdürüyoruz." dedi. Erdoğan, uzaktan eğitim ve okullarda tatilin uzatılması hakkında ise, "İnşallah bu çalışma yöntemiyle geleceğe yönelik çok çok farklı bir sistemi de oluşturmuş oluyoruz, oturtmuş oluyoruz. Bilim Kurulu uzatılmasında fayda var diyorsa ona uyalım, çünkü işin ehli onlar." dedi. Erdoğan, "Ürünleri çok değişik kanallarla yurt dışına kaçıranlara, ülkemiz içinde bu ürünleri fahiş fiyatlarla satanlara bu işin hesabını sorarız." diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

---------------

Paylaşılan video

================

2- KAPALIÇARŞI KAPATILDI; GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ÜST DÜZEYDE TUTULUYOR

Gülseli KENARLI - İbrahim MAŞE- Harun UYANIK / İSTANBUL, KAPALIÇARŞI  bugün itibariyle koronavirüs tedbirleri kapsamında ziyaretçi girişine tamamen kapatıldı. Tarihi çarşının güvenliğiyle olarak Kapalıçarşı Teknik Danışmanı Suat Çiftçi, "Şu anda Kapalıçarşı'da bütün güvenlik ekibimiz hizmet vermekte. Aynı zamanda emniyet teşkilatımızdan da destek alarak güvenliğini sağlıyoruz" dedi.  "Kuş uçsa haberimiz oluyor" diyen Çiftçi, çarşıdaki kedi ve kuşlar için de "Buradaki hayvansever esnafımız yem bırakıyor" dedi.

Sadece esnaf ve çalışanların kimlik kontrolü ile giriş çıkış yaptığı çarşıda güvenlik önlemleri ise çok sıkı. Kapalıçarşı'nın içinde ve kapılarındaki  güvenlik kameraları sayesinde çarşının kör noktası bulunmuyor. Aynı zamanda çarşı içerisinde bir polis noktası bulunuyor ve çarşıda görevli güven timi ekipleri görev yapıyor. Ayrıca çarşıda bir alarm sistemi de bulunuyor, özel güvenlik ekibi ise 7 gün 24 saat işe başında. Kapalıçarşı Teknik Danışmanı Suat Çiftçi, binlerce dükkanın bulunduğu 40 bin metrekarelik tarihi çarşının güvenliği konusunda, "Herhangi bir aksilik olduğu zaman, tabiri caiz ise kuş uçsa haberimiz oluyor" dedi.

"EMNİYET TEŞKİLATIMIZDAN DA DESTEK ALARAK GÜVENLİĞİNİ SAĞLIYORUZ"

Demirören Haber Ajansı'na açıklamalarda bulunan Kapalıçarşı Teknik Danışmanı Suat Çiftçi, "Kapalıçarşı 40 bin metrekare kapalı alana sahip 2 bin 485 dükkana sahip. Koronavirüs sebebiyle şu an çarşımızda hem güvenlik amaçlı hem de esnaflarımızın güvenliği amaçlı daraltmaya gittik. Sadece döviz bürolarını ve altın ticareti yapan esnafımızı içeriye alıyoruz. O da işlemlerini yapabilmeleri açısından. Şu anda Kapalıçarşı'da bütün güvenlik ekibimiz hizmet vermekte. Aynı zamanda emniyet teşkilatımızdan da destek alarak güvenliğini sağlıyoruz" dedi.

"KUŞ UÇSA HABERİMİZ OLUYOR"

Çiftçi, "Kapalıçarşı'nın her tarafından hem kendimize ait bir alarm merkezimiz var. Bunun yanında her tarafı izleyen kameralarımız mevcut. Güvenlik merkezimiz ve kamera izleme merkezimiz 7-24 iş başında. Kapıların, sokakların, aynı zamanda dışarının bütün görüntülerini takip ediyoruz. Herhangi bir aksilik olduğu zaman, tabiri caiz ise kuş uçsa haberimiz oluyor. Bu şekilde tedbirlerimizi güvenliğimizi sağlıyoruz" diye konuştu.

KAPALIÇARŞI KEDİLERİNİN DE DURUMU İYİ

Suat Çiftçi, Kapalıçarşı'da bulunan 300'e yakın kedi ve kuşların beslenmesi konusunda ise, "Kediler için buradaki hayvansever esnafımız yem bırakıyorlar. Buradaki hem güvenlikçi arkadaşlarımız, hem de burada çalışan personelimiz onların yiyecek ihtiyacını karşılıyorlar. Kuşlar da aynı şekilde, onların yemediği yemleri yerlere konarak yiyorlar. Bu konuda bir sıkıntımız yok. Esnaflarımız bu konuda bize çok yardımcı oluyorlar. Biz de yönetim olarak, kendi personelimizle destekliyoruz. Aç kalmıyorlar şu an için, iyi durumdalar" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü:

---------------------

Çiftçi ile röportaj

Giriş kapısının içinden görüntüler

Esnafın görüntüsü

Güvenliğin kimlik ve isim kontrolü

Güvenliği kayıt alması

Kapılarda bulunan güvenlik kameraları

Nuruosmaniye kapısından görüntüler

Kedi görüntüsü

Detaylar

============================

3- BAKIRKÖY'DE KORONAVİRÜS TESTİNE GELDİLER, MESAFE KURALINA UYMADILAR

Yılmaz OKUR/İSTANBUL, BAKIRKÖY'de koronavirüs şüphesiyle test yaptırmak isteyen vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu.

Çok sayıda vatandaş  test yaptırmak için Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne geldi. Test yaptırmak isteyenler, hastane bahçesinde uzun kuyruklar oluşturdu. Kuyrukta bekleyen vatandaşların salgının bulaşmaması için  en az 1 metre olan  mesafe kuralına  uymadıkları görüldü.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Hastane bahçesinde test kuyruğuna giren vatandaşlar

-Genel ve detay görüntüler

========================

4- BAKANLIK VE SEKTÖR İŞBİRLİĞİ YAPTI, KORUYUCU EKİPMAN TARTIŞMASI BİTTİ

Özlem YURTÇU KARABULUT, Buğra BENLİOĞLU / İstanbul, KORONAVİRÜS salgını nedeniyle tüm dünyayı etkisi altına alan maske, eldiven, koruyucu önlük gibi medikal malzeme krizine karşı, sektör ve bakanlık el ele verdi. Özellikle sağlık çalışanlarının yeterli malzemeden yoksun olduğu iddialarına son nokta kondu. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca düzenlediği bilgilendirme toplantısında "Firmalarla teker teker görüştük, üretim kapasitelerini belirledik. Bugün itibariyle 20 firma ile anlaşma yapıldı. İhracatlar bu dönemde durdurulduö dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Medikal Sektör Başkan Yardımcısı Cengiz Balçık ise Demirören Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, "Maske ve tulum üreticileri bakanlığımızla anlaşma yaparak kurumlarımızın ihtiyacı olan koruyucu ekipmanları bu hafta itibarı ile Ankara Esenboğa depolarına alındı, kurumlardan gelen talebe göre teslimata başlandı. Bizim için önemli olan öncelikle sağlık çalışanlarımızın güvenliği. Çünkü evlerinden, çocuklarından, ailelerinden ayrı yaşayarak canla başla şifa dağıtmaya çalışıyorlar. Yalnız buradan vatandaşlarımıza da sektör adına çağrı yapmak istiyoruz; lütfen özellikle maske ve eldiven stoğu yapmayın; siz evinizde kalın, o malzemeler sizden çok sağlık çalışanlarına lazım" diye konuştu.

DEPOLAR TIBBİ KORUYUCU MALZEMEYLE DOLU

Gerek sosyal medyada, gerek yazılı basında sağlık çalışanlarının koruyucu ekipman sıkıntısıyla ilgili oluşan gündeme değinen Cengiz Balçık, "Biz özellikle bakanlığımızla koordineli bir şekilde çalışıyoruz. Bununla ilgili herhangi bir sıkıntının yok. Ankara'da gerek Halk Sağlığı Kurumu'nun depolarında, gerekse değişik depolarda gerekli malzemeler bulunuyor. Ankara'da komisyonlarımız kurulmuş durumda. Her branşta ayrı ayrı komisyonlarımız bunlar üzerinde inceleme yapıyorlar. Endişe edilecek bir durum yok. Bir iki gün içerisinde koruyucu ekipmanların hepsi hastanelerimize ulaştırılacak. Ne tulumda, ne gözlükte, ne siperlikte ne de eldivende bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Ama öngörülen rakamlar içerisinde yeterli olacaktır. Salgında öngörülemeyen bir artış gözlenirse tabii ki bu konuda büyük sıkıntılar yaşayabiliriz. O yüzden halkımızın devlet otoritesinin vermiş olduğu direktiflere uyarak evlerinden çıkmamaları gerekiyor. Aksi takdirde bu pandemi daha çok yayılır ve kontrolden çıkabilir" dedi.

VATANDAŞ MASKE ALMASIN, GEREKSİZ STOK YAPMASIN

Vatandaşların ihtiyacı olmadığı halde maske ve eldiven kullandığına işaret eden Balçık, eldiven dışında koruyucu ürünlerin hepsinin ülkemizde üretilebildiğini belirterek "Bu konuda yeterince üretim var. Zaten bu tür ürünlerin ihracatı da yasaklanmış durumda. Önce ülkemize yetiştireceğiz, daha sonra diğer ülkelere yardımda bulunacağız. Bunu da devlet otoritesi yakından takip ediyor. Bütün bilgilendirmeler, projeksiyonlar kendilerinde varö dedi. Halkın koruyucu tıbbi ekipmanlara normal hayatlarında aslında ihtiyacının olmadığını, bu nedenle özellikle maske ve eldiven ve hatta tıp otoritelerinin sürekli uyarmasına rağmen FFP3 tipi filtreli maske talebinde bulunduğunu belirten Balçık, "Bu süreçte bu ürünleri talep etmesinler. Maskelerin ve özellikle de FFP3 maskelerinin sadece hastalar ya da hastalarla yakın temasta olan sağlık çalışanlarının kullanması gerekiyor. Vatandaşın bu ürünlere akın etmesi piyasadaki stokları azalmasına neden oluyor. Lütfen bu ürünleri satın almayın" diye konuştu.

ANADOLU'DA KORUYUCU TULUM ÜRETİLİYOR

Koruyucu tulumlarda da bir sıkıntı yaşanmayacağını vurgulayan Cengiz Balçık, şu bilgileri verdi: "Antep, Malatya, ve Afyon'da büyük üreticilerimiz var. Yetecek derecede stoğumuz oluştu. Bunların hepsini hastanelere göndermeye başlayacağız. Bir iki güne kadar sıkıntı ortadan kalkacaktı. Gözlük ve siperlikle ilgili de gerekli çalışmaları yapıyoruz. Bir tek sıkıntı eldivende olabilir. Bununla ilgili de gerekli önlemleri alıyoruz. Büyük ithalatçılarımız ile görüşme halindeyiz. Şu an yolda olan, ithalatı gerçekleştirilmiş ürünlerimiz en kısa zamanda gümrüklerimize gelerek hastanelerimize dağıtılacak. Vatandaşlar dışarıya çıkmaya devam edip uyarıları dinlemezse bu salgın artar ve o zaman gerçekten malzeme sıkıntısı çekebiliriz. O nedenle evde kalıp sosyal mesafeyi korumak gerekiyor."

İTO İSTANBUL'DAKİ TÜM HASTANELERE MALZEME HİBE EDECEK

Sivil toplum kuruluşları olarak da sağlık çalışanlarına destek amaçlı çalışmalar yürüttüklerini anlatan Balçık, "Bizler bireysel olarak ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) ticari kimliğiyle beraber İl Sağlık Müdürlüğü ile de ortak görüşmeler yapıyoruz. İhtiyaçları belirlemeye çalışıyoruz. Elimizin taşın altında olmasını istiyoruz. Bu ülke bizim, hastalar bizim, sağlık çalışanları bizim, ülkemizin sağlığı için herkesin bu konuda duyarlı olup elini taşın altına koyması gerekiyor. Sağlık çalışanlarımızın da endişe etmemelerini bekliyoruz. Çünkü gerçekten çok zor şartlar altında görev yapıyorlar. Kendileri için de biz seferber olmuş durumdayız. Ekipman ihtiyaçları olan yerlere bir-iki gün içerisinde ulaştırılacak. Sağlık çalışanlarımız günlük rahatlığıyla çalışmalarına devam etsinler, kendilerine minnettarız şükranlarımızı sunuyoruz" ifadelerini kullandı.

Görüntü dökümü:

------------

-Cengiz Balçık röportajı

======================

5- İSTANBUL'DA HAVA KİRLİLİĞİ YÜZDE 30 AZALDI

Gül KABA-Ömer HASAR/ - Koronavirüs salgını nedeniyle insanların dışarı çıkmaması ve trafik yoğunluğunun azalması hava kalitesini iyileştirdi. İstanbul'da hava kirliliği yüzde 30 azaldı. İTÜ'den Prof. Dr. Hüseyin Toros, ocak ayında partikül madde değerlerinin 50 mikrogram olarak ölçüldüğünü şu anda ise yüzde 30 azalarak 30 mikrograma düştüğünü söyledi.

Yeni tip koronavirüs (covıd-19) salgını nedeniyle insanlar evlerine kapandı. Toplu taşıma, özel araç kullanımının azalması, kafeterya gibi birçok işyerinin kapalı olması, fabrikaların üretim hızının düşmesiyle fosil yakıt kullanımı büyük oranda düştü. Bütün bu etkenlere bağlı olarak hava kalitesi arttı, İstanbul'da 10 gün içinde hava kirliliği yüzde 30 azaldı. Sanayi tesislerinin varlığı, trafik yoğunluğu ve havaların soğumasına bağlı olarak ısınma araçlarının artmasıyla hava kirliliğinin yoğun yaşandığı İstanbul'da hava kalitesi 1 hafta içinde orta seviyeden iyi seviyeye yükseldi.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Dr. Hüseyin Toros, atmosfere çıkan kirleticilerin üç ana nedeni olduğunu söyleyerek, "İlki ulaşım, ikincisi sanayi tesisleri, üçüncüsü ise ısınma amaçlı kullanılan araçlar. Dolayısıyla havayı kirleten üç etken azalınca havanın kalitesinde de ciddi iyileşmeler oldu" dedi.

HAVASI KİRLİ VE TEMİZ OLAN İLÇELER

Prof. Dr. Toros, "Ocak ayında partikül madde değerleri 50 mikrogram olarak ölçülürken şu anda yüzde 30 azalarak 30 mikrograma düştü. Artık daha temiz bir havayı soluyoruz. Hava kirliliğinin en fazla olduğu ilçeler, Gaziosmanpaşa, Başakşehir, Esenyurt, Kartal. En temiz havaya sahip ilçeler ise Sarıyer, Şile, Beykoz diyebiliriz" ifadelerini kullandı.

HAVA KİRLİLİĞİ NASIL ÖLÇÜLÜYOR?

İBB Hava Kalitesi İzleme Merkezi sorumlusu Muhammet Doğan ise, ölçüm istasyonlarının nasıl çalıştığını anlatarak, hava kirliliğine yönelik bilgi verdi. Doğan, "Cihazlar ortamdaki zararlı partikül maddelerinin erişimini ölçüyor. Avrupa Birliği standartları kapsamında ölçülmesi gereken 2 partikül madde parametresi bulunuyor. İlki PM10 dediğimiz 10 mikronun altındaki parçacıklardır. İkincisi ise PM2.5 yani 2.5 mikronun altındaki parçacıklardır. Bu partikül maddeler insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Yalnız bunların sınır değerleri var bu sınırın altında kaldıkları sürece herhangi bir olumsuz etkileri yok. İşte o sınırı takip etmek için İstanbul'un çeşitli noktalarına bu ölçüm cihazlarını yerleştirdik" diye konuştu.

İSTANBUL GENELİNDE 38 İSTASYON VAR

İstanbul'da İBB'nin 26, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kurduğu 12 hava kalitesi ölçüm istasyonu olduğunu aktaran Doğan, "Yani 38 istasyonda anlık olarak hava kirliliğini ölçüyoruz. PM10'un yıllık 40 mikrogramın altında olması lazım. Günlük ise 50 mikrogramı yılda 35 defadan fazla aşmaması gerekiyor. Şu anda PM10 değerini anlık olarak 31.34 mikrogram ölçtük. Yani hava kirliliği değeri AB sınırın çok altında. Hava kalitesi iyi seviyede" dedi.

HAVA KİRLİLİĞİ AZALDI

Son 1 haftada İstanbul'da hava kirliliğinin insanların sokağa çıkmaması, trafik yoğunluğunun azalmasıyla büyük oranda düştüğünü aktaran Doğan, "Pompa aracılığıyla cihaza alınan hava filtre üzerinde toplanıyor. Cihazdaki özel bir mekanizma havanın değerini ölçüyor ve sonuçlar anlık olarak ekrana yansıyor" diye konuştu.

PM2.5 İNCE ZARARLI PARÇACIKLAR

PM2.5'un daha ince partikül maddeler olduğunu söyleyen Doğan, "İnsan sağlığını doğrudan olumsuz etkiler. Ciğerlere kadar ulaşabilen çok ince zararlı parçacıklar. AB yıllık sınır değeri 25 mikrogramdır. İstanbul'un hiçbir bölgesinde PM2.5 yıllık 25 mikrogramın üstüne çıkmıyor. Şu anda 14 mikrogram, sınır değerinin yarısı kadar. Hava kalitesi açısında çok iyi değerlere ulaştık. 10 gün önce hava kirliliği orta seviyedeydi. İstanbul'da genelde bu seviyede seyreder ama 1 haftadır çok iyi seviyede" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:

-Prof. Dr. Hüseyin Toros ile röp.

-İBB Hava Kalitesi İzleme Merkezi sorumlusu Muhammet Doğan röp.

-Ölçüm istasyonundan detaylar

-Ölçüm istasyonun nasıl çalıştığına yönelik röp.

-Hava kirliliği detayları

-Trafikteki araçlardan detaylar

-Muhabir anonsu (Gül Kaba)

-Detaylar

=======================

6- KORONAVİRÜS NEDENİYLE İSTANBUL'UN KÖYLERİNE DÖNÜYORLAR

Gül KABA-Ömer HASAR/İSTANBUL, - Tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını Türkiye'de de etkisini gösterirken, İstanbul'da şehir merkezinde oturan bazı kişiler daha güvenli olduğu gerekçesiyle kentteki köylere gitmeye başladı.

Sarıyer'e bağlı 700 haneli Gümüşdere köyünde 65 yaş üstü 235 kişi yaşıyor. Mecbur kalmadıkça dışarı çıkmaktan çekinen vatandaşların kimi pencereden sokağı izliyor kimi de kış aylarında köy evlerinin vazgeçilmesi olan sobanın yanında oturup gününü geçiriyor.

YAZI BEKLEMEDEN KÖYE DÖNDÜLER

Şehir merkezinde oturan bazı kişiler de daha güvenli olduğu gerekçesiyle yazı beklemeden köyüne dönmeye başladı. Köylü geçimini tarımdan sağlıyor, fakat salgın nedeniyle insanlar sera ve tarlasına gitmek yerinde evinde kalmayı tercih etti. Genci, yaşlısı koronavirüs salgını bitene kadar evden çıkmayı düşünmediğini dile getirdi.

"BÜTÜN ÖNLEMLERİ ALDIK, KAHVEHANELER DE KAPALI"

Gümüşdere Köyü Muhtarı Günay Yazıcı, köyde bulunan 3 kahvehanenin kapatıldığını ifade etti. Yazıcı, "65 yaş üstü vatandaşlarımızı tespit ettik, bir ihtiyaçları olduğunda evlerine giderek yardım ediyoruz. Köyde 65 yaş üstü, 235 kişi var. Hiçbiri dışarı çıkmıyor biz gerekli uyarıları yaptık. Biz tarımla geçiniyoruz, insanlar seralara gidiyor ama koronavirüs nedeniyle evlerinden çıkmıyorlar. Köyün camisi açık ama toplu namaz kılınmıyor. Cuma günü ve kandilde cami kapalıydı" diye konuştu.

"ÖLMEKTEN KORKUYORUM"

72 yaşındaki Saniye Karaca da, ölmekten korktuğunu söyleyerek, "Evde oturup, düşünüyorum. Dışarı çıkmıyorum, gün geçmiyor. Misafir gelmiyor, herkes evinde. Evi siliyoruz, süpürüyoruz, ellerimizi yıkıyoruz" ifadelerini kullandı.

"İŞLERİMİZİ OLUMSUZ ETKİLENDİ"

Köyde şarküteri işleten Fazilet Kahraman ise, "İşlerimiz olumsuz etkilendi. Satışlarda koronavirüsten önceye göre ciddi düşüş var. Dışarıya çıkan insan yok. İnsanlar genelde köye piknik yapmak, mangal yakmak için geliyorlar. Şimdi öyle bir şey yok işlerimizi olumsuz etkiliyor" diye konuştu.

"EVE KAPANDIK"

Koronavirüs nedeniyle işe gidemediğini dile getiren Kaan Özan da "Koronavirüs hayatımızı kötü etkiledi. İşe gitmiyoruz, evdeyiz. Çoluk çocuk eve kapandık. Misafirliğe gitmiyoruz, misafir de kabul etmiyoruz. Şu anda bahçe işlerini de yapmıyoruz. Ellerimizi sık sık yıkıyoruz. Kolonya kullanıyoruz" dedi.

"ARTIK KAHVEHANELERDE İNSAN GÖRMÜYORUM"

Gümüşdere köyünün oldukça hareketli bir köy olduğunu söyleyen Emine Yılmaz ise, "Yaşlısı, genci hep dışarı çıkar gezeriz. Geçimi bağ ve bahçeden sağladığımız için tarım yapıyoruz. Ancak koronavirüs nedeniyle evden çıkmıyoruz. Hijyene daha fazla dikkat ediyoruz. Artık kahvehanelerde insan görmüyorum. Köyde hiç böyle bir şey olmazdı. O yüzden önlemlerin iyi derecede alındığını düşünüyorum. Ailemi koronavirüse karşı bilinçlendirmeye çalışıyorum. Eller bol bol yıkanıyor, evler temizleniyor bide kıyafetlere dikkat ediyoruz" diye konuştu.

"KÖYE ERKEN GELDİK"

Evin bahçesinde vakit geçirdiklerini anlatan Serpil Özan da, "Sarıyer'de oturuyoruz. Normalde köye yazları geliyorduk. Ama koronavirüs nedeniyle köyde daha güvenli olacağımız için 1 hafta önce geldik. Oğlum, eşi ve torunumu da getirdik. En azından kapının önü temiz hava, torunum çıkıp oyun oynuyor. Dışarı çıkmıyoruz, evin bahçesindeyiz. Günü yemek ve temizlikle geçiriyoruz. Misafir kabul etmiyoruz, biz de gitmiyoruz, evdeyiz" şeklinde konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Köy muhtarı ile röp.

-Köy halkıyla röp.

-Köyün sokaklarından detaylar

-Camdan bakan amcayla röp.

-Köy evinin içinden detaylar

-Muhabir anonsu (Gül Kaba)

-Detaylar


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Koronavirüs İstanbul Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title