2026 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, PKK terör örgütünün lağvedilmesinin, sembolik de olsa silahların yakılmasının, örgüt elemanlarının Türkiye'den ayrılmasının ve Irak'ın bazı bölgelerinden çekilmesinin doğru yolda olunduğunu gösterdiğini ancak sürecin tamamlanması için daha yapılacak...
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, PKK terör örgütünün lağvedilmesinin, sembolik de olsa silahların yakılmasının, örgüt elemanlarının Türkiye'den ayrılmasının ve Irak'ın bazı bölgelerinden çekilmesinin doğru yolda olunduğunu gösterdiğini ancak sürecin tamamlanması için daha yapılacak işler bulunduğunu belirterek, "Bu süreci kalıcı hale getirmenin birinci şartı terör örgütünün tüm unsur ve uzantılarıyla 27 Şubat çağrısına harfiyen uymasıdır. Suriye'deki SDG/YPG yapılanmasının da aynı kararlılığı göstermesi, 10 Mart Mutabakatı'na uygun hareket etmesi gerekmektedir." dedi.
MHP Grup Başkanvekilleri Erkan Akçay ve Filiz Kılıç, TBMM Genel Kurulu'nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerinde MHP Grubu adına söz aldı.
Akçay, ekonomideki hedefin net olduğunu, ekonomide istikrarı sağlamanın öncelikleri olduklarını söyledi.
Enflasyonu kalıcı biçimde tek haneye indirmek, üretken yatırımlarla istihdamı büyütmek ve refahı adil paylaşmak istediklerini belirten Akçay, bu amaçla 2026 yılı bütçesinin "harcamada disiplin, fiyat istikrarını esas alan enflasyonla mücadele ve sürdürülebilir büyüme" üzerine inşa edildiğini ifade etti.
Dünya ekonomisinin belirsizliklerle dolu olduğunu kaydeden Akçay, savaşların, tedarik zincirlerinde yaşanan krizlerin, enflasyonist baskıların devam ettiğini hatırlattı. Pek çok ülkenin bu fırtınada sarsıldığını dile getiren Akçay, Türkiye'nin ise farklı bir hikaye yazdığına, son 5 yıldır kesintisiz büyüdüğüne işaret etti.
Fiyat istikrarının yalnız ekonominin meselesi değil, toplumsal huzurun ve refahın da şartı olduğunu vurgulayan Akçay, enflasyonla mücadelenin, öncelik olmaya devam ettiğini belirterek, "Yıllık enflasyon 2024'te yüzde 44,4 olarak gerçekleşmiş, 2025'te ise yüzde 30 civarına inmesi hedeflenmektedir. Enflasyonu kalıcı bir şekilde tek haneye indirme hedefine daha kararlılıkla sarılmalıyız. Fiyat istikrarı sağlanmadan, refahın kalıcı olması mümkün değildir." diye konuştu.
Türkiye ekonomisinde 2026'nın bir reform yılı olacağını ifade eden Akçay, sanayiden teknolojiye, tarımdan enerjiye kadar tüm alanlarda büyük bir dönüşümün başlatılacağını, bu dönüşümün, sadece rakamlarla ölçülmeyeceğini, her bir vatandaşın yaşam kalitesini yükselteceğini belirtti.
"Bunun için emeklilerimizin, çalışanlarımızın, esnafımızın ve çiftçilerimizin alım gücünü artıracak köklü reformlar bir an önce hayata geçirilmelidir." diyen Akçay, dar ve sabit gelirlilerin refahını artıracak düzenlemeler, emeklilerin ve kamu çalışanlarının aylıklarında yapılacak iyileştirmeler, esnaf ve çiftçilerin Bağ-Kur prim gün sayısının düşürülmesi, 1. dereceye gelen memurlara 3600 ek gösterge verilmesi ve ev hanımlarına prim desteğiyle emeklilik hakkı tanınması gibi adımların önem taşıdığını söyledi.
"Sınırımızda ikinci bir İsrail kurulmasına asla tahammülümüz yoktur"
Akçay, Terörsüz Türkiye hedefine yönelik değerlendirmelerde bulunarak, bunun siyasi bir manevra değil, devlet aklı ve millet vicdanıyla çizilmiş tarihi, milli ve stratejik bir yöneliş olduğunu, bu yolun pusulasını hukuk, demokrasi, adalet, güvenlik ve onurun oluşturduğunu belirtti.
"Terörsüz Türkiye yalnız iç barışımız için değil, aynı zamanda Orta Doğu'da, Mavi Vatan'da, Kıbrıs'ta, Balkanlar'da, Kafkasya'da, Orta Asya'da, Afrika'da daha güçlü jeopolitik sağlam duruşun ve istikrarın da şartıdır." diyen Akçay, Türkiye ve Türk milletinin onlarca yıl yaratılan suni korkular ve kasti yaşatılan yoksunluklar üzerinden büyük yara aldığını söyledi.
Akçay, Terörsüz Türkiye ile tüm korku ve yoksunluk oyunlarına son verdiklerini belirterek, "Onlarca yıldır enerjimizi ve en kıymetli varlığımız olan evlatlarımızı yutan bu sarmaldan çıkmak, önümüzdeki en büyük ödevdir." dedi.
MHP Grup Başkanvekili Akçay, artık dünün yöntemleriyle bugünün yönetilemeyeceğinin, beklentilerinin silahların sadece susması değil, tamamen bırakılması ve illegal örgütsel faaliyetlerin sona ermesi olduğunun altını çizdi.
"Terörsüz Türkiye devlet aklıyla, inisiyatifi asla dış aktörlere bırakmayan, demokrasi ve hukuk devletiyle tahkim edilmiş bir milli birlik aşamasıdır." diyen Akçay, Terörsüz Türkiye'nin bölgesel barışa da katkısının olduğunun altını çizdi.
Akçay, şöyle konuştu:
"İçeride başarıya ulaştıkça Suriye ve Irak kapsamında ve bu ülkelerin bütünlüğü ve bölünmezliği güçlenecektir. Suriye ve Irak'ta yüreği, aklı, fikri bizden kopmayan, yönünü ve umudunu Türkiye'den asla çevirmeyen bütün soydaşlarımız da huzur bulacaktır. 27 Şubat tarihinde yapılan 'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısının ardından yaşanan gelişmeler, umutlarımızı artırmıştır. PKK terör örgütünün lağvedilmesi, 11 Temmuz'da sembolik de olsa silahların yakılması, 26 Eylül'de örgüt elemanlarının ülkemizden ayrılması ve Irak'ın bazı bölgelerinden çekilmesi gibi gelişmeler, doğru yolda olduğumuzu göstermektedir. Ancak sürecin tamamlanması için daha yapılacak işler vardır. Bu süreci kalıcı hale getirmenin birinci şartı terör örgütünün tüm unsur ve uzantılarıyla 27 Şubat çağrısına harfiyen uymasıdır. Suriye'deki SDG/YPG yapılanmasının da aynı kararlılığı göstermesi, 10 Mart Mutabakatı'na uygun hareket etmesi gerekmektedir. Hatırlatmak isteriz ki sınırımızda ikinci bir İsrail kurulmasına asla tahammülümüz yoktur."
Terörsüz Türkiye'ye karşı çıkıp, kara propaganda yapanların bulunduğunu belirten Akçay, "Prangalarını kıran, dünya gücü olma yolunda ilerleyen Türkiyemize duyduğumuz sevdayı yüreği, dili, zihni paslı ve prangalı olanlar ve o prangadan sızan kiri ve çirkinliği yaymaya çalışanlar bizi ve milletimizi anlayamazlar." ifadesini kullandı.
"Terörsüz Türkiye'yi" ve "Terörsüz Bölge'yi" inşa edeceklerini kaydeden Akçay, tüm engellemelere ve karşı duruşlara rağmen bu hedefi gerçekleştirmeye kararlı ve yeminli olduklarını vurguladı. Akçay, "Türkiye'yi büyüteceğiz, iç cephemizi kuvvetlendireceğiz, kardeşliğimizi pekiştireceğiz, hukukumuzu, demokrasimizi daha da geliştireceğiz." dedi.
"Türkiye-Rusya-Çin bir eksen kayması değil eksen tahkimidir"
Türkiye'nin doğu ile batının, kuzey ile güneyin, mazlum ile zalimin, hak ile batılın kavşak noktasında bulunduğunu belirten Akçay, bugün Türk dış politikasının "Ankara merkezli, şahsiyetli, milli ve tam bağımsız bir karakter" arz ettiğini söyledi.
Mavi Vatan'a ilişkin değerlendirmede bulunan Akçay, "Ege'de oldu bittiye, Akdeniz'de gasp siyasetine asla geçit vermeyeceğiz." dedi.
Kıbrıs'ın kendileri için diplomatik bir sorun değil milli bir dava olduğunun altını çizen Akçay, "Unutulmasın ki Kıbrıs Türkü yalnız değildir; Türkiye varsa umut da vardır, güç de vardır. Kıbrıs'ta çözümün adı bellidir: Egemen eşitliğe dayalı, iki bağımsız devlet. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınması, Türk dünyasının ve İslam aleminin boynunun borcudur." diye konuştu.
Türk dış politikasında yeni ve güçlü bir paradigmaya ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Akçay, bu paradigmanın üç sütun üzerine inşa edilmesini, bunların Kudüs paktı, Türkiye-Rusya-Çin (TRÇ), ABD ve Batı ile dengeli ilişkiler olduğunu vurguladı.
Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birinci sütunumuz Kudüs paktıdır. Kudüs eksenli bölgesel barış ve güvenlik mimarisi, sadece Filistin-İsrail hattında kalıcı ateşkesi değil bölgenin bir huzur kuşağına dönüşmesini hedeflemektedir. İkinci sütunumuz TRÇ yani Türkiye-Rusya-Çin ittifakı ve işbirliğidir. TRÇ bir askeri blok olmayıp enerji, lojistik, sanayi teknoloji eksenlerinde somut çıktılar üretmeyi hedefleyen katmanlı bir ortaklıktır. TRÇ bir eksen kayması değil eksen tahkimidir. Üçüncü sütunumuz ABD ve Batı'yla dengeli ilişkiler. Çift başlı Selçuklu kartalından ilham alan bir kavrayışla hem Doğu'ya hem Batı'ya elimizi uzatır, her iki yöne başımızı ve bakışımızı çeviriyoruz."
- "Hedefimiz, arzumuz, enflasyonun tek haneye inmesidir"
MHP Grup Başkanvekili ve Nevşehir Milletvekili Filiz Kılıç, zehir tacirlerine yönelik operasyon sırasında uğradığı hain saldırı sonucu şehit düşen özel harekat polisi Emre Albayrak'a Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve Türk milletine başsağlığı diledi.
Kılıç, ekonomiye bakışlarının rakamlardan ibaret olmadığını, ekonominin Bilge Kağan'ın "aç milleti doyurdum, çıplak milleti giydirdim" sözündeki sosyal adalet olduğunu belirterek, ahilik geleneğinden bugüne gelen helal lokmayı ve alın terini baş tacı eden, halkça bölüşümü esas alan milli üretim ekonomisini hedeflediklerini ifade etti.
Faiz lobilerinin değil nasırlı ellerin kazandığı, refahın bir kısma değil milletin her ferdine adilce paylaştırıldığı bir düzeni, hilalin gölgesinde tesis etmeye yemin ettiklerini aktaran Kılıç, görüştükleri bütçenin laf değil icraat üretenlerin, Türkiye'yi istikrar ve refah limanına taşıyanların bütçesi olduğunu belirtti.
Kılıç, 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'ni tümüyle olumlu değerlendirdiklerini ve desteklediklerini ifade etti.
Enflasyonun ekonominin en can yakıcı meselesi olduğunu belirten Kılıç, şunları kaydetti:
"Bunu görmezden gelmiyoruz. Halının altına süpürmüyoruz. Vatandaşımızın çarşıda, pazarda, markette hissettiği her şeyin farkındayız. Ancak 2024'ün 2. yarısından itibaren kararlı bir dezenflasyon sürecinin başlaması umut vericidir. Hedefimiz, arzumuz, enflasyonun tek haneye inmesidir. Fiyat istikrarı sağlanmalı, vatandaşımızın alım gücü korunmalı, enflasyon denen o canavarın başı ezilmelidir. Lider ülke Türkiye vizyonu, ihracatta kırdığımız rekorlarla somutlaşmaktadır. En büyük pazarımız Avrupa duraklamış, resesyona girmiş ama Türk ihracatçısı durmamış kapı kapı dolaşmış, 2024'te 261,8 milyar dolar ihracat yapmışız, 2025 kasım ayı itibarıyla yıllık ihracatımız 270,6 milyar doları bularak tarihin zirvesine çıkmış, 2026 hedefimiz ise 282 milyar dolara ulaşmaktır."
"Bu açık, israftan değil, vefadan kaynaklanmaktadır"
Kılıç, 2026 yılı bütçe açığının 2 trilyon 712,7 milyar lira olarak öngörüldüğünü söyleyerek, "Muhalefet sıralarından bu açık üzerinden eleştiriler gelebilir. Bu açık, israftan değil, vefadan kaynaklanmaktadır. Bu açık, asrın felaketinin yaralarını sarmak için göze alınmıştır. Bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 3,5'tir. Deprem harcamalarını hariç tuttuğumuzda mali disiplinden asla taviz verilmediği görülecektir." dedi.
Toplumda oluşan "cezasızlık algısını" yıkmak zorunda olduklarını belirten Kılıç, "Suç işleyenin yanına kar kalmadığı, mağdurun hakkının korunduğu bir sistem, toplumsal huzurun şartıdır." ifadesini kullandı.
Kılıç, Türkiye'nin savunma sanayisindeki gücün Terörsüz Türkiye hedefinin teminatı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Türkiye, yaklaşık 40 yıldır başına musallat edilen bu beladan kurtulma aşamasındadır. Terörsüz Türkiye demek, huzur, güven demektir, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya yatırım demektir. Terörsüz Türkiye'ye ulaşmada yapılacak daha çok şey, daha uzun bir yolumuz vardır. Bu konuda kararlıyız ve sonuna kadar da kararlı kalacağız. Biz, birlikte güçlüyüz, buna yürekten inanıyoruz, 'Gelin, bir olalım, işi kolay kılalım' diyoruz."
























