Haberler

Sanat Tarihi: İlkçağ'da Anadolu'da kurulan devletler nelerdir? Mezopotamya nerede? Hitit, Frig, Lidya, Urartu Devletleri nerede kuruldu?

Güncelleme:

Sanat Tarihine Giriş dersinde en çok araştırılan konular arasında Sanat Tarihi: İlkçağ'da Anadolu'da kurulan devletler nelerdir? araştırılmaktadır? Peki, Mezopotamya nerede? Hitit, Frig, Lidya, Urartu Devletleri nerede kuruldu? İlkçağ'da Anadolu'da kurulan devletler nelerdir?

Sanat Tarihine Giriş dersinde en çok araştırılan konular arasında Sanat Tarihi: İlkçağ'da Anadolu'da kurulan devletler nelerdir? araştırılmaktadır? Peki, Mezopotamya nerede? Hitit, Frig, Lidya, Urartu Devletleri nerede kuruldu? İlkçağ'da Anadolu'da kurulan devletler nelerdir? İşte detaylar haberimizde...

ANADOLU UYGARLIKLARI VE SANATI

HİTİT SANATI (MÖ 1800 – MÖ 700)

Anadolu Yarımadası'nın bilinen ilk adı Hatti Ülkesi'dir. Hititlerin izlerine ilk kez Kayseri yakınlarındaki Kültepe'de rastlanmaktadır. Daha sonra Alişar, Alacahöyük, Konya,Karahöyük; Acemhöyük ve Eskiyapar'da Hitit kültürüne ait buluntulara rastlanmıştır. Başkentleri Hattuşaş (Boğazköy) tır. Bazı kaynaklarda Eti Medeniyeti olarak da geçer.

Gelişen Hitit Devleti MÖ 1200'den itibaren Geç Hitit Devletçikleri olarak Güneydoğu Anadolu ve Suriye'nin kuzeyinde varlığını devam ettirdi.

Mimari

Hititler şehirlerinin etrafını sağlam surlarla çevirmişlerdir. Bu surlarda şehirlere giriş çıkışı sağlayan Potern adı verilen yer altı geçitleri (tünelleri) yapmışlardır.

Boğazköy surları üzerindeki kapılar çok önemlidir. Yanlarında kulelerin yeraldığı bu kapılar Arslanlı Kapı, Sfenksli Kapı, Kral Kapısı olup şehre giriş çıkışı sağlamaktadır

Hitit tapınakları mimaride önemli bir yer tutar. Hattuşaş'ta irili ufaklı yaklaşık 24 tane tapınak vardır. Hititlerin çok tanrılı olmasının bunda etkisi büyüktür. Bu nedenle Hitit Dönemi'nde Anadolu'ya bin tanrı ili denmiştir. Tapınaklarda dış yüzeyler Orthostat adı verilen kabartmalı taşlarla kaplanmıştır

Hitit saraylarının kapılarında koruyuculuğuna inanılan arslan heykelleri vardır. Bunlar genellikle avlu ve avluya açılan odalardan oluşur.

Heykel ve Kabartma

Anadolu'da anıtsal heykel sanatı Hititlerle başlar. Boğazköy ve Alacahöyük'teki sfenks heykelleri günümüze kadar ulaşabilmiştir.

Sfenks: İnsan başlı, arslan gövdeli heykellere Sfenks denir. Hititlerin Boğazköy yakınlarındaki Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı çok önemlidir.

Üzerinde 71 Tanrı kabartması yer alır. Bunlar Hitit tanrılarıdır. Ayrıca Konya Ereğli yakınlarındaki İvriz Kabartmaları'nı Geç Hitit dönemine tarihlendirebiliriz. Bunun yanı sıra Malatya-Aslantepe ve Kargamış'ta da Geç Hitit dönemi eserleriyle karşılaşıyoruz.

FRİGYA SANATI (MÖ 750 – MÖ 300)

Frigler; Balkan kökenli bir kavimdir. Anadolu'ya gelişleri yaklaşık MÖ 1900 yıllarıdır ancak siyasi topluluk olarak ortaya çıkışları MÖ 750'lere rastlar. Başkentleri bugünkü Polatlı yakınlarındaki Gordion'dur. Kurucu kralları Gordias olup, en parlak dönemlerini Kral Midas zamanında yaşamışlardır. Maden, ağaç işçiliği ve dokumacılıkta üstün eserler yaratmışlardır.

Mimari

Evleri genellikle ağaçtandır ve megaron şeklindedir. Afyon ve Eskişehir civarında kayalara oyarak yaptıkları ibadethane ve mezarları bulunmuştur. En önemli yerleşim yerleri; Gordion (Yassıhöyük), Dorilayon (Eskişehir), Pesinus (Ballıhisar) ve Midas (Yazılıkaya) tır. Frigler ölülerini ya kayalara oyulmuş mezarlara ya da Tümülüs adı verilen üzeri toprak yığınıyla örtülü, yer altında mezar odası bulunan yığma mezarlara gömüyorlardı. Bu tümülüslerin en büyüğü ve önemlisi Kral Midas'a ait olan Gordion'daki Büyük Tümülüs'tür.

Heykel

Frigler, heykel sanatında çok ileri gidememekle beraber o döneme ait Ana Tanrıça Kybele heykelcikleri ve sfenks (insan başlı, arslan gövdeli heykeller) ler yapmışlardır.

Küçük Sanat Eserleri

Friglerin üzeri süslemeli vazoları ve uzun kulplu kandil kapları ünlüdür. Ayrıca Tümülüslerde ele geçen mobilya parçaları (masa, sandalye) Friglerin bu alanda çok başarılı olduklarını bize gösterir. Friglerin tapates adı verilen kilim dokumaları Anadolu halıcılığına temel oluşturur. Bunların yanı sıra maden işçiliğinde çok başarılı olan Frigler fibula adı verilen ilk çengelli iğneleri de yapmışlardır.

LİDYA SANATI (MÖ 687-MÖ 546)

Lidya; günümüzde Manisa, Denizli, İzmir başta olmak üzere Ege bölgesi olarak tanımlayacağımız coğrafyada, Batı Anadolu'da, kurulmuştur. Başkenti Sardes (Salihli) dir. Lidya tümülüsleriyle ünlüdür. Lidya bölgesinde çok fazla sayıda tümülüs olduğu için bu bölgeye Bintepeler adı verilmiştir. Bu tümülüslerin en büyüğü Kral Alyattes'e ait olandır. Lidya bölgesi çok önemli bir ticaret yolunun başlangıcıdır. Küçük Sanat Eserleri Lidyalıların küçük fildişi heykelcikleri ve keramikleri önemlidir

BİLGİ KUTUSU

Lidyalıların insanlık tarihine en büyük armağanı paradır. Parayı ilk icat eden ve kullanan toplumdur. İlk paraya elektron adı verilir. Ayrıca altın ve gümüş yataklarının çok olduğu Lidya bölgesinde mücevher yapımı ileri düzeydedir. Bunlar Karun Hazineleri olarak da bilinir ve Uşak Müzesi'nde sergilenmektedir.

URARTU SANATI (MÖ 900 – MÖ 600)

Urartu; Doğu Anadolu'da hüküm sürmüş bir uygarlıktır. Tuşpa (Van) başkentidir. Doğuda İran, güneyde Suriye'ye kadar yayılmışlardır.

Mimari

Urartu mimarisi anıtsaldır, gelişmiş bir mimaridir. Saraylarında apadana adı verilen çok sütunlu salonları vardır. Çavuştepe Kalesi, Urartu mimarisinin en önemli örneklerinden biridir. Kalenin içinde tapınak ve atölye gibi hem dinî hem de dünyevî amaçlara hizmet eden bölümler vardır. Urartu tapınaklarının en önemlisi Patnos-Aznavurtepe Tapınağı'dır. (Ağrı il sınırları içinde)

Küçük Sanat Eserleri

Kaya kabartmaları, duvar freskleri, mühür, tunçtan yapılan madeni eşya ve kazanlar önemlidir. Dinî karakterli olan Urartu sanatında Urartu tanrılarının figürleri sıklıkla kullanılmıştır. Özellikle maden işçiliğinde çok ileri düzeydedirler.

BİLGİ KUTUSU

Urartu sanatı için Oriantalizan (Doğu etkili) sanat tanımı da yapılır.

Avrupa'da Neolitik Çağ'ın yaşandığı dönemde, Mezopotamya'da şehir devletleri kurulmaya başlamıştır. Bu tarih MÖ 5000'lere isabet eder ve MÖ 330'a kadar devam eder.

MEZOPOTAMYA: Güneydoğu Anadolu bölgesinden başlayarak Basra Körfezi'ne kadar uzanan Dicle ve Fırat Nehirleri arasında kalan bölgeye denir.

Sümer Mimarisi

Sümerler Asya kökenli bir kavimdir. Büyük ihtimalle Hazar Denizi'nin bulunduğu bölgeden (İran ve çevresi) Mezopotamya'ya göç etmişlerdir. Tarımı geliştirmişler ve madenleri işlemişlerdir. Büyük şehirleri vardır. Ayrıca çivi yazısını da bulmuşlardır. Mezopotamya'da taş zor bulunduğu için çoğunlukla kerpiç kullanmışlar ve yapılarını sel baskınlarından korumak için yüksek taraçalar (basamak) üzerine inşa etmişlerdir. Sümer tapınaklarına ziggurat adı verilir. Ziggurat; üst üste oturmuş taraçalardan oluşan kule tapınaklardır. Bu tapınakların zemini tahıl ambarı olarak kullanılır. En üst katında ise tanrıya ait sunak (adak yeri) bulunur

Sümerlerde saraylar bir avlu etrafına dizilmiş odalar ve bunları birbirine bağlayan koridorlardan oluşur. Evler, sarayların küçültülmüşüdür. Tüm yapılar kerpiç ve kalın duvarlıdır. Pencere yoktur. Aydınlatma ve havalandırma kapı boşluklarından sağlanır.

Mezar yapımı fazla önemsenmemiştir. Kral mezarları bile dikdörtgen odalar ve bu odalara giden geçitlerden oluşur.

Heykel ve Kabartma Sanatı

Sümer heykeltraşlığı daha çok dinî niteliklidir. Heykeller hareketsizdir. Tanrıların, kralların ve önemli devlet adamlarının heykelleri yapılmıştır. Kabartmalarda da kralın günlük hayatı, mücadeleleri ve başarıları konu edilmiştir. En önemli kabartmalardan biri Akbabalar Steli'dir.

Küçük El Sanatları

Mühürlere çok sık rastlanır. Ayrıca altın, gümüş, bakır eserler; müzik aletleri, miğferler, silahlar önemli parçalardır.

Mısır'da Tarih öncesi çağlardan başlayarak Nil Vadisi'nde gelişen bazı kültürler vardır. Yaşamlarında sanatın önemli yer tuttuğu Mısırlılar çok verimli bir coğrafyada yaşıyorlardı.

İlk uygarlık izlerine MÖ 4500' lerde rastlanan Mısır tarihi eski, orta ve yeni krallık olmak üzere üç kısma ayrılır.

MİMARİ

Mısır mimarisinde ayakta kalabilen yapıların büyük kısmı dinî yapılardır. Mısırlılar öldükten sonra dirilişe ve asıl yaşamın ölümden sonra başladığına inandıkları için cesetlerini iyi korumuşlar, tapınak ve mezarlarını taştan ve sağlam yapmışlardır.

Tapınaklar: İlk tapınaklar güneş tanrısı Ra için yapılmıştır. Bunlar yüksek bir basamaklı kaide üzerindeki obelisk (dikilitaş) ve önünde tanrılara hediye koymak amacıyla yapılan sunak'tan oluşur.

İmparatorluğun güçlenmesiyle, kayalıklar oyularak büyük tapınaklar inşa edilmiştir. Bunların en önemlisi Kraliçe Haçepsut' un Deyr-el Bahri' de yaptırdığı Kaya Tapınağı'dır.

Mezarlar: Mısır'da ilk mezarlar çukur şeklindedir. Daha sonra mastaba adı verilen

tek bir basamaktan oluşan mezarlar yapılmıştır ki bunlar asillere ve yüksek memurlara aittir. Mastabalardan sonra piramitler mezar anıtı olarak karşımıza çıkar. İlk piramitler basamaklıdır. Sakkara' daki Coser (Soser) piramidi en eski olandır.

Dünyanın 7 harikasından biri olarak nitelenen Gize' deki Keops, Kefren ve Mikerinos Piramitleri ise dünya sanatı ve tarihi açısından çok önemlidir.

Bunlardan başka kayalara oyularak yapılan ön cephesi sütunlu kaya mezarları da vardır.

Saraylar: Mısır saraylarının çoğunluğu günümüze gelememiştir. Sadece Tel-El Amarna'daki IV. Amenofis'e ait olan saraydır ve saraylar hakkında fikir verir.

Heykel ve Resim Sanatı: Mısır heykelleri taş, ahşap, kemik ve madenden yapılmıştır. Genellikle firavun ve ailesine ait kişilerle, yüksek sosyal sınıftan insanların heykelleri yapılmıştır. Bu heykeller oturur ve ayakta vaziyettedir. Ayakta olan heykellerde çoğunlukla frontal duruş vardır.

Frontal Duruş: Mısır heykel sanatında, ağırlığın iki ayağa eşit olarak dağıldığı dik duruşa denir. Mısır'da heykellerin ölüyle beraber mezara konması geleneği, heykellerin ait olduğu kişiye benzemesini gerektirmiş, bu da portreciliğin çok erken gelişmesine neden olmuştur.

BİLGİ KUTUSU

Mısır tarihi bilimsel ve kültürel anlamda pek çok ilke sahne olmuş, hiyeroglif (resim yazısı) yazının yanı sıra matematik, geometrinin temel kuralları, prizmalar bu dönemde geliştirilmiştir. Mısır'da mumyalama geleneği de vardır. Mısırlılar ölülerinin ruhlarının, öteki dünyada yeniden dirilip kendi bedenlerine döneceğine inandıklarından, bedenin sağlam kalması amacıyla mumyalama yaparlar. Bu nedenle tıp ve eczacılık (ilaç) bilimi de gelişmiştir.

Resim Sanatı: Mısır sanatında; tapınakların koridorlarında, tapınma odalarında, piramitlerin mezar odalarında duvar freskleri görülür. Bu fresklerde konular çoğunlukla firavun ve ailesinin yaşantısıdır. Resim aralarında hiyeroglif yazıyla anlatılmak istenen konunun hikâyesi yazılıdır. Bu resimlerde baş kısmı koyu, vücut ise açık renktedir. Ayrıca sadece Mısır resimlerinde görülen bir özellik vardır ki baş ve ayak profilden (yandan), vücut ise cepheden gösterilir.

BİLGİ KUTUSU

Mısır resim sanatında kitap veya papirüsler üzerine çizilen resimler de çok önemlidir.

Papirüs: Eski çağlarda otsu bir bitkinin gövdesinden hazırlanan yazı kâğıdı.

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Mezopotamya Gündem Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title