Richard Falk'un İstinye Üniveristesi'ndeki seminerleri başladı

ABD'li Prof. Dr. Richard Falk, İstinye Üniversitesinde düzenlenlenen seminerde Orta Doğu'da yaşananlar, mülteci meselesi, iklim değişikliği, değişen enerji politikaları ve su mücadelesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Orta Doğu konusundaki çalışmalarıyla tanınan Richard Falk'ın, "Orta Doğu Çatışması ve Dünya Düzeni" başlıklı semineri ve eğitim programı İstinye Üniversitesi Topkapı Yerleşkesinde başladı.

Falk, Orta Doğu'daki çatışmalar ve buna bağlı olarak değişen yeni dünya düzeniyle ilgili toplam 9 seminer verecek.

Orta Doğu'da barış ve demokrasi adına ne yanlışlar yapıldığını ve bundan sonraki süreçte bu yanlışların düzeltilmesi yönünde nasıl adımlar atılması gerektiği de bu seminer kapsamında ele alınacak.

Falk, seminerde öğrencilerle, "Çatışma kaynağı bölgenin iç dinamikleri mi, yoksa dışarıdan dayatılan yaklaşımlar mı?" sorusuna yanıt aranacak.

Orta Doğu'da doğan problemleri, bu problemlerin arka planında neler yattığına dair değerlendirmelerde de bulunacak olan Falk, bölgedeki politik karmaşanın gelecekteki yansımalarına da dikkati çekecek.

Mülteci sorunu, iklim değişimi, su kaynaklarının azlığıyla beraber bölgede başlayacak olası su mücadeleleri konusunda da öğrencilere geniş kapsamlı seminer verecek olan Falk, ayrıca bölgenin son yüzyılda değişen enerji politikaları konusunda değerlendirmelerde bulunacak.

Türkiye'nin bölge üzerindeki rolünü, süreç içinde bu rolün nasıl değiştiğini de seminerde ele alacak olan Falk'un 9 seminerlik programına tüm üniversitelerden öğrenci ve akademisyenler katılabilecek.

Falk ilk günkü seminerde, Soğuk Savaş ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) yıkılmasından sonra Orta Doğu'nun oldukça karışık bir bölgeye dönüştüğünü söyledi.

Soğuk Savaş sonrası ABD ve AB'nin Orta Doğu'da etkin olmaya ve kontrolü ele almaya çalıştığını belirten Falk, "Ulusal ve uluslararası olmak üzere topluma yön verme isteği Batı'da, dinler arası bir rekabete dönüştü." dedi.

Arap Baharı sonrası oluşturulmaya çalışılan sistemlerin 1979 yılında İran'da meydana gelen devrim gibi başarılı olmadığını vurgulayan Falk, Mısır modelini örnek vererek, "Arap baharı sürecinde yaşanan devrimler karşı devrimlerle karşılık buldu. Mısır bunun iyi bir örneği." ifadelerini kullandı.