Dha Yurt Bülteni-2

1)ZEYTİN DALI HAREKATI'NDA 38'İNCİ GÜN; 2 BİN 59 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ

SURİYE'nin Afrin kentindeki terör örgütlerine yönelik başlatılan 'Zeytin Dalı Harekatı'nın 38'inci gününde etkisiz hale getirilen terörist sayısı 2 bin 59'e yükseldi. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, Türkiye sınırı ve bölgede güvenlik ile istikrarın sağlanması, bölge halkının teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarılması amacıyla Suriye'nin kuzeybatısında bulunan Afrin bölgesinde PKK/KCK/PYD-YPG'li ve DEAŞ'lı teröristlere yönelik 20 Ocak'ta 'Zeytin Dalı Harekatı'nı başlattı. 72 savaş uçağının terör hedeflerine yönelik bombardımanı ile başlayan ve 38'inci gününe giren harekat, hava ve kara operasyonları ile devam ediyor.

TSK ve Özgür Suriye Ordusu güçleri, sağanak yağış ve yoğun sis altında harekatı sürdürüyor. 38'inci gününe giren harekatta, sisli havayı fırsat bilen teröristlerin sızma girişiminde bulunabileceği bölgeler ateş altına alınırken, terör alanları da uçak ve ateş destek vasıtalarıyla baskı ateşi altına alınıyor.

Genelkurmay Başkanlığı, yaptığı bilgilendirmede 41'i son 24 saatte olmak üzere harekatın başlangıcından bu yana 2 bin 59 teröristin etkisiz hale getirildiğini duyurdu.

HATAY, KİLİS,

=======================================================

2)OTOMOBİL ŞARAMPOLE DEVRİLDİ: 5 YARALI

ADIYAMAN'da sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil şarampole devrildi, 5 kişi yaralandı. Kaza, gece geç saatlerde Adıyaman-Şanlıurfa karayolunun 30'uncu kilometresinde meydana geldi. Adıyaman yönüne ilerleyen Sibel Tekin (32) yönetimindeki 06 DB 7635 plakalı otomobil, kontrolden çıkıp şarampole devrildi. Kazada otomobil sürücüsü ile yanında bulunan Yıldız Tırpan (39), Zehra Özyalvaç (38), Emine Ülkü Kutlu (19) ve Abdullah Can Kutlu (1) yaralandı. Yaralılar ihbar üzerine olay yerine gelen sağlık görevlileri tarafından ambulanslarla Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste tedaviye alınan yaralıların sağlık durumu iyi olduğu belirtildid

Görüntü Dökümü

---------------------------------

Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Ambulansların gelişi

Yaralılar ambulanstan indirilmesi

Yaralılar sedye üzerinde acil servise götürülmesi

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 50 MB

=====================================================

3)ÜÇ AYLIK BEBEĞİN İHMALDEN ÖLÜMÜ İDDİASINA 250 BİN LİRALIK TAZMİNAT DAVASI

İZMİR'de, doğuştan bir kalp odacığı gelişmediği için üç aylıkken rahatsızlanan Mehmet Gökalp Demir bebek, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Bebeklerinin ameliyat olması gerektiğini ve hastanedeki jeneratörün bozuk olması nedeniyle ameliyatın yapılmadığını iddia eden Demir ailesi, Sağlık Bakanlığı'na 250 bin liralık tazminat davası açtı.

Kemeraltı Çarşısı'nda kuyumculuk yapan 32 yaşındaki Mehmet Demir ve 7 yıllık eşi ev kadını 29 yaşındaki Aydan Nur Demir'in 2017 yılı Nisan ayının başında Mehmet Gökalp adını verdikleri ikinci çocukları dünyaya geldi. Demir çifti, evde rahatsızlanan Mehmet Gökalp'i Buca Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne götürdü. Burada tedaviye alınan bebek, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Doktorların yaptığı kontrollerde, Mehmet Gökalp'in kalbinin bir odacığının gelişmediği anlaşıldı. Kalbindeki sorun yüzünden kirli ve temiz kanın vücuduna karıştığı anlaşılan bebeğe 1 Haziran'da anjiyo yapıldı. Demir ailesine bebeklerinin yaşaması için kalp ameliyatının yapılması gerektiği söylenerek, Mehmet Gökalp yoğun bakıma alındı. Ameliyatın 2 Haziran'da yapılması planlanırken, Demir çiftinin iddiasına göre hastanedeki jeneratörün arızalı olması nedeniyle, doktorlar ameliyat sırasında olası bir elektrik kesintisine karşı ameliyatı 5 Haziran'a erteledi. Ameliyatın yapılacağı gün sabah saatlerinde minik Mehmet Gökalp'in kalbi durdu. Doktorların müdahalesine rağmen Mehmet Gökalp kurtarılamadı. Bunun üzerine bebeklerinin ölümünde hastane çalışanlarının ihmali olduğunu öne süren Demir çifti, savcılığa sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Ailenin iddiasından sonra Sağlık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada inceleme başlatılarak müfettiş görevlendirildiği belirtildi.

AİLE TAZMİNAT DAVASI AÇTI

Görevlendirilen müfettiş raporunda hastanedeki jeneratörün bozuk olduğunun tespit edilmesi üzerine Demir ailesinin avukatı Ahmed Said Atılğan aile adına Sağlık Bakanlığı'na 250 bin liralık tazminat davası açtı. Aile adına açıklama yapan Atılğan, şunları söyledi:

"2017 yılının Haziran ayında müvekkilim 3 aylık bebeği Mehmet Gökalp Demir, kalp rahatsızlığı geçirdiği için hastaneye kaldırıldı. Daha sonra ise Behçet Uz Çocuk Hastanesi'ne sevk edildi. Burada jeneratör bozuk olduğu için 4 gün boyunca ameliyat edilememiştir. Jeneratör kısmen düzeltilmesine rağmen hafta sonu sadece acil hastaların ameliyat edildiği söylenmiş ve bebeğin ameliyatı Pazartesi gününe ertelenmiştir. Bebek bu sebeple vefat etmiştir. Üstelik doktorlar bebeğin ölümünden sonra aileye 'Sizin buzdolabınız bozulmuyor mu? İçindeki yiyecekler bozulmuyor mu?' şeklinde cümleler kullanmıştır. Aile bu sözlerin ağırlığını kaldıramayıp bize gelmiştir. Biz böyle olayların üstünün kapatılmasını istemiyoruz. Bu konularda manevi bir sorumluluk hissediyoruz. Biz bu nedenle Sağlık Bakanlığı'na 250 bin liralık tazminat davası açtık. Biliyoruz ki bu miktar müvekkilimin zararını karşılamayacak. Çocuğunu geri getirmeyecek. Çünkü çocuğu bir ihmal sonucu kaybedildi. Ama buna benzer olayların yaşanmaması ve yetkililer sorumluluk alsın diye bu işin takipçisiyiz. Adaletin yerini bulmasını ve bu olayların tekrar yaşanmaması tek dileğimizö dedi.

Görüntü Dökümü

---------------------

Avukat ile röportaj

Bebeğin fotoğrafı

Haber-Kamera: Mehmet CANDAN / İZMİR,

===========================================================

4)MUĞLA'NIN TURİSTİK İLÇELERİNDE YAŞAYAN YABANCILAR İBADETHANE İSTİYOR

MUĞLA ve turistik ilçelerinde yerleşik yaşayan yabancı uyruklular, evlerde veya kiraladıkları otellerde dini görevlerini yerine getirdiklerini ve defin işlerinde sıkıntı yaşadıkların belirtip, 20 yıldır yaşadıkları ibadethane sorunlarının çözülmesini istedi.

Muğla'nın Marmaris, Bodrum, Fethiye, Göcek, Datça ve Akyaka gibi turistik merkezlerinde yaşayan yabancı uyruklu Hıristiyan dinine mensup kişiler, 20 yıldır devam eden ibadethane sorununun kurumların bilgilendirilmesine rağmen çözülmediğini belirtip, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve devlet büyüklerinden yardım talep etti. Muğla Yöresinde Yaşayan Yabancıların Dayanışma Derneği Başkanı Halil Karanfiloğlu, uzun yıllardır yerleşik yaşayan yabancıların ibadethane sorununu çözüme kavuşturamadıklarını söyledi. Yaz aylarında turistik şehirlere tatile gelenler ile yerleşik yaşayan yabancıların dini görevlerini yerine getiremediğini belirten Karanfiloğlu, bunun çözüm için hazırladıkları projeyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve devlet büyüklerine sunacaklarını söyledi. İbadet hakkının insanlık şerefi ve yaşamın gereksinimlerinden olduğunu belirten Karanfiloğlu, şöyle konuştu:

"Muğla il ve ilçelerinde 35 bin yabancı uyruklu kişi var. Bunun 22 binden fazlası mülk alarak tamamen yerleşmiştir. Yaklaşık 15 bin civarında yabancı sürekli gelmektedir. Çoğunluğu İngiliz ve Alman olmak üzere son yıllarda Kuzey ve Orta Avrupa'dan yabancı uyruklu kişiler, Muğla'nın turistik şehirlerine yerleşmeye başladı. Kimisi Türk ile evlenip çift vatandaşlık almış bazıları ise Türk vatandaşı olup dini inançlarını devam ettirmekte. Fakat bizlerin buradaki en büyük sorunu, yerleşik yaşayan yabancıların ölüm sonrası defin işlemleri. 20 yıldır aynı sorunu yaşıyoruz. Defin işlerinde görev yapacak olan papaz en yakın yerler olan İzmir ve Antalya'dan geliyor. İbadethanemizde yok. Sadece ölüm işleri değil dini merasimler bile yerine getirilemez hale geldi. Defin işlemleri için bir papazın ayarlanıp gelmesi çok büyük masraf ve sorun. Avrupa, ABD ve Rusya'da bir Müslüman ibadethanelerinde dini görevlerini yerine getirirken ve cenazelerini gömerken Muğla'da yabancılar hiçbir şey yapamıyor. Dini merasim ve ölüm olaylarında yoksun bırakılıyoruz. Mart ayı içinde Fener Rum Patriği Bartholomeos'un İstanbul ziyareti olacaktır. O ziyarette bu sorunu ve projelerimizi en üst makamlara kadar ileteceğiz."

"ARTIK İBADETHANEMİZ YAPILSIN"

Marmaris'te 16 yıldır yaşayan ve bir Türk ile evli olan Rus uyruklu Natalya Erdem, " Marmaris'te yaşamak çok güzel ama dini görevler yerine getirilemediği için sıkıntı çok büyük. Burada yaşayan yabancı kadın arkadaşlarımızla görüştüğümüzde ilk konuşmalarımız ibadethane ve papaz sorunu oluyor. Marmaris veya yakın bir ilçede kilise olursa hem ibadet gerçekleştirilir hem de vefat edenlerimizi dini kurallara göre defin ederiz. Bu sorunun artık öncelikli olarak çözüme kavuşması gerekmektedir" dedi. 20 yıldır Marmaris'te yaşayan Rus uyruklu İngiliz vatandaşı Menekşe Bakjei de "Marmaris'te yaşayan yabancılar olarak bir kilise ve papaz istiyoruz. Bizim en büyük sorunumuz bir ibadethanenin olmamasıdır" dedi.

"TURİZMİN EN TEMEL AYAĞI OLAN İBADETHANE EKSİK"

Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (GETOB) Başkanı Bülent Bülbüloğlu, Muğla'nın turistik ilçeleri ile ülke ekonomisine ciddi kazanç elde ettirdiğini hatırlatarak, turistik ilçelerde 20-30 bin civarında yerleşik yaşayan yabancı uyruklu olduğuna dikkat çekti. Bülbüloğlu, "Özellikle turizm sezonunda misafirlerimiz ibadethane için nereye gidebileceğimizi bizlere soruyor. Bizler de olmadığı için üzüntüyle cevap veremiyoruz. Yabancılar için en yakın ibadethane kuzeyde İzmir ve güneyde Antalya var. Aldığımız bilgilere göre yerleşik yaşayan yabancılar ev tutarak veya otellerde dini görevlerini yerine getirmek zorunda kalıyormuş. Turizm cümlesi söylendiğinde bizim aklımıza sevgi, barış, hoşgörü ve din geliyor. Turizmin en temel ayağı olan ibadethane eksik. Gelen misafirlerimize ibadethane sunmak zorundayız. İnsanlık olarak düşünürsek herkesin dini ihtiyaçları görülmelidir" dedi.

Yerleşik yaşayan yabancıların ibadethane sorunu ile ilgili kendisine şimdiye kadar bir talep gelmediği söyleyen AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk, Muğla'da yapılan kazılarda ve incelemelerde tarihi kiliselere rastlandığını belirterek, Muğla'da yaşayan her bireyin sorunlarına yardımcı olmaya çalıştıklarını ifade etti. Öztürk, "Bu dini konular çok hassas ve önem verilmesi gerekir. Yunanistan'ın Rodos Adası'nda bizim de çok camimiz mevcut. Kapalı ve açık camilerimiz bulunmaktadır. Bu tür konularda sıkıntılar oluyor. Bu konularla ilgili Dışişleri Bakanlığımız hassaslıkla üzerine duruyor ve onların sorumluluğundadır. Yerleşik yaşayan yabancılar bizim kardeşimizdir, bizim vatandaşımızdır. Bodrum Belediyesi bir süre önce bizlere ulaşarak ilçede bulunan tarihi kilisenin açılmasını istemişti. Bu gelen talepleri değerlendiriyoruz. Muğla ve ilçelerinde hizmet için üzerimize ne düşen var ise yapmaya hazırız" dedi.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Marmaris'in hakim bir tepeden görüntüsü

-Muğla Yöresinde Yaşayan Yabancılar Derneği Başkanı Halil Karanfiloğlu ile röp.

-Rus uyruklu Natalya Erdem ile röp.

-Rus asıllı İngiliz vatandaşı Menekşe Bekjei ile röp.

-GETOB Başkanı Bülent Bülbüloğlu ile röp.

-AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk ile röp.

-Karayolu'nda Muğla ve İzmir gösteren tabelalardan görüntü

-Marmaris tabelasından görüntü

-Genel ve detay görüntüsü

(Toplam: 8 dakika 49 saniye-707 MB görüntü)

(Haber-Kamera: Ali GÜNDOĞAN / MARMARİS (Muğla),

====================================================

5)HEDEF FİDANCILIKTA İTHALATIN ÖNÜNE GEÇMEK

TÜRKİYE'nin 300 tür ile çeşitlilik bakımından en önemli fidanlıklarından biri olan Manisa'daki Muradiye Orman Fidanlığı, yurt dışından fidan ithal edilmesinin önüne geçmeyi ve döviz kaybını önlemeyi hedefledi. Fidanlığın ürettiği fidanlar Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile kralların saraylarının bahçelerini süslüyor.

Orman Genel Müdürlüğü'ne bağlı 28 fidan üretim merkezinden biri olan ve fidan çeşitliliği bakımından Türkiye'de birinci sırada yer alan Manisa Muradiye Orman Fidanlığı, 2017 yılında 300 farklı türde toplam 5 milyon fidan üretimi yaptı. 1009 dönüm arazi üzerine kurulu, 44 yıllık geçmişe sahip fidanlık, bugüne kadar bir yandan ülkenin fidan ihtiyacını karşılamaya çalışırken, diğer yandan da yurt dışına fidan ihraç ediyor. Muradiye Orman Fidanlığı bünyesindeki Salihli ve Ödemiş ilçesinin kırsal Bozdağ Mahallesi'nde toplam 254 dekarlık alanda da fidan üretimi yapılıyor. Bu yıl 5 bin fidan üretmeyi hedeflediklerini belirten Muradiye Orman Fidanlığı Müdürü Nedim Bozkurt, ürün çeşitliliği bakımından Türkiye'de en fazla fidanın kendilerinde bulunduğunu söyledi. Türkiye'deki belediyelere ve yurtdışındaki bazı ülkelere fidan gönderdiklerini vurgulayan Bozkurt, "Ürettiğimiz fidanları Türkiye'deki en saygın kurumlarına Cumhurbaşkanlığı Külliyesi dahil, TBMM, Ankara, İzmir, Manisa, İstanbul, Konya gibi büyükşehir belediyeleri, en batından en doğuya her yere fidanlarımız gidiyor. Talebe bağlı olarak yurtdışına da fidan ihraç ediyoruz. 2009 yılında Ürün Krallığı'nın tüm saraylarına fidanlarımız dikildi. Geçtiğimiz yıl Azerbeycan'a, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) fidan gönderdik. Daha önceki yıllarda Türk Cumhuriyetleri'nin bazılarına, Arap Yarım Adası'ndaki çeşitli ülkelere fidan ihraç ettik" diye konuştu. Bozkurt, 2017 yılında fidan satışından 2 milyon TL'lik gelir elde ettiklerini, ürettikleri fidanlarla Orman Genel Müdürlüğü'nün yaptığı ağaçlandırma çalışması yaptığını anlattı.

"AMAÇ FİDAN İTHALATININ ÖNÜNE GEÇMEK"

Muradiye Orman Fidanlığı Müdürü Nedim Bozkurt, Türkiye'nin şuan yurt dışından kalın çaplı, boylu ve nitelikli fidan ithal ettiğini ve bu fidanların maliyetinin yüksek olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yurtdışından ithal edilen kalın çaplı ve boylu fidanların tanesi 500 ile 1000 TL arasında değişiyor. Kendi fidanlıklarımızda ürettiğimiz aynı kalitedeki fidanın tanesini ise 800 ile 1000 TL arasında. Ülkemizde boylu ve nitelikli fidan üretiminde ciddi anlamda açık var. Bu açık, ithal edilerek kapatılıyor. Bu da

döviz kaybının yaşanmasına sebep oluyor. Bizim amaçlarımızdan biri de fidan ithalatının önüne geçmek."

Özellikle gelir getirici tür olan badem, fıstık çamı, ceviz ve kestane gibi yöreye özgü fidanlar da yetiştirdiklerine dikkat çeken Bozkurt, "Ürettiğimiz bu fidanlarımızı Orman Genel Müdürlüğü vasıtasıyla köylülerimize dağıtıyoruz. Geçen yıl 200 bin ceviz, 80 bin kestane, 400 bin fıstık çamı ve 50 bin badem fidanı yetiştirip, Orman Genel Müdürlüğümüz aracılığıyla köylülerimizle buluşturduk" dedi. Hava sıcaklıklarını mevsim normallerinin üzerinde seyretmesinin kendileri için olumlu bir durum olduğunu da dile getiren Bozkurt, bu şekilde fidanların erken uyandığını ve daha çok büyüme fırsatı bulduğunu, ancak korktukları tek olayın mart veya nisan ayında yaşanabilecek don olayı olduğunu da belirtti.

Görüntü Dökümü

-------------------------

-Muradiye Orman Fidanlığı'ndang örüntü

-Fidanlardan ve çalışan işçilerden görüntü

-Muradiye Orman Fidanlığı Müdürü Nedim Bozkurt ile röp.

-Genel ve detay görüntüler

(Haber: İlker KILIÇASLAN -Kamera: Nermin UÇTU / MANİSA,

===========================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel