Kıbrıs Rum Hükümet Sözcüsü Stefanu'nun Açıklamaları

Kıbrıs Rum Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu, Fileleftheros ve Alithia gazetelerine demeç verdi.

Stefanos Stefanu, Fileleftheros gazetesinde yer alan demecinde, ateşkes hattında yer alan sınır kapılarının açılmasının bugünkü Rum hükümetinin politikası olduğunu söyleyerek, Kıbrıs sorununun sadece güven artırıcı önlemlerle çözülmesinin mümkün olmadığını ve güven artırıcı önlemlerin yapıcı bir ortam içerisinde özlü konulara da katkıda bulunması gerektiğini söyledi. Stefanu, Lokmacı Kapısı'nın açılmasının ise böyle bir ortam oluşturduğunu kaydetti.

Stefanu, "Avrupa'nın tek bölünmüş başkentinin kalbinde olması bakımından Ledra Caddesi'nin (Lokmacı Kapısı) güçlü bir sembolizme sahip olduğunu" da belirtti.

"Türkiye bakir doğum, iki halkın varlığı, müdahale hakları gibi açıklamalarla Rum tarafının sabrını mı deniyor?" şeklindeki soruya karşılık ise Stefanu, Türkiye'nin yıllardır kendilerine alıştırdığı "uzlaşmaz" yüzünü yeniden gösterdiğini ileri sürdü.

Kendilerinin çözüm istemediklerini söyleyenlerden olmadıklarını ifade eden Rum sözcü, çözüm için sadece kendilerinin iradesinin yeterli olmadığını, diğer tarafın da çözüm için ortak çalışma davetine cevap vermesi gerektiğini belirtti.

BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs'taki Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Michael Möller'in, 21 Mart'ta ara bölgedeki ikametgahında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas arasındaki görüşmeyle ilgili olarak ise Stefanu, bunun olumlu bir şey olduğunu söyledi.

Rum sözcü, Alithia gazetesinde yer alan demecinde ise, "Ne değişti de Ledra Caddesi açıldı?" sorusuna karşılık, "Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler arasındaki iletişimi güçlendirme konusunda sahip oldukları iradeye ve Kıbrıs sorununun çözümü için çalışma konusunda hazır olduklarına ilişkin güçlü mesajlar vermek amacıyla Ledra Caddesi'nin açılmasını istediklerini" söyledi.

Stefanu, yanlış mesajlar yollamaksızın Ledra Caddesi'nin açılmasını istediklerinden dolayı alçak tonlar muhafaza ettiklerini ve katı olmayan bir tutumla çalıştıklarını da kaydetti.

Burada kalmayacaklarını, başka güven artırıcı önlemlerle ilerleyeceklerini ve çözüm çabalarına devam edeceklerini de söyleyen Stefanu, ilk aşamada Lefkoşa surlar içinin dekonfrantasyonu ve Pirgo-Limnidi (Yeşilırmak) öncelikli olmak üzere, diğer barikatların açılmasını amaçladıklarını belirtti.

Amacın, Kıbrıs sorununu "Kıbrıslıların" çözmesi olduğunu belirten sözcü Stefanu, Kıbrıs sorununun çözülmesindeki engelin Türkiye olduğunu ileri sürerek, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda bir uzlaşmaya varılması için Türkiye'ye yönelik baskı yapılması gerektiğini iddia etti.

"1977-1979 Doruk Anlaşmaları'ndan bu yana bağlandıkları iki kesimli, iki toplumlu federasyonun benimsenmesinin acı verici bir uzlaşma olacağını" söyleyen Stefanu, "insanların birleşik bir devletten iki toplumlu bir niteliğe geçileceğini bilmeleri gerektiğinin bir gerçek olduğunu, bunun, Kıbrıslıların hayatında büyük bir değişiklik teşkil ettiğini, bu yüzden düşünme ve çalışma şekillerini değiştirmeleri gerekeceğini kaydetti.

"Değişimin ilk olarak kelimelerde ortaya çıktığı" ifadesi üzerine ise Stefanos Stefanu, kelime ve tanımlarla ilgili "açık artırmaya" gitmek istemediklerini, fakat bunun gerçekliğe gönderme yapan kelimeleri yok etmek istedikleri anlamına da gelmediğini ifade ederek, "işgalin işgal, istilanın istila, işgal birliklerinin de işgal birlikleri" olduğunu ileri sürdü.

Stefanu, "Talat ise o zaman işgal lideri midir?" sorusuna Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın Kıbrıs Türk toplumunun lideri olduğunu kaydederek, şöyle devam etti, "Sayın Talat ve Kıbrıs Türk yönetiminin karşısında bulunan en büyük unsur, Türkiye'nin taahhütleri olmaksızın işlev göstermeyi başarmak ve Kıbrıs Rum toplumuyla birlikte çalışmaktır." "Yani Türk ordusu Kıbrıs'tan bu kadar kolay mı çıkacak?" sorusunun yöneltilmesi üzerine ise Stefanu, politikayı durgun bir fenomen olarak yönetmediklerini ya da görmediklerini söyleyerek, Cumhurbaşkanı Talat'ın kendi devrimini yapmak istediği takdirde, devinimde bulunması gerektiğini ve Kıbrıs Rum toplumunun yanında olduğundan emin olması gerektiğini ifade etti.

(MG-NO-İB-ÖK-D)

Haberler