Cumhurbaşkanı Erdoğan: Savunma Sanayi Yatırımlarımız Savaşa Hazırlanmak İçin Değil, Barışı, İstiklali ve İstikbali Korumak İçindir

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen “Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni”nde yaptığı konuşmada,Türkiye’nin savunma sanayi alanındaki yatırımlarının saldırgan bir amaç taşımadığını belirterek, “Bu yatırımlar savaşa hazırlanmak için değil; barışı, istiklali ve istikbali korumak içindir” dedi.

( ANKARA ) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda düzenlenen "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni"nde yaptığı konuşmada; Türkiye'nin savunma sanayi alanındaki yatırımlarının saldırgan bir amaç taşımadığını belirterek, "Bu yatırımlar savaşa hazırlanmak için değil; barışı, istiklali ve istikbali korumak içindir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda düzenlenen "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni"ne katıldı. Erdoğan, şunları söyledi:

"Pakistan'dan teşrif eden kıymetli misafirlerimize, ikinci evleri olan Türkiye'ye "Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz" diyorum...Evet, bugün Türk tersaneciliği ve donanması açısından bir gurur anına, hem de çok büyük bir gurur anına hep beraber şahitlik ediyoruz...

"PNS Babür'ü Pakistan'a teslim ettik"

Malumunuz, Pakistan Deniz Kuvvetleri'nin ihtiyacını karşılamak üzere Eylül 2018 tarihinde dört adet MİLGEM inşa sözleşmesi imzalamıştık. İlk gemi PNS Babür'ü 24 Mayıs 2024 tarihinde Pakistan'a teslim ettik.

Bugün de her türlü test ve tecrübe faaliyetlerini başarıyla tamamlayan PNS Hayber'in teslimini yapıyoruz. Projenin üçüncü ve dördüncü gemileri Karaçi Tersanesi'nde inşa ediliyor. Üçüncü gemi PNS Bedir'in Haziran 2026 sonunda, dördüncü gemi PNS Tarık'ın ise 2027 yılının ilk çeyreğinde teslimi planlanıyor. En son teknolojiyle donatılmış bu gemilerin kardeş Pakistan Donanması'na hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum...

"Denize uğurladığımız ve bayrak çektiğimiz platformlar, alın terinin ve adanmışlığın eseridir"

Bugün burada denize uğurladığımız ve bayrak çektiğimiz platformlar, alın terinin, aklın, emeğin, cesaretin ve adanmışlığın eseridir. Bunların en başında, havadan bağımsız tahrik sistemi ve gelişmiş sonar yetenekleriyle sessiz derinliklerin milli bekçisi olacak TCG Hızırreis denizaltımız bulunmaktadır. Hızırreis denizaltımızı bugün hizmete alıyoruz.

Hizmete aldığımız bir başka platformumuz, yeni tip çıkarma gemimiz C-159'dur. Bu platform hem askeri harekatlarda hem de barış dönemindeki insani yardım operasyonlarında, fırtınalı sularda görev yapacaktır.

ULAQ silahlı insansız deniz aracımız bir diğer kıvanç kaynağımızdır. Dijital dönüşümün, yapay zeka tabanlı otonom sistemlerin denizlerdeki sembolü olacak ULAQ, geleceğin harekat sahasının öncülerindendir. ULAQ SİDA'nın bir başka özelliği, Türk mühendislerinin geliştirdiği ve yüzde 90 yerlilik oranına sahip marin motorunu kullanmasıdır...

TCG Koçhisar karakol gemimiz, Mavi Vatan'daki hak ve hukukumuzu koruma irademizin nişanesidir. Barış zamanında milletimize hizmet edecek, kriz zamanlarında caydırıcı gücümüz olacak Koçhisar'ı mayıs ayı sonunda donanmamıza katacağız. Son olarak, bugün ayrıca açık deniz karakol gemisi Seferihisar'ın ilk sac kesimini gerçekleştireceğiz. Şimdiden hayırlı, uğurlu olsun diyorum...

"Kendi teknolojimizi yine kendimiz üretiyoruz"

Kendi teknolojimizi yine kendimiz üretiyoruz. Savunma sektöründeki 3 bin 500'ü aşkın firmamız ve 100 binin üzerindeki insan kaynağımız, varını yoğunu Türkiye'nin güvenli yarınlarına vakfediyor.

Araştırma-geliştirme çalışmalarından tasarıma, yazılımdan seri üretime kadar tüm süreçleri yerli ve milli kaynaklarımızla yönetiyoruz. Şu anda savunma ihracatında dünyanın en büyük 11'inci ülkesiyiz.

Son 11 aylık dönemde savunma ve havacılık ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artarak 7 milyar 445 milyon dolara ulaştı. Sadece kasım ayı ihracatımız, önceki kasıma kıyasla yüzde 22 artışla 742 milyon dolar oldu. Bu sayıyla itibarıyla 8,6 milyar doları aşmış bulunuyoruz.

Kendimize inandık, Türk savunma sanayiine güvendik. Kısa sürede işte bu rakamları yakaladık. Elbette burada durmayacağız. 2028 yılı için belirlediğimiz hedef, 11 milyar dolarlık ihracat rakamıyla savunma ve havacılık ihracatında dünyada ilk 10'a girmektir. Bu hedefe doğru sağlam adımlarla ilerliyoruz.

Şunu da burada büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim: Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye'dir. Türk tersaneleri bugüne kadar dünyanın birçok ülkesine, farklı ebatlarda 140'ın üzerinde deniz platformu ihraç etti.

Güvenlik kuvvetlerimiz, kendi ürettiğimiz araç, ekipman ve mühimmatlarla havada, karada ve denizde adeta destan yazıyor. Sahadan aldığımız verileri titizlikle analiz ediyor, geri bildirimler ışığında mevcut teknolojimizi daha da ileri noktalara taşıyoruz...

Bakınız, dört ay önce Çelik Kubbe sistemler sistemini envanterimize kattık. Geçen ay insansız savaş uçağımız Kızılelma, dünya havacılık tarihinde bir ilki başardı. Ana muhalefetin 'balıklar rahatsız oluyor' diyerek testlerini eleştirdiği Kızılelma, jet motorlu bir hedefi görüş ötesi hava-hava füzesiyle vurarak etkisiz hale getirdi.

Bir diğer stratejik projemiz olan Bayraktar TB3 de envantere girdi. TCG Anadolu'nun abisi olacak, 300 metre uzunluğundaki uçak gemimizin inşa süreçlerini de başlattık.

İnsansız araçlardan fırkateynlere kadar tüm deniz platformlarında hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de dost ve müttefiklerimizin taleplerini karşılıyoruz. Savunma Sanayii Başkanlığımız, askeri tersanelerimiz ve sivil tersanelerimiz uyum içinde çalışıyor; imal ediyor, inşa ediyor ve ürettikleri ürünleri dünyanın farklı ülkelerine ihraç ediyor.

Türkiye'nin savunma sanayiinde son 23 yılda kat ettiği mesafeyi görmek için 70'leri, 60'ları deşelemeye gerek yok. Bunun için geçtiğimiz haftalarda kamuoyuyla paylaşılan projelere ve çalışmalara bakmak fazlasıyla kafidir.

Füzelerden tüfeklere, insansız araçlardan roketlere, deniz toplarından elektronik harp sistemlerine kadar sektörün tamamında büyük bir dinamizm, üretkenlik ve gayret vardır...

Sizlerden özellikle şunu rica ediyorum: Moralimizi bozmaya çalışanlara aldırmayın. Cesaretimizi kırmak isteyenlere prim vermeyin. Televizyon ekranlarında, sosyal medyada ve gazete köşelerinde karamsarlık aşılayan felaket tellallarına kulak asmayın.

Biz bugüne kadar ne yaptıysak, bunlara rağmen yaptık. Yüzde 20 yerli sermaye ile başlayıp bugün yüzde 80 yerli sermaye seviyesine ulaştık. Eğer çalışırsak, hedeflerimizden kopmadan mücadele edersek evelallah bunların hiçbiri önümüzü kesemez.

Şevkimizi kıramaz, bizi yolumuzdan çeviremez. Hep beraber omuz omuza vererek, çok daha kararlı şekilde hedeflerimize yürüyeceğiz.

İşte bugün hem Mavi Vatan'ımızın güvenliği hem de Pakistan'ın savunma kapasitesi açısından çok stratejik adımlar attık. Yakın gelecekte inşallah başka müjdelerimiz de olacak. Karada, denizde, havada ve elbette siber vatanda caydırıcılığımızı artıracak projeleri tek tek devreye alacağız...

Burada her fırsatta vurguladığım bir hususu tekrar hatırlatmak istiyorum: Bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yok. Hiçbir ülkeyle gerilim, kriz, kavga ve çatışma istemiyoruz. Komşularımız için huzur ve istikrardan başka bir şey murat etmiyoruz.

Türkiye olarak herkesin güven duyabileceği, en zor ve en sıkıntılı günlerinde sırtını yaslayabileceği bir ülkeyiz. Bununla birlikte hak ve hukukun çiğnenmesine asla müsaade etmeyen ve etmeyecek bir ülkeyiz. Bugün burada hayata geçirdiğimiz bütün bu yatırımlar savaşa hazırlanmak için değil; barışı, istiklali ve istikbali korumak içindir. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum."

Kaynak: ANKA / Güncel
title