Başbakan Erdoğan'dan Gündeme İlişkin Değerlendirmeler

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için yapılan 'Çankaya noteri' yakıştırmasına sert çıkarak, "Çankaya'ya çıkan hiçbir irade noter olarak çıkmaz. Çankaya ile hükümetin başının uyumlu çalışmasını bir noterlik tanımı içine sokmak çok çirkin. Yani anayasalar mı fırlatılsın? Biz ne kadar uyumlu olursak Türkiye o kadar çabuk mesafe alır" dedi. 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görev yaptığı dönemde vukuat teşkil edecek bir olay yaşamamak için elinden gelen tüm gayreti

gösterdiğini kaydeden Erdoğan, Gül'ün Cumhurbaşkanı olmasının özellikle AB konusunda kendilerini rahatlattığını söyledi.

60. Hükümet'in Eylem Planı, Başbakan Erdoğan tarafından bugün kamuoyuna açıklandı. Yeni Başbakanlık Binası'nda bir basın toplantısı düzenleyen Başbakan Erdoğan, açıklamalarının sonunda gazetecilerin sorularını cevapladı.

KÖŞK İLE UYUM

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin 'Çankaya Köşkü ile uyum konusunda hangi noktadasınız?' sorusu üzerine, bunun bireysel bir soru olduğunu söyledi. Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı'nın özellikle AB sürecini rahatlattığını kaydeden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Benim bundan önce de sayın Sezer ile aramda herhangi bir sıkıntılı vukuat teşkil edecek bir olay olmadı. Ama bizden önceki dönemde oldu. Ben böyle bir şey yaşyamadım yaşamamak için de elimden gelen tüm gayreti gösterdim. bu dönemde şu anda AB

süreciyle ilgili AB üyesi ülkelere koşturan ve buralarda AB konusunda aynı düşündüğümüz, aynı şeyleri paylaştığımız daha önce de bu sürece yönelik olarak Dışişleri Bakanı olarak görev yapması bizim lehimizedir. Aynı program yürürlükte, bu uygulanıyor. Bundan dolayı Çankaya özellikle AB politikasında bizleri rahatlatıyor. AB üyesi ülkelerde koşturmada, markaja almada gücümüzü arttırıyor. Bir taraftan Cumhurbaşkanı, bir taraftan Başbakan, bir taraftan Dışişleri Bakanı olarak bu ülkeleri sürekli markaj altında

tutuyor olmamız bizim oradaki gücümüzü de arttırıyor. Bunu tabi diğer ülkelerde çok gördük. Bizim bu noktada büyük sıkıntımız vardı. Şimdi bu sıkıntı büyük ölçüde aşılmış oldu. Temenni ederimki bunun neticelerini görürüz."

ÜÇLÜ ZİRVE ALMANYA'DA YAPILACAK

Başbakan Erdoğan, Fransa ve Almanya ile lider düzeyinde gerçekleştirilmesi planlanan zirvenin ne zaman ve nerede yapılacağına ilişkin bir soru üzerine de, bugün Dışişleri'nden bir yazının kendisine verildiğini ancak henüz değerlendirme imkanı bulamadığını söyledi. Zirvenin yerini Almanya olarak açıklayan Başbakan Erdoğan, "Almanya'da biraraya geleceğiz. Orada üçlü olarak önümüzdeki süreci görüşeceğiz" dedi.

GÜL-BUSH GÖRÜŞMESİ

Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine ABD'de bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün temaslarını da değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Gül ile bir görüşme yapmadığını ancak Dışişleri Bakanı Babacan'ın kendisini telefonla arayarak, ABD'deki çalışmalara ilişkin bilgi verdiğini anlatan Erdoğan, "5 Kasım süreciyle devam eden olumlu gelişmeler aynen basın toplantısına da yansıdı. Basın toplantısında açıklandığı şekliyle aynı kararlılık şimdi de devam ediyor. Herhangi olumsuz şey sözkonusu değil. Bazı basında çıkan

haberler noktasında da böyle birşeyin olmadığı söylendi. Bu konuda kesinlikle böyle birşeyin gündeme gelmediği söylendi. Burada da böyle bir sıkıntı yok" şeklinde konuştu.

221. MADDEDE TEKLİF BEKLENİYOR

Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin yeni Anayasa çalışmasının ne zaman kamuoyuna açıklanacağı yönündeki bir soru üzerine, çalışmalarda sona yaklaşıldığını söyledi. Erdoğan, "Sona geldik. Öyle zannediyorum önümüzdeki haftalarda bizler bütün ilgili kurum kuruluş ve medyaya dağıtacağımız taslağı kitap haline getirip dağıtacağız" dedi. TCK'nın 'Etkin pişmanlık' hükmünü düzenleyen 221. maddesinin esnetilip esnetilmeyeceği yönündeki bir soruya da şu karşılığı verdi: "Ben 221 ile ilgili '221'i değiştiriyoruz,

değiştireceğiz', benim böyle bir ifadem olmadı. Benim ifadem '221 üzerinde çalışılabilir. 221'de esnemeler yapılabilir. Yeni kanun maddesi bu konuda getirmeye gerek yok' dedim. Bu konuda şu ana kadar bizim de yaptığımız değerlendirmelerde henüz bizim beklediğimiz istikakette böyle bir talebin, teklifin de olmadığını görüyoruz." Erdoğan, TCK'nın 301. maddesiyle ilgili çalışmaların da belli bir aşamaya geldiğini, son değerlendirmelerin yapıldığını açıkladı. Başbakan Erdoğan, "Kısa zamanda 301 ile ilgili

değerlendirmelerimizi bitirip, ondan sonra adımımızı atarız" diye konuştu.

YEREL SEÇİMLER ZAMANINDA YAPILACAK

Başbakan Erdoğan, yerel seçimlerin öne alınacağı yönündeki haberleri de yalanladı. "Bizim iktidamızın en önemli özelliği seçimleri zamanında yapmaktır. Böyle bir şey sözkonusu değildir" diyen Erdoğan, 'yerel seçim sürprizi olabilir mi?' yönünde soru yönelten bir gazeteciye de tepki gösterdi. "Kusura bakmayın alıştığınız iktidarın Başbakanı değilim" diye cevap veren Başbakan Erdoğan, 22 Temmuz seçimlerini bile kendi istekleriyle yapmadıklarını, 367 komedyasını ortaya atanların kendilerini seçime

zorladığını kaydetti. Erken seçim yapmadıklarını, seçimleri birkaç ay öne aldıklarını hatırlatan Erdoğan, "Bizim yerel seçimlerle ilgili böyle birşey sözkonusu değil. Basit menfaatlerle seçim tarihiyle oynamayız. 1 yıldan aza gelindiğinde zaten Anayasa değişikliği gerektirir. Biz iktidar partisi olarak böyle birşey düşünmüyoruz. Böyle bir derdimiz yok. Türkiye buna alışmalıdır. 4 yılsa 4 yıl, 5 yılsa 5 yıl" değerlendirmesini yaptı.

'ÇANKAYA NOTERİ' YAKIŞTIRMALARINA KIZDI

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin 'Cumhurbaşkanı ile uyumun öneminden bahsettiniz. Ancak Cumhurbaşkanı için Çankaya noteri eleştirileri yapıldı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusu üzerine de, Gül için kullanılan 'noter' yakıştırmalarına kızdı. Böyle bir soruyu çok çirkin bulduğunu ifade eden Erdoğan, "Yani Çankaya çıkan hiçbir irade noter olarak çıkmaz. Ama Çankaya ile hükümetin başının uyumlu çalışmasını bir noterlik tanımı içine sokmak da çok çirkindir. Onu geçmişte kimler yaptıysa çok çirkin ve

geleceği görmeden edep adap anlayışının dışında yapmışlardır. Sizler de bu tuzağa düşmeyin. Yani bir başbakanının cumhurbaşkanıyla uyumlu olması, konuları görüşerek bir yer yere varmış olması böyle bir tanımı gerektirir mi? Bu çok yanlış birşey. Tam aksine millet olarak benim başbakanım cumhurbaşkanımla uyumlu çalışıyor, aynı hedefe kilitleniyor. Bu hedef nedir? Türkiye'nin kalkınmasıdır. Bu hedef milletin daha huzurlu ve mutlu hale gelmesidir. Yani anayasalar mı fırlatılsın? Yani böyle ülkeler mi güzel

olur. Yoksa noterler böyle bir görevle tanımlanabiliyor mu? Bunlar çok çirkin. Biz ne kadar uyumlu olursak Türkiye o kadar çabuk mesafe alır" diye konuştu.

SEZER'E GÖNDERME

Erdoğan, 10. Cumhurbaşkanı Sezer'in tavrını da isim vermeden eleştirdi. Sezer'in yasaları 15 gün boyunca bekletmesini sert bir dille eleştiren Erdoğan, "Düşünün yasama organı bir kanun çıkarıyor bu 15. günün akşamına kadar bekliyor. Biz dünya ile yarışıyoruz. Dünya ile yarışan ülkede yasanın 15 ile çarpıldığını düşünürseniz Türkiye'nin ne kadar zaman kaybettiğini görürsünüz" dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile çalışmalarla ilgili daha önceden görüşmeler yaptığını anlatan Erdoğan, "Çankaya ile Başbakanın

gayet uyumlu çalıştığı, bütün yasaların süratle çıktığı, muasır medeniyet hedefinin üzerine hızla yürüdüğümüz bir Türkiye başarmak istiyoruz. Cumhurbaşkanımızla aramızdaki çalışmalar daha önce görüşülmesi gerekiyorsa bunları da görüşürüz. Ben önceki cumhurbaşkanımla bunları görüşüyordum. Bunları yaptık. Bizi bu konuda çok fazla konuşturmayın. Onlar bizde kalsın. Niye? Ülkemizin geleceği için çok fazla konuşmak istemiyoruz. Bizler şu anda yoğun şekilde işimize odaklanıyoruz. Bir an önce birçok şeyleri hemen

aşalım istiyoruz" şeklinde konuştu. Erdoğan, vekaleten görev yapanların iş başında olduğu bir Türkiye istemediklerinin de altını çizerek, şöyle konuştu: "Anayasa, yasalar yerindelik noktasında yetkiyi bize vermiş. Bizim bu yetkiyi kullanma gayreti içinde olan bir dönem geçirdik. Bunlar artık geride kalmıştır. Bunun yerindeliğini biz belirleriz, hukukiliğini ise Çankaya belirler. Bizim gönderdiğimiz atama hukuki değilse idae eder. Yerinde olup olmadığı bizi bağlar. Biz bu dönemleri yaşadık. Temenni ederimki

Türkiye bu dönemleri inşallah bir daha yaşamaz. Bu konuda da noter gibi yakıştırmaları yapmazsak cçok daha isabetli olur." Erdoğan, parlamentoda da benzer sıkıntılar yaşadıklarını belirterek, muhalefeti yasama çalışmalarını engellemekle suçladı. Erdoğan, "Suyu görüşüyoruz, adam geliyor bozayı anlatıyor. Böyle yasama anlayışı olur mu? Olmaz. Kardeşim suyla ilgili söyleyecek sözün var mı? Yok. Onu söyle. Dersini çalışmamış. Tek dersi var o da engellemek. Bu politikayı zayıflatıyor. Politikacıyı da halkın

nezdinde itibarını düşürüyor. Bunu bir kenara koymalıyız" tepkisini gösterdi.

ALEVİ İFTARI

Başbakan Erdoğan, yarın katılacağı Alevi iftarına yönelik eleştirileri de cevapladı. Düzenlenen iftar yemeğine davet edildiğini ve bu davete icabet edeceğini açıklayan Erdoğan, bunu spekülasyon aracı yapan bazı kişiler, kuruluşlar ve siyasi partiler olduğuna dikkati çekti. Erdoğan, eleştirilere sert çıkarak, şunları söyledi: "Yani benim böyle bir davete gidip gitmeyeceğimin kararını herhalde onlar verecek değil. Katılıp katılmamak herkes hürdür. Davet edilenler arasında gelen olur gelmeyen olur. Zaten

oraya davet edilenler gidecek, davet edilmeyenler gitmeyecek. Kimlerin davet edildiğini bilmiyorum. Davet edildiği halde katılmayanlar olabilir. Herkesin hür iradesidir. Ona da herhalde davet sahibi saygı duyar. Bu beni ilgilendirmiyor, çünkü de davet edilenim, davet eden değilim." Erdoğan, bütün vatandaşlara eşit mesafede olduklarını vurgulayarak, bu konunun sürekli hükümetlerin gündemine getirilmesini doğru bulmadığını söyledi. Yapılması gerekenlerin müzakeresini yaparak, gerekeni yapacaklarını belirten

Erdoğan, "Hiçbir inanca, etnik unsura bizler ülkemizde farklı muamele etmekten yana değiliz. Hepsine eşit mesafedeyiz. Çünkü hiçbir mezhebin, hiçbir etnik unsurun temsilcçisi değiliz. Şu anda Türkiye Cumhurniyeti'nin hükümetiyiz. Üç şeye karşıyız. Etnik milliyetçiliğe, bölgesel milliyetçiliğe, dinsel milliyetçiliğe karşıyız. Bunu spekalüsyon aracı yapmak isteyenler olabilir. Çünkü alışkanlıkları var ve bazıları nemalanıyor. Çünkü biz mamalarını kestik. Mamaları kesince de rahatsız olanlar var. Böyle bir

şeyi yapmaya niyetimiz yok. Bu ülkede devletin kuruluşları kurumları yasaların çizdiği çerçeve içinde görevini sürdürecektir" dedi.

(DA-ÖK-Y)

Haberler