CHP Grup Toplantısı...(1)

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Bush'un dünkü görüşmesinden ortaya çıkan sonucun, Türkiye açısından yeni bir dönemi başlattığını belirterek, bunun biran önce değerlendirilmesini, gerekli harekatın yapılmasını ve kalıcı tedbirlerin alınmasını istedi.

CHP Grubu TBMM'de toplandı. Genel Başkan Baykal, parti grubunda yaptığı konuşmasında, Erdoğan-Bush görüşmesini 'tarihi görüşme' olarak nitelendirdi. "Yeni bir aşamaya geçmiş olduğumuzu düşünüyorum" diyen CHP Lideri, "Bu görüşmeyi siyasi parti ilişkilerinin, iktidar-muhalefet çekişmelerinin belki doğal karşılanması gereken çerçevesinin dışına çıkararak, bir iktidar muhalefet çekişmesi konusundan soyutlayarak, Türkiye penceresinden olaya bakarak değerlendirmek istiyorum" ifadelerini kullandı. "Irak'ta

etkinlik sergileyen güçlerle terör konusunda ihtiyacımız olan temel konu dürüstlük ve samimiyettir" ifadelerini kullanan Baykal, "Türkiye'nin herhangi bir askeri müdahaleye girip girmeyeceği tartışmasının ötesinde ben bu bölgedeki temel gereksinimin netlik, dürüstlük ve samimiyet olduğuna inanıyorum. Maalesef bu bölgede açıklamalar, tavırlar, önerilen hedefler tutarlı, samimi ve inandırıcı bir nitelik taşımıyor. Bir büyük sislenmenin arkasında, bir kaotik siyasi manzara Irak'ta, Ortadoğu'da oluşturuluyor.

Kim, neden, ne için yapıyor. Bunu net bir şekilde görmek imkanı ortadan kalkıyor. Önce bu netliğe ihtiyacımız var" dedi.

Konuşmasında "PKK'nın durumu nedir? Barzani-PKK ilişkisi nedir. PKK, Barzani, Amerika ilişkisi nedir?" şeklinde sorular soran Baykal, bunların çok dürüst, samimi bir şekilde ortaya konması gerektiğini, bunu anlamaya herkesin ihtiyacı olduğunu, bunun kimse kimseyi yanıltabilecek bir konu olmadığını söyledi. CHP Lideri, kimsenin işine geldiği gibi PKK'ya terör örgütü deyip dememe noktasında olamayacağını belirterek, "PKK'ya terör örgütü demenin ağır sorumluluğu vardır. Yapacağınız, yapamayacağınız ve

yapmanız gerekenler var. Hem 'PKK'ya terör örgütü derim' hem de bunu sürdürürüm. Bu kabul edilemez. Bu konunun netleşmesi gerekiyor. Barzani'nin nezdinde, PKK terör örgütü müdür değil midir? Barzani PKK'yı terör örgütü saymıyorsa, Barzani-ABD ilişkisi ne oluyor? PKK terör örgütünün sözünün anlamı, değeri ne oluyor? Bu karmaşa içinde politika yürütmek kolay mı?" diye konuştu.

Bunun sürdürülebilir olmaktan çıktığını belirten Baykal, "PKK'ya bir terör örgütü deniliyor ama bir yandan da bize deniliyorsa 'siz sorununuzu müzakereyle, masaya oturarak çözün'. Eğer PKK terör örgütüyse onunla sorunların diplomasiyle çözülmesini talep etmek samimi olmaz. Amerika, El Kaide ile sorunlarını diplomasiyle mi çözmeyi deniyor, siyasi anlaşma yoluyla mı çözmeyi deniyor? Bir örgütü terör örgütü haline getiren nitelik onunu müzakere muhatabı alınabilir olmaktan çıkması anlamına gelir. Eğer

gelmiyorsa sizin kafanız karışık demektir. Türkiye bunlarla oyalandı" dedi.

"Bugün geldiğimiz noktada bize bir yandan o terör örgütü deniliyor bir yandan sakın ha onunla mücadele etme tavsiyesi yapılıyor. Bunların artık bir çelişki olduğu ortaya çıkmaktadır" diyen Baykal, "Dünkü görüşme sanıyorum son zamanlara kadar kendisini gösteren kafa karışıklığının ortadan kalkması konusunda bize bazı ip uçları sağlamıştır. Dünkü konuşmada Başkan Bush'un PKK'yı bir terör örgütü ve Amerika'nın düşmanı ilan etmiş olması temel bir angajmandır. PKK bir düşman örgütse ABD'nin, Türkiye'nin,

Irak'ın bu konuda bir mutabakatı varsa, bu konuda bir kararlılığı varsa, bu bizim umutla değerlendirmemiz gereken bir konudur. Bunu bir boş söz olarak kabul etmek doğru değildir. Bunu önemsememiz lazım. Amerikan başkanının bu görüşmede aleni olarak 'sakın ha müdahale etmeyin' demediği de tespit ediliyor, bu da önemli bir noktadır. Çünkü bu güne kadar Amerikalı yetkililer bir yandan PKK'nın terör örgütü olduğunu söylerler, ama bir yandan da uzlaşmayla çözün derlerdi" ifadelerine yer verdi.

Bush'un Türkiye'ye 'müdahale etmeyin demediğini, aksine müdahale edin ve istihbarat paylaşalım' dediğini savunan CHP Lideri, şöyle konuştu:

"Türkiye'ye aleni olarak orta yerde, Türkiye'ye müdahale etmesin dememiştir. Bu da önemli noktadır. Ayrıca gene Amerikan başkanının herhangi bir askeri harekata yönelik işbirliğini prensip olarak kabul etmesini gözden kaçırmamak gereken bir nokta olarak görüyorum. 'Müdahale yapılamaz' demiyor. 'Müdahale konusunda işbirliği lazım' diyor. 'İstihbarat paylaşımı lazım' diyor. 'Ortak çalışma lazım' diyor. Bu da önemli bir konu. Amerikan başkanının sözleri 'evet müdahale olabilir' anlamına geliyor. Bu

müdahalede Amerika'ya yer biçmiş olması, görmemezlikten gelinmeyecek bir nokta. Müdahale fikrinin Amerika tarafından reddedilebilir olmaktan çıktığının kabulüdür. Türkiye'nin bunu görmesi lazımdır. Altını çizmesi lazımdır. Bunu vurgulaması lazımdır Türkiye'nin. Demek ki, orada bir terör örgütü var, o ABD ve Türkiye'nin düşmanıdır. Bir askeri operasyon yapılabilir, bu kabuller önemlidir, değerlidir. Bu kabulleri önemli, değerli hale dönüştürmek de mümkündür. Bu kabulleri tüketmek, değerlendirmeden

kamuoyunu yönetmek, kamuoyunu tatmin etmek, Türkiye'nin bu konudaki tepkisini yumuşatmak için kullanmak da mümkün. Karşı karşıya bulunduğumuz durum budur. Türkiye gereğini yapacak mıdır, yoksa bunların söylenmiş olmasıyla tatmin olup bunları değerlendirmeye yönelmeden, bunların gereğini yerine getirmeden, bir oyalama sürecinin parçası haline getirmeyi sürdürecek midir? Ben geldiğimiz noktada artık bir oyalama, savsaklama şansının tümüyle ortadan kalktığına inanıyorum. Bu tablo karşısında mutlaka iyi

hazırlanmış, sadece kamuoyunu tatmin etmeye yönelik değil, sonuç olmaya yönelik etkili bir müdahalenin dayanağı olarak bu tabloyu değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. Bu önemli bir yeni tablodur. Bunu Türkiye alışılmış açıklamalar gibi değerlendirmemelidir. Yeni bir politika, yeni bir angajman olarak bunu görmeliyiz. Bu yönüyle dünyaya, kamuoyuna takdim etmeliyiz. Türkiye artık gelinen noktadan sonra, Meclis tezkereyi çıkarmış, bütün Türkiye ayağa kalkmış, her yetkili Türkiye'nin müdahale etme

kararlılığını ortaya koymuş, haklılığımız herkesçe kabul edilmiş, Amerika askeri müdahaleye aklını yatırmış, istihbarat işbirliğini içine sindirmiş, bu noktada biz hiçbir şey yapmayacağız, böyle bir şey olamaz. Bunun sorumluluğunu kimse alamaz. Müdahale etmek için 10-15 kişinin öldürüleceği faciayı mı bekleyeceğiz. Ben buraya yönelmeyeceğimizi umuyorum. Ciddi bir hazırlıkla, uygun bir zamanlamayla, gereğinin yapılaması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Hiçbir şey yapılmayacak bir temasın bir unsuru

olarak orada Genelkurmay İkinci Başkanı'nın bulundurulması kabul edilemez. Bu tabloyu herkesin ciddiye alması lazım. Başta iktidar olmak üzere herkesin, her yetkilinin, her sorumlunun, her kurum yöneticisinin, asker sivil herkesin artık geldiğimiz noktada gelişmelere seyirci kalamayacağımızı idrak etmesini istiyorum. Bizim artık samimiyete ihtiyacımız var."

(AU-MAY-NÇ-Y)

Haberler