Haberler

Muş Belediye Başkanı Feyat Asya'dan Muş'un dünü, bugünü ve yarınına dair açıklamalar....

Güncelleme:

Muş Belediye Başkanı Feyat Asya, haberler.com stüdyosuna konuk oldu. Muş hakkında çok önemli bilgiler paylaşan Asya, Muş tarihi, kültürel dokusu ve Muş sosyal hayatı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Peki, Muş tarihi nedir? Dünden bugüne Muş kültürü ve sosyal hayatı!

Tarihi güzellikleri, mimarisi, doğası ve kendine has dokusuyla en nadide illerimizde Muş, karakteristik yapısıyla tarihten günümüze esintiler taşıyor ve kültürümüz geleceğe aktarıyor. Muş Belediye Başkanı, Feyat Asyada katıldığı programlarda bu değerlere vurgu yaparak Muş'un güzelliklerini öne çıkarıyor. Peki, Muş tarihi nedir? İşte, Dünden bugüne Muş kültürü ve sosyal hayatı diğer detaylar....

DÜNDNE BUGÜNE MUŞ

İlimiz, İlk Tunç Çağı, Urartu, Medler, Persler, Roma/Bizans gibi uygarlıklara yurt olmuştur.

Halife Hz. Ömer devrinin sonlarına doğru 641'de İyaz bin Ganem komutasındaki ordu Bitlis, Ahlat ve Muş'u hakimiyeti altına aldı. Habib bin Mesleme ve Salman bin Rabia bu bölgeye ikinci bir sefer düzenlediler. Ahlat ve çevresindeki beyleri idareleri altına aldılar. Ne var ki Müslümanların hâkimiyeti sürekli olmadı sık sık kesintiye uğradı. Halife Abdulmelik zamanında Muhammet bin Mervan, Muş ve çevresini Diyarbakır Emirliğine, bu emirliği de El Cezire Genel Valiliğine bağladı.

Daha sonra devam eden birçok akın ve mücadelenin nihayetinde Malazgirt Meydan Muharebesi ile Muşumuz İslam ve Türk yurdu haline gelmiştir. Tarihsel açıdan bu, çok önemlidir. İlimiz bilinen büyük imparatorluklara ev sahipliği yapmıştır. Yani ilimizin hali hazırdaki sosyal, kültürel zenginliği bu tarihsel arka plana dayanmaktadır. İlimiz, günümüzde zengin kültür mirasının yanı sıra genç, dinamik nüfus ve iş gücünün yoğun olduğu bir kent hüviyeti kazanmıştır.

2020 yılı nüfus istatistiklerine baktığımızda ilimizin genç nüfus potansiyeli, Türkiye ortalamasının çok üstünde, %21 civarındadır. Bu, aynı zamanda muazzam bir iş gücü potansiyeli demektir.

MUŞ'UN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ

Bölgesel ve nihayetinde ulusal kalkınmada temel önceliğimiz, bu aktif iş gücü ve potansiyelini harekete geçirerek sosyo- ekonomik yaşama kazandırmaktır. Dünyada gençlere yönelik politikaların odağında yerel yönetimlerin bulunması temel ve vazgeçilmez bir gerekliliktir.

Yerel yönetimlerin çok yönlü kurumlar olması, gençlikle ilgili konularda onları daha da önemli hale getirmektedir. Bizler, Muş Belediyesi olarak, toplumun diğer kesimlerine olduğu gibi, gençleri de önemseyen yerel hizmetlerin tasarımında onları odak noktalarından biri yapma çabası içerisindeyiz. Gençlerle ilgili politikaların niteliği ve kapsamı önceliklerimiz arasındadır.

Bizler, yerel hizmetlerle ilgili politika belirlerken ve topluma hizmet sunarken, toplumun ihtiyaçlarını dikkate almak durumundayız. Yerel yönetimler, gençlerin çok yönlü desteklenmesi ve geliştirilmesinde anahtar bir role sahiptir.

Bu bağlamda; genç nüfusla ilgili araştırmaların yapılması, yerel düzeyde gençlikle ilgili politika ve stratejilerin tespiti, gençlerin yerel siyasete daha aktif katılımının sağlanması, gençlerin şehir yaşamındaki rolünün zenginleştirilmesi, gençlerde gönüllülük ve sosyal sorumluluk bilincinin artırılması, eğitim ve kültür alanında gençlere destekler sağlanması, meslek ve kariyer gelişimi desteği verilmesi, spor imkânlarının geliştirilmesi gibi çok yönlü konular yerel yönetimler olarak asli sorumluluğumuzdadır.

Bu bağlamda, Başkanlığa geldiğimiz günden bu yana kendi yerelimizde gençlik meclisi oluşturarak gençlerimizin yönetimde söz sahibi olmalarına öncülük ettik.

Muş tarihi nedir? Dünden bugüne Muş kültürü ve sosyal hayatı!Muş Belediye Başkanı Feyat Asya, Murat Köprüsünde

Yerel yönetimler olarak birçok hizmetleri hayata geçirmemize rağmen bunları yeterli görmemekteyiz. Yerel yönetimlerin imkânlarının sınırlı olduğunu göz önünde bulundurarak gençlerimizin her alanda desteklenmesi için merkezi yönetimin ve işadamlarımızın genç nüfusun ihtiyaçlarının karşılanması, üretime katılması ve genç nüfusun metropollere göçünün engellenmesi için;

• Öncelikle, birlikte yaşamaya dönük irademiz en büyük gücümüz ve fırsatımızdır. Bütün sahip olduklarımızı da yönetecek bu irademizdir.

• Tek başına, devletin aldığı tedbirler yeterli değildir.

• İş gücü ve insan niteliğini artırmak gerekir.

• Suç oranının en düşük olduğu illerden birinde yaşamaktayız. Bu önemli bir avantaj.

• Kapasite artırıcı tedbirler almak gerekir. İnsan ve çevre kapasitemizi artıran politikalara yönelmeliyiz. Böylece sahip olduğumuz genç kapasitelerin kullanılmasını kolaylaştırabiliriz.

• Var olan teşvik sistemi TUİK rakamları incelendiğinde ilin istihdam sorunlarını çözme konusunda yetersizdir.

• Hükümetimiz tarafından teşvik politikası uygulanmaktadır. Bu politikanın çıktı temelli güvenlik tedbirlerine ihtiyaç duyulmaktadır.

• Genç işsizliğinin çözülmesi için emek yoğunluklu sektörlerin geliştirilmesi gerekmektedir. Örneğin hazır giyim sektörü geliştirilip büyütüldüğü takdirde çalışanların sayısında artış olacaktır. Bu konuda yatırımlar yapılmaktadır.

• Yatırımların yarıda kalmaması için yerel birimlerin sosyal, ekonomik ve iklim koşulları göz önünde bulundurulmalıdır.

Yapılan yatırımlar yarıda bırakılıp gidilebiliyor. Yatırımlar öncelikle çok iyi bir fizibiliteye dayandırılmalı ve bu konuda çok iyi analizler yapılmalıdır.

• Sanayiye yönelik kırsal kalkınma politikaları desteklenmelidir. Örneğin alternatif tarım ürünleri geliştirilebilir. Hayvancılık bilinçli yapılmalı ve

desteklenmelidir. Hayvancılık yan ürünleriyle beraber değerlendirilmelidir, et işleme tesisleri kurularak hayvancılık

yan ürünleri pazara sunulabilir. Örneğin ilimiz, Türkiye'de hayvan sayısı bakımından 5. ildir ancak hayvansal üretim açısından 40. sıralarda olması genç işsizliğinin önemli nedenleri arasındadır.

• İstihdamın artırılması için kadının konumunun

güçlendirilmesi gerekiyor. Ayrıca kadınlara yönelik istihdam geliştirici çalışmalar desteklenmelidir. Nitekim belediye olarak bu konuya oldukça önem veriyoruz.

• Ülkemizde yapılan sosyal politikaların yeniden düşünülmesi gerekir. Bu politikalar da:

  • Sürdürülen yoksulluğun ortadan kaldırılması amaçlanmalı
  • Sosyal politikalar tembelliği teşvik etmemeli.
  • Kolaycılığı artırmamalı,
  • Uygulamada bazen hükümet iradesi dışında gerçekleşen adaletsiz dağıtım önlenmeli
  • Sosyal politikalar, insan onurunu zedelememelidir.
  • Almaya bağlı bir grubun oluşma riski dikkate

alınmalıdır. Bu beraberinde devlet kaynaklarının yanlış kullanılması ve ahlaki çöküntüyü getirir.

Topyekün Kalkınmış Bir Türkiye idealinin önemi

• Bu kavramın önemini şöyle ifade edebiliriz: Muş kalkınırsa İstanbul, Dünya finans merkezlerinden biri olur.

• Bayburt kalkınırsa büyükşehirlerin trafik, kira sorunu, konut sorunu çözülür.

• Ağrı, Kars kalkınırsa büyükşehirlerdeki işsizlik sorunu azalır.

• Çorum, Çankırı, Hakkari, Ağrı'dan büyük kentlere göç eden insanlarımızı kendi kentlerinde tutabilirsek toprak rantını, büyük şehirlerdeki artan suçu, şehirlerin tüketim alanı olma sorununu çözebiliriz.

• Yani Bitlis'i ve Gümüşhane'yi kalkındırırsak bölgesel

eşitsizlikleri ve buna bağlı göçleri, fırsat eşitsizliklerinin büyük bir kısmını da çözmüş oluruz.

• Bu örneklerden anlaşılabileceği gibi topyekün kalkınmanın iki işlevi var:

  • İlk olarak yerel düzeyde ekonomik aktiviteyi artırma bu bağlamda işsizlik ve yoksulluk sorunlarını çözmek,
  • İkinci olarak da büyükşehirlerin üzerlerindeki yükün hafifletilmesini sağlamak

• Sonuç olarak bütün bunların anlamı nasıl baktığınızla ilgilidir. Kendinize güvendiğinizde koşulları sizin lehinize yorumlayabilirsiniz. Bakış açınızı değiştirdiğinizde

dezavantajlı olan şeyler avantaja dönüşebilir.

• İnancımızda şer bildiklerimize hayır, hayır bildiklerimizde ise şer olabilir. Baktığınız biçim, yer önemli. Kendisinin farkına varmış ve duyarlı gençler, zorlukları kolaylığa dönüştürebilecek yol ve yöntemler geliştirebilir.

• Uzun planlar yapmalıyız. Rasyonel kararlar almalıyız. Çınar ağaçları dikmeliyiz.

• Gelişmenin topyekün olduğunu unutmamalıyız. Hakkari kalkınırsa Ankara'daki yükün azalacağını unutmayalım.

• Ülke ekonomisinde bölgesel kalkınmanın birçok sorunumuzu çözebileceğini bilmeliyiz.

• Entegre olmuş bütünleşmiş ekonomik yapıların daha üretken ve verimli çalıştığını unutmayalım.

• Tarımda sorunlarımız var, ama Hollanda'da domateslerin kızarması için elektrik ısı ve ışığı kullanılmaktadır. Allah'ın bir lütfu olarak böyle bir sorunumuz yok. Hollanda dünyaya tarım ürünleri ihraç etmektedir. Bunu biz de yapabiliriz.

• Mera hayvancılığı halen büyük bir avantaj olarak önümüzde durmaktadır. Hem maliyetlerin az olması hem de doğal besicilik açısından önemli avantajlara sahiptir. Bunu daha

geliştirebilir. Gençlere bu konuda sermaye desteği sağlamalı, onlara fikirlerini sınama imkanı vermeliyiz.

Tarihimiz her zaman bizim için bir imkan olarak durmaktadır. Tarihi mekanlar, turizme açılmalıdır, ama onlar her şeyden önce bizim kim olduğumuzu söylemektedir.

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Feyat Asya Muş Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title