Haberler

Def'te İran Gerginliği

Dünya Ekonomik Forumu'nun "Bölgesel İstikrar" Başlıklı Oturumunda İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Perviz Davudi'nin Amerika ve İsrail'i Kastederek Sık Sık "Bölgede Siyonist Rejimin İşgalinden" Bahsetmesi Gerginliğe Neden Oldu.

Dünya Ekonomik Forumu (DEF) “Bölgesel İstikrar” başlıklı oturum İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Perviz Davudi ile DEF Başkanı Klaus Schwab’ın kapışmasına sahne oldu.

Oturuma, İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Davudi, Mısır Başbakanı Ahmed Mahmud Nazif, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Arap İş Konseyi Başkanı Şefik Gabr, Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı Yusuf Hüseyin Kemal katıldı.

DEF BAŞKANINDA DİYALOG ELEŞTİRİSİ

Dünya Ekonomik Forumu’nun “Bölgesel istikrar” başlıklı oturumunda İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Perviz Davudi’nin Amerika ve İsrail’i kastederek sık sık “bölgede siyonist rejimin işgalinden” bahsetmesi, gerginliğe neden oldu. Davudi’nin ardından konuşmacı olmadığı halde söz alan Dünya Ekonomik Forumu Kurucu Başkanı Klaus Schwab, “Bu forumun ruhu, diyalog ve yapıcı diyalogdur, ancak bu konuşmada bunu duyamadım, ayrıca konuşma süresi beş dakikayla sınırlı olmalıydı” diyerek Davudi’ye tepki gösterdi. Forumu yöneten moderatör Cengiz Çandar ise gergin ortamı yumuşatmak için “Ortadoğu’da kimsenin tam anlamıyla bir otoritesi yoktur, bu da Ortadoğu’nun ‘fiili durum yaratılması’ halidir” dedi.

İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Davudi, konuşmasında Amerika’yı ve İsrail’i kastederek “Baskın güç, her yere ordularını gönderiyor. Siyonist güçler Irak’ı işgal etmiş durumda. Filistin ve Arap ülkeleri işgal edildi. Siyonist rejim genişleyici politikalar gütmekte ve nükleer gücünü artırmakta, bu hem Ortadoğu, hem de dünyada barışın tehdidi haline geldi” dedi.

Davudi, Amerika’nın Ortadoğu’da herhangi bir barış ve istikrarı mümkün kılmadığını savunarak, “ABD, İran’ın nükleer teknolojiyi barışçıl amaçlarla kullanmasını elinden almak istiyor, bu anlamda temelsiz suçlamalarda bulunuyor, ancak İran’ın kaderine İran’ın insanları karar verir” diye konuştu. Davudi, İran’daki istikrarsızlığın bölgede de istikrarsızlık yaratacağını savunarak, “Bu bölgede istikrar için herşeyden önce zalimlerin dışarıdan müdahalesi engellenmeli ve işgal kuvvetleri bölgeden çekilmeli” dedi.

BİZE DOKUNULMADIĞI SÜRECE ABD GÜÇLERİNE BİRŞEY YAPMAYACAĞIZ”

Davudi, bir soru üzerine, bölgede 250 bin ABD askerinin bulunmasını tehdit olarak gördüklerini belirtirken, “Biz bin yıldır olduğumuz yerdeyiz. Amerika askerleri bizim bölgemizde bulunuyorlar. Bizim egemenliğimizi tehdit eden ülke olursa biz kendimizi savunuruz. Biz hiç bir ülke için tehdit unsuru değiliz. Etrafımızda onca ABD askeri olmasına rağmen onlar bize dokunana kadar hiçbir şey yapmayacağız. Ama güvenliğimizi tehdit ederlerse gerekeni yaparız” dedi.

GÜL’DEN DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, burada yaptığı konuşmada, ekonomik istikrarın her şeyin başında geldiğini belirterek, bunun bölge ve ülkeler için de geçerli olduğunu ifade etti. Güvenlik ve istikrarın olmadığı yerde ne ekonomik kalkınmanın, ne refahın ne de huzurun olacağını belirten Gül, “Önce kendi ülkemizi düzene koymamız gerekir, sonrasında bölgemizi düzene koymak gerekir” dedi. Gül, gelinen süreçte alınacak pozitif ve negatif alınacak çok dersin bulunduğunu ifade ederek, negatif derse örnek olarak Irak’ı gösterdi. Dışişleri Bakanı Gül, “Herkesin rasyonel olması lazım, kendi evini ve bölgesini düzene koymaya bakmalı. Dürüst, açık, sağlam demokrasinin olması lazım. Bu şeffaflığı, insan haklarına saygıyı getiriyor. Hukukun üstün olduğu bir düzen gerekiyor. Böyle bir yapı oluştuğunda ekonomik olarak da o ülke çok cazip hale geliyor. İçerde ve dışarıda bölgedeki sorunu çözmeye yönelik politika izlemek gerekiyor” dedi. Türkiye’nin içerde ve dışarıda problem yaratan, problemleri kışkırtan değil, problemleri çözen bir politika izlediğini anlatan Gül, Türkiye’nin her türlü platformda var olduğunu söyledi. Gül, Türkiye’de yapılanların neticelerini toplamaya başladıklarını belirterek, “Türkiye’de 4-5 sene önce tabu olarak bildiğimiz, hayal bile edemediğimiz ’aman bunları serbest bırakırsak Türkiye yıkılır’ diye düşündüğümüz bir çok şey hayatımızın bir parçası oldu. Türkiye daha güçlü hale geldi” diye konuştu. Gül, Ortadoğu’da yaşananlara değinirken de, bölgede neler olup bittiğinden ders çıkarılması ve bölge ülkeleri olarak sorunların “kazan kazan” çerçevesinde çözülmesi gerektiğini kaydederek, “Kendi içimizdeki sorunları çözmede dayanışma göstermeliyiz” dedi.

İsrail-Filistin sorununu ilişkin de Bakan Gül, bu sorunun çözümünde olumlu veya olumsuz gidişin dünyanın her tarafında görüldüğünü kaydederek, “Güvenlik ve istikrarın bölgede sağlanması gerekir. Aksi halde başka yerlere gidecek, insanlarımız acı çekmeye devam edecek” diye konuştu.

“ORTADOĞU’DAKİ SORUNLAR DIŞARIDAN ÇÖZÜLEMEZ”

Mısır Başbakanı Ahmed Mahmud Nazif de, konuşmasında, Ortadoğu’da son 50 yıldır devam eden sorunları çözmek için gereken çabanın sarfedilmediğini belirterek, bölgenin şu anda son 20-30 yılın en kötü dönemini yaşadığını kaydetti. Mısır’ın Ortadoğu’daki sorunların temeline İsrail-Filistin çatışmasını koyduğunu ifade eden Nazif, “Bu sorun bölgenin sorunudur. Dolayısıyla çözümün de içeriden üretilmesi gerekiyor. Dışardan yapılacak müdahalelerle sonuca ulaşılamaz” dedi. Nazif, bir dönem Mısır ve İsrail’in problemleri çözmek amacıyla masaya oturduğunu hatırlatarak, her türlü anlaşmanın taviz gerektirdiğini ancak son dönelerde tavizin değil, aşırılığın yükseldiğini vurguladı.

“EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİMİZ SÜREKLİ FIRSATLARI KAÇIRMAMIZ”

Geçmişe bakıldığında, Ortadoğu’nun en öne çıkan özelliğinin sürekli fırsat kaçırması olduğuna dikkat çeken Nazif, “Çatışmaların en önemli sebebi, bizim bölge içinden gelen tavsiyeleri yeterince dinlemiyor olmamız. Irak ve Lübnan buna örnektir. Bugün dünyadaki herkes itiraf ediyor ki, bu Irak için en iyi yol değildi” diye konuştu. Özellikle Irak, Filistin ve İsrail’in en temel ihtiyaçlarını belirleyerek, bunlara ulaşma yolunda birlikte hareket etme iradesini ortaya koyması gerektiğine vurgu yapan Nazif, “O zaman Ortadoğu’da bir barış ihtimalinden bahsedebiliriz” dedi.

Katar Maliye Bakanı Yusuf Hüseyin Kemal ise, bölgedeki yatırım fırsatlarına ilişkin en iyi örneğin Türkiye olduğunu kaydederek, “Bugün öğrendim ki, 2001 yılında 1 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye çeken Türkiye, bugün bu rakamı 12.8 milyar dolara çıkarmış. Eğer bölgemizde son 5-6 yıldır yaşanan ihtilaflar olmasaydı, bölgede istikrar ortamı olsaydı, bu rakamın 100 katına ulaşmak bir hayal olmazdı” diye konuştu.

Kaynak: ANKA / Güncel

Haberler

CHP'li belediye ilçe meydanındaki ay yıldızlı anıtı kaldırdı

CHP'li belediye ilçe meydanındaki ay yıldızlı anıtı kaldırdı

ABD ordusunda bir binbaşı, İsrail saldırılarına verilen destek nedeniyle istifa etti

ABD ordusunda bir binbaşı, İsrail saldırılarına verilen destek nedeniyle istifa etti

Japon deprem uzmanından Bursa ve Balıkesir için kritik uyarı: 7 büyüklüğünde olabilir

Japon deprem uzmanından Bursa ve Balıkesir için kritik uyarı: 7 büyüklüğünde olabilir

Miçotakis, Hamas için 'Terör örgütü' deyince Erdoğan devreye girdi

Miçotakis, Hamas için "Terör örgütü" deyince Erdoğan devreye girdi

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title