Haberler

Dha Yurt Bülteni- 5

Polis, dolandırıcılara inanların 14 milyon 400 bin lirasını kurtardıAdana merkezli 10 ilde, telefon dolandırıcılarına yönelik düzenlenen ve 59 kişinin gözaltına alındığı 'Son Alo' operasyonunda polisin teknik takipler sonucu yaptığı müdahalelerle 237 kişinin 14 milyon 400 bin lirasının...

Polis, dolandırıcılara inanların 14 milyon 400 bin lirasını kurtardı

Adana merkezli 10 ilde, telefon dolandırıcılarına yönelik düzenlenen ve 59 kişinin gözaltına alındığı 'Son Alo' operasyonunda polisin teknik takipler sonucu yaptığı müdahalelerle 237 kişinin 14 milyon 400 bin lirasının şüphelilerin eline geçmeden bankada bloke edildiği ortaya çıktı.

Adana Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekiplerinin 'Son Alo' ismini verdiği operasyonda, Adana'nın yanı sıra İstanbul, Ankara, Eskişehir, Edirne, Gaziantep, İzmir, Mersin, Osmaniye ve Şanlıurfa'da 73 adrese şafak operasyonu düzenledi. Telefonla aradıkları kişilere kendilerini hakim, savcı ve polis olarak tanıtarak para isteyip dolandırıcılık yaptığı iddia edilen 59 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin evlerinde de yapılan aramalarda 20 bilgisayar, 48 cep telefonu, 6 tablet, 2 pompalı tüfek, 1 ruhsatsız tabanca, 50 adet 9 mm fişek, 2 adet telsiz, çeşitli GSM operatörlerine ait 200 adet sim kart, 3 adet pos makinesi, 13 taşınabilir bellek, 10 bin lira para, 1 adet askeri kıyafet ele geçirildi.

BANKA YALANI

Dolandırıcıların vatandaşları telefonla arayıp daha önce sürekli PKK, FETÖ tehdidi ya da 'hırsızlık yapılan bir kuyumcuda kimliğiniz bulunmuş, parmak iziniz alınacak bu nedenle evdeki bütün altın ve paralarınızı vereceğim adrese getirin' yalanıyla dolandırırken, bu kez 'banka görevlileri paranızı kendi hesaplarına geçiriyor' yalanını kullandıkları ortaya çıkarıldı.Şüphelilerden ele geçirilen malzemeler arasında bulunan askeri üniforma ile jandarma bölgelerinde astsubay adayı kıyafetiyle dolaşan dolandırıcıların, ulaştıkları kişilere kendilerini jandarma olarak tanıttığı ve parayı almaya da bu kıyafetle gittiği belirlendi. Bu yöntemle dolandırıcıların köylerde çok sayıda kişiyi dolandırdığı belirlendi.

ÇAĞRI MERKEZİYLE DOLANDIRMIŞLAR

Şüphelilerin İstanbul'da danışmanlık merkezi olarak görünen iş yerinde çağrı merkezi kurdukları, özel programla aradıkları kişilerin cihazlarında farklı numaralar görünmesini sağladıkları saptandı. Ele geçirilen bir bilgisayarda ise vatandaşlara ait kimlik bilgilerinin olduğu nüfus kayıt programı bulundu. Dolandırıcıların aradıkları kişileri ikna etmek için bu bilgileri kullandıkları tespit edildi.

POLİS 14 MİLYON 400 BİN LİRA KURTARDI

Polis ekipleri, yapılan 3 aylık teknik ve fiziki takipte şüphelilerin kendilerini hakim, savcı, polis veya asker olarak tanıtarak aradıkları 252 kişiden 15'ini 600 bin lira dolandırdıklarını ortaya çıkardı. Polis, dolandırıcıların yönlendirmesiyle bankaya 14 milyon 400 lira yatıran 237 kişinin parasını ise hesaplara bloke koydurarak kurtardı. Paraları yatıranlara ulaşılarak polis, savcı, hakim ve jandarmanın para istemeyeceği anlatıldı. Paraları iade edildi. Operasyonda gözaltına alınan 59 kişinin ise Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorguları sürüyor.

Görüntü Dökümü

------------------------

**ARŞİV**

Özel harekat polislerinin düzenlediği operasyondan görüntüler

Bir şahsın gözaltına alınması

Evin aranması

Şahsın polis aracına bindirilmesi

Emniyet Müdürü Selami Yıldız'ın konuşması

Ele geçirilen malzemelerden genel ve detay görüntüler

SÜRE: 04'37" BOYUT: 282 MB

Haber: Akif ÖZDEMİR-Kamera: ADANA,

==============================================

Bingöl'de, küçük Usame, fizik tedavi için yardım bekliyor

Bingöl'de, 6 aylıkken geçirdiği bir rahatsızlık sonucu makinelere olarak yaşamını sürdüren Usame Çakırcı (2), hayata tutunabilmek için kendisine uzanacak yardım elini bekliyor.

Merkeze bağlı İçmeler Mahallesi'nde yaşayan 2 çocuk annesi Filiz Çakırcı (28), 6 aylıkken geçirdiği rahatsızlık sonucu makinelere bağlı olarak yaşam savaşı veren oğlu Usame'nin ileride kaslarında problem yaşamaması için doktorların fizik tedavi önerdiğini söyledi. Çakırcı, oğlu için gerekli cihazların Türkiye'de bulunmadığını, yurt dışından getirilmesi gerektiğini belirterek, "Usame'nin daha önce birçok sıkıntısı oldu. 6'ncı ayından sonra geçirdiği rahatsızlık sonucu bu hale geldi. Fizyoterapi için cihaz alınması gerek ama maddi durumumuz yok. Oturması için cihaz ve şarjlı aspiratör alınması gerekiyor. Fizyoterapisi için gerekli olan oturma cihazı Türkiye'de bulunmuyor. Türkiye'de bulunanların boyun desteği yok. Yurt dışından temin edilmesi gerekiyor. O da 18 bin lira civarında tutuyor. Dolar arttıkça, fiyatı da yükseliyor. Birçok yere başvurduk. Tek talebimiz budur" diye konuştu.

'TEŞHİSİ KONULAMIYOR'

Doktorların henüz net bir teşhis koyamadıklarını, Usame'nin nefes almakta güçlük çektiği için cihaz ile yatağa bağlı olarak yaşamını sürdürdüğünü belirten anne Filiz Çakırcı, "Ankara'ya kadar götürdük. Tam bir tanı konulmadı. Doktorlar biotin düşüklüğü ve nörometabolik rahatsızlığının olduğunu söylediler. Evde bakımlarını ben yapıyorum. Hastane ortamı gibi evde bakıyoruz. Nefes almada güçlük çektiği için boğazında delik açıldı. Mama ile besleniyor. Cihazlara bağlı durumda. Daha önce jeneratör olmadığında, elektrik kesintilerinde her seferinde hastaneye götürmek zorunda kalıyorduk. Şimdi jeneratör temin ettik, elektrik kesintilerinde o devreye giriyor. Şu anda nefes almasını sağlayan bu sistemi SGK karşıladı. 10 bin lira bu cihazlara verdik. Çok şükür bunu biz kendimiz karşıladık ancak fizyoterapi için gerekli cihazı alamıyoruz. Eşim asgari ücret karşılığı işçi olarak çalışıyor. İleride kaslarında herhangi bir sorun olmaması için, kasları erimemesi için fizyoterapi görmesi ve bu cihaz şart. Ancak o da bütçemizi aşıyor" dedi. Usame'ye kendi aralarında 'Umut' diye seslendiklerini belirten anne Çakırcı,"Tek umudumuz onun iyileşmesi olduğundan, kendi aramızda ona 'Umut' diyoruz. Ama kimlikteki adı Usame'dir. Yetkililerden talebimiz, çocuğumuzun tedavisini sürdürebilmesi için yardım eli uzatmalarıdır" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü:

------------------------

Usame'nin yatak odasından detaylar,

Yatağa bağlı cihazlar, Usame'nin zaman zaman nefes almada güçlük çekmesi,

Annesinin Usame ile ilgilenmesi,

Anne Filiz Çakırcı'dan detaylar ve röportajı

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Aziz ÖNAL-Mesut BUDRAÇ/BİNGÖL,

==============================================

Oğlunu kick boks şampiyonalarına göndermek için kağıt toplayan baba sponsor buldu

Eskişehir'de, kendisi gibi kick boks sporcusu oğlu Ömer Ömürlü'yü (15) şampiyonalara göndermek için sokakta kağıt toplayan Mehmet Ömürlü'ye (45) kırtasiyecilik yapan Serhat Söyler sponsor oldu.

Asgari ücretle bir şirkette çalışan, sokakta topladığı atık kağıt ve plastikleri satarak, oğlu Ömer'i kick boks şampiyonalarına göndermeye çalışan Mehmet Ömürlü'ye kırtasiyeci Serhat Söyler sponsor oldu. Oğlu için sponsorluk teklifinde bulunan Söyler'e teşekkür eden Ömürlü, "2 senedir oğlumu şampiyonalara hazırlıyorum. Sesimizi bir esnafımız duydu ve bize sponsor oldu. Desteklerinden dolayı kendisine çok teşekkür ediyorum. Eskişehirli esnaf ve iş adamlarının bu şekilde sporculara destek olmasını, sponsor olmasını istiyoruz. Serhat ağabeyimiz bir örnektir" diye konuştu. Mehmet Ömürlü, kağıt toplamaya bundan sonra da devam edeceğini belirterek, "Ben de şampiyonalara katılıyorum. Artık kendim için kağıt toplayacağım" dedi. Ömer Ömürlü'nün şampiyonalara gidiş- gelişi için gerekli desteği sağlayacağını belirten Serhat Söyler ise "Ömer Ömürlü'nün durumunu televizyonda haberlerde gördük. Elimizden geldiği kadar şampiyonaya katılabilmesi için yardımcı olalım dedik ve kendisine sponsor olduk. Ömer kardeşime şampiyonalarda başarılar diliyorum. Kendisinden madalya bekliyoruz" diye konuştu. Ömer Ömürlü de kendisine sponsor olan kırtasiyeci Serhat Söyler'e teşekkür etti.

Görüntü dökümü:

------------------------

-Mehmet Ömürlü'nün sokakta kağıt toplarken,

-Ömürlü'nün topladığı kağıtları işyeri deposuna getirmesi,

-Mehmet Ömürlü'nün işyeri deposunda oğlu Ömer ile birlikte antrenman yapması,

-Mehmet Ömürlü'nün konuşması,

-Sponsor olan Serhat Söyler'in konuşması,

-Ömer Ömürlü'nün kısa konuşmasından çekilen görüntü

Haber: Kemal ATLAN-Hakan TÜRKTAN / ESKİŞEHİR,

===============================================

Kuzuyu otomobiliyle taşıdığı için 13 yıl önce kesilen cezayla icralık oldu

Trabzon'un Akçaabat ilçesinde 60 yıldır çobanlık yaparak geçimini sağlayan Miktat Bıyıklı (84), 2005 yılında, yeni doğan kuzuyu otomobili ile yayladan köye indirmek istedi. Yolda otomobili durduran jandarma ekibi, 'hayvan nakil evrakı' olmadığı gerekçesiyle Bıyıklı'ya 2 bin 601 lira para cezası kesti. Cezayı ödememek için çalmadığı kapı bırakmayan Bıyıklı'ya, cezanın iptal edildiği bildirildi. Çoban, iptal ettirdiğini düşündüğünü cezasının, aradan geçen 13 yılın ardından kendisine icra yoluyla bildirilmesiyle şaşkınlık yaşadı.

İlçede hayvan besiliciği ve çobanlık yapan Miktat Bıyıklı, 2005 yılında, Gümüşhane'de yeni doğan kuzuyu otomobili ile yayladan köye indirmek istedi. Otomobiline koyduğu kuzuyu yayladan köye indirmek istedi. Yolda otomobili durduran jandarma ekibi, 'hayvan nakil evrakı' olmadığı gerekçesiyle Bıyıklı'ya 2 bin 601 lira para cezası kesti. Bıyıklı, nakil evrakını hafta sonu olduğu gerekçesiyle alamadığını belirtmesine rağmen cezadan kurtulamadı.

'CEZAYI İPTAL ETTİRMEK İÇİN UĞRAŞTI AMA ...'

Kendisine kesilen cezanın iptali için mücadele başlatan Bıyıklı, kucağında kuzusuyla gittiği Ankara'da, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileriyle görüştü. Bakanlık, konuyu ilettiği Gümüşhane Valiliği yetkilileri çobana cezanın iptal edildiğini ifade etti. Herhangi bir yazılı evrak almadan konunun kapandığını ve cezanın iptal edildiğini sanan Bıyıklı, köyüne döndü. Yaylada çobanlık yapan Miktat Bıyıklı, gittiği bir banka şubesinde yatırdığı bir miktar paranın hakkında başlatılan icra takibi işlemi için kesildiğini fark etti. Olayı araştıran Bıyıklı, icra işleminin 13 yıl önce kendisine kesilen ve iptal edildiği söylenen 2 bin 601 liralık ceza gerekçesiyle olduğunu öğrendi. Bıyıklı, faizi ile birlikte 4 bin 318 liraya ulaşan cezayı nasıl ödeyeceğini kara kara düşünüyor.

'O DÖNEM ÇOK MAĞDUR OLDUK'

Miktat Bıyıklı, 13 yıl önce kuzuyu nakil evraksız araçla taşıdığı için kendisine ceza kesildiğini hatırlatarak cezanın iptali için iki sürü parası harcadığını belirtti. Bıyıklı, "60 yıldır bu işi yapıyorum. Sürümden bir hayvan 2005 yılında Gümüşhane'nin Köse ilçesinde doğum yaptı. Hafta sonu olması sebebi ile nakil kartı çıkaramadım. Yolda jandarma kontrolüne takıldım. Yeni doğmuş olan kuzu için nakil evrakım olmadığı gerekçesi bana 2 bin 601 lira ceza kesildi. O dönem çok mağdur olduk." dedi.

'CEZAMIN İPTAL EDİLDİĞİNİ SÖYLEDİLER'

Yaşadığı olayı içine bir türlü sindiremediğini ifade eden Bıyıklı, "Ankara gittim ama dönemin bakanı ile görüşemedim. Oradaki yetkililere durumu anlattım. Bakanlık dönemin Gümüşhane Valiliğini arayarak durumla ilgilenmesini istedi. Geri döndüm, dönemin Gümüşhane Valisinin makamına çıktım. Konuyu anlattım, araştıracağını söyledi. Bir zaman sonra git gel derken vali, ceza makbuzumu alarak cezamın iptal edildiğini söyledi. Bende evime gelerek rahat rahat uyudum" diye konuştu.

'KEFEN PARAM HACZE GİTTİ'

Hakkında icra takibi başlatıldığını 13 yıl sonra öğrendiğini anlatan Bıyıklı, "Çocuklarım İstanbul'dan harcamam için bana bir miktar para yolladı. Bende cebimdeki 3-5 kuruşu birleştirerek 'kefen param olsun, köşede dursun harcamayayım' diye bankaya yatırdım. Bir süre sonra bankaya gittiğimde parama el konulduğunu, hakkımda haciz işlemin olduğunu banka yetkilileri söyledi. Sordum, soruşturdum. 2005 yılında yediğim ceza yüzünden bankadaki parama el konulduğunu, faizi ile beraber 4 bin 318 lira borcum olduğunu öğrendim. Devletten başka kime güvenebilirim? Üstelik 13 yıldır bana hiçbir tebligat gelmedi. Cezam şimdi ortaya çıktı. Şaşırdım, üzüldüm" diyerek cezayı ödeyecek durumu olmadığından yakındı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

-Çoban detayları

-Ahır ve hayvanlardan detay

-Miktat Bıyıklı'nın açıklamaları

-Detaylar

Haber: Selçuk BAŞAR Kamera: Aleyna BAYRAM/TRABZON,

===============================================

Lösemili Ayaz'ın polislik hayali gerçekleşti

Adana Emniyet Müdürü Selami Yıldız, 3 yaşındayken, lösemi teşhisi konulan ve 2 yıldan bu yana hastalığına karşı amansız mücadele veren Ayaz Atalay'ı (5) makamında misafir edip, en büyük hayali olan polis kıyafeti verildi. Emniyette polis gibi karşılanan Atalay'a bisiklet ile oyuncaklar hediye edildi.

Adana'da, 2 yıl önce yüksek ateş nedeniyle götürüldüğü hastanede lösemi teşhisi konulan Ayaz Atalay, tedavi sürecinde annesine polis olma hayalini anlattı. Hastaneye gelen toplum destekli polislerle sohbet eden minik Ayaz, onlara da hayalinden bahsetti. Bunun üzerine Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü ekipleri, İl Emniyet Müdürü Yıldız'a, Ayaz'ın isteğini aktardı. Bunun üzerine Yıldız, talimat verdiği ekipleriyle hastaneden polis aracıyla aldırdığı Ayaz'ı, siren sesleri arasında emniyete getirtip, hayalini gerçekleştirdi. Sürpriz dolayısıyla çok mutlu olduğunu anlatan minik Ayaz, "Polisleri çok seviyorum; çünkü onlar bizim için var" dedi. İl Emniyet Müdürü Yıldız ise Ayaz'a polis kıyafeti verdikten sonra bisiklet ve oyuncak ile çocuk polis kimlik kartı hediye etti. Bisiklete kardeşiyle binen minik Ayaz, makamda tur attı.

İLİK BEKLENİYOR

Polislerle hatıra fotoğrafı çektiren Ayaz Atalay'ın kocaman yüreği olduğunu belirten Selami Yıldız, "O, bu yaşta kendisi gibi hasta çocuklara bile yardım ediyormuş. Polisleri çok seviyor, biz de onu çok seviyoruz. Minik Ayaz'ın da dediği gibi polisler onlar için var. Biz vatandaşlarımız için 7 gün 24 saat çalışıyoruz. Türk Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 173. yıl dönümünde böyle anlamlı ziyaretler bizi daha da mutlu ediyor. Biz her zaman bu tür çocukların yanında olacağız" diye konuştu.Öte yandan minik Ayaz'ın tedavisinin devam ettiği, uygun ilik beklendiği belirtildi.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Emniyet Müdürü Selami Yıldız ve lösemi hastası Ayaz Atalay'dan genel görüntü

Selami Yıldız'ın konuşması

Ayaz Atalay bisiklet sürerken görüntüler

SÜRE: 01'30"  BOYUT: 92,1MB

Haber-Kamera: Akif ÖZDEMİR/ADANA,

===============================================

Polis teşkilatının kuruluşunun 173'üncü yıl dönümü İzmir'de törenlerle kutlandı

Türk Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 173'üncü yıl dönümü İzmir'de de törenlerle kutlandı. Anıt şeref defterini imzalayıp "Türk polisi, gösterdiği olağanüstü gayretler ve yaptığı hizmetlerle, aziz milletimizin gönlünde yer almanın haklı gurur ve mutluluğunu yaşamaktadır" yazan İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, polis kıyafeti giymiş çocuklara yakın ilgi gösterdi, onlara hediye verdi.

İzmir'de Türk Polis Teşkilatı'nın 173'üncü kuruluş yılı kutlamaları Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleştirildi. Törenlerde ilk olarak İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasından sonra Emniyet Müdürü Aşkın, anıt şeref defterini imzaladı. Aşkın, deftere şunları yazdı: "Milletimizin huzur ve devletimizin bölünmez bütünlüğünün teminatı olan teşkilatımız bu yıl 173'üncü kuruluş yıl dönümünü idrak ediyor. Türk polisi, gösterdiği olağanüstü gayretler ve yaptığı hizmetlerle, aziz milletimizin gönlünde yer almanın haklı gurur ve mutluluğunu yaşamaktadır. Kutsal görevimizi gösterdiğiniz hedefler doğrultusunda, insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğüne inanan, milletimizin huzuru, devletimizin bölünmez bütünlüğünü her şeyin üzerinde tutan ahlaklı ve erdemli polisler olarak yapacağımızı ifade ederek, aziz şehitlerimiz, ebediyete intikal etmiş gazilerimiz ve sizin huzurunuzda saygıyla eğiliyoruz" diye yazdı. Kutlama öncesinde polis kıyafeti giyen çocuklara yakın ilgi gösteren, onlara hediye verip, hatıra fotoğrafı çektiren Hüseyin Aşkın, tören sonrasında da kutlamaya gelen emekli emniyet müdürleriyle bir araya geldi, onlarla davet ettiği Kantar Karakolu'nda sohbet etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Törenden görüntü

-Katılanlardan görüntü

Haber: Taylan YILDIRIM, kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR

==================================================

İzmirli itfaiyecilerden 'sıfır hata' için zorlu eğitim

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin itfaiyecileri, sadece alevlerle savaşmakla kalmıyor, zorlu doğa koşullarındaki arama-kurtarma çalışmalarını da başarıyla gerçekleştiriyor. Sıfır hata ile görev yapabilmek için zorlu bir eğitimden geçen 'Dağda Arama Kurtarma Ekibi', sık sık nefes kesen tatbikatlar yapıyor.

İster yangın, kaza ve depremlerde, ister dağda ve denizde olsun, söz konusu yaşam kurtarmak olunca, İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi her yerde, her zaman göreve hazır olmak için eğitimlerini sürdürüyor. Kamuoyunda 'ateş savaşçıları' olarak tanınan itfaiyeciler, kurulan 20 kişilik 'Dağda Arama Kurtarma Ekibi' ile bu kez doğal yaşamın içinde hayat kurtarıyor. Sıfır hata payı ile görev yapabilmek için zorlu bir eğitimden geçen 'Dağda Arama Kurtarma Ekibi', son olarak Kemalpaşa Dereköy'de bir tatbikat gerçekleştirdi. Senaryo gereği dağda mahsur kalan kişilerin yardımına koşan İzmir Büyükşehir Belediyesi ekibine, aksiyon filmlerini andıran sahnelerin sırasında arama kurtarma köpeği İzci de destek verdi.

4 YILDA 450 KURTARMA

İtfaiye Arama Kurtarma ve Afet İşleri Şube Amiri Abdül Duyulur, yaklaşık 4 yıldır bu konuda çalıştıklarını belirterek, "Dağda arama kurtarma ekibimiz, yaklaşık 450 olaya müdahale etti. Her hafta Toros Eğitim Tesisleri'nde teknik eğitimler ve çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Her 2 ayda bir ise doğada 3 günlük kamplar kurarak serbest inişler, hava hattı kurma gibi eğitimlerle deneyimlerimizi artırıyoruz" dedi.

EKSİ 15-20 DERECEDE HAZIRLIK

İpten ipe geçme, ipte kalınca yukarı çıkma, kazazedelerle birlikte tehlikeli bir ortamda kalındığında hem itfaiye erini hem de kazazedeyi ortamdan çıkarma gibi eğitimleri sürekli olarak gerçekleştirdiklerinin altını çizen Duyulur, "Eğitimlerde kendimizi bile bile zor durumda bırakıyoruz. Bizler eğitimlerimizi yaz ve kış diye ikiye ayırıyoruz. Bunları her yerde ve her ortamda yapmaya çalışıyoruz ki, doğa koşullarına adapte olabilelim. Kışın kara özel alet ve kış giysilerimizle Bozdağ'da kamp kurup, eksi 15–20 derecede kendimizi kış şartlarına hazırlıyoruz" diye konuştu.

ARAMA KURTARMA KÖPEĞİ İZCİ İZ PEŞİNDE

Doğada kayıp insanları ararken İzmir Büyükşehir Belediyesi itfaiye erleriyle birlikte göreve çıkan arama-kurtarma köpeği İzci'nin eğitmeni İbrahim Yılmaz da şunları söyledi: "Köpekler doğada kayıp insanları ararken, onlarca insanın yaptığı işi çok kısa bir sürede yapabiliyorlar. Aynı zamanda bizim ekiplerimize çok büyük kolaylıklar sağlıyorlar. İtfaiye erleriyle birlikte koordineli bir şekilde çalıştığımız için kısa ve hızlı bir şekilde hedefimize ulaşıyoruz. Enkaz arama kurtarmasında olduğu gibi doğada da köpeklerden faydalanıyoruz. İzci ile birlikte, her insana ulaşabiliriz, her canlıya ulaşabiliriz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Araçlarla tatbikat alanına gelmeleri

Tatbikat için hazırlanmaları ve başlamaları

Köpek ile arama, kayalıklardan inmeleri

İtfaiye Arama Kurtarma ve Afet İşleri Şube Amiri Abdül Duyulur ile röp.

Drone ile çekilen görüntüler

Haber-Kamera: İZMİR,

===================================================

Müftülükten imamlara işaret dili kursu

Kayseri Müftülüğü tarafından 11 erkek ve 22 kadın İmam, müezzin ve kur'an kursu eğitmeni için 120 saatlik işaret dili kursu verildi. Ardından da 7 hafta süreyle 18 kadın ve  6 erkek din görevlisi "İşaret Diliyle Dini Kavramlar Kursu" aldı.

İl Müftülüğü tarafından düzenlenen programla din görevlisi personellerin işaret dili öğrenmesine yönelik çalışma başlatıldı. Bu kapsamda ilk olarak 9 Ekim-17 Kasım tarihlerinde 11 erkek ve 22 kadın din görevlisine Halk eğitim Müdürlüğünde işaret dili kursu verildi. Ardından 7 hafta süren 18 kadın ve 6 erkek din görevlisine "İşaret Diliyle Dini Kavramlar Kursu" verildi. Bu kursu başarıyla tamamlayan kursiyerler sertifikalarını İl Müftüsü Şahin Güven'den aldı. Kursu bitiren görevliler camilerde, mescitlerde, kuran kurslarında konuşma ve duyma engeli olanlara dini eğitim verecek. Sertifika töreninde konuşan Müftü Güven, "Hocalarımız bu işe gönüllü olarak talip oldular. Zor bir iş ve hocalarımız bu işi severek yapıyorlar. Bizler daha önce 120 saatlik işaret dili kursunu başarıyla tamamladık. İşaret dili konusunda ülkemizin belki de en önemli sorunlarından birisi dini kavramların bilinmiyor olmasıdır. Dini kavramları bilenler işaret dilini bilmiyor. İşaret dilini bilenler de dini kavramları bilmiyor. Öyleyse bizim camilerde görevli hocalarımız işaret dilini bilirlerse muhataplara daha rahat ulaştırabileceklerdir" ifadelerini kullandı. Din görevlisi hocaların görevlerini yaptıklarını belirten Güven, "Ancak bir taraftan öğrenmenin heyecanı, çünkü öğrenmenin yaşı yoktur. Her bir yeni şeyi öğrenmek insana heyecan verir. Siz bu istekle kursa başladınız ve sonunu getirdiniz. Bugün sizlere sertifikalarınızı vereceğiz. Asıl göreviniz bundan sonra başlıyor. Bundan sonraki süreçte özellikle bulunduğunuz yerlerde ihtiyaç varsa bu ihtiyacı gidereceksiniz. Bir başka konu ise bundan sonra okullarımızda işaret diliyle dini kavramları anlatma konusunda ihtiyaç olduğu zaman sizleri hazır bulmuş olacağız" dedi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Din görevlilerinden görüntü

-Kadın din görevlilerinin işaret dili ile anlatımı

-İl Müftüsü Şahin Güven'in konuşması

-Sertifika töreni

-Genel detay

3 Dakika 49 Saniye / 124 MB

Haber-Kamera: Olcay DÜZGÜN KAYSERİ,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Hüseyin Aşkın Selami Yıldız Eskişehir Politika Güncel Haberler

title