Haberler

Ateş: 'Atatürk'ün Ulusa ve TBMM'ye Saygısını Unutturdular

Prof. Dr. Toktamış Ateş, Günümüzde Atatürk'ün Aydınlanmacı Yüzünün Unutturulup, Bir Baskı Aracı Olarak Kullanılmaya Başlandığını Savunarak, 'Atatürk'ü Bir Baskı Aracı Olarak Kullananlar, Onun Ulusa ve TBMM'ye Saygısını Unutturdular' Dedi.

Prof. Dr. Toktamış Ateş, günümüzde Atatürk'ün aydınlanmacı yüzünün unutturulup, bir baskı aracı olarak kullanılmaya başlandığını savunarak, ''Atatürk'ü bir baskı aracı olarak kullananlar, onun ulusa ve TBMM'ye saygısını unutturdular'' dedi.

Ateş, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla İzmirliler Derneği'nce Konak Belediyesi Alsancak Kültür Sanat Merkezi'nde düzenlenen ''Cumhuriyet ve Özgürlük'' konulu söyleşide, Atatürk, Cumhuriyet, demokrasi ve özgürlükler konusundaki görüşlerini anlattı.

Atatürk'ün özellikle aydınlanmacı yönünün, güzel sanatlara, estetiğe yaklaşımının unutturulduğunu ve baskı yaratan bir unsur olarak öne çıkarıldığını ifade eden Prof. Dr. Ateş, şunları söyledi:

''Türkiye'de kendini laik olarak tanımlayan kişilerin en büyük korkusu, 'Bir gün, bu cumhuriyet yıkılarak şeriat düzeni kurulmak istenirse'dir. Buna karşı da 'Türk Silahlı Kuvvetleri zaten buna izin vermez' düşüncesi vardır ve hala da var. Ama bu şekilde, Atatürk'ü bir baskı aracı olarak kullananlar, onun ulusa ve TBMM'ye saygısını unutturdular ve son dönemde çok enteresan şeyler ortaya çıktı. Görüyoruz ki, bunlar aslında, en azından bir kısmı, Atatürk'ü kullanmak isteyen kişilermiş.''

Prof. Dr. Ateş, Atatürk'ün, ulusun iradesinin tecelli ettiği meclise daima sonsuz bir saygısı olduğunu belirtti.

Özgürlüğü, ''başkalarının özgürlüğüne tecavüz etmeden, başkalarının özgürlüklerini sınırlamadan, insanın istediği gibi yaşaması'' olarak tanımlayan Prof. Ateş, fikir özgürlüğü dışında hiçbir özgürlüğün sınırsız olmadığını ve diğer tüm özgürlük türlerinin bu tanım içinde sınırlı olduğunu kaydetti.

Ateş, demokrasi kavramı içerisinde siyasi özgürlüğün de aynı sınıra tabi olduğunu ve çoğunluk iradesinin ancak azınlığın özgürlüklerini sınırladığı noktaya kadar her şeyi yapmaya kadir olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Ateş, cumhuriyet ve demokrasi kavramlarının ise birbirinden tümüyle farklı kavramlar olmasına rağmen, üniversitede akademik olarak görev yapanlarca bile aynı kavramlarmış gibi görüldüğünü belirtti.

Cumhuriyetin, çok basit bir tanımı olduğunu ve hangi güçte olursa olsun, yönetim erkinin aile içinde birisinden diğerine devrolmadığı her rejimin cumhuriyet olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ateş, demokrasinin kişinin kendisini ilgilendiren ya da ilgilendirebileceğini düşündüğü tüm karar alma mekanizmalarına müdahil olabilmesi, yani katılımcılık olduğunu kaydetti.

Bu çerçevede demokratik bir cumhuriyet olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin, halk egemenliği, çağdaşlık ve laiklik temellerine dayandığını, bu üç ayağın cumhuriyetin felsefesini oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Ateş, sözlerini şöyle tamamladı:

''Bu üç özellik değişmez, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Bazıları böyle denince, 'Bizi azınlık mı yönetecek, çoğunluğun iradesi ne olacak?' diyor. Bu irade sınırsız, canının her istediğini yapabileceğin bir irade değildir.''

Kaynak: AA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title