CHP Kayseri'yi Yargıya Taşıdı
CHP'li Atilla Kart, Yolsuzluk İddialarıyla İlgili Hazırladıkları Dosyayı Savcılığa Sundu.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, beraberindeki milletvekilleri ve partililerde Kayseri Adliyesi'ne gelerek Kayseri Büyükşehir Belediyesi'ndeki yolsuzluk iddialarıyla ilgili hazırladıkları dosya ve CHP'nin hukukçu vekillerinin imzalarının bulunduğu dilekçeyi Savcılığa sundu. Konya milletvekili Atilla Kart , "Kayseri'deki olay Deniz Feneri'nin bir başka tezahürüdür. Deniz Fenerini himaye edenler, gizleyenler, bütün güçleriyle Kayseri olayını da karartmak istiyorlar. Kayseri olayına da müdahale etmek istiyorlar. Kayseri Deniz Fenerinden de vahim olaydır. Deniz fenerinde dikey bir yolsuzluk yapılanması hükümete, başbakanı kadar uzandığına dair bulguların olduğu olaydır. Kayseri'de ise yerel yönetimler, Mülki idari işbirliği ve kısmen adliye işbirliği ile yatay olarak bütün Türkiye'ye yayılan yolsuzluk ağı söz konusudur" dedi.
Konya milletvekili Atilla Kart, 14.30'da İzmir milletvekili Ahmet Ersin, Kayseri milletvekili Şevki Kulkuloğlu ve partililerle Kayseri Adliyesi'ne geldi. Adliye binası önünde gazetecilere açıklama yapan Kart, "Biz, yargılama merci değiliz, mahkeme değiliz. Biz Devletin idari, teftiş ve yargı mekanizmaları bağımsız şekilde çalışsın istiyoruz. Öylesine kirli ilişkiler söz konusuyken, o dosyalara Cumhurbaşkanı kefil olmasın istiyoruz. Cumhurbaşkanı bu nitelikteki bir dosyaya neden kefil olur? bunu elbette kabul etmiyoruz, kabul edilemez. Cumhurbaşkanı böyle bir dosyaya müdahale etme gereğini neden duyar? Bunlar kabul edilemez, izah edilemez. Cumhurbaşkanı cumhurun başkanı olduğunu, devletin başı olduğunu göstermelidir. Benzer şeyleri hükümet için de söylüyoruz. Başbakan siyaseten dürüstse, ahlaklı ise bir süreci artık başlatsın istiyoruz Kayseri'den bunu başlatalım istiyoruz" diye konuştu. Kayseri'deki yolsuzluk iddiasını Deniz Feneri'ne benzeten Kart, şöyle devam etti:
" Yolsuzluklarla mücadelede hükümette el birliği yapmaya hazırız. Kayseri'deki olay maalesef Deniz fenerinin başka tezahürüdür. Deniz fenerini himaye edenler, gizleyenler, bütün güçleriyle Kayseri olayını da karartmak istiyorlar. Kayseri olayına da müdahale etmek istiyorlar. Kayseri Deniz Feneri'nden de vahim olaydır. Deniz Feneri'nde dikey bir yolsuzluk yapılanması hükümete, başbakanı kadar uzandığına dair bulguların olduğu olaydır. Kayseri'de ise yerel yönetimler, Mülki idari işbirliği ve kısmen adliye işbirliği ile yatay olarak bütün Türkiye'ye yayılan yolsuzluk ağı söz konusudur. Kayseri Adliyesinden, Kayseri meydanından CHP olarak haykırıyoruz, bunların hesabını soracağız. Anayasal düzen içinde sonuna kadar takip edeceğiz"
Adliye'de önce Başsavcı Mehmet Siyami Başok'la görüşen ve dilekçeyi veren CHP milletvekilleri daha sonra Baro Başkanı Murat Şirvanlı'yı ziyaret etti. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen ziyaretin ardından, basın toplantısı düzenleyen CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, şöyle dedi: "Kayseri Barosu önceki yönetim döneminde Baro adı ve statüsü kullanılarak bir siyasallaşma siyasi projenin oluşumuna girmiştir. Bu işbirliğinin siyasi kimlik olarak Eylül 2010 referandumu ve Habur krizinde ideolojik kimlik olarak kullanıldığını istismar edildiğini biliyoruz. Baro'nun adı kötüye kullanılarak, o statüsü istismar edilerek tamamen siyasi iktidar paralelinde yapılan çalışmalardan dolayı siyasi parti il başkanının önceki Baro başkanına teşekkür ettiğini biliyoruz. Daha öncesi bu yapı içinden gelen bir kimlik Cumhurbaşkanı tarafından HSYK'ya üye yapıldı. Herhalde kıdemi ya da yaşı uygun olsa Anayasa mahkemesine kadar gidecekti, öyle anlaşılıyor.Bu mesleki liyakatla olmalı, Cumhurbaşkanı memleketinde bu değerlendirmeyi yapmaktan dolayı bir yurttaş olarak üzülüyorum ama bu gerçekleri görmezden gelemeyiz böyle bir yapılanma içinde Cumhurbaşkanı o yetkisini kötüye kullanıyorsa ideolojik olarak siyasi olarak kullanıyorsa Cumhurun başı devletin başı olmadığını Cumhurbaşkanı sorumluluğuna müdrik olmadığını göstermektedir. Kabul edilemez olan budur. Kayseri Barosu yönetimini tüzel kimlik olarak hedef almamız söz konusu değildir. Genel Başkanımızın da bu yönde açıklaması olmamıştır. Önceki yönetimin belli bölümünün görev ve statüsünü ideolojik olarak kullandığını önceki baro başkanı şahsında ifade ediyoruz Mevcut yönetime ve tüzel kişiliğine saygı duyuyoruz"