Haberler

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik Açıklaması

"İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin idari para cezalarının oransal olarak, miktarında ciddi artış olduğu görülmektedir"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin idari para cezalarının "oransal olarak miktarında ciddi artış olduğunun görüldüğünü" kaydetti.

Bakan Çelik, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun soru önergesine verdiği yazılı cevapta, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin idari para cezaları hususunda, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 26'ncı maddesinde yer alan hükümlerin uygulandığını belirterek, "Bu cezaları, OECD ülkelerinde uygulanan para cezaları ile karşılaştırmak, diğer değişkenler ülkeler arasında standart olmadığından mümkün görünmemekle birlikte 4857 sayılı İş Kanunu ile mukayese edildiğinde idari para cezalarının oransal olarak miktarında ciddi artış olduğu görülmektedir" ifadelerini kullandı.

Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 5'inci maddesinin dördüncü fıkrasında, "İşveren, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; yapılacak işlerde karşılaşılacak sağlık ve güvenlik riskleri ile ilgili yeterli bilgi ve talimatları içeren eğitimin alındığına dair belge olmaksızın, başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen çalışanları işe başlatamaz" hükmünün yer aldığına dikkati çeken Bakan Çelik, şunları kaydetti:

"Bununla birlikte; işveren, çalışan fiilen çalışmaya başlamadan önce, çalışanın yapacağı iş ve işyerine özgü riskler ile korunma tedbirlerini içeren konularda öncelikli olarak eğitilmesini sağlar. Yine aynı yönetmelik kapsamında çok tehlikeli sınıfta yer alan maden işyerlerinde çalışanlara yılda en az bir defa ve en az on altı saat olmak üzere iş sağlığı ve güvenliği eğitimi işveren tarafından sağlanır. Söz konusu eğitimin içeriğinde; 'ilkyardım', 'iş kazalarının sebepleri ve korunma prensipleri ile tekniklerinin uygulanması', 'tahliye ve kurtarma' ve 'kişisel koruyucu donanım kullanımı' gibi başlıklarda yer almaktadır.

On iki aylık dönemde çalışmamış ve ücret almamış olan sigortalı, çalışmaya başladığı ay içinde iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrarsa verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas günlük kazanç; çalışmaya başladığı tarih ile iş göremezliğinin başladığı tarih arasındaki sürede elde ettiği prime esas günlük kazanç toplamının, çalıştığı gün sayısına bölünmesi suretiyle; çalışmaya başladığı gün iş kazasına uğraması halinde ise aynı veya emsal işte çalışan benzeri bir sigortalının günlük kazancı esas tutularak hesaplanmaktadır.

Bu şekilde hesaplanan günlük kazancın, kanunun 18'inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen hükümler gereğince iş kazası halinde istirahatin ilk gününden başlanarak yatarak tedavilerde yarısı, ayaktan tedavilerde ise üçte ikisi sigortalıların yaşadıkları gelir kaybının telafisi amacıyla geçici iş göremezlik ödeneği olarak verilmektedir. Söz konusu bu miktarlar iş kazası yardımlarına ilişkin 1964 tarih ve 121 sayılı ILO sözleşmesinin belirlediği standartlar çerçevesinde uygulanmakta olup birçok Avrupa Birliği ve OECD ülkesinde benzer oranlar dikkate alınarak geçici iş göremezlik ödenekleri ödenmektedir. Bununla birlikte sigortalıların aldığı geçici iş göremezlik ödeneği işverenlerin sigortalılara ödediği ve kuruma bildirdikleri; hak edilen ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak gibi unsurlara bağlı olduğundan bu miktarların yüksek olması halinde sigortalıların elde edecekleri iş göremezlik ödenekleri de yüksek olacaktır." - TBMM

Kaynak: AA / Politika

Faruk Çelik Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title