Cumhurbaşkanı Ortadoğu Başdanışmanı Hürmüzlü: "Suriye Kendi Halkını Cezalandırıyor"

Cumhurbaşkanı Ortadoğu Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü, Suriye'de yaşanan olaylarla ilgili, "Suriye kendi halkını cezalandırıyor" dedi.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) tarafından Hatay Valiliği ve Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) ev sahipliğinde, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) ve Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü işbirliğiyle düzenlenen "2. Uluslararası Orta Doğu Kongresi"ne katılmak üzere Hatay'a gelen Cumhurbaşkanı Ortdoğu Başdanışmanı Hürmüzlü, gazetecilerin Suriye'deki gelişmelerle ilgili sorularını yanıtladı.

Suriye'nin uyguladığı yaptırımlardan en çok zarar görecek olanın Suriye halkı olduğuna dikkati çeken Hürmüzlü, şunları kaydetti:

"Hem tırlara yapılan bu cezalandırma olayı ve ithal edilen mallara konulan yüzde 30'luk vergi, gayet tabii tüketici için fiyatları da yükseltecektir. Aslında Suriye'ye çok fırsatlar verildi, liderlerimiz çok telkinlerde bulundu. Hatta defalarca başta Başbakanımız olmak üzere Dışişleri Bakanı da bizzat Suriye'ye giderek telkinlerde bulundular. Her türlü imkanları sağladılar. Tüm bunlar reformları yapmak için elden ne geliyorsa onlara yardımcı olmak için yapıldı. Ancak bunların hepsine kulak tıkayan bir idare görüyoruz. Bu bakımdan Arap Birliği'nin bu husustaki kararını ve yaptırımlarını doğru ve yerinde buluyoruz. Suriye kendi halkını cezalandırıyor."

Hürmüzlü, Türkiye için öncelikli olanın Suriye'de akan kanın durdurulması olduğunu vurgulayarak, "Suriye bizim için çok önemli bir geçiş kapısıdır. Aynı zamanda Suriye'deki halk bizim kardeşimiz, dostumuzdur. Suriye de beraber yaşadığımız kaderimizin ve geleceğimizin müşterek olduğu bir ülkedir. Onun için orada gerçek, demokratik bir sistemin kurulması hepimizin arzusu. Halkın meşru taleplerinin yerine getirilmesi hem uluslararası camia hem de Türkiye tarafından desteklenmektedir" diye konuştu.

TASAM Başkanı Süleyman Şensoy da gazetecilerin Suriye ve Ortadoğu'yla ilgili sorusu üzerine, dünyadaki rekabetin odak noktasının yine Ortadoğu olduğunu bildirdi.

Türkiye'nin de bu odak noktasının merkezinde yer alan bir ülke olduğuna değinen Şensoy, Ortadoğu'da yer alan ülkelerin tamamına yakınının Sovyetler Birliği'nin dağılması 11 Eylül saldırısından sonra önlerine çıkan fırsatları kaçırdığını, dolayısıyla da şu anda yaşanan olayların bu ülkeler açısından kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.

Şensoy, batılı ülkeler için yaşanan olayların üç şey ifade ettiğinin altını çizerek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bir tanesi Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güney Asya'yı içine alan liberal ekonomik kuşak, ikincisi yeni bir güvenlik kuşağı, üçüncüsü de bu ikisinin toplamında Rusya ve Çin'in yalnızlaştırılmasıdır. Türkiye'ye burada düşen rol de hem batılı ülkelerin hesaplarını çok iyi analiz ederek hem de bölgedeki en önemli aktör olarak, üzerine düşen görevleri iyi tanımlayarak, hissederek bu ülkelerin bu dönüşümlerini sağlıklı, kaosa yol açmadan doğru parametrelerle geçirmelerine yardımcı olmak. Bu anlamda bir ilham kaynağı olmak ve tecrübeleriyle onların önlerini daha iyi görmelerini, bu süreci çok uzun sürecek acı ve ara dönemlere, kaoslara, iç savaşlara yol açmadan geçirmesini sağlamak."

Türkiye'nin, Suriye'ye uyguladığı bazı yaptırımlar ile büyük bir risk aldığını belirten Şensoy, "Bulunduğu konum itibarıyla belki de bu riski alması gerekiyordu. Ama süreç doğru yönetilebilir, Suriye'deki dönüşüm sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilirse Türkiye aldığı riskin karşılığını görebilecek. Ama eğer olaylar kontrolden çıkarsa o zamanda Türkiye aldığı bu riskten dolayı büyük bedeller ödeyecek" dedi.

- HATAY

Yerel Haberler