Enis Berberoğlu'na Hapis Cezası ve Tutuklama - Engin Altay'ın Açıklaması

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında tutuklama ve 25 yıl hapis cezası verilmesi kararının aynı zamanda muhalefete göz dağı kararı olduğunu belirterek, "Bu karar Adalet ve Kalkınma Partisi'nden hoşnut olmayan, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin antidemokratik uygulamalarından rahatsız olan, müşteki olan herkese karşı bir göz dağı kararıdır. Aynı zamanda bu karar son yapılan mühürsüz seçimde hayır tercihinde bulunan, 'demokrasi yaşasın, demokrasi yürüsün' diyen bütün topluma da bir göz dağıdır. Cumhuriyet Halk Partisi'ne yönelik bir devlet zorbalığıdır." dedi.

Altay ve CHP'li Milletvekili Eren Erdem, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, MİT tırlarının durdurulması olayına ilişkin "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırılan Berberoğlu'nun duruşması öncesi adliye geldi.

Kararın ardından adliye çıkısında gazetecilere açıklama yapan Altay, bir yerde adliyenin olmasının orada adaletin olduğu anlamına gelmediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bugün Türkiye'de yargının tefessüh ettiğini, yürütme organının tasallutu, tahakkümü ve emri altına bütünüyle girdiğinin acı bir örneğiyle karşı karşıyayız. Bir ülkede yargıçlar verecekleri kararlar bakımından 'diktatörü nasıl hoşnut ederim, vereceğim karar diktatörün bana nasıl sempatiyle bakmasını sağlar, vereceğim kararda diktatör beni nerelere yükseltir.' diye düşünerek karar veriliyorsa böyle adalete, böyle yargıya lanet olsun. Bu karar muhalefete göz dağı kararıdır aynı zamanda. Bu karar Adalet ve Kalkınma Partisi'nden hoşnut olmayan, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin antidemokratik uygulamalarından rahatsız olan, müşteki olan herkese karşı bir göz dağı kararıdır. Aynı zamanda bu karar son yapılan mühürsüz seçimde hayır tercihinde bulunan, 'demokrasi yaşasın, demokrasi yürüsün' diyen bütün topluma da bir göz dağıdır. Cumhuriyet Halk Partisi'ne yönelik bir devlet zorbalığıdır. En açık faşist diktatörlüklerde bile olsa olsa yapılabilecek muhalefet partisine, anamuhalefet partisine yapılabilecek bir uygulamayla karşı karşıyayız. Ama unutulmamalıdır gerek Cumhuriyet Halk Partisi, gerek diktatör karşıtları Türkiye'de bu güzel ülkenin diktatörün çiftliği olmasına müsaade etmeyeceklerdir. Ne yapılması gerekiyorsa bunu yapacağımızdan herkesin emin olmasını istiyorum."

Engin Altay, dosyanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanmasının ana zeminini oluşturan bir dosya olduğunu ileri sürerek, "Gün gelecek bugün milletvekilimize 25 yıl hapis ve tutuklama kararı vermek suretiyle işlem yapılan bu evraklar, bu dosyalar nedeniyle Recep Tayyip Erdoğan uluslararası mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanacaktır." ifadelerini kullandı.

Haber ilk yapıldığında Erdoğan'ın "Ben onu öyle bırakmam" dediğini belirten Altay, şimdi bugün itibariyle ise Erdoğan'ın söylediğinin belki de gerçek olduğunu belirtti.

"İstinaf mahkemesi ve Yargıtay süreci var"

"Ama Erdoğan unutmasın. Bu millet de, Cumhuriyet Halk Partisi onun yaptıklarını yanına bırakmayacaktır. Bundan herkesin emin olmasını istiyorum." diyen Altay, Türkiye'nin dünyada 180 ülke arasında basın özgürlüğü noktasında 155'inci sıralara kadar indiğini kaydetti.

Altay, demokrasinin zerresinin ortada kalmadığını ifade ederek, şunları söyledi:

"Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu tarz antidemokratik ve OHAL uygulamaları, yargıyı siyasallaştırmak suretiyle bir korku imparatorluğu oluşturma çabaları beyhudedir, nafiledir. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Önünde daha istinaf mahkemesi süreci varken, yargıtay süreci varken ve geçmişte çok örnekler olduğu halde Kadri Enis Berberoğlu, TBMM üyesi olmasına rağmen bugün bu adliyede, yürütmenin emrindeki, yürütmenin gladyosu şeklinde karar veren hakim tarafından tutuklanıyorsa, bu tuzun koktuğu yerdir. Türkiye'de artık herkesin, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu uygulamalarının iş ve eylemlerinin Türkiye'ye ne kadar büyük bir zarar verdiğini bu olaydan daha açık bir göstergesini hiç kimse bulamaz. Silivri'de Ergenekon davaları görülürken orada kurulan mahkeme için çadır mahkemesi demiştik. Şimdi İstanbul Adliye Sarayı'nın da bir çadıra, bir sirke dönüştüğünü soytarıların krala şirin görünmek için yargıç kisvesi adı altında bu tarz hukuk dışı, hiçbir hukuk normuyla bağdaşmayan kararlar vermesini kamu vicdanının takdirine bırakıyorum."

Altay, mahkeme kararlarının meşruluğunun kamu vicdanındaki karşılıkla doğru orantılı olduğunu ifade ederek, bu mahkeme kararını milletinin vicdanına havale ederken, CHP olarak TBMM grubunda, parti genel merkezinde ve bütün üyelerle birlikte direneceklerini, yargının siyasallaşmasına boyun eğmeyeceklerini, demokrasiyi zor ve güç şartlarda yaşatmak konusundaki kararlılıklarını da sürdüreceklerini kaydetti.

Berberoğlu'nun eşi

Enis Berberoğlu'nun eşi Oya Berberoğlu da adliye önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye'de hukukun "H"sinin bulunmadığını iddia ederek, "Dosyada iki tane isnat var, bu isnadı mahkeme delillendiremedi. Suçu yok adamın, müebbetle başladılar 25'e indirdiler ve duruşmada tutuklanmış oldu. Bunu protesto ediyorum. Çok büyük haksızlık. Sadece bir yerlere selam vermek bazı tepedekilerin kindarlığının sonucu olan şeyler. Bu Enis Berberoğlu'na değil, yazılı ve sözlü medyaya, CHP'ye ve bütün muhalefete bir cezadır." ifadelerini kullandı.