Haberler

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başörtüsü Düzenlemesine Karşı Çıkan Çevrelere Tepki Göstererek, 'Laiklik Kimsenin Tasarrufu Altında Değil, Kimse Laiklik Üzerinden Geçinmesin' Dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başörtüsü düzenlemesine karşı çıkan çevrelere tepki göstererek, "Laiklik kimsenin tasarrufu altında değil, kimse laiklik üzerinden geçinmesin" dedi. Laiklik ve cumhuriyetin temel ilkelerinin gündelik tartışmaların dışında tutulmasını isteyen Erdoğan, "Her türlü eleştiri ve kaygıyı dikkate alıyoruz. Şunu herkes iyi bilsin. AK Parti hukukun, demokrasinin, laikliğin çerçevesi dışında hiçbir adım atmaz, hiçbir gerilimin tarafı olmaz" diye konuştu.

Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, AK Parti ve MHP'nin üniversitelerde türban yasağının kaldırılması amacıyla verdiği Anayasa değişiklik teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İki partinin verdiği teklifin yarın TBMM Genel Kurulu'nda ele alınacağını hatırlatan Erdoğan, yapmaya çalıştıklarının iyi anlaşılması gerektiğini kaydetti. Yaptıkları çalışmanın bütünüyle yüksek öğretimde eğitim hakkı, eğitim özgürlüğü kapsamında evrensel hukuk ilkelerini hayata geçirmeye yönelik

bir düzenleme olduğunu ifade eden Erdoğan, "Kimse bunu başka bir yerlere çekmesin. Buna gayret etmesin. Temel hak ve özgürlükleri içerisinde değerlendirilmesi gereken bu konuyu farklı yerlere çekmek, ülkedeki toplumsal barışa gölge düşürme gayretidir. Bundan başka birşey değildir" diye konuştu.

'LAİKLİĞİ GÜÇLENDİREN BİR DÜZENLEME'

Üniversitelerde bu özgürlükler üzerindeki sınırlamaları kaldırarak, esasen laikliği güçlendiren bir düzenlemeye AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzalarını koyduğunu belirten Erdoğan, bu konuda kamuoyunda dile getirilen bazı kaygı ve eleştirileri de dikkatle takip ettiklerini vurguladı. Bu eleştiri ve kaygıları çözüm arayışlarına katkı olarak gördüklerinin ve değerlendirdiklerinin altını çizen Erdoğan, "Kimsenin endişesi olmasın. Biz siyasi tercihine, yaşam biçimine bakmaksızın bütün vatandaşlarımızın

yanındayız. Bunu da 5 yıl gösterdi" dedi. Şu anda koparılan fırtınaların yeni olmadığını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şu anda bir Başbakan olarak bunları izliyorum. Ama aynı senaryoları 1994'te İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum zaman da izledim. Yine aynı senaristler, aynı aktörler vardı. Yine aynı şeyleri söylüyorlardı. Yapmadıklarımızla bizleri bir iftira kampanyası içinde suçlamaya çalışıyorlardı. Dikkat ederseniz aynı şeyi şimdi yapıyorlar. Neler söylediler. Otobüslerden ayırdığımızı, aşağı attığımızı, trenden aşağı attığımızı söylediler. Bu tür kampanya sürdürdüler. Bizim İstanbul'a hizmetten başka

aşkımız yoktu. Hamdolsun o dönem hizmetleriyle anılan bir İstanbul, şimdi yine AK Partili bir belediye var. İstanbul'da yaşam, herşey ortada. Ha aradıktan sonra birşeyler bulursunuz. Rahat bulursunuz. Ben de istediğim zaman, istediğim yerde neler bulurum neler? Ama dürüst olalım, samimi olalım. Bardağın boş tarafıyla değil, dolu tarafıyla ilgilenelim, ona bakalım. Ülkemiz nereden nereye gelmiş, buna kimse bakmıyor. Dünyanın gelişmiş ülkelerine bakalım, gelişmekte olan ülkelerine bakalım. Acaba bizim

benzerimiz bir başka bir ülke var mı? Yok."

Herkesin hakkına, hukukuna sahip çıkmayı görev telakki ettiklerini ve yola böyle çıktıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, hak ve özgürlükleri tüm vatandaşlar için istediklerini kaydetti. Bugün laiklik ilkesinin Anayasa'ya girmesinin 71. yıldönümünün kutlandığını hatırlatan Erdoğan, "Laiklik ilkesi kimsenin tasarrufu altında değildir. Bugün ülkemizde şu parlamento çatısı altında laiklik ilkesine karşı olduğunu söyleyen bir parti mi var veya bunun karşısında olduğunu söyleyen bir milletvekili mi var?

Nereden çıkıyor bunlar. Önüne gelen orayla kendine göre bir ilinti kurmaya gayret ediyor. Bunlar çok yanlış. Bu kadar açık ve net herşeyi söyleyeceksiniz. Partinizin tüzüğüne, programına bunu yerleştireceksiniz. Uygulamalarınızı buna göre yapacaksınız. Anayasal tanımıyla demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyetimizin birbirini tanımlayan temel niteliklerinden biri olarak ona kuvvetle sarılacaksınız ama birileri de çıkacak hemen bunun ilintisini kurmaya çalışacak. Cumhuriyetimizin kuruluş

ideallerine ulaşmamız hiç şüphesiz bu nitelikleri lafzına ve ruhuna uygun bir biçimde tam olarak hayata geçirmemizle mümkündür. Mutlulukla ifade etmeliyim ki, milletimiz cumhuriyetin temel niteliklerini benimsemiş, laiklik gibi demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini de içselleştirmiştir. Bu nedenle aziz milletimiz bütün ilke ve kurumlarıyla cumhuriyetimizin de, demokrasimizin de en büyük güvencesidir" ifadelerini kullandı.

'LAİKLİK AYRIŞTIRICI DEĞİL BİRLEŞTİRİCİ OLMALI'

Erdoğan, laiklik ilkesinin Anayasa'da yer almasının 71. yıldönümünde bugün farklı inanç ve yaşam biçimleri için özgürleştirici bir güvence olarak ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunun çok daha iyi görüldüğünü söyledi. Millet olarak Atatürk'ün gösterdiği çağdaşlaşma hedeflerine her zamankinden daha fazla yakın olmanın mutluluğunu yaşadıklarının altını çizen Erdoğan, bu noktaya gelinmesinde laiklik gibi, cumhuriyetin temel değer ve ilkelerinin millet tarafından ortak payda olarak kabul görmesinin

belirleyici bir role sahip olduğunu söyledi. "Bizi millet olarak bekleyen çok önemli bir sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum" diyen Erdoğan, Yargıtay'ın 'laiklik' çıkışına yönelik şu değerlendirmelerde bulundu:

"Laikliği ayrıştırıcı değil birleştirici bir ilke olarak yaşatıp, gelecek nesillere taşımak sorumluluğumuz var. Bunun için bütün cumhuriyet değerlerimiz gibi laiklik ilkesini de her türlü gündelik tartışmanın üzerinde tutmaya büyük bir özen ve dikkat göstermeliyiz. Ama laiklik üzerinden geçinmeye değil. Bunun da altını çiziyorum. AK Parti olarak bu sorumluluk şuuruyla cumhuriyetimizi ve demokrasimizi daha da güçlendirmek için şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı kararlılıkla çalışmaya devam

edeceğiz."

'SİYASİ İKTİDARLARIN GÖREVİ SORUN ÇÖZMEKTİR'

Üniversitelerde fiili kılık kıyafet yasağının hangi siyasi parti iktidarda olursa olsun o iktidarın çözmesi gereken bir konu olduğuna işaret eden Erdoğan, bu soruna muhatap olmayan partinin olmadığını söyledi. Siyasi iktidarların sorun çözmek zorunda olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Siyasi iktidarlar ülkelerinde sorunları azaltmanın gayreti içinde olmalıdırlar. Sorun üretmek gibi bir görevi olamaz siyasi iktidarların. Bu güzel ülkede böyle bir sorun var mı, var. O zaman bunu çözmek, siyasi iktidarların

görevidir. Şimdi iki siyasi parti bir karar birliğine ulaşmış ve bu adımı atmıştır. Bu sorun bugün ne kadar iktidarı ilgilendiriyorsa muhalefeti de aynı ölçüde ilgilendiriyor. Siyasetin temel görevi vatandaşla devlet arasındaki sorunları çözmekse, aradaki mesafeyi de kaldırmaktır. Biz bu aradaki mesafeyi de böylece kaldırıyoruz. Bu milletin hukuku ancak ve ancak birlik ve beraberliğimizi savunarak korunabilir. CHP'linin hukuku, MHP'linin hukuku, AK Partilinin hukuku, başını örtenin ya da örtmeyenin

hukuku ayrı ayrı değildir" şeklinde konuştu.

'ÇÖZÜM ÖNERİSİ OLAN GELSİN'

Başbakan Erdoğan konuşmasında muhalefeti çözüme katkı yapmaya davet etti. "Diğer partilerin varsa çözüm önerileri gelsinler Meclis'te ortaya koysunlar. Bu sorunu artık geride bırakmamıza katkıda bulunsunlar" diyen Erdoğan, dün de DSP lideri Sezer'in kendisini ziyaret ettiğini ve aynı şeyi kendisine de söylediğini söyledi. Medyayı da sert bir dille eleştiren Başbakan Erdoğan, "Malum gazetelerden biri başlığına koymuş. 'Uzlaşmaya varılamadı'. Verilen cevap ne? Bize eğer hukuk noktasında bir katkınız

olacaksa biz buna açığız. MHP de aynı şeyi söyledi. Biz bunlara açığız. Buyursunlar, hukuken bu çalışmamıza ne gibi bir katkıları varsa, nereden bir katkı gelecekse gelsin, otururuz bu çözüme katkılarını alırız. Bizim derdimiz bu sorunu çözmektir, ortadan kaldırmaktır. Bu sorunla ilgili daha gündeme gelmeden birçok kamuoyu araştırma grupları bunlarla ilgili çalışmalar yaptılar. Şu anda bu işi körükleyen medya grubu da bu konuda araştırma yaptı. O araştırmalarda Türkiye'de nasıl bir sorun olduğunu ve bu

sorunun çözümü noktasında milletimizin hassasiyetleri o kamuoyu araştırmalarında ortaya çıktı. Ama şimdi bakıyorsunuz o medya grubu veriyor, veriştiriyor. Bu araştırmayı o zaman sen niçin yaptırdın? Milletin nabzını yoklamak için değil mi? Milletin nabzı hangi istikamette. Bunun çözümü istikametinde. Peki sen milletin beklentilerine mi cevap arıyorsun yoksa kendi duygularına mı cevap arıyorsun? Burası çok önemli."

'KAYGILARI DİKKATE ALIYORUZ'

Başbakan Erdoğan, her türlü kaygı ve eleştiriyi dikkate aldıklarının altını çizerek, türban düzenlemesine yönelik eleştirileri şöyle cevapladı:

"Genel bir kabul görecek bir çözüm üretelim ki laiklik ilkesi de, birlik ve beraberliğimiz de güçlensin istiyoruz. İktidara geldiğimiz ilk günden bugüne cumhuriyetimizin temel değerlerine, milletimizin beklenti ve taleplerine yönelik hassasiyetimizi yitirmeden, ortak hedef ve değerlerimizi aklımızdan çıkarmadan hareket ediyoruz. 5 yıllık iktidarımızın icraatları yaptıklarımızın ve yapacaklarımızın en büyük teminatıdır. İlk gün niyet okuyuculuğuna soyunup gizli gündem uyarısında bulunanlar geçen 5 yıl

içinde mahcup olmuşlardır. Tahriklerine karşılık bulamadılar. Bayatlamış senaryolarla baş başa kaldılar. Yine biz onların tahriklerine cevap vermeyeceğiz. AK Parti grubu olarak o oyuna gelmeyeceğiz. Bizim işimiz var. Durmak yok, yola devam diyoruz ve yolumuza devam ediyoruz."

Erdoğan, konuşmasının sonunda 22 Temmuz'da milletin hem geçen dönemdeki AK Parti icraatlarına güvenoyu verdiğini hem önümüzdeki döneme yönelik vizyonlarını paylaştığını gösterdiğini söyledi. Niyet okuyucuların, gizli gündem çığırtkanlarının alışkanlıklarından kurtulamadığına işaret eden Erdoğan, "Şunu herkes iyi bilsin. AK Parti hukukun, demokrasinin, laikliğin çerçevesi dışında hiçbir adım atmaz, hiçbir gerilimin tarafı olmaz" dedi. Erdoğan, tüm milletvekillerinden Anayasa değişiklik teklifi

görüşmelerinde hassasiyet göstermelerini ve Genel Kurul'da hazır bulunmalarını istedi.

(DA-NÇ-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title