Hollanda'nın En İlginç Müzesi: Mission Museum

Eski dönemlerde misyonerler tarafından doldurulan hayvanların sergilendiği Mission Museum Steyl, şimdilerde sanat severlerin uğrak noktası olmuş durumda. Büyüleyici yapısı ve eşsiz atmosferiyle yeni yerler keşfetmek ve yeni bilgiler öğrenmek isteyenler tarafından ziyaret edilen müze, aynı zamanda uluslararası ziyaretçileri de kendisine çekiyor. Hollanda açısından önemli bir turistik yer haline gelen müzede görebileceğiniz pek çok farklı ve eski doldurulmuş hayvan bulunuyor. Bu doldurulmuş hayvanların en önemli özelliği ise epey eski olmaları ve elbette misyonerler tarafından oluşturulmuş olmaları.

Sizi bir ayı karşılıyor!

Müzeye ilk vardığınız anda sizi içi doldurulmuş bir ayı karşılıyor. Hayata karşı farklı gözlerle bakan ve hafif ürkütücü olmayı da başaran bu ayı, aslında müzede sizleri nelerin beklediğini en baştan oldukça güzel bir şekilde özetliyor. Tarihi bakımdan da önem arz eden müzenin geçmişi aslında 1870'li yıllara dayanıyor. Latin Kilisesi kurulduktan sonra oluşturulan Society of the Divine Word, ilk misyonerlerini Çin'e göndermiştir. Buradaki seyahatlerini belgelemek isteyen Katolik misyonerler, buradan çeşitli eşya ve elbette doldurulmuş hayvan almışlar.

Papua Yeni Gine, Paraguay, Japonya ve Filipinler gibi merkezlerden toplanan parçalar, St. Michael'ın Misson House'unda toplanıyordu. Bir süre sonra burasının yetersiz gelmesi ve farklı bölgelerden gelen eşyalar ile tıka basa dolması, elbette eşyaların farklı bir noktaya taşınmasını zorunlu kıldı. Bunun sonrasında ise 1896 yılında eşyalar, özel olarak dizayn edilmiş bir odaya yerleştirildi. Zaman geçtikçe bu eşyaların sayısı artmaya devam etti zira misyonerler, gittikleri yerlerden eşya toplamaya devam ettiler. En nihayetinde ise 1931 yılında Cemaat, bir müze inşa etmek zorunda kaldı.

1000'den fazla doldurulmuş hayvan sizi bekliyor

Şimdilerde Hollanda'nın keşfedilmesi gereken noktaları arasına girmeyi başaran Mission Museum Steyl, 1000'den fazla doldurulmuş hayvana ev sahipliği yapıyor. Bu hayvanlar arasında kuş, sürüngenler, balık, kelebek, akrep ve diğer böcek türleri yer alıyor. Üstelik bu doldurulmuş hayvanlar, 30'larda yerleştirildiği gibi durumlarını aynen koruyorlar. Yani bir bakıma bu müzeyi ziyaret ettiğinizde sadece doldurulmuş hayvanları görmekle kalmıyor aynı zamanda geçmiş yıllarda yapılan çalışmaların tümüne yakından bakma fırsatı elde ediyorsunuz.

Müzeyi ziyaret etmeden ve özellikle de bölgeye gelmeden önce bilmeniz gereken birkaç ufak detay bulunuyor. Öncelikle bilmeniz gereken şey, Steyl köyünün tek başına bir cazibe merkezi olduğu. Üstelik farklı yapılara sahip olmasıyla insanı büyülemeyi başaran köy, çeşitli manastırlara, bahçelere ve tarihi özelliklere de sahiptir. Bundan dolayı müzeyi ziyaret etmek için Steyl köyüne yolunuz düşerse, bölgeyi dolaşmayı da düşünebilirsiniz.